Haber Merkezi/ TIMETURK
1904'te, İstanbul'da doğdu.
Necip Fazıl, ilk mektebi, Heybeliada Numûne Mektebi'nde bitirdi.1916'da 'Mekteb-i Fünûn-u Bahriye-i Şahâne'ye alındı. 17 yaşında, o günkü adıyla ' İstanbul Darülfünûnu Edebiyat Medresesi Felsefe Şubesi 'ne girdi. (1921)
Yeni Mecmua, Dergâh, Anadolu Mecmuası, Milli Mecmua ve Hayat Mecmuası teşkil etmekteydi. Bu âlem içinde ilk şiirlerini Yeni Mecmua'da yayınladı. (1922)
20 yaşında, Paris'e gönderildi. Sorbon Üniversitesi Felsefe bölümüne girdi. (1924) 1925'te ilk şiir kitabı 'Örümcek Ağı'nı bastırdı.
'Felemenk Bahr-i Sefit Bankası'nda işe başladı. Henüz 24 yaşındayken, 'Kaldırımlar' isimli ikinci şiir kitabı yayınladı.
'O ve Ben' adlı otobiyografik eserinde anlattığı dönüşüm süreciyle, 1934'de Arvasi ile tanıştı. Nakşi şeyhi Arvasi ile olan bu teması onun hayatının ikinci döneminin başlangıcı oluyordu. Türk milliyetçiliğiyle Tasavvufi bakış açısının sentezlendiği bir dönem?Yaşadığı buhranlı günlerden sonra açılan kitaplık çapta eser verme devrinin ilk eseri 'Tohum'u yazdı. (1935)
1936'da 'Ağaç' Mecmuası, dönemin önde gelen entellektüellerini çatısı altında topladı. 'Bir Adam Yaratmak' piyesini Zonguldak'ta bitirdi. (8 Temmuz 1937).
Zamanın Maarif Vekili Hasan Âli Yücel tarafından Ankara Devlet Yüksek Konservatuarına Hoca olarak tayin edildi. Bu Profesörlük işinin trenlerde kondöktörlüğe döndüğünü ileri sürerek Hasan Âli'den İstanbul'da bir görev istedi. Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Mimari kısmına atandı. Ayrıca Robert Kolej'in son sınıflarında Edebiyat Hocalığı yaptı. 1939'da, ileride baş köşeye oturtacağı en sevdiği şiirini, bu tarihten 5 yıl önce yaşadığı anlatılmaz ve anlaşılmaz büyük ruh ıstırabının şiirini (Çile) verdi.
1941 senesinde.Fatma Neslihan ile evlendi. Bu..evliliğinden Mehmed (1943), Ömer (1944), Ayşe (1948), Osman (1950) ve Zeynep (1954) isimli beş çocuğu oldu. 1942 kışında tekrar 45 günlüğüne Erzurum'a askere gönderildi. Askerken yazdığı siyasi..bir..yazı..sebebiyle mahkûm oldu ve ilk hapis cezasını..Sultanahmet cezaevinde tattı.
1943?te Büyük Doğu Mecmuası'nın ilk sayısını çıkardı. (17 Eylül 1943) Sonraki dönemlerine bir hazırlık kademesi olan derginin bu ilk devresi, 30'uncu sayıda 'Allaha itaat etmeyene itaat edilmez!' meâlindeki bir Hadîs-i Şerif yüzünden, rejime itaatsizliği teşvik suçlamasiyle 1944 Mayısında Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. Gün geçirilmeden Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimari bölümündeki hocalığından kovuldu ve ikinci askerliğine ikinci defa sevkedilerek Eğridir'e sürüldü.
Bu ilk devresinden sonra, 2 Kasım 1945'ten başlayarak 5 Haziran 1978'e kadar günlük, haftalık ve aylık olarak çeşitli tarih ve periyotlarda tam 16 devre yayın hayatını sürdüren Büyük Doğu'yu cilt cilt eser faaliyetinin yanı sıra, 36 sene müddetle tek başına omuzladı; büyük bir fikir ve aksiyon zemini kurdu.
Ağır Ceza Mahkemesi hakkında verdiği beraat kararında ısrar ederken, Büyük Doğu da kapana-çıka; fakat her defasında kaldığı yerden yoluna devam ediyordu. 1949?da Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu.
Şubat 1950'de bir yazı bahanesiyle tutuklandı, Türklüğe Hakaret Davasında verilmiş beraat kararı Temyize 'tekrar ve topyekün' bozdurulur bozdurulmaz da (21 Nisan) hapse atıldı.
1949 yılının açtığı, gittikçe köpüren iftira ve lekeleme kampanyasının ve bu takip ve tarassutun bir neticesi halinde çok geçmeden basına 'Kumarhane Baskını' diye akseden siyasi komplo tertiplendi (24.3.1951). Bu sayıdaki bir yazısından dolayı tutuklanarak cezaevine atıldı. Çıkışında Büyük Doğu Cemiyeti'ni tasfiye etti.
1952'de, Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'ın Malatya'da bir suikast teşebbüsü ile yaralanması (22 Kasım) ile başlayan hâdiseler, malum basının yaygarasiyle büyütüldü, genişledi ve nihayet onu da azmettirici sıfatıyla, o ünlü savunmalarını yapacağı sanık sandalyesine çekti.
12 Aralık 1952'de, yani Malatya hâdisesinden hemen sonra, daha önceki bir mahkûmiyetin infazı bahanesiyle atıldığı hapisten 'taammüden katle teşvik ve azmettirmek, katle teşebbüs fiilini medih ve istihsal eylemek' isnadlariyle yargılandıktan sonra, 16 Aralık 1953'te Malatya Dâvasındaki suçsuzluğu (!) anlaşılmış olarak çıktı.
1951, 1952 ve 1956'da Büyük Doğu'yu günlük gazete olarak çıkardı. DP?nin aleyhine 1958'de, Türkiye Jokey Kulübü'nün ısmarlamasiyle, belki de dünyada mevzuunun ilk anlatan bir eser kaleme aldı.
Büyük Doğu'ların muazzam hücum devresi 1959'da, aleyhine o kadar dâva açılmıştı ki, bu dâvaların yarısı mahkûmiyetle neticelense 101 sene hapis yatması gerekecekti.
Mahkûmiyet kararlarının hızla kesinleşmeye başladığı ve Başbakan'ın emriyle Niğde Cezaevinde kendisine tek kişilik konforlu (!) bir hücre hazırlandığı sırada 27 Mayıs 1960 İhtilali oldu. İhtilalin ilk radyo duyurularından birinde, zaten çıkmayan Büyük Doğu'nun kapatıldığı ilan edildi.
6 Haziran günü geceyarısı evinden alındı. 4.5 ay müddetle Balmumcu garnizonunda 'gerekçesiz' tutulduktan ve yüzbaşılara varıncaya dek en ağır hakaretlere maruz bırakıldıktan sonra, Genel Affa rağmen, 5816 sayılı kanun sadece kendisi aleyhinde istisna tutulduğu için, 'toplu tahliye' sebebiyle bayram yerine dönmüş Garnizon kapısına yanaşan; kaatilleri, ırz düşmanlarını taşımaya mahsus camsız, kırmızı renkte bir cezaevi arabasıyla Toptaşı Hapishanesine nakledildi. (15.10.1960) Ve 1.5 yıl içerde kaldı.
18 Aralık 1961'de tahliye edildikten sonra önünde iki yol açıldığını gördü; Ya her şeyden büsbütün el etek çekmek, yahut her şeye topyekün el uzatmak... Tercihi, demir hapishane kapılarından daha önce de salıverildiği günlerden farklı değildi.
Yeni İstiklal, bir müddet sonra da Son Posta gazetesinde başmakalelerine ve günlük fıkralarına başladı. 1963 İlkbaharında bir davet üzerine açılan 'konferans çığırı' üzerinde evvela Salihli, İzmir; bir müddet sonra Erzurum, Van; daha sonra İzmit, Bursa ve 1964 yılının ilkbaharında da Konya, Adana, Maraş ve Tarsus'ta konferanslar verdi.
1964'te Büyük Doğu'nun 11'inci devresini açtı. Adnan Menderesin aziz hatırası için kaleme aldığı ve derginin 1'inci sayısında neşrettiği 'Zeybeğin Ölümü' şiirinden dolayı takibata uğradı. 1965'te 'b.d. Fikir Kulübü'nü kurdu. Mart ayından başlayarak sırasiyle Adıyaman, Maraş, Burdur, Gaziantep, Nizip, Kilis, Kayseri, Akhisar, Ankara, Kırıkkale ve Eskişehir'de konferanslar serisini sürdürürken, günlük çerçevelerine ve bazı eserlerinin tefrikasına da bir gazetede devam etti. 'b.d. Fikir Kulübü' adına Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde verdiği bir konferans üzerine açılan dâvada, 'Din esasına bağlı cemiyet kurmak' iddiasiyle yargılandı. 27.12.1967 tarihli Büyük Doğu Dergisinde dönemin Başbakanı'nın (Demirel) kayıtlı olduğu Mason kütüğünün fotokopisini ilk defa olarak yayınladı.
'İdeolocya Örgüsü' isimli eseri, 'Mümin/Kafir' diyalogları ve siyasi içerikli yazıları sebebiyle devamlı olarak suçlandı, sorgulandı, yargılandı. 1968'de 'Vahidüddin' adlı eserini Bugün gazetesinde tefrika edip ilk baskısını yaptıktan sonra takibata uğradı ve kitap toplatıldı. Eserde suç unsuru bulunmadığına dair bilirkişi raporu doğrultusunda Mahkeme, beraat kararı verdi. İleride, kararın Temyiz'e bozdurulması ve daha önceki kararın aksine mahkemenin bozma ilamına uymasiyle bu dâvadan da mahkûm olacak (28.11.1973) ve bir müddet sonra Af Kanunu çıkacağı için karar infaz edilemeyecekti. Ancak 'Vahidüddin' eseri 2'nci baskısında hiçbir takibata uğramayıp 'zaman aşımı'na gireceği halde, 1976'daki 3'üncü baskısından sonra tekrar takibata uğrayacak ve en aşırı fikir düşmanlarının imzasını taşıyan bütün bilirkişi raporlarına rağmen hukuk anlayışı bakımından tarihte eşi az görülmüş bir mantık üzerine oturtulmuş 25 sahifelik bir kararla 1.5 yıl mahkûmiyetine sebep olacaktı.
1969 yılı içinde Erzincan, Antalya ve Alanya'da konferanslar verdi. 1973 seçimlerinden sonra beliren; neredeyse, o yıl Hacca gitti,
1974'de şiirlerini 'Çile'de (1974 / Bütün Şiirleri) topladı. 1976'da, dergi-kitap şeklinde, 1980 yılına kadar 13 sayı sürecek 'Rapor'ları, 1978'de de SON DEVRE Büyük Doğu dergisini çıkardı. 12 Eylül darbesini olumlu bir gelişme olarak karşılaması sebebiyle yakınlarından tepki gördü.
25 Mayıs 1983 gecesi yatağında doğrulup, elâ gözlerini pencereden dışarıya, derin karanlığa dikti. Ne gördü ki; pembeden daha kırmızı dudakları hafifçe kıpırdadı:
'Demek böyle ölünürmüş!..'
79 yıllık hayatı ve eserleriyle her dem, 'hayal kanatları kan içinde' tek başına uçar gibi yaşadı. 26 Mayıs 1983'de, Perşembe günü, Eyüp sırtlarında toprağa verildi.
Düşünsel Mirası:
Necip Fazıl Türkiye?de çok farklı kesimlerin de sahiplendiği, öncü bildiği çok yönlü bir fikir ve edebiyat insanıydı. Günümüzde O?nu sadece bir edebiyat ustası olarak görenler, Türk milliyetçileri ve İslamcı çevreler tarafından sahiplenilmekte.
Hakkında Ne Dediler?
Ahmet Hamdi Tanpınar:
« Bir Necip Fazıl olabilmenin ahmakça saadetine ne kadar muhtacım.»
Taha Akyol:
«Acısını, onun çektiği bir muazzam ıstıraba, bugünkü Türk nesilleri olarak biz çok şeyler borçluyuz. Dayanılmaz fikir ve aksiyon çilesini o çekti ama biz, sayıları elliye ulaşan büyük bir eser külliyatına kavuştuk. Sadece bu mu? Hayır! CHP diktatörlüğünün en ceberrut devrinden başlayıp ömrünün sonuna kadar «bir derecelik inhiraf göstermeksizin» devam eden bir mücadele örneği?»
Nurullah Ataç:
«Yarına kalacak tek şair: Necip Fazıl... Bence şimdiye kadar gelen şairlerin en büyüğüdür O...»
Yakup Kadri Karaosmanoğlu:
'Her vakit söylediğim gibi, şiirde Necip Fazıl, Türk nazmı bakımından bize yeni ve tamamiyle orijinal bir ses ve ahenk getirmiştir.»
Erdem Beyazıt:
Üstad bir din alimi değildir, ama ilmihal yazıcıların önüne dini kıldan ince, kılıçtan keskin ölçülerle koymaktadır.
İsmail Kazdal:
?Üstadımız, kadını erkeğini tamamlayan bir varlık olarak kabul eder, ve kadın bu görevini yapdıkça da büyük bir saygı duyardı. Tam bir Osmanlı aristokratıydı hasılı.?
Serdengeçti:
?Ne dur bilirdi ne durak. Ondaki hayata hükmetmek hırsı sonsuzdu. Ölürken dahi yaşıyorum diye sesini yükseltecek bir adamdır. Mağlubiyeti asla kabul etmezdi. Bir gün treni kaçırmış, öfkeli öfkeli gar?dan dönüyormuş. Ne o üstad treni mi kaçırdın? demişler. Hayır demiş kovdum gitti. Necip Fazıl böyle bir adamdı.?
Salih Mirzabeyoğlu:
?Üstad, ilk çileli nefs murakabesine temel olmak bakımından, Cumhuriyet öncesini sonrasıyla pürüzsüz bir İslâmî çizgide birleştiren tarihî bir dönüm noktasının işaret taşıdır.?
Üstad Necip Fazıl'ın Vasiyeti:
Büyük Doğu Yayınlarının Resmi Web sitesi
Eserleri:
1. Cinnet mustatili (Yılanlı Kuyudan)
2. Nam-ı Diğer Parmaksız Salih
3. Bir Adam Yaratmak
4. Çile
5. Kafa Kâğıdı
6. O ve Ben
7. Yunus Emre - Kanlı Sarık
8. At'a Senfoni
9. Para - Mukaddes Emanet
10. Sahte Kahramanlar - İman Ve Aksiyon - Özlediğimiz Nesil - İslam Ve Öbürleri
11. Hazret-i Ali
12. Tanrı Kulundan Dinlediklerim
13. İhtilal
14. Moskof
15. Tohum - Künye
16. Aynadaki Yalan
17. Reis Bey - Parmaksız Salih
18. Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
19. Babıali
20. Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık
21. Hitabeler
22. Peygamber Halkası
23. İbrahim Ethem - Abdülhamid Han - Siyah Pelerinli Adam
24. Hesaplaşma - Tarihte Yobaz Ve Yobazlık - Türkiye Ve Komünizm
25. Esselam
26. Dünya Bir İnkılap Bekliyor - Yolumuz, Halimiz, Çaremiz - Ruh Muvazenesi - Her Cephesiyle Komünizm
27. Hac
28. Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
29. Türkiye'nin Manzarası
30. Çerçeve - 1
31. Nur Harmanı
32. İman ve İslam Atlası
33. Müdafaalarım
34. Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar)
35. Benim Gözümde Menderes
36. İdeolocya Örgüsü
37. Mümin Kafir - Vecdimin Penceresinden - Bir Pırıltı Binbir Işık
38. Senaryo Romanlarım: Sen Bana Ölümü Yedirdin - Deprem (Çile) - Katibim - Villa Semer - Vatan Şairi Namık Kemal - Canım İstanbul - Ufuk Çizgisi - Son Tövbe - En Kötü Patron
39. Çöle İnen Nur
40. Son Devrin Din Mazlumları
41. Öfke ve Hiciv
42. Sabır Taşı - Ahşap Konak
43. Ulu Hakan II. Abdülhamid Han
44. Başbuğ Velilerden 33 (Altun Halka)
45. Çerçeve - 2
46. Konuşmalar
47. Rabıta-i Şerife
48. Doğru Yolun Sapık Kolları
49. Başmakalelerim - 1
50. Tasavvuf Bahçeleri
51. Çerçeve - 3
52. Namık Kemal
53. Hücum ve Polemik
54. Rapor - 1 - Rapor - 2 - Rapor - 3
55. Rapor - 4 - Rapor - 5 - Rapor - 6
56. Rapor - 7 - Rapor - 8 - Rapor - 9
57. Rapor - 10 - Rapor - 11 - Rapor - 12 - Rapor - 13
58. Yeniçeri
59. Reşahat
60. Başmakalelerim - 2
61. Mektubat
62. Başmakalelerim - 3
63. Çerçeve - 4
64. Gönül Nimetleri
65. Edebiyat Mahkemeleri - Doğu Edebiyatı - Dil Raporları -
66. Çerçeve - 5
67. Hadiselerin Muhasebesi . 1