Dolar

34,8712

Euro

36,6800

Altın

3.050,85

Bist

10.058,47

Büyük Felaketin Yıldönümü

İşgal güçlerinin toprağın asıl sahiplerinin yerlerini almasıyla İsrail- Arap mücadelesinin temel unsuru olması nedeniyle demografik unsur ön plana çıktı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-18 13:53:00

Büyük Felaketin Yıldönümü

BÜYÜK FELAKETİN YILDÖNÜMÜ? DEMOGRAFİK MÜCADELE IŞIK ALTINDA

 

Nebil Mahmud el-Sehli*

Filistinliler bu günlerde İsrail Katliamları marifetiyle Filistin Halkının çoğunun topraklarından uzaklaşmak zorunda kaldıkları Büyük Felaketin altmışıncı yıldönümünü anmaktadırlar. İşgal güçlerinin toprağın asıl sahiplerinin yerlerini almasıyla İsrail- Arap mücadelesinin temel unsuru olması nedeniyle demografik unsur ön plana çıktı.

Bu nedenle Siyonist İsrail kurumları demografik mücadele meselesinin İsrail?in gündemden düşmeyen bir meselesi olarak, önemle üzerinde durmuşlardır. İsrail akademik çevrelerin bu husustaki çalışma ve araştırmaları bunu göstermektedir. Örneğin İsrailli araştırmacı Dr. Arnon Sufer?in araştırmaları, aynı şekilde Hertesilya Kongresi ve 2000 ? 2008 yılları arasında düzenlenen Jaffee Merkezi oturumları gibi İsrail Strateji Kongrelerinin araştırma ve bildirileri bu konunun İsrail gündeminin daimi maddesi olduğunu gösterir.

Filistin de geçmiş 60 yıldan beridir Araplar ile İsrail arasında yaşanan demografik mücadelenin işaretleri nelerdir? Söz konusu mücadelenin ufuklarını ne beklemektedir? Bunlar yazımızda cevaplamaya çalışacağımız sorulardan bazılarıdır.

BÜYÜK FELAKET VE DEMOGRAFİK DEĞİŞİM

1948 yılında Siyonist çeteler o gün için toplam nüfusu 1 400 000 olan Filistin halkının %53.6 sına mukabil gelen 750 bin Filistinliyi yaşadıkları toprakların dışına sürmüşlerdir. 1948 felaketi sonucu işgal altına giren toprakları terk etmeye zorlanan Filistinli göçmenlerin %80.5?ni oluşturan büyük çoğunluk işgal edilmemiş Filistin topraklarına yani Batı Şeria ve Gazze kesimine yerleşmişlerdir.

Filistinli göçmenlerden geriye kalan %19.5?lik bir kesim ise Suriye, Ürdün, Lübnan, Mısır ve Irak gibi civar kardeş Arap ülkeleri ile bazıları da ekonomik cazibesi yüksek olan Amerika, Avrupa ve bazı Arap Körfezi ülkelerine gitmişlerdir.

Tarihi Filistin topraklarının 27.009 km?2 yani  %78?inin Siyonist işgaline girmesiyle yaklaşık 151 bin Filistinli topraklarından çıkmamakta direnerek burada kalmışlardır. Bunlardan çoğu işgal altındaki Filistin?in Celil bölgesinde toplanmışlardır. 2006 sayımı ile 1948 işgal sınırları içinde yaşayan bu nüfusun sayısı 1.4 milyon Filistinliye ulaşmıştır.

Filistinliler arasındaki yüksek doğum oranı sayesinde 2008 yılında yapılan araştırmalara göre Filistin?in toplam nüfusu 10.3 milyona ulaşmıştır.

İsrail?in dışarıdan Yahudi nüfusu transfer etme girişimlerine rağmen %70 civarında ki Filistin Nüfusunun büyü çoğunluğu 1948, 1967 ve ilerleyen diğer yıllarda hep tarihi Filistin sınırları ve komşu Arab Devletleri sınırları içinde yaşaya gelmişlerdir.

Yapılan son sayımlar bu nüfusun % 45.6?sının Tarihi Filistin toprakları üzerinde yaşadıklarını göstermektedir. Filistin nüfusunun toplam % 54.4 ise yakın veya uzak sürgün bölgelerinde ikamet etmektedirler. Felaket üzerinden 60 yıl geçmiş olmasına rağmen, 2008 sayımları itibariyle Filistin nüfusunun toplam %80?ı Filistin, Filistin civarı ve komşu Arab ülkelerinde yaşamaktadırlar.

Filistin halkının geri kalan %20lik bir kesimi ise komşu olmayan diğer Arap ülkeleri, Avrupa ve Amerika da yaşamaktadırlar.

FİLİSTİNLİ GÖÇMENLER... VE TEMEL GERÇEKLER

Filistinli göçmenlere gelince 2008 sayımlarına göre bunların sayısı yaklaşık beş buçuk milyon kadardır. Bunlardan yaklaşık 4.5 milyon kadarının isimlerinin ?IRO?ya kayıtlı olması gerekir. 

Yani Filistinli göçmenlerden dörtte birinden fazlası Uluslararası Mülteciler Örgütü (IRO)?ya kayıtlıdır. Bu 2008 yılı itibariyle Filistin halkının % 50 den fazlasının göçmen konumunda yaşadığını gösterir. IRO açısından göçmenler beş göçmen bölgesinde toplanmaktadır. Arap ülkelerinden Mısır ve Irak?da yaşayan Filistinliler IRO kayıtları kapsamı dışındadır. Özellikle Körfez Arab ülkeleri olmak üzere birçok Amerika ve Avrupa ülkesinde de Filistinli göçmenler bu kapsamda yaşamaktadırlar.

Genel bir sayımla 2008 itibariyle Göçmen Kuruluşuna kayıtlı Filistin?li göçmenlerin  % 41?i Ürdün,  %22? si Gazze,  %16? Batı Şeria , %10.5?i Suriye ve Lübnan da yaşamaktadırlar.

Filistin nüfusunun sayısı her yirmi yılda ikiye katlanmaktadır. Bu eğilim devam ettiği takdirde 2028 yılında nüfus 20.5 milyonu aşacaktır. Ortalama % 3?lerde seyreden nüfus artış istatistikleri bunu göstermektedir.

Buna mukabil 2008 yılı hesaplamalarına göre 47 yıldan beri İsrail?in nüfusunda azalma yaşanmaktadır. İsrail?de yaşayan Yahudilerin toplam nüfusu 5.5 milyondur ve nüfus artış oranı da göçler hariç tutulursa %1.5 civarındadır.

Bu demektir ki işgal altındaki Tarihî Filistin topraklarında yaşayan Yahudilerin sayısı 2055 yılında ancak 11 milyon civarına ulaşabilecektir. Bu arada İsrail?e dışarıdan gelen Yahudî göçünün azalacağı kesindir. Zira dışarıdaki Yahudiler İsrail?den çok ekonomik bakımdan daha çekici olan Amerika, Kanada, Fransa, Britanya gibi ülkelerde yaşamayı tercih etmektedirler.

FİLİSTİNLİ GÖÇMENLERİN ÖZELLİKLERİ

Filistinli Göçmenlerin önemli özelliklerine gelince; öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki içeride ve dışarıda yaşayan Filistin Halkının tüm katmanları bu hususiyetlere iştirak bakımından birbirlerine benzemektedirler. Yani yaşadıkları mekânlar ayrı olsa da temel özellikler bakımından birbirleri ile aynı özellikleri taşımaktadırlar. Genç nüfusun yoğunluğunu yüksek oranını buna örnek olarak verebiliriz.

Demografik araştırmalar 15 yaşın altındaki nüfusun toplan nüfusun %45 ine ulaştığını göstermektedir. Buna Filistin Halkının önemli bir kesimini oluşturan göçmen nüfusta dâhildir. 

Burada şu dikkatlerimizi çekmektedir. Çocukların genel nüfusa oranı bakımından en yüksek oran nüfusunun %76?sını göçmenlerin oluşturduğu Gazze Kesimidir. Bunlar çoğunlukla Filistin Göçmenlerine Yardım Sağlama Kurumu IRO?nun resmi kayıtlı sekiz göçmen kampında yaşamaktadırlar.

Bunun nedeni Filistinli kadınlar arasındaki yüksek doğum yeteneğidir. Bir Filistinli kadın doğum dönemi boyunca ortalama 5 ila 7 çocuk doğurmaktadır. Bu konuda asli mukim ( vatandaş) ile göçmen arasında bir fark yoktur.

Bu konuda birincilik Gazze?de olsa da tüm Filistin kamplarında çocukların ve gençlerin nüfusa oranları hayli fazladır. Bazı birtakım farklılıklar ise birtakım gelenek, görenek, toplumsal ve iktisadi şartlardan kaynaklanmaktadır.

DEMOGRAFİK MÜCADELENİN ÖLÇÜSÜ VE UFUKLARI

Görüleceği üzere Filistin Arapları ile İsrail Yahudileri arasındaki demografik mücadele özellikle de Yahudilere göre Araplar arsındaki yüksek doğum oranları ve hızlı nüfus artışı göz önünde bulundurulursa uzun vadede Arapların lehine gelişmektedir.

Bu arada işgal altındaki Filistin topraklarına Yahudi Göçünün muhtelif intifada eylemleri sayesinde azaldığı da bir gerçektir.

Bu arada Yahudileri bölgeye çeken bir diğer unsur olan İsrail?in gelişmiş Sosyal ve Ekonomik yönü de öncesine göre sürekli bir gerileme içindedir. Ayrıca Yahudilerin iyi şartlarda yaşadıkları Amerika ve Avrupa ülkelerini terk edip buralara meçhul akıbete gelmelerini gerektirici zorunlu bir sebep de görünmemektedir.

Filistinlilerin işgal altındaki topraklarda kalma dirençleri söz konusu ettiğimiz mücadelede en önemli unsurlardan biridir. Özellikle de İsrail ve Siyonist teşkilatların demografik yapıyı uzun vadede kendi lehlerine çevirmek için burada yaşayan Arapları ?Transfer? politikasına tabi tuttuklarını görünce Arapların burada kalma hususunda direnmelerinin önemi daha da iyi anlaşılmış olur.

Bu arada Yahudilerin artık rahat bir yaşam sürdükleri zengin Barı ülkelerini bırakıp da İsrail?e doğru bir meçhule yolculuk akımının da son bulduğunu tekrar hatırlatmış olalım. Bugün Amerika?da 5.6, Fransa?da 600 bin Yahudi yaşamaktadır ve bunların buraları terk etmeye hiç de niyetleri yoktur. Toplam Yahudi nüfusunun yarıdan fazlasının İsrail dışında yaşadığı bir gerçektir.

Tüm bu söylediklerimizden anlaşılacağı üzere Büyük Filistin Felaketinden 60 yıl geçtikten sonra bugün Araplar ile Yahudiler arasında, anlattığımız nedenden dolayı uzun vadede Arapların lehine gelişecek olan açık demografik mücadele yaşanmaktadır.

Burada şuna önemle işaret etmeden geçmeyeceğiz. Özellikle de Kudüs?te yaşayanlar olmak üzere işgal altındaki Arap topraklarında yaşama direnci gösteren Filistinliler maddi ve siyasi olarak desteklenmelidirler. Bu öncelikle Araplığın ve İslam?ın bir gereğidir.

 

*Filistinli yazar

 

Bu makale Oktay Yılmaz tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.

 

 

 

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara