İslam mutasavvıfı Muhyiddin İbn-i Arabî'yi anmak için 23 Mayıs'ta İstanbul'da başlayan 'Modern Çağ ve İbn-i Arabî' sempozyumu, pazartesi günü Şam'daki kapanış konuşmalarıyla sona erdi.
Endülüslü Muhyiddin İbn-i Arabî, 'Biz sevgiden çıktık/ Sevgi üzerine yaratıldık/ Sevgiye verdik gönlümüzü' derken sadece kendi zamanına seslenmiyordu. 'Bir tek zümreye' hitap etmiyordu, düşünceleri ve yazdığı eserleri. Hikmet ve aşk çağrısı halka halka genişlerken, herkes o derinlikte kendine dair bir şeyler buldu. Dünyanın dört bir yanından İbn-i Arabî sevenleri de 21. yüzyılda, onun bu sevgi çağrısına uyarak, 'Modern Çağ ve İbn-i Arabî' adlı bir sempozyum için toplandı. Batı'da bu tür etkinliklerin emsalleri çokça yapılırken, büyük mutasavvıf için Türkiye'de ilk kez böyle bir sempozyum düzenleniyordu. Ama ne yazık ki, tıpkı Mevlânâ misali İbn-i Arabî de Batı'da bizden daha iyi tanınıyor, daha çok okunuyor ve araştırılıyor.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda geçtiğimiz cuma günü başlayan konuşmalar, İTÜ Makine Fakültesi Ömer Öcal Giray Konferans Salonu'nda devam etti iki gün boyunca. Sempozyumlarda görmeye alışık olduğumuz bir avuç insan bu kez yoktu. Onların yerine merdivenlerde, kapı girişlerinde ve koridorlarda dikkat kesilmiş İbn-i Arabî sevenleri halkalanmıştı. Türkiye, Fransa, Suriye, İspanya, ABD, Singapur, İngiltere, Lübnan, İran ve Fas'tan gelen İbn-i Arabî uzmanları, büyük mutasavvıfın düşüncelerini modern zamanların insanına Türkçe, Arapça, Farsça ve İngilizce olarak anlatıyordu. Salondaki renklilik bir yana ellerinde kâğıt kalem pür dikkat dinleyen izleyiciler, kayıt yapanlar, fotoğraf çekenler; herkes İbn-i Arabî gibi 'zor anlaşılan' bir İslam âliminin deryasından payına düşecekleri bekliyordu.
Kültür Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) işbirliğiyle gerçekleştirilen sempozyumda önemli bildiriler sunuldu. Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'tan Prof. Dr. William Chittick'e, Prof. Dr. Mustafa Tahralı'dan Prof. Dr. Carl W. Ernst'e uzanan uzmanlar, tasavvuf geleneğinde önemli yeri olan İbn-i Arabî'yi farklı yönleriyle anlattı. Bildirilerdeki ortak mesaj ise insanları fark gözetmeden sevmenin yollarını gösteren Arabî'yi tanımak gerektiği ve onun 21. yüzyılın dünyasına ışık tutacağıydı.
İstanbul'dan yola çıkan konuşmacıların son durağı Şeyhü'l Ekber olarak da anılan Muhyiddin İbn-i Arabî'nin mezarının bulunduğu Şam'dı. Sempozyum öncesinde katılımcılar ayaklarının tozuyla geldikleri Şam'da önce İbn-i Arabî'nin yeşil kubbeli mütevazı türbesini ziyaret etti. Prof. Dr. Esad Ahmed Ali, Stephen Hırtenstein ve Cemalnur Sargut'un sempozyum kapanış konuşmalarını Sheraton Otel Emevi Konferans Salonu'nda geniş bir katılımcı topluluğu dinledi. Sempozyumda çözümsüz gibi görünen pek çok noktanın çözülebileceği, İslam'ın gerçek anlamda insanlığın kurtuluşu olacağı yönünde bir fikir birliğine varıldı. Sadece Doğulu akademisyenler değil Amerikalı, İngiltereli uzmanlar da bu görüşe katıldı. Sempozyum İbn-i Arabî'nin dünyasını biraz daha bilinir kıldı. Programa katılamayanlar üzülmesin, çünkü etkinlikteki konuşmalar önümüzdeki günlerde yayımlanacak. Etkinliğin en anlamlı anlarından biri ise İbn-i Arabî'nin sanduka örtüsünün değiştirilmesiydi. TÜRKKAD'ın İstanbul'da hazırlattığı örtü, Suriye'den pek çok katılımcı eşliğinde törenle serildi. Hz. Hüseyin için yapılan örtü de önümüzdeki günlerde serilecek.
Ehl-i Beyt sergisi geliyor
TÜRKKAD, ağustos ayında Topkapı Sarayı'nda Osmanlı'da Ehl-i Beyt Sergisi açacak. Hiç gün yüzüne çıkmamış eserlerin görülebileceği serginin yanında 'Günümüzde Ehl-i Beyt'i Nasıl Anlamalıyız?' başlıklı bir de konferans yapılacak. Önümüzdeki yıl ise Mevlânâ'nın hocası Şems-i Tebrizi adına İstanbul, Konya ve Tebriz ayaklarıyla geniş katılımlı bir sempozyum düzenlenecek. İbn-i Arabî sempozyumunun sonunda tüm katılımcılar mutluydu desek yeridir. Zira, bu büyük mutasavvıfın aşk ve hikmet dolu sözleri günümüz insanını yaşadığı 'kargaşadan' biraz da olsa çekivermişti.
Kaynak: Zaman