Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nda değişiklik öngören teklifte 'Silahlı kuvvetlerin görevi ulusal sınırları dış tehdit ve tehlikelere karşı korumaktır' denilirken Kaplan, teklifinin anayasa değişikliği tartışmaları öncesinde 'turnusol kağıdı' görevi göreceğini söyledi. Kaplan, teklifine 'darbe mağduru' partilerin destek vereceğine inandığını da kaydetti.
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Meclis Başkanlığı'na sunduğu Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında bilgi verdi. Kaplan, 23 Nisan 1920'den 27 Mayıs 1960 tarihine kadar 'kutsal bir mabet' olarak kabul edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir cunta komitesi tarafından kapatıldığını ve buna gerekçe olarak da 2771 sayılı Ordu Dahili Hizmet Kanunu'nun 34'ncü maddesinin gösterildiğini kaydetti. Kaplan, 'Oysaki İç Hizmet Kanunu askeri disiplini sağlamak için çıkarılmış bir yasa olup darbenin meşrulaştırılması söz konusu değildir. Bu kanunun ilgili hükmü sonraki darbelerin 12 Mart 1971 muhtırası ile 12 Eylül 1980 darbesinin gerekçesi olmaya devam etmiş, adeta hukuk sistemine yerleştirilmiş ve ne zaman patlayacağı belli olmayan bir mayın konumuna gelmiştir' dedi.
'CUNTACI YAKLAŞIMLARA PRİM VERİLMEMESİ GEREKİR'
TBMM'nin savaşta bile açık kaldığını unutmadan, hiçbir demokrasi dışı güve, odağa, dayatmaya ve demokrasiye ara verecek muhtıra, darbe, ihtilal gibi cuntacı yaklaşımlara prim verilmemesi gerektiğini kaydeden Kaplan şunları söyledi: 'Meclisin üstünlüğünün başka güçlerin hegemonyasına terk edilemeyecek kadar önemli olduğu bilinmelidir. Ordunun savaş sanatındaki üstünlüğü başka alanlarda üstünlüğü anlamına gelmediği iyi kavranmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bütün nitelikleriyle millete mal edilmelidir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti 1930'lı yılların tek parti mantığı ile idare edilemez ve seksen yıldır oluşan ezberlerden vazgeçilmelidir.' Kaplan, 27 Mayıs'ın yaklaştığı bugünlerde kanun teklifine 'darbe mağduru' siyasi partilerin destek vereceğine inandığını belirtirken 'kanun teklifi turnusol kağıdı görevi görecek' dedi.
'SİLAHLI KUVVETLERİN GÖREVİ SINIRLARI DIŞ TEHDİTLERE KARŞI KORUMAK'
Kanun teklifinde ise 211 sayılı Türk Silah Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 2'nci maddesinin birinci fıkrasının 'Askerlik Türkiye Cumhuriyetinin ulusal sınırları dış tehdit ve tehlikelere karşı korumak için harp sanatını öğretmek ve yapmak yükümlülüğüdür. Bu mükellefiyet özel kanunlarla düzenlenir' şeklinde değiştiriliyor. Teklifte, Kanunun 35'nci maddesinin ise 'Silahlı Kuvvetlerin görevi ulusal sınırları dış tehdit ve tehlikelere karşı korumaktır' şeklinde düzenlenmesi öngörülüyor. Teklifin gerekçesinde ise askeri okullarda, çağdaş dünya gereklerine uygun ve iç siyasetten uzak askerlik mesleği ile eğitim verilmesi gerektiğini belirtiliyor.
Gerekçede '211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35'nci maddesi, silahlı kuvvetlerine Türkiye Cumhuriyeti'nin korunması ve kollanması görevini vermiştir. 27 Mayıs 1960 ve daha sonraki askeri müdahaleleri meşrulaştırmak amacıyla sık sık bu maddeye başvurulmuş olması bu maddeyi değiştirmeyi gerekli kılmıştır' deniliyor.
MEVCUT KANUNUN İÇERİĞİ
TSK İç Hizmet Kanunu'nun 2'nci maddesi: Askerlik; Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanunlarla vaz'olunur. Asker: Askerlik mükellefiyeti altına giren şahıslarla (Erbaş ve erler) özel kanunlarla Silahlı Kuvvetlere intisabeden ve resmi bir kıyafet taşıyan şahsa denir. Madde 35: Silahlı Kuvvetlerin vazifesi : Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.