Yazıcıoğlu, kışkırtıcıların (provokatörlerin) her zaman şuurlu olduğunu ve sütre gerisinden olayları yönlendirdiklerini dile getirerek, gençlere; 'Kanunsuz ve hukuka uygun olmayan talepler nereden gelirse gelsin sorunun bir parçası olmayın.' uyarısında bulundu. Kışkırtıcıların şuurlu olduğunu, olayları yönlendirdiklerini, tedbir almadan da hiçbir iş yapmadıklarına dikkat çeken BBP Genel Başkanı, buna karşın zararı hep, tedbir almadan sokağa çıkan gençlerin gördüğünü vurguladı.
Yazıcıoğlu, gençlerin nasıl zarar göreceğini ise şöyle anlattı: 'Provokatörler şuurludur ve hiçbir zaman zarar görmez. Kışkırtıcıların oyununa gelenler, tahrik ve teşviklerine kapılanlar, tedbir alamadan sokağa fırlar. Zararını da sokağa çıkanlar görür. Ailesi ve etrafı görür. Nasıl mı? Sokağa çıkarsınız, taş atarsınız, sopa atarsınız, kurşun atarsınız. Hapishaneye girersiniz. Ya da, taş yer siniz, sopa yersiniz, kuruşun yersiniz. Zararını böyle görürsünüz. Dolayısıyla Türkiye görür.'
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu, dün Gazetecilerle kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, İngiltere Parlamentosu'nda yaptığı konuşma hakkında bilgi veren Yazıcıoğlu, Türkiye'de son aylarda yaşanan gerginliğe de değindi. Bu gerginliğin bir ara dönemin ayak sesleri olup olmadığı yönündeki soruları cevapladı.
1970'li yıllarda yaşanan aynı projelerin, aynı figüranlar tarafından devreye sokulmak istendiğine değinen Muhsin Yazıcığolu, gençliğin o günlerin kötü girdabına yeniden sokulmak istendiğine dikkat çekti. Bu tür hadiselerin ülkede ekonomik sıkıntı yaşandığı dönemlere denk gelmesinin bir tesadüf olmadığının altını çizen Yazıcıoğlu, 'Önce ekonomik krizler, arkasından siyasi krizler sonra öğrenci olayları. Faili meçhul cinayetler, daha sonra da ara dönem. 28 Şubat dönemi gibi.' dedi.
1970'li yıllarda Aydınlık Dergisi'nin bu yönde kışkırtıcı eylemlerde bulunduğunu hatırlatan Yazıcıoğlu, 'Bu dergi, o dönemde sanal birinin iddialarına yer verir. Onun görüşleri doğrultusunda kriz çıkarır. Sonra fotoğrafını koyar ve hedef gösterir. Adres verir ve o kişi daha sonra öldürülürdü. Aynı kişiler, bayatlamış senaryoları tekrar sahneye koymanın çabasında. Gençleri o kötü günlerin girdabına çekmek istemektedirler.' görüşünü dile getirdi.
Yazıcoğlu, Antalya ve Sakarya'da patlak veren olayları, eskimiş senaryoları yeniden hayata geçirmek gayesi olarak gördüğünü belirtti. Kendisinin, gençlere yönelik yaptığı sağduyu çağrısının da, bu çevreleri rahtsız ettiğini kaydetti.
'Ergenekon yapılanması ve Sakarya'da, Antalya'da yaşanan olayların, arka planında bir ara dönem hazırlığı mı yatıyor' sorusuna BBP lideri, böyle bir düşüncenin artık Türkiye'de başarı şansının bulunmadığını belirtti. Yazıcıoğlu, gerekçesini ise, Türkiye'de artık darbeye karşı bir tepki kültürü oluştuğunu belirterek açıkladı.
Antalya ve Adapazarı'nda patlak veren olayları çıkartanların böyle arzuları olabileceğini dile getiren BBP lideri, bu tür arzuların başarı şansının artık bulunmadığını savundu. Muhsin Yazıcıoğlu şöyle devam etti: 'Olayları provoke edenlerin kafalarının arkasında böyle bir plan olabilir. Ancak, ben artık demokrasinin kesintiye uğrayacağını düşünmüyorum. Türkiye'de bir darbeye karşı kültür oluştu ve artık sorunlarını siyasetle çözebilir. Bunu herkesin görmesi gerekir.'
Erhan Tuncel ile Yasin Hayal'i hiç konuşmadım
Gençlerin, kanunsuz eylemlerin içinde yer almaması için gösterdiği sağduyunun birilerini rahatsız ettiğini söyleyen Muhsin Yazıcıoğlu, kendisinin sürekli olarak Hrant Dink cinayeti ile ilişkilendirmeye çalışıldığını söyledi. Hiçbir belge ve bilgi olmadan bu tür bir ahlaksızlığın içine girildiğini kaydeden Yazıcıoğlu, Hrant Dink cinayeti kapsamında içeriye alınan Erhan Tüncel ile topluma beni bir bağlantım olduğunu kuşkusunun verilmek istendiğini söyledi. Son olarak, Erhan Tuncel ve bir avukat ile Yasin Hayal konusunda görüşme yaptığı yönünde ahlaksız haberler çıktığını açıklayan BBP lideri, 'ben, Erhan Tüncel veya bir başa biriyle, Yasin Hayal hakkında konuşma yapmadım. Yapmış olsam hatırlardım. Toplumun içinde, bana biri gelse, 'avukatımızla birlikte size bir şey danışacağız' dese, konuşalım derim. Kişinin ne diyeceğini bilemezsiniz ki. Açıkça şunu söyleyeyim; Erhan Tuncel, Emniyete çalışan biri. Bizim içimize sokulmuş biri. Gerçek bu.'
301. maddenin değiştirilmesini üzüntü ile karşıladım
Muhsin Yazıcıoğlu, 301. maddenin değiştirilmesini de karşı olduğunu bir kez daha tekrarladı. 'Türklük' kelimesinin 'Türk Milleti' olarak değiştirilmesinin yanlış olduğunu belirterek, 'Türklük kelimesi,Türk soyundan geleni ifade eder. Aynı zamanda vatandaşlık bağıyla bağlı olanı da. Değişikliği üzüntü ile karşıladık.'dedi.
Yazıcıoğlu, İngiliz parlamentosunda yaptığı konuşmanın çok yararlı olduğun belirtti. Yazıcıoğlu, özellikle terör ve Kıbrıs konusunda verdiği bilgilerden sonra, İngiliz parlamenterlerden olumlu görüşler aldığının altını çizdi.
Zaman