Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan, kayıp trilyon davası nedeniyle verilen ev hapsi cezası büyük tartışmalara neden oldu. Tartışmalara katılan Zaman gazetesi yazarı Mustafa Ünal bugünkü köşesinde kaleme aldığı 'Erbakan'a reva mı?' başlıklı yazısında, eski bir Başbakan olan ve şu an rahatsızlığı sebebiyle yürümekte zorlanan Erbakan'a yapılanları ağır br dille eleştirdi.
İlhan Selçuk'un yaşını öne sürüp ağır eleştiri yapanların Erbakan'a yapılanı görmezlikten gelmediği tespiti yapan Ünal, 'Kayıp Trilyon Davası, diyerek itiraz edenler olabilir, bu doğru ancak bu karar çok tartışmalı' dedi. Ünal, davanın olağan bir süreçte görülmediğini, 28 Şubat'ın neticelerinden biri olduğunu vurguladığı yazısında, CHP'nin Kanaltürk'e aktardığı trilyonların daha fazla olduğunu, RP'nin 876 milyarı için gösterilen hassasiyetin CHP için de gösterilmesi durumunda çok daha ağır sonuçların doğacağının altını çiziyor.
Son olarak konuyla ilgili görüştüğü Saadet Parti'sinin hukukçu kurmaylarından Şeref Malkoç'tan ilginç bir bilgi aktarıyor Ünal. Malkoç'un iddiasına göre, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Erbakan'ı affetmek için girişimde bulunmuş ancak Prof. Dr. Necmettin Erbakan bu teklife sıcak bakmamış. Nedenini ise şöyle açıklıyor Malkoç: 'Sezer haber gönderdi, dosyayı gönderin affedeyim diye. Erbakan Hoca suçsuz olduğuna inandığı için buna yanaşmadı.'
İŞTE O GÖRÜNTÜLER
İşte Zaman gazetesi yazarı Mustafa Ünal'ın yazısı...
Erbakan'a reva mı?
Ne yalan söyleyeyim manzarayı görünce içim burkuldu. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın ev hapsini çekmek için Altınoluk'taki yazlığına giderken ne kadar zorlandığı ekranlara yansıdı. Uçağın merdivenlerinden güç bela, kollarına girenlerin yardımıyla ancak inebildi. Yürümesi gereken yolu ise tekerlekli sandalye ile alabildi. Yaşı bir yana ciddi sağlık sorunları var. Ayakta durmakta zorluk çekiyor.
Bırakın hapis veya ev hapsini günlük yaşamını tek başına sürdürmesi mümkün değil. Görüntü öyle söylüyor. Doktor raporları da farklı değildir. Yaşı çok ileri, 83'ü aşmış durumda. Sıradan birisi değil, hayatı siyasi mücadelelerle geçti, başbakan koltuğuna oturdu. Çete soruşturması kapsamında sabaha karşı evinden alınan İlhan Selçuk'un yaşını öne sürerek en ağır eleştiriyi yapanların aynı yaşlardaki Erbakan'a reva görülen muameleyi görmemezlikten gelmesi düşündürücü.
'Hayır, Erbakan kayıp trilyon davasından suçlu, cezasını çekmeli' diye itiraz edenler olabilir. Erbakan'ın trilyon davasından mahkum olduğu doğru. Ancak bu karar çok tartışmalı. 'Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor' buyruğunun gölgesi altında şekillenen Yassıada kararları kadar olmasa da tartışmalı. Bir kere olağan dönemin ürünü değil. 28 Şubat sürecinin bir neticesi. Nasıl Refah Partisi olağan şartlarda kapatılmadıysa kayıp trilyon dosyası da normal şartlarda karara bağlanmadı.
Genelkurmay brifinglerinin oluşturduğu ortamın neticesi. Kayıp trilyon dosyası incelendiğinde dava sürecinin hiç de olağan gelişmediği açıkça görülür. Mevzuata göre siyasi partilerin mali durumlarını sadece Anayasa Mahkemesi denetler. RP'nin paraları böyle bir denetlemenin sonucunda yansımadı mahkemeye. Maliye Bakanlığı yönlendirdi. Oysa Maliye Bakanlığı siyasi bir organ. Davanın adı trilyon ama anapara toplam '876 milyar'. Faizlerle trilyonları buldu.
CHP'nin bir özel televizyona aktardığı paralar var. 4 trilyonun üzerinde. Dosya şu an Anayasa Mahkemesi'nde. Mahkemenin ne tür işlem yapacağı meçhul. Hâlâ değerlendirme aşamasında. CHP'nin kayıp trilyonları RP'nin mahkemeye yansıyan miktarının çok üzerinde. RP'nin 876 milyarı için gösterilen hassasiyet CHP için de gösterilse çok daha ağır sonuçların doğması kaçınılmaz. RP'nin kayıp trilyonu üzerine yazılan haber ve yorumların çok azı CHP için yazıldı.
Açıkçası Erbakan'a ceza öngören dava süreci olağan değil olağanüstü dönemin ürünüydü. Olağan dönemde bunun telafi edilmesi gerekmez mi? Gerçi yaşadığımız süreç de olağan sayılmaz. Ama yine de yapılacak bir şeyler olmalı. Ne yapılabilir? Çok yolu var. Erbakan'ın avukatlarının mahsuplaşma önerisi var sözgelimi. 12 Eylül askerî darbesinde partisi kapatılan Erbakan 11 ay cezaevinde yattı. Yargı sürecini tutuklu olarak geçirdi. 11 ayın sonunda suçsuz olduğu için beraat etti. Yani 11 ay yok yere içeride kaldı. Devletten 11 ay alacağı var. Davalar farklı olsa da şahıs aynı. Avukatların 'mahsuplaşma' talebi uygulanabilir. Bu hukuki olarak mümkün de.
Cumhurbaşkanı Gül devreye girebilir. Bu da bir yol... Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in af formülünü ne kadar fazla işlettiğini bilmeyen yok. Terör olaylarına karışmış onlarca isim Sezer'in affıyla cezaevinden çıktı. İçlerinde tekrar teröre dönenler bile var. Bu arada Erbakan'ın hukukçu kurmaylarından Şeref Malkoç'la konuştum, ilginç bir bilgi verdi. Sezer, Erbakan'ı affetmek için girişimde bulunmuş ancak Erbakan buna sıcak bakmamış. Malkoç 'Sezer haber gönderdi, dosyayı gönderin affedeyim diye. Erbakan Hoca suçsuz olduğuna inandığı için buna yanaşmadı.' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, 28 Şubat sürecinin sonuçlarından olan bu kararı ortadan kaldırabilir.
Erbakan'a reva mı, sorusuna 28 Şubat'ın aktörleri 'evet' cevabı verebilir, o manzara bana biraz ağır geldi.
Zaman
İlgili Haber: Sezer kimleri affetti?
Gül, Hocası Erbakan'ı affedecek mi?