Dolar

34,8780

Euro

36,7935

Altın

3.045,45

Bist

10.143,48

Batı, Asya mucizesine karşı koyabilecek mi?

Eski bir diplomat Kishore Mahbubani'nin yeni kitabı savunulamaz bir durumu tanımlıyor. Asya güç terazisinde ağırlaşırken, Batı yeni bir dünya düzenine kansız geçişe razı olmaya inatla karşı çıkıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-04-23 17:54:00

Batı, Asya mucizesine karşı koyabilecek mi?

 

Haber Merkezi / TIMETURK

Dünya düzenleri değişimin zirvesindeyken yükselen güçler eşit hâkimiyet ama azalan güç olarak kabul etmeye zorluyorlar. Eğer kaçınılmazı durdurmaya çalışırlarsa ve koruma değiş tokuşu statüsüne sıkı yapışırlarsa, ihtilaf muhtemeldir. Yükselen adaylarla masraflı bir çarpışmadan kaçınmak için garanti edilen formül eski düzeni savunanların süreçlerini bastırmaktansa kabul etmesi içindir.

Dünya tarihinin bu zamanında Çin ve Hindistan küresel sahnede tanınma ve statü için zorluyorlar. Amerika Birleşik Devletleri ve onun Batılı müttefikleri tarafından durdurma veya engellenme aşamasının ötesindeler. Eski Singapur diplomatı Kishore Mahbubani'nin yeni kitabı savunulamaz bir durumu tanımlıyor. Asya güç terazisinde ağırlaşırken, Batı yeni bir dünya düzenine kansız geçişe razı olmaya inatla karşı çıkıyor.

BATI'NIN ENDİŞESİ, ASYA'NIN RÖNESANSI

Yazarın tezi Batı toplumlarının Asya?nın modernliğe süratle ilerlemesinden endişe ettiği üzerine kurulu. Asya?nın yeniden güçlenmesini kutlamak yerine Batılılar hâkimiyetlerini sürdürmek için kurdukları demokratik olmayan dünya düzeninin yıkılacağından korkuyorlar. Batı, Asya?nın rönesansına karşı olmak yerine birlikte çalışmayı öğrenirse dünya daha güvenli ve daha az şiddetli olur.

Kitap fakirlikten ve fakirliğin küresel üreticiliğe ve yaratıcılığa etkisinden kaçan yüz milyonlarca Hintli ve Çinliyi yetkilenmeye çağırarak açılıyor. Mahbubani?ye göre Asya ileri gidiyor çünkü kalabalık mukimleri sonunda kendi kaderlerini ele alabileceklerini hissediyorlar.

ABD ve AB zarar verici himayeci bariyerleri ve sübvansiyonlarla dalgalanan Asya?ya tepki gösteriyor. Asya?nın hareketli hırslarını gerçekleştirmekten uzak olan Batı ticaret politikası gümrük ücretleri duvarının arkasına saklanmayı isteyen üretici lobilerinin ellerinde esir kalıyor. Çin ve Hindistan ile yarışmak için ekonomik gücü olmayan trans Atlantik ekonomileri gelen mallara ve yabancı yatırıma düşman olarak kabuklarına geri çekiliyorlar.

BATI'NIN 'TARİHİN SONU' KİBRİ

Batı değerlerinin içsel manevi üstünlüğü ile ilgili kibir ve demokrasinin seçici teşviki kalkınan Asya ve önceki sömürgeciler arasındaki körfezi derinleştiriyor. Mahbubani Konfüçyüs, Hindu ve İslam medeniyetleri ?bir kültürel güven canlanmasına uğrarken? (sayfa: 49), Batı?yı Soğuk Savaş sonrasında ?Tarihin Sonu? kibirlenmelerinin tadını çıkarmakla suçluyor.

İronik olarak Asya?nın gümbürtüsü serbest piyasa ekonomisi, bilimin desteklediği teknolojik yenilenme, insan sermayesini idare etmede liyakat esasına göre görevlendirme biçimi, ideolojik sertlikten kaçınma, anlaşmanın kutsallığı, mülkiyet hakları ve kaliteli yüksek eğitim gibi ?Batı bilgeliğinin önemli taşları? üzerine kurulmuştur. Dünya çapında sayılan Hintli ve Çinli kendine inanç sistemi bu Batılı zenginleştirme iksirlerinin akıllıca uygulamasından geliyor.

BM, İMF ve DÜNYA BANKASI'NIN ASIL FONKSİYONU

Gene de ?Asya?nın yükselişindeki Batılı değerlerin açık varlığına? rağmen, Batılı maddi menfaatler Asya rekabetinde gerçek kayıplar hissetti. (sayfa: 102) BM Güvenlik Konseyi, Uluslar arası Para Fonu ya da Dünya Bankası gibi Batılı menfaatler Asya güçlerine orantılı ağırlık veren reformlara karşı engel oluyorlar. Hangi Amerikan yönetiminin hükümette olmasına bakmaksızın, dar bencil amaçlar için bu çok uluslu kuruluşları kötüye kullanıyorlar.

Dünya nüfusunun sadece %12?sine yurt olan Batı tüm insanlığa hizmet etmeye niyetli örgütlerin kontrolünü kıskançlıkla koruyor. Mahbubani yıllık Yedili Grup zirvesine katılımcıların ?kendi bencil ulusal çıkarlarını teşvik etmediği, küresel meydan okumalarla yüzleştiği? Batı medya çıkış yerlerindeki şöhreti parçalıyor. (sayfa: 123) Yeni enerjili Asyalılar bilinçli olarak hayatlarını batılı menfaatlerce tespit edilmeye izin vermemeye kararlılar.

BATI'NIN KAYBETTİĞİ ÇEKİCİLİK, ÇİN'İN KENDİNİ KEŞFİ

Mahbubani Asya?da çalkantılı Batılılaşmama döneminin başladığını öne sürüyor. Çoğu Asyalılar Batı?nın dünyanın en sivilleşmiş bölümü? olduğu önceki inançlarını reddederek Batı?nın insan gelişimindeki ideal olarak çekiciliğini kaybettiğini düşünüyor. Çinli aydınlar dar görüşlülük tarihinin üzerini çizerek akıllarını en uzağa ve en hızlı şekilde sömürgeleşmekten kurtardı. Çin zenginlik birikimi ve ekonomik hayatiyetiyle birlikte kendi görkemli kültürel mirası ve onurunu yeniden keşfetti.

Batılılaşmama Orta Doğu?da daha da şiddetli. Herhangi bir Müslüman toplum, hatta belki Türkiye bile, ruhunda Batılılaşmayı göstermeye çalışmıyor. İslami kamuoyu Batılıları ahlaksız, aç gözlü ve Müslüman hayatlarının kaybına karşı duyarsız olarak görüyor. Mahbubani Hindistan?ı ?Batı ile Gerisi? arasında bir köprü olarak düşünüyor. Hindistanlı düşünürler Batı?yı yüksek değerlerin bekçisi olarak görmüyor ancak yabancı etkileri sürekli kabul etmedeki ülkelerinin tarihi yerini takdir ediyor. Yazarın öngörüsü Hindistan?ın kulaklarını açık tutup diğer medeniyetlerle iç içe girmeye olan eğilimi Batı ile Doğu?nun geri kalanı arasını eş uzaklığa götürecek.

KAYBEDENLER KLUBÜ: BATI VE ÇEVRE KRİZİNİN ASIL SEBEBİ

Kitabın sonraki bölümleri Asya devletlerinin bölgesel ve küresel problemleri çözmede beceriksiz Batı?dan daha yetenekli olup olmadığını sorguluyor. Uluslar arası kanun ABD ve müttefiklerinin pervasız ihlali nedeniyle paçavra haline geldi. Amerikalılar ve Avrupalılar kendilerini ?kaybedenler? olarak gördüklerinden ticari liberalleşme hayati tehlikede. Küresel ısınmayı durdurmaya yönelik etkin harekete ana engel ABD?den, sera gazlarını en savurgan yayıcıdan geliyor. Çinli ve Hintli şehir başına kirleticileri yayma oranı sanayileşmiş Batılı ülkelerin çok altında. Batı sorumlulukların eşit paylaşımını kaldırmaya hazırlıksız olduğundan, çevre krizi giderek derinleşiyor.

Nükleer yayılmayı sınırlandırma rejimi beş anlaşma yapan nükleer silah devleti cephaneliklerini ortadan kaldırmadıklarından veya azaltmadıklarından kaygan bir zeminde. ABD ve Rusya kayıtsız hareketleri yatay yayılmayı tetikleyen nükleer silahların en büyük dikey yayıcılarıdır.

BATI'NIN İDARİ BECERİKSİZLİĞİ VE YAYILAMAMASINDAKİ BAŞARISIZLIĞI

Mahbubani tüm bu muazzam küresel endişeleri idare etmede Batı?nın beceriksizliğinin, Batılı siyasetçilerin ?kısa dönem menfaatçiliğin? kendini düşünmenin mahkûmu olduğu daha derin bir yapısal rahatsızlığı yansıtıp yansıtmadığını merak ediyor. AB dünyanın farklı bölgelerinde duruşunu genişletebildiğinde gizli iç ayarlamalarını ayırt etmeye daha fazla vakit harcayabilir. Akdeniz komşularıyla ortaklığının Çin?in ASEAN (Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği) ile Serbest Ticaret Bölgesi olmasıyla aynı etkiye sahip olmaması artıyor. Avrupa?nın Hıristiyan topraklarının ötesinde etkin yayılmasındaki başarısızlığı hepsinin toplamıdır.

Yazarın yargısı duyarlı yabancı politika seçeneklerinin Batı?nın ?büyük ölçüde bölücü ve genelde işlevsiz iç siyasi sürecine? yenildiği yönünde. (sayfa: 214) Buna mukabil, Asya devletleri bölgesel ve küresel problemlere faydacı yaklaşım uyguluyor. Büyük gerilimlere rağmen Çin-Japon ilişkisi askeri düşmanlık noktasına gitmedi. Ender bulunan bir esneklikle Çin, Güney doğu Asya, Afrika, Latin Amerika ve İslam dünyasında büyük ayak izleri bırakıyor. Mahbubani ?Asyalıların daha istikrarlı bir dünya düzeni getirebilirliği? sonucunu çıkarmak için Çin?in jeopolitik başarısına vurgu yapıyor. (sayfa: 234)

ASYA GÜCÜ, ABD ve AB'DEN KÜRESEL LİDERLİĞİ ALABİLİR Mİ?

Kitap Asya gücünün ABD ve AB?den küresel liderlik mantosunu üzerine alma niteliklerine sahip olduğu şeklinde karşılaştırmalı bir analizle sona eriyor. Çin?in avantajı var ancak ?aklı küresel medeniyeti değil Çin medeniyetini geliştirmeye odaklanmış durumda?. (sayfa: 239) Hindistan daha geniş görüşlü ancak hala büyük ekonomik gelişememenin batağında. Bu iki ülkeden herhangi biri hazır olsa bile Asyalıları dünya liderliğini üzerine almaktan engelleyen büyük yüksek engel Batı tarafından zorluk çıkarma politikasıdır. (örneğin; Uluslararası Para Fonunda hisse reformunun oylanması).

Mahbubani Batı?nın kendini üstün ırk gören ideolojik yükünü terk etmesi gerektiğini ve Asya?ya sofrada gereken yeri vermesi gerektiğini tavsiye ederek bitiriyor. Bunun gerçekleşmesi için, ABD ve AB dış politikalarını yozlaşan iç baskılardan zincirlerini koparma yollarını bulması gerekecektir. Yazarın olgun liberal inançları Asya?nın konumunu Batı?nın ötesinde görmeye izin vermemesine rağmen, ABD ve AB zamanında ayarlamalar yapmazsa şiddetli ihtilafın çıkabileceği mantıklı.

İSLAM DÜNYASI İLE ÇİN ve HİNDİSTAN BİRLEŞMESİ

Bu kitap dünya siyasetinin her küresinde pratik olarak Batı?nın ikiyüzlülüğünü ve inatçılığını kanıtlıyor. Bununla beraber, İslam dünyasını Çin ve Hindistan ile birleştirmeye ve Asya?nın dinamik bir yolda olduğunu göstermeye çalışarak tutarlılığını kaybediyor. Asya tek parça taştan yapılmış abide değil, ancak Mahbubani'nin ?Asya? ve ?Batı? gibi geniş kategorileri birbirine düşürme eğilimi gerileyen ve içten endişeli bir İslam dünyası ile canlı Çin ve Hindistan?ı harmanlamaya götürüyor. Müslüman toplumların da Çin ve Hindistan gibi modernleşmeye meraklı olduklarını iddia etmek için gösterişli Dubai örneğini kullanıyor. Dini köktenciliğin hep üst seviyede olduğu Bangladeş ya da ebedi hizipçi çatışmaya kilitlenen Lübnan?ı örnek olarak alsaydı manzara o kadar pembe görünmeyecekti.

ASYA BATI'YA KARŞI AMA ÇİN'DE HİNDİSTAN'A KARŞI

Mahbubani?nin hesabındaki diğer temel zayıflık Çin-Hindistan rekabetini bir tarafa bırakmasıdır. İkisini de aynı Batı karşıtı kampa koymak yanlış olmasa da iki Asya dev gözünün birbirinin üzerinde olduğu ihtiyatını kabul etmekte başarısız kalıyor. Çin?in yükselişini gerçekten huzurlu olarak çizmek için Hindistan?la girdiği stratejik yarışı halı altına sürürüyor. ?Asya Batı?ya karşı? hikayesi ?Çin Hindistan?a karşı? alt başlığı da ince ayrım olarak eklenirse gene kabul edilebilir. Yoksa Mahbubani'nin aydınlatıcı kitabı bu önemli Asya içi yarışa bakışı kaybeder.

Kitabın adı: The New Asian Hemisphere. The Irresistible Shift of Global Power to the East (Yeni Asya Küresi. Küresel Gücün Asya?ya Kaçınılmaz Geçişi)

Yazar; Kishore Mahbubani.

PublicAffairs, New York, 2008.

ISBN: 978-1-58648-466-8.

Fiyatı US$26, 314 sayfa.


 

The New Asian Hemisphere:

The Irresistible Shift of Global Power to the East

Haber Ara