Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

Burma'da ölü sayısı 100 bini bulabilir

Burma'da büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Ölü sayısının 100 bini bulması beklenirken, ülkedeki askeri cunta yardım örgütü çalışanlarına vize vermekte gönülsüz davranıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-08 11:23:00

Burma'da ölü sayısı 100 bini bulabilir

Burma (Myanmar ya da Birmanya)'da geçen Cumartesi günü yaşanan Nergis kasırgasında ölenlerin sayısının 100 bini bulabileceği ifade ediliyor. Birleşmiş Milletler (BM), dört afetle mücadele uzmanının Birmanya'ya varmasını beklediklerini bildirdi.

Bu arada Burma'daki askeri hükümet, yabancı yardımları kabul etmekte yavaş davrandığı gerekçesiyle uluslararası toplumun tepkisiyle karşı karşıya. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Burma'ya dağıtılmayı bekleyen milyonlarca dolarlık yardımı kabul etme çağrısı yaptı. Birleşmiş Milletler'in insani yardımlardan sorumlu yetkilisi John Holmes da Burma hükümetinin iş birliği yaptığını ama daha hızlı hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Fransa, kasırga felaketinde yabancı yardımlara kapısını açmakta gönülsüz davranan Burma'ya BM Güvenlik Konseyi'nin baskı yapmasını önerdi. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Burma'yı eğer vatandaşlarını korumakta yetersiz kalırsa sınırlarını açmaya zorlayacak bir karar tasarısının konseyde kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Fransız bakan bu kararın BM sözleşmesindeki 'koruma sorumluluğu' maddesine dayanması gerektiğini savundu.



Avustralya Başbakanı Kevin Rudd da generallere çağrıda bulunarak 'Siyaseti unutun. Askeri diktatörlüğü unutun. Biz burada konuşurken, yardım olmadığı için acı çeken ve ölen insanlara yardım götürelim.' dedi.

Burma'daki askeri cunta, ilk kez dün yardım malzemesi taşıyan bir BM uçağının yola çıkmasını kabul etmişti. İtalya'da yükleme aşamasında olan 25 ton kapasiteli uçak birkaç güne kadar yola çıkacak. Ayrıca Tayland ve Hindistan ülkeye ikişer, Çin de bir uçak dolusu malzeme gönderdi.

Ancak Burmalı yöneticiler yabancı yardım örgütü çalışanlarına vize vermekte gönülsüz davranıyor. Uluslararası kuruluşlara şüpheyle yaklaşan askeri yönetim, 2004 yılındaki tsunami felaketi sırasında da dış yardımı reddetmişti.

CUNTA YARDIMLARA ENGEL OLUYOR

Uluslararası yardım kuruluşları, Çarşamba günü Burma çevresinde toplanmaya başladı ama askeri cunta, bu özel eğitimli olağanüstü hal uzmanlarına vize vermeyi henüz tam anlamıyla kabul etmiş değil. Binlerce ton yardım malzemesinin sınırın öte yanında depolarda bekletildiği bildiriliyor.



2 bin kişinin hayatını kaybettiği bir kasabanın yöneticisi, İngiliz Daily Telegraph gazetesi muhabirine 'yardım ulaşmazsa hepimiz öleceğiz' diye konuştu ve askeri cuntanın tepkisini çekmek istemediği için, isminin saklı kalmasını istedi. Aynı kişinin anlattığına göre, kasabada ishal salgını çoktan başlamış durumda.

BUDA'NIN AĞLADIĞI TOPRAKLAR

İngiliz Times gazetesi 'Buda'nın ağladığı topraklar' başlıklı haberinde, gıda ve temiz su sıkıntısı içindeki halkı kaygılandıran bir diğer şeyin de Budist dinince kutsal tapınaklar olan Pagodaların zarar görmüş olması, diyor.

Turuncu renkli cübbeleri içindeki rahipler, üstü korunmasız kalan manastırı kapatmak için paslanmış bir metal kaplamayı çekerken, Phon Dint adındaki bir adam 'pirince ve ete ihtiyacımız var ama' diyor 'Asıl çatıları onarmak için para gerek.' Times, aynı haberde Birmanya'da yağış mevsiminin iki hafta içinde başlayacağına ve pek çok köylünün varolan koşullar altında evlerinde barınamayacaklarına dikkat çekiyor.

BİNLERCE ARAKANLI MÜSLÜMAN ÖLDÜ

Burma'daki kasırga'da binlerce Arakanlı Müslümanın da öldüğü bildiriliyor. Askeri cunta kasırgada ölen Müslümanlar hakkında bilgi vermek istemediği ifade ediliyor. Bu arada, cunta yönetiminin Müslümanların yaşadıkları yere yardımların ulaşmasını engellediği kaydediliyor.

Öte yandan, 55 milyon nüfusu bulunan Burma'nın (yeni adıyla Myanmar'ın) %15'ini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budisttir. Müslümanlar, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşamaktadırlar.



Petrol ve doğal gaz açısından bölgenin en zengin toprakları olan Arakan'a İslam, ilk kez Arap tüccarlar aracılığıyla girdi. İslam'a karşı olan büyük yöneliş, 1430 yılında bölgede bir İslam devletinin kurulmasıyla sonuçlandı. Bu devlet 350 yıl varlığını korudu. Ancak bu dönemin sonunda Budistler Arakan'ı işgal ederek İslam devletini ortadan kaldırdı.

1783 yılında Müslümanların siyasi iktidarı kaybetmelerinden hemen sonra Burmalı Budistler, Müslümanları ezmeye, hatta fiziksel olarak imha etmeye yönelik bir politika uygulamaya başladı. 19. yüzyıl sonlarında ülke İngilizler tarafından sömürgeleştirildi.

20. yüzyılda Budistler arasında Müslüman karşıtı kampanya hız kazandı ve 1942'de 100.000 Müslümanın ölümüyle sonuçlanan Arakan'daki katliam gerçekleşti. Bu katliam sırasında yüz binlerce kişi de sakat kalmış ya da topraklarından göç etmek zorunda bırakılmıştı.

Burma, 1948 yılında İngiliz yönetiminin sona ermesiyle bağımsızlığını kazandı. Ancak yeni yönetimle birlikte ülke Müslümanlar açısından daha da yaşanmaz bir hale geldi. 1962 yılında askeri darbe ile yönetimi ele geçiren komünist general Ne Win, devletin tüm imkanlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti. Hazırlanan 'Burma Sosyalist Parti Programı'nda, her türlü yol kullanılarak Müslümanların dinlerinden uzaklaştırılması hedefleniyordu.

İnsan hakları kuruluşlarının vermiş oldukları raporlara göre, bu baskıcı rejim altında 1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı öldürüldü. Yüzlerce kadına tecavüz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devletin iletişim araçları, İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için kullanıldı. 1978 yılının baharında ordunun taşkınlıkları, 200.000 Müslümanı son derece güç şartlar altında Bangladeş'e göçmek zorunda bıraktı. (1979 yılında BM koruyuculuğu altında ülkelerine geri döndüler.)



Ne Win'in 1988 yılında istifasının ardından değişik askeri ve sivil hükümetler birbirini izledi, bu dönem boyunca çıkan ayaklanmalarda ise 3.000'den fazla insan öldü. Vahşet hiç azalmadı, aksine şiddetlenerek arttı. Ocak 1992'de Burma'da yaşayan Müslüman azınlığa mensup 700 kişinin Bangladeş sınırı yakınlarında boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. 1994 yılında ise 1.000'den fazla Müslüman yargısız infaz yöntemiyle öldürüldü.

Burma'da Müslüman kadınlara yapılan tecavüz ve sistemli işkence olayları hala her sene yayınlanan insan hakları raporlarında geniş olarak yer almaktadır. Ancak her nedense bunlar Batılı ülkeler tarafından görmezden gelinmektedir.

Arakan'ı Budist bir eyalet olarak göstermek amacıyla Ne Win hükümeti 'Kral Dragon' operasyonu adı altında bir göçmen soruşturması başlattı. Küçük köylerde yaşayan halk, etrafı çitlerle çevrili kamplara toplandı. Köyler, camiler, medreseler yok edildi. Cinayetler, tecavüzler, tutuklama ve işkenceler yapıldı. 1978'de 300 binden fazla Müslüman, Arakan'ı terk ederek Bangladeş'e hicret etti. Ancak mülteci kampları Arakan Müslümanları için çok büyük bir sefalet, yokluk, açlık, salgın hastalıklar anlamına geliyordu. Resimlerde Rohingya mülteci kamplarında yaşanan büyük dram görülmektedir.

1990'lardan sonra Müslümanlar tekrar büyük bir kıyıma uğramış ve yine 200.000 kişi 1992 yılında Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştır. 57 Burma'daki zulümden kaçan mülteciler de çok büyük bir insanlık dramı ile karşı karşıyadırlar. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınacak konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.


İlgili haberler için tıklayın:

Sen ağlama Rohingyalı! Ağlama!!!

Güney Asya'da ezik bir Müslüman Halk: ARAKANLILAR

Dünden Bugün Burma tarihi

 

 

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara