Haber Merkezi / TİMETURK
Hindistanlı ünlü diplomat ve yazar M K Bhadrakumar, enerji mücadelesi sonrası Afganistan?da yaşanacak son değişimleri kaleme aldı. Afganistan?daki ?terör savaşı?nın yeni anlamlar kazanacağına işaret eden Bhadrakumar?ın Asia Times?ta yayımlanan makalesini TİMETURK okuyucuları için tercüme ettik:
AFGANİSTAN SAHNENİN ORTASINA ÇIKIYOR
Geçen hafta içerisinde birbirinden bağımsız görünen üç dört beyan ve Afganistan?daki ?terör savaşı? yeni anlamlar kazanıyor. Çarşamba günü İran Başkanı Mahmud Ahmedinejad Kum kutsal şehrini ziyareti sırasında Amerika Birleşik Devletleri?nin Afganistan?ı ve Irak?ı ?11 Eylül terör saldırısının bahanesiyle? işgal ettiğini söyledi.
Bir gün sonra Türk Dışişleri Bakanı Ali babacan Londra?ya ziyareti sırasında Kuzey Atlantik Anlaşma Örgütü (NATO) tarafından Afgan savaşının yönetimi üzerinde açıkça şüpheci bir yaklaşımı ifade etti. NATO?nun ?felakete davetiye çıkardığı? noktasında uyarıda bulundu. Pazartesi günü Beijing?in Tsinghua Üniversitesinde bir öğrenci topluluğuna hitap eden Pakistan Başkanı Pervez Müşerref Çin ve Rusya?yı Afganistan?ı istikrarlaştırmaya yardımcı olmaya zorladı. Ancak nihai analiz olarak, Afgan savaşının savaş hatlarını anlamsız kılan Taliban ile devam eden iletişimleri hakkında eski Kuzey Müttefik liderleri tarafından sansasyonel bir açıklama yapıldı.
Afgan savaşının Amerika Birleşik Devletleri?nin tekelinde olması ciddi kamu meydan okuması altına girmeye başlıyor. Washington?da ?yöneticiliğinin sonu gelen? George W Bush yönetimi pek çok seviyede gelişen eşitlikler üzerine hâkimiyet kazanmak için ömür törpüsüyle karşı karşıya kalıyor.
Bu arada, bazı sorular ortaya çıkıyor. Bu beyanlar ve kamu görüşleri provokatör olmaktan daha çok tedbirli ve koruyucu mu? Bölge de hakiki bir endişeleri mi var da ABD savaşta hızla ilerleyemiyor? Yoksa ABD misyonuna karşı birlikte planlanmış bir bölgesel meydan okumanın kıpırdayışlarını mı gösteriyor?
Ahmadinejad'in beyanı Tahran?ın Afganistan?da ABD müdahalesine liderlik mantığının en üst seviyesinde herkesin gözü önünde sorguladığı ilk beyanıydı. Terörün ABD müdahalesinin nedeninden ziyade bahanesi olduğunu ileri sürdü. İranlı lider ABD müdahalesinin daha çok jeopolitik olduğunu iddia etti. İran?ın (eski Başkan Muhammed Hatemi zamanında) 2001?deki Afganistan?a ABD müdahalesine lojistik destek sağlaması düşünüldüğünde Çarşamba günkü beyan Tahran?da önemli bir tekrar düşünme olduğunu gösteriyor. Ahmadinejad Washington ve New York?taki 11 Eylül saldırılarındaki gibi herhangi bir roldeki Taliban rejimini üstü kapalı olarak temize çıkardı.
İnce ayrımlı İran beyanıyla karşılaştırıldığında babacan başlıca NATO gücü olarak Türkiye?nin bakış açısından bir duruş aldı. Babacan Londra temelli Telegraph gazetesine verdiği bir röportajda NATO?nun Taliban?ı yenmek için çok fazla güce başvurarak felakete davetiye çıkardığını söyledi. ?daha askeri bir yaklaşıma yönelik bir değişimin hem Afgan hükümetini zayıflatmaya yönelik olacağı hem de geri tepeceğine? vurgu yaparak Ankara?yı ABD?nin karşı isyan stratejisinden uzaklaştırdı.
Babacan Türkiye?nin Afganistan?ın sorunlu güney ve doğu bölgelerinde asker mevzilemeyi kabul etmemesi hakkında ABD eleştirisini şiddetle reddetti. ?Afganların akıllarını ve gönüllerini kazanmayı? hedefleyen faaliyetlerin yeninden yapılanmasına odaklanan Türkiye?nin Afgan politikasının mantığının devam ettiğinde ısrar etti. Afganların ?NATO güvenlik güçlerini işgalci olarak görmeye başlayabilecekleri? ve durumun ?çok karışık? hale gelebileceği noktasında önemle uyardı. Ancak o da Taliban?ı eleştirmekten aynı şekilde kaçındı.
İlginç bir şekilde Babacan bu düşünceleri Türkiye?nin Avrupa?dan giderek uzaklaşmasının altını çizdiği bir röportajda verdi. Ayrıca Pazartesi günü zaten oldukça sağlam olan bölgesel güvenlikte çift taraflı işbirliğiyle ilgili Türk-İran müzakerelerinin bir başka turu Ankara?da gerçekleşti.
Müşerref bir adım daha ileriye gitti. Şanghay İşbirliği Örgütünün (SCO) Afganistan?ı istikrarlaştırmakta önemli bir rol oynayabileceği umudunu ifade etti. Ayrıca ?SCO ilerleme gösterebilirse NATO ile cepheleşme olmadığını temin etmemiz gerekecektir? diye ekledi. SCO tam üye olarak Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan?dan, ?gözlemci? olarak İran ve Pakistan?dan oluşuyor.
Müşerref hazırlıksız olarak düşüncelerini açıklamakla ünlüdür ancak Beijing?de bu şekilde bir beyanatta bulunması dikkate değerdir. Pakistan tam SCO üyeliğini istemekte. Beijing?deki belirtiler prensipte Pakistan?ın iddiasını destekliyor. Pakistan?ın nükleer cephaneliğinin güvenliğini gözlemlemek için Washington?un zorla giren rolüne baskı yaptığıyla ilgili raporlar yeni ortaya çıkmıştı.
Müşerref Bükreş?teki son NATO zirve toplantısında (2-4 Nisan) 1997-2001 döneminin ?Altı artı İki? formatının (?altısı? Afganistan sınırlarındaki ülkeler ve ?ikisi? Rusya ve ABD) etkisine Özbekistan Başkanı İslam Kerimov tarafından bir çağrıyı neredeyse onayladı. Bu şekilde Taliban ile muhalifleri arasında Afgan içi uzlaşmayı getirmeyi amaçlıyor, yani Çin, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, İran, Pakistan, Rusya ve ABD ile birlikte NATO?yu da içerecek ?Altı artı Üç? formatına genişletilecek.
RUS-ÖZBEK İŞBİRLİĞİ
Moskova ve Taşkent?in bu bağlamda koordineli bir yaklaşımı var. Washington Özbekistan?ın NATO ile işbirliği teklifine cevap vermek için kendini ikilemde buluyor. Çünkü kabul etmesi müttefikin eski Sovyet cumhuriyetlerinden Ukrayna ve Gürcistan?a genişleme planlarını terk etme anlamına gelecektir.
Bununla beraber, Montgomery, Alabama?da bulunan Maxwell-Gunter hava gücü havaalanında Pazartesi günü yaptığı tamamen Afganistan?daki ABD stratejisine adanmış ikna edici konuşmasında ABD Genel Sekreteri Condoleezza Rice tamamen büyük Soğuk Savaş simgelerine başvurdu - George Marshall, Harry S Truman, George Frost Kennan ve Dean Acheson. NATO?nun Afganistan?daki zaferinin ?sadece önemli değil, aynı zamanda hedefe ulaşabilir? olduğu etkileyici mesajını Moskova?ya gönderdi.
Rice şuna işaret etti; 'Afganistan?daki başarılar, İran?ın istikrarsızlaştırma davranışına direnerek ve Güney ve Orta Asya?daki siyasi ve ekonomik özgürlüğe bağlanarak vahşi terörle mücadelede geniş bölgesel menfaatlerimizi ilerletecektir. Ayrıca Afganistan?daki başarı NATO?nun itibarı için önemli bir testtir.'
Rice Rus-Özbek işbirliği teklifini soğukkanlılıkla göz ardı etti. Yukarıdaki arka plana karşın, eski Kuzey Müttefiki (NA) liderliği tarafından bu haftaki beyan yakın dikkate değer.
NA liderleri Rusya, Orta Asya devletleri ve İran?ın ? ve bir boyuta kadar Türkiye?nin ? desteğini kullanıyor. Artık Birleşik Ulusal Cephe (UNF) şemsiyesi altına giren bu grupların sözcüsü Seyyid Ağa Hüseyin Fazıl Sançaraki Associated Press?e (AP) eski Afgan başkanı
RABBANİ, HİKMETYAR VE TALİBAN İLE GÖRÜŞTÜ
Burhaneddin Rabbani ve Penşir?den üst düzey NA komutanı (ayrıca şu sırada Başkan Hamid Karzai?ye güvenlik danışmanı görevinde olan) Muhammed Kasım Fehim ulusal uzlaşma için son aylarda Taliban ve diğer muhalif gruplarla (tahminen Gulbeddin Hikmetyar tarafından liderliği yapılan Hizb-i İslami ile) buluştuğunu açıkladı. Bu görüşmelerin Taliban?dan ?önemli kişileri? içerdiğini iddia etti.
Aslında (rahmetli Ahmed Shah Mesud zamanında istihbarat şefi olan) Fehim ve (1980?lerde Pakistan?da bulunan) mücahid liderler ?Peşaver Yedisi?ne dâhil olan Rabbani, Hikmetyar ve Celaleddin Hakkani gibi üst düzey Taliban liderleriyle eski bağlantıları olacaktı. Rabbani AP?ye altı yıl savaşının görüşmelerle çözülmesi gerektiğini söyledi.
Rabbani, 'Biz Ulusal Cephe olarak ve ben kendi düşüncem olarak Afganistan?daki siyasi süreç için çözümün görüşmelerle gerçekleşeceğine inanıyorum,' dedi. Rabbani muhalefet liderlerinin kısa süre içerisinde Talibanla görüşmeler için resmi bir görüşme takımı seçebileceğini ekledi. Karzai?yi Taliban ile diyalog takip etmediği için suçlu buluyor. ?Karzai?ye bir insan bir şeye başladığında onu bitirmeli dedim. Görüşmeler meselesinde bir adım ileri atıp sonra bir adım geri gelmek doğru değildir. Bu iş çok düzenli bir şekilde devam etmelidir.'
Bölgesel güçlerin ? özellikle Rusya, Özbekistan ve İran ? UNF ve Taliban?ı içeren Afgan-içi diyalogu yakından seyredeceği mantığına dayanıyor. Bu diyaloga hız veren Bükreş?teki NATO zirvesinin sadece küçük miktarda asker artışı gündeme gelmesidir. Bu da NATO operasyonlarının uygulanabilirliği ve başarı şansı hakkında akıllarda soru işareti bırakıyor. Ama hepsi bu mu?
ENERJİ JEOPOLİTİĞİ ERKEN BELLİ OLUYOR
Bu çeşitli zor durumlar birileri diğerlerinden üstün gelene kadar bir müddet eş zamanlı olarak devam etmesi umulabilir. Enerji jeopolitiğinin liderliğinin erken belli olduğu görülüyor. Geçen Cuma günü Müşerref Çin Başkanı Hu Jintao ile İran ve Çin?i Pakistan bölgesi aracılığıyla bağlayan bir gaz boru hattı konusu hakkında görüştü; İran SCO üyeliği için baskı yapıyor; Haziran ayında Moskova?da yapılması planlanan gaz ihraç eden ülkelerin başkanlarının yedinci toplantısında gaz karteli şekillenecek.
Çin?in Ulusal Denizaşırı Petrol Şirketi görüşmelerin İran?ın Kuzey Pars bölgesini içeren 16 milyar dolarlık bir gaz anlaşma süreciyle ilgili olduğunu teyit etti. Mart ayında Çin Petrol ve Kimyasal Şirketi ile İran arasında İran?ın Yadavaran petrol bölgesini geliştirmek için 2 milyar dolarlık anlaşma imzalanmıştı, yeni yapılacak anlaşma bunun çok üzerinde.
AFGANİSTAN KAYNAKLARIN ANA MERKEZİDİR
Dünya Ekonomi Enstitüsü ve Rusya Fen Akademisinde Uluslararası İlişkiler bölümünde ünlü bir uzman olan Igor Tomberg geçenlerde şöyle yazdı; 'İran ve Rusya muhtemelen birbirlerine rakip olmamalılar, onun yerine gaz piyasasında el ele vermeliler. İran başkanı Rus başkanına ülkelerinin gaz politikalarında işbirliği yapmasını ve belki de gaz piyasasını bölmelerini birden fazla kez önerdi. Dahası Rusya?nın Avrupa?ya gaz tedarik etmeye devam edeceği, İran?ın da Doğu?ya gaz ihraç edeceği bir anlaşma bile olabilir. Bu daha çok Amerika Birleşik Devletleri?ne bağlı olan Avrupa?daki tedariki çeşitlendirmek için yapılan planlara yavaş yavaş zarar verecektir.'
Afganistan Orta Asya ve Ortadoğu?da kaynak zenginliğinin ana merkezidir. Rice?ın Montgomery konuşmasındaki sözlerini kullanmak gerekirse; 'Kimse unutmasın ki Afganistan ABD için bir tercih misyonu değil, bir gereklilik misyonudur.'
M K Bhadrakumar 29 yıldan fazla süredir Hindistan Dışişleri Servisinde profesyonel diplomat olarak görev yapmakta, Hindistan?ın (1995?1998)Özbekistan ve (1998?2001) Türkiye büyükelçiliğini içeren görevlerde bulunmuştur.
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.