Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

?Gel ne olursan gel? ve bu filmi izle

Mevlana Yılı?nın en önemli teşebbüsü Mevlana Celaleddin-i Rumi: ?Aşkın Dansı? adlı filmi 25 Nisan?da vizyona giriyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-04-20 19:10:00

?Gel ne olursan gel? ve bu filmi izle

Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen Mevlana filme konu oldu: Mevlana Celaleddin-i Rumi: ?Aşkın Dansı?. Filmin yönetmeni Kürşat Kırbız ?İçinde biraz sevgi tohumu olan bir insan, kimliği ve etiketi ne olursa olsun bu filmi izlesin? çağrısında bulunuyor.

Geçen yıl UNESCO tarafından Mevlana Yılı?nın en önemli teşebbüsü bence 25 Nisan?da vizyona girecek olan Mevlana Celaleddin-i Rumi: ?Aşkın Dansı? adlı film. Sinan Tuzcu, Burak Sergen, Özcan Deniz, Müşfik Kenter ve Selçuk Yöntem tarafından canlandırılan belgesele Yıldız Kenter, Cüneyt Türel, Meltem Cumbul ve Yılmaz Erdoğan şiir okuyarak katıldı. ?Bangladeş?ten, Endonezya?ya, Hindistan?dan, Pakistan?a 50?nin üzerinde profesör Mevlana?yı bize anlattı? diyen filmin yönetmeni Kürşat Kıbrız çekimlerin beş ayrı ülkede yapıldığını söylüyor. Yönetmen Kıbrız bu belgesel için ?İçinde biraz sevgi tohumu olan bir insan, kimliği ve etiketi ne olursa olsun şu kadar bir sevgi kırıntısı varsa bu filmi izlesin? diyor...

Senaryo nasıl ortaya çıktı?

Özellikle belgesel filmlerdeki senaryo ciddi bir araştırma çalışma sürecini gerektirir. Böyle bir şeyi yapma hayali üç senedir var. Geçmişte bir Mevlana bir de Çanakkale belgeseli yaptım. Mevlana belgeseline başlayacağım dediğim anda zaten bugüne kadar yaptığım tüm işlerde olduğu gibi bunun da senaryosunu yazmaya karar vermiştim, o süreçte başladı.

Mevlana?nın hangi dönemine odaklandınız?

Biz evrenselliğe ulaşan Mevlana?yı anlattık. Sheakespeare?in Mevlana ile olan iletişimini, Mevlana?nın Goethe?ye, Rembrandt?a, Spinoza?ya, Hegel?e, Novalis?e, Papa?ya yansımalarını anlatmaya çalıştık. Böyle bir kimliği anlatırken de hayatındaki önemli dönemleri, babasını, önemli hocalarını, ilahi aşkı bulduğu Şems?i, Şems?ten sonraki dönemini de ana hatlarıyla anlatmaya çalıştık. Bu bir dramatik belgesel, ama şiirsel dilde akan bir belgesel. 60 bin beyitlik eser bırakan bir insanın o beyitlerinden bir şey çıkarıp almak bir süreç gerektirdi. Bazen Yıldız Kenter dublajda şiir okurken ?Ben de şu beyiti buldum, bunu okuyorum? dediği zaman hayran kaldık, ilk günden bu olmalı dediğim eserler de vardı. Başlı başına bütünsel bir süreçti.

Canlandırma farklı bir oyunculuk gerektiriyor. Oyuncu seçiminde neye dikkat ettiniz?

Dünyada herkes Mevlana?yı çok iyi biliyor. Mevlana?yı anlatan ve Mevlana?yı anlatmaya destek olan yan karakterlerin de çok özel insanlar olmasını istedim. Sanatsal açıdan belli bir altyapıda olmalarını çok istedim. Müşfik Kenter?den Selçuk Yöntem?e, Burak Sergen?den Sinan Tuzcu?ya, Özcan Deniz?den Turan Özdemir?e hepsi de kamera önünde kendilerini sanatsal açıdan ispatlamış kişiler. O karakterleri özel karakterlerle oluşturmak istedim.

ÖZCAN DENİZ ÇOK BAŞARILI

Özcan Deniz popüler olduğu için biraz öne çıkıyor. Özcan Deniz?i seçmenizin nedeni nedir?

Özcan çok iyi bir oyuncu. İnsanların yapmış olduğu işler çok farklı olabilir, şarkı söyleyebilir, ama Özcan Deniz?in sanatsal geçmişine baktığınız zaman Türkiye?de ?Oyuncuyum? diyenlerin çoğundan daha tecrübeli. Dizileriyle, filmleriyle çok ciddi bir gelişim grafiği sergilemiştir. Özcan, Mevlana?nın Mesnevi?sini yazmasına sebep olan kişiyi, Çelebi Hüsamettin?i canlandırıyor.

Şu an dünyanın siyasi konjonktüründe Mevlana?nın fikirleri nereye oturuyor?

Mevlana?nın fikirleri bugün dünyanın her yerinde ama görebilene. Bugün sevgiyi, barışı, hümanizmi, dostluğu, kardeşliği, hoşgörüyü dünyada yaşamayı istiyorsak bir şekilde Mevlana ile buluşuyoruz. Dünyanın her yerinde savaş var, savaş olmayan yerlerde de insanlar mutsuz. Teknolojinin aşırı şekilde hayatın içerisinde olması, küreselleşme, şehirleşme... Büyük şehirlerde insanların çoğu maalesef mutsuz ve yanı başındaki çok ufak değerleri ama altındaki çok büyük dünyaları göremeyebiliyor. Aslında Mevlana 800 yıl önce o ışığı yakmış ve hala görebilene yansıtıyor. Bizim de amacımız bu güzel değerleri, dünyanın aslında yaşanabilir kısmını, yaşanabilir dünyayı, güzel dünyayı insanlara anlatmak. Bir şekilde aşkı da göstersek, sevgiyi de göstersek, minnacık, su damlası kadar olsa göstersek film misyonunu yerine getirir. Çünkü bu filmin misyonu sevgi, bu bir sevgi filmi, barış filmi.


Şems ütopikti


Filme nasıl dahil oldunuz?

Kürşat çok güzel senaryolar koyuyor insanın önüne, ?Hayır? diyemiyorsunuz.

Rolünüzle ilgili ne dersiniz?

Ben Şems?i oynuyorum. Şems 13?üncü yüzyıl için ütopik denebilecek derecede marjinal bir adamdı. Senaryoyu Kürşat çok güzel harmanlamış, çok güzel birleştirmiş canlandırma bölümlerini, belgesel niteliğinde olan yerlerini birbirinden çok güzel ayırmış. Biz canlandırma bölümlerinde bulunduk. Kürşat, belgeselde çok net bir şekilde onları oraya koymuş ve daha çok bir beden diliyle gittik Şems?in üzerine. Artık dünya tiyatrosu da vücut anlatımına dönen metinleri kabul eder oldu.

STAR

Haber Ara