Cumhurbaşkanı adaylığı için nabız yoklayan Erdoğan nasıl bir taleple karşılaştı? Erdoğan, adayları nasıl seçti? Şener, listede Erdoğan isminin olmamasına niye karşı çıktı?
Sabah gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya'nın hazırladığı 27 Nisan'da ne oldu? yazı dizisinin ikinci bölümünde aktardıkları...
Vekillerden Erdoğan'a: Başımızda kalmalısınız
Cumhurbaşkanı adaylığı için nabız yoklayan Erdoğan topladığı MKYK'nın şu talebiyle karşılaştı: Partinin size ihtiyacı var. İstikrar ve güven ortamının devamı için Başbakan olarak kalmalısınız..
Erdoğan, nabız yoklama sürecini hızlandırmıştı. Yaşanan olaylar da zaten bunu zorunlu kılıyordu. Bir yanda Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın 12 Nisan'da yaptığı 'Özde-sözde' açıklamasının etkisi sürüyor, diğer yanda olaylar tırmanış gösteriyordu. Sonunda ilk patlak Malatya'dan duyuldu. İncil satan yayınevini basan 5 saldırgan, biri Alman 3 kişinin ağızlarını, ellerini, ayaklarını bağladıktan sonra boğazlarını kesmişti. Erdoğan, bu psikoloji içinde topladığı MKYK'nın çoğunluğunun şu beklentisiyle karşılaştı:
'Başımızda kalmalısınız; partinin size ihtiyacı var. İstikrar ve güven ortamının devamı için Başbakan olarak kalmalısınız...' Toplantıda Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 'Önemli olan partimizin bir Cumhurbaşkanı seçecek olması. Bu gurur verici' derken, takdiri Erdoğan'a bırakıyordu. Genel Başkan Vekili Dengir Mir Fırat ise şu görüşü seslendiriyordu:
'Parti liderliğini değiştirmek zafiyet yaratır. Başımızda kalmanız lazım...'
Genel Başkan Danışmanı Ömer Çelik, 'Kesin Cumhurbaşkanı olmalısınız' derken, Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün, 'Eğer Çankaya'ya çıkarsanız, Türk siyaseti ve partimiz karizmatik liderini kaybedecek' diye yakınıyordu.
Bu tartışmalar içerisinde sözü Abdüllatif Şener aldı. Konuyu Erdoğan'ın yaptırdığı Cumhurbaşkanlığı anketine getirip, soruyu yöneltti: 'Anketlere neden siz de adınızı koymuyorsunuz?' Erdoğan yanıt vermedi. Toplantı Erdoğan'a aday belirleme yetkisi verilmesiyle son buldu.
SOĞUK HAVA
Ertesi gün AK Parti kulislerine yayılan iddia dikkat çekiciydi. Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın, Erdoğan'a 'Ya sen ya da Gül aday olur; ikiniz de aday olmazsanız ben çıkarım...' dediği söyleniyordu.
Her ne kadar bu yazı dizisi için görüştüğümde Bülent Arınç, 'iddianın doğru olmadığını, baştan beri Erdoğan ve Gül ile 'Gül'ün adaylığı' üzerinde yoğunlaştıklarını' söylese de bu yorumlar o dönem kulisleri karıştırmaya yetmişti. Nitekim, CHP'li Meclis Başkan Vekili Ali Dinçer'in cenaze törenine de bu hava yansımıştı. Hemen herkes Erdoğan'ın aday olmaktan vazgeçtiğini söylüyordu. İbre Abdullah Gül'e dönmüştü. Ancak Abdüllatif Şener, Vecdi Gönül, Köksal Toptan, Murat Başesgioğlu, Nimet Çubukçu, Beşir Atalay, Mehmet Aydın ve Cemil Çiçek'in ismi de kulislere yayılmıştı. Partinin yönetim birimi ortadan çatlamıştı. Danışmanı Ömer Çelik, Erdoğan'a şöyle diyordu: 'Yüzyılın fırsatı önünüze gelmiş, bunu değerlendirmeniz gerekir...'
Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz, 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in sözünü hatırlatıyordu: 'Cumhurbaşkanlığı makamı, hediye edilecek bir makam değildir...'
Dengir Mir Fırat, Hayati Yazıcı, Şaban Dişli, Reha Denemeç, Necati Çetinkaya ve İdris Naim Şahin'in telkini ise ters yöndeydi: 'Seçime sizsiz girersek biteriz, başımızda kalın...'
Erdoğan, bu telkinlerle Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan Atatürk Müze Köşkü'nün açılışı için Çankaya'ya çıktı. Yan yana oturan Sezer, Arınç, Erdoğan ve Org. Büyükanıt'ın yüzleri asıktı. Birbirleriyle hiç konuşmadılar. Sezer, 14 Nisan'da Tandoğan'da yapılan Cumhuriyet Mitingini 'Yürüyüş çok güzeldi' sözleriyle överken, Çankaya tartışmasından kaçınıyordu. Org. Büyükanıt ise 'Şu anda taşıdığım üniforma nedeniyle büyük bir sorumluluğum var. Ancak emekli olduktan sonra konuşabiliriz' diyerek, soruları yanıtsız bırakıyordu. Ancak, 'Çankaya'ya dindar bir cumhurbaşkanı seçilecek' diyen yanındaki Arınç'a da göndermesini yapıyordu:
'12 Nisan'daki toplantıda vermeye çalıştığım mesajlar Türk toplumuna ulaşmıştır. Askeriyle, polisiyle, siyasetçisiyle toplumun tümünü kastediyorum. Anlamayanlar varsa algılama sorunu vardır. Ama o kesim de çok az...'
'ABDULLAH BEY ADAY SENSİN...'
Parti içindeki tartışma sokağa da yansımıştı. Erdoğan, hafta sonunu geçirmek için gittiği İstanbul Kumkapı'da balıkçılarla sohbet ederken konu yine Çankaya adaylığıydı. Erdoğan, eliyle yukarıyı işaret edip, 'Oraya çıkmayın. Böyle daha iyi' diyen ? 27Nisan'da ne oldu Nisan'da 27ne oldu? diyen esnafa, şu karşılığı veriyordu: 'Siz ne diyorsanız o...' Zaten 'dar kabine', adaylık konusunu bitirmiş, Gül adında birleşmişti. Erdoğan, aday olmayacağını balıkçıya açıklarken, saat 17.05'te kendisine sürpriz bir ziyarette bulunan Abdullah Gül'e de Arınç müjdeyi veriyordu: 'Hazırlan adayımız sensin...'
Arınç, yakın geçmişteki sohbetimizde bu sözlerini doğruladı, 'Abdullah Gül kardeşimize kişisel duygumun dile getirilmesiydi' dedi. Ancak, Erdoğan ile kararı daha önceden aldıklarını da gizlemedi: 'Sayın Gül ile bir araya geldiğimizde, adayın kendisi olacağını söyledim. Bu doğrudur. Çünkü bu konuda baştan beri hiç tereddüt duymadım. Sayın Başbakan da kararını vermişti. Benim de haberim vardı...'
O gün Gül, Arınç'ın yanından mutlu ayrıldı, rahatlamıştı. Geriye adayın açıklanmasına ilişkin yol takvimi kalmıştı. Akşam bu konuyu da Erdoğan halletti. Grup Başkan Vekillerine 24 Nisan günü Meclis'te önce parti yönetimine, ardından milletvekillerine adayını açıklayacağını söyleyip, 'Hazırlığınızı yapın' talimatını verdi. Tam bu sırada AK Parti'de Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Cumhurbaşkanlığı'na aday olduğunu açıkladı. Yarbay'ın gerekçesi şöyleydi: 'Tek değil çok aday olmalı...'
MUMCU'NUN MESAJI
Anavatan da benzer bir talebi dile getiriyordu. Mumcu'nun milletvekilleri arasında yaptığı yoklamada herkes sürecin çok adaylı olması gerektiği görüşünü bildiriyordu. Mumcu, bu tablo karşısında AK Parti'ye şu mesajı yolladı:
'Tek adayla gitmeyin; Ertuğrul Yalçınbayır, Murat Başesgioğlu veya Abdüllatif Şener'den birini aday gösterin. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından desteklenmesine dönük anayasa değişikliğini getirin, siyasi partiler, seçim ve YÖK yasalarında değişiklik yapacağınızı söyleyin, biz de adaylarınızdan birini destekleyelim.' Erdoğan yasal düzenlemelerin yapılabileceğini belirtirken, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine dönük düzenleme için geç kalındığını vurguladı. Çok adaya da sıcak bakmadı.
Şener, Baykal'a Teşekkür Etti: Sağ Olun Aday Olmayacağım
ADAY öneren sadece Anavatan değildi. CHP lideri Deniz Baykal da Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in aday gösterilmesi halinde destekleyebilecekleri sinyalini vermişti. Erdoğan'ın milletvekilleri arasında yaptırdığı, 'Erdoğan ve Gül dışında kimi aday olarak görmek istersiniz?' anketinin sonucu da gelmişti. Abdüllatif Şener anketten birinci çıkarken, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ikinci sırada yer alıyordu. Şener, bir sonraki gün ise kararını net bir şekilde açıklıyordu: 'Sayın Baykal'a teşekkür ederim ama ben aday olmak istemiyorum.' Teşekkür eden sadece Şener değildi; eşi Berrin Şener de bir soruya şu yanıtı veriyordu: 'Cumhurbaşkanı eşi olmak istemiyorum. Ben eşimle sade bir hayat istiyorum...' Partide herkes 'Eğer Erdoğan aday olmazsa, kriz çıkar' derken, Şener aynı görüşte değildi:
'Hiçbir şey olmaz. Asıl çıkmazsa sıkıntı çıkar. Parti de kapanır...' Hatta bu düşüncesini Erdoğan'a da iletmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın partinin kapatılması için harekete geçtiğini söylemişti. Şener'in anketten en ön sırada çıkması, bazı milletvekillerini rahatsız etmişti. Yapılan bir ev toplantısında Şener'e karşı taktik geliştirildi: 'Şener'in önü güçlü aday ile kesilebilir; çok adayla girilirse partide sorun çıkar...'
O dönem Gül'ün adaylığının kesinleştiği belirtilse de Erdoğan'ın çevresinden bazı isimler bu satırların yazarına o tarihte 'yazılmamak kaydıyla' şunları söylüyordu: 'Başbakan aday olmayacak. Kimin olacağına karar vermedi. Eğer o görüşmelerinden Gül ismi çıkmazsa, Vecdi Gönül, Beşir Atalay veya Nimet Çubukçu olur. Ama bilin ki tek aday olur. Çok aday olmaz...'
İSİM ZİRVESİ
Tarih 22 Nisan Pazartesi... Hafta sonu Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylaması yapılacak. Amerika'da Cumhuriyetçiler'in arasında etkin kimliği ve Irak'taki şahin kişiliğiyle tanınan Başkan Bush'un yönetimine yakın isim 'Karanlıklar Prensi' Richard Perle Türkiye'ye gelmiş, basına şunları söylüyor: 'Çankaya seçimi sadece dünya çapındaki dengeler açısından öneme sahiptir. Bana göre, Erdoğan veya başkasının Cumhurbaşkanı olmasında sakınca yok.'
AK Parti'de aday kim olacak arayışı sürerken, CHP yönetimi milletvekillerine yapılan ahlaksız tekliflerin peşine düşmüştü. Merkez sağın 2 partisi ise 367 için birlikte hareket kararını bir adım öteye taşıyıp bütünleşmeyle sonuçlandırmanın çabasına girmişti. Tandoğan mitinginde atılan 'Birleşin' sloganları, Ağar'ı umutlandırmıştı. Mumcu da aynı umuttaydı. Ağar ile telefon konuşmalarında yol haritalarını çiziyorlardı:
'Ne 367'de AKP'ye, ne de sonrasında Gül'e destek var. Her ikisine de yokuz...' Aday adı kesinleşmeden DYP ve Anavatan liderleri, Gül'ün aday gösterileceğini tahmin ediyordu. Ertesi gün 23 Nisan'dı... Gece karar alındı; törenlerden sonra Erdoğan, Arınç ve Gül 'isim zirvesi' yapacaktı. Türkiye, önce 17.30'daki Erdoğan-Arınç görüşmesine kilitlendi; Başbakanlık Konutu'ndaki zirve 1 saat 40 dakika sürdü; isim kesinleşmişti.