İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, hızla artan küresel gıda krizinin İKT üyesi ülkelerinin, özellikle yoksullukla ettiği mücadeleyi ve ekonomik kalkınmaya yönelik çabalarını tehdit ettiğini söyledi.
Gıdaya daha fazla harcama yapan dar gelirli kesimin krizden en çok etkilenen grup olduğunu belirten İhsanoğlu, 'Dünyada gıda krizi yaşayan 37 ülkenin 14'ü İKT üyesi ve gıda tedariki için dış yardım almaktadır. Bu ülkelerin gıda fiyatlarındaki hızlı küresel artışla başa çıkabilmek için diğer İKT üye ülkelerinden ve uluslararası topluluktan daha çok desteğe ihtiyacı vardır.' dedi.
Antalya'da başlayan İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) İzleme Komitesi'nin 24. Toplantısı'nda konuşan Genel Sekreter Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, küresel gıda krizine dikkat çekti. İslam ülkelerinden bütün dünyaya yayılan bu krize karşı güçlerini birleştirmesini isteyen İhsanoğlu, 'İKT üyesi ülkelere bakacak olursak, bazılarının geniş arazilere, önemli miktarda su kaynağına ve daha fazla gıda üretimine olanak sağlayacak iyi iklim koşullarına sahip olduklarını görebiliriz ve ayrıca diğer bazı üye ülkeler de gelişmiş teknolojiye ve yeterli mali kapasiteye sahiptirler. Şimdi biz bu iki grubun çabalarını birleştirebilirsek, yayılmakta olan bu gıda krizi ile kesinlikle başa çıkabiliriz.' diye konuştu.
İhsanoğlu, İKT üye ülkelerinin, borç yükü, yoksulluk, gıda yetersizlikleri, çölleşme, cehalet, hastalık ve salgınlar gibi mevcut zorluklarla başa çıkabilmek için yeni bir ekonomik ortaklık geliştirmesi gerektiğini vurguladı. İKT Genel Sekreteri şu ifadeleri kullandı: 'Bu ortaklık İKT içinde olup Üye Ülkeler arasında ekonomik ve teknik işbirliği faaliyetlerini teşvik eden Güney-Güney işbirliği politikasını takip etmenin yanı sıra basit hammadde ihracatçısı olmaktan teknik bilgiye sahip yüksek katma değerde ürünlerin üreticisi olmaya geçme konusunda çaba gösterecektir.'
Dakar Zirvesinde, üye ülkelerin, özellikle Afrika ülkelerinin borç yükünün azaltılması için önemli bir karar alındığını hatırlatan İhsanoğlu, 'Borç yükü ağır olan 15 İKT üyesinin toplam 773 milyar dolar borcu bulunuyor. Pek çok İKT üyesi, kalkınma ve yoksulluğun azaltılmasına harcanabilecek olan büyük miktarlarda fonu borç hizmetine tahsis etmektedir. Dolayısıyla, bu borç krizinin çözümü, pek çok az gelişmiş ülkemizde, yoksulluğun azaltılması ve sürdürülebilir büyümenin ön koşul olarak konmasındadır. Borç hizmetinden ayrılan kaynaklar, sosyal sektörlere (sağlık ve eğitim), altyapı sektörüne ve az gelişmiş ülkelerin üretim kapasitelerinin artırılmasına yönlendirilebilir.' diye konuştu.
İhsanoğlu, İslam dünyasında yoksulluk, cehalet, yanlış beslenme, hastalık ve suç işleme gibi sorunların da gittikçe arttığına dikkat çekti. İKT üyesi ülkelerin nüfusunun yüzde 26'sına tekabül eden 285 milyon insanın ciddi yoksulluk altında olduğunu yemek, sağlık, eğitim ve barınma gibi en temel ihtiyaçlardan yoksun yaşadığını dile getirerek şöyle devam etti: 'Dolayısıyla, bu yoksulluk durumu dehşet vericidir ve İKT Zirvesi oturum başkanı tarafından da dile getirildiği gibi temel insani ihtiyaçlardan yoksun olmak konusuna yeni bir bakış açısıyla çözüm aranmalıdır. Bu bağlamda, ben, İKT Genel Sekreterliği'nin bir politika diyalogu ve yoksulluğun azaltılması için görüş alışverişinde bulunulan bir platform olarak hareket ettirmek için elimden geleni yapacağım.'
İhsanoğlu'nun verdiği bilgilere göre, İKT 10 yıllık eylem planı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma hedeflerine uyumlu yoksulluğun azaltılması için İslam Kalkınma Bankası içinde bir fon oluşturuldu. 10 milyar dolar büyüklüğünde olan bu fonun yüzde 26'sı kalkınma İçin İslam Dayanışma Fonu'na verildi. İhsanoğlu, üye ülkeleri bu fona daha fazla katkı yapmaya çağırdı.
İKT üyelerinin kendi içinde ekonomik potansiyeli artırmak için ciddi adımlar attığını aktaran Genel Sekreter, 'Bu çabaların sonucu olarak İKT'nin dünya ticaretindeki payı arttı. Bu oran dünya ihracatında yüzde 10.5, ithalatında ise yüzde 8.4'lük artışla 2006 yılında yüzde 9.5'a ulaştı. Bununla birlikte, tüm İKT üyesi ülkeler arasındaki içi ticaret payı 2004 yılında yüzde 14.5 iken, 2005 yılında yüzde 15.5'e, 2006 yılında yüzde 16.3'e çıktı.' bilgilerini verdi. İhsanoğlu, ayrıca Tercihli Ticaret Sistemi Çerçeve Anlaşması (TPS-OIC) ve Tercihli Tarife Protokolü'nün 1 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe girmesi üyelerden destek istedi.