Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer,Türkiye'nin AB yolunda Avusturya'nın her zaman adil ve öngörülebilen bir ortak olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, resmi ziyaret için Ankara'da bulunan Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ve eşi onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi.
Cumhurbaşkanı Gül yemekte yaptığı konuşmada, Avusturya ve Türkiye'nin çok eski ve özel ilişkileri sahip iki dost ülke olduğunu belirterek, ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihinin 15'inci yüzyıla kadar gittiğini kaydetti.
'Sevinerek söylüyorum ki, bugün ülkelerimiz arasında karşılıklı saygı ve güvene dayanan dostluk ilişkileri ön planda yer almaktadır' diyen Gül, iki ülkenin inişli çıkışlı ortak tarihsel geçmişlerini halkları arasında dostluk bağı haline dönüştürmeyi başardıklarını kaydetti.
Bu bağın, Türkiye-Avusturya ilişkilerinin her alanda daha da ileri düzeye yükseltilmesi ve derinleştirilmesi için sağlam bir temel oluşturduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, 'Nitekim, bugün ilişkilerimiz başta Nabuko Projesi olmak üzere enerjiden sınai yatırımlara, ticaretten arkeolojiye çok yaygın ve çeşitli bir nitelik kazanmıştır' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Avusturya'nın uluslararası barış, refah ve istikrar projelerinde de işbirliği yaptığını söyledi ve bu projelerin en önemlisinin AB olduğunu vurguladı.
Günümüzde Türkiye'nin bütün Avrupa ve Batı kurum ve kuruluşları içinde yer aldığını, Soğuk Savaş sonrasında da Avrupa'nın barış, refah ve istikrarına katkıda bulunmaya devam ettiğini kaydeden Gül, 'AB üyeliğine aday olan Türkiye, Avusturya'nın da katkısıyla başlamış uzun bir süreç olan tam üyelik müzakerelerinin başarılı sonuçlanması halinde, reform sürecini tamamlamış, standartlarını AB düzeyine yükseltmiş bir Türkiye olacaktır' dedi.
Gül, bu tablodaki bir Türkiye'nin stratejik konumu, dinamik nüfusu ve büyük ekonomik potansiyeli ile AB için siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan büyük bir kazanç oluşturacağını söyledi.
Abdullah Gül 'Bu bakımdan, AB'nin uluslararası barış, istikrar ve refaha katkıda bulunmak üzere küresel aktör olmasını arzu eden birçok Avrupalı devlet adamı, siyasetçi, düşünür ve işadamının mevcut olduğunu ve bunların dar görüşlü iç politika mülahazalarına kapılmadan Türkiye'nin üyeliğine olumlu yönden ve geniş bir perspektiften bakmakta olduklarını memnuniyetle görüyorum' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, bugün sayısı 200 bine ulaşan Türk toplumunun, Avusturya'yı kendine ikinci vatan seçtiğini belirterek, Avusturya'daki Türk vatandaşlarının iki ülkenin de dillerini, kültürlerini en iyi şekilde öğrenerek yaşadıkları topluma daha iyi entegre olmalarını birlikte teşvik etmek gerektiğini kaydetti.
Avusturya'daki Türk toplumu içinde sanattan bilime, ekonomiden spora ve siyasete kadar her alanda son derece başarılı insanın bulunduğunu görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, bu bağlamda eğitim ve kültürün iki ülke arasındaki ilişkilerin önemli bir boyutunu oluşturduğunu belirtti.
ADİL ORTAK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ise, Türkiye'nin AB yolunda Avusturya'nın her zaman adil ve öngörülebilen bir ortak olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.
Türkiye'yi daha önce birçok kez ziyaret ettiğini de belirten Fischer, ilk olarak 1963'de arabasıyla gelip, kamp yaptığını, son olarak da Meclis Başkanı sıfatıyla geldiğini ve her seferinde de çok olumlu ve zengin izlenimlerle Avusturya'ya döndüğünü söyledi.
Geçmişten bugüne, her iki ülkede de karşılıklı etkilerin birçok izinin bulunabildiğini belirten Fischer, gelecek yıl İstanbul'da sergilenecek olan 'İmparator ve Sultan' sergisinin de bu etkileşimi konu alacağını kaydetti.
Ancak bugüne dek ilişkiler hiç bu kadar yoğun olmamıştı' diyen Konuk Cumhurbaşkanı, yaklaşık 180 bin Türk asıllı vatandaşın Avusturya'nın kültürel çeşitliliğine ve ticari başarısına katkıda bulunduğunu, 480 bin Avusturyalının da geçen yıl tatilini Türkiye'de geçirdiğini belirtti.
Türkiye'nin son altı yılda önemli sayıda reform gerçekleştirdiğini söyleyen Fischer, 'Bu bilgiler ışığında, AB 2005 yılında Türkiye ile katılım müzakerelerine başlamaya karar vermiştir. Avusturya da bu kararı desteklemiştir. Hem Türkiye, hem de AB için büyük bir teşebbüs olan Türkiye'nin Avrupa yolunda, biz her zaman adil ve öngörülebilen bir ortak olduk ve olmaya devam edeceğiz' dedi.
Dünya politikasının şu sıralar gündemini oluşturan başlıklardan birinin de terörle mücadele olduğunu kaydeden Fischer, 'Biz, Türkiye'nin bu konudaki endişe ve hassasiyetini anlıyoruz. Avusturya siyasetinin bu alandaki hedefi, anayasamızda belirlenen hukuk devleti prensiplerinden ödün vermeden, terörle kararlı ve etkili bir şekilde mücadele etmektir' diye konuştu.