Doğan Grubu'nu mercek altına alan yazılarıyla dikkat çeken Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz, iyibilgi'ye özel röportaj verdi.
Röportaj: Ömer Çakkal
Korkmaz, Ertuğrul Özkök?ün ?Gidiyorum? çıkışını, Doğan Grubu?nun yayın politikasındaki değişimleri, Ergenekon ve Nokta davasında gelinen son durumu ve AK Parti?ye açılan kapatma davasını değerlendirdi.
Bugün ilk bölümü yayınlanan röportajında Tamer Korkmaz, özellikle Hürriyet olmak üzere Doğan Grubu hakkında ağır iddialarda bulundu.
Korkmaz?a göre statükonun lokomotif gazetesi olarak Hürriyet, mücadelesini millet için değil tam tersine millete karşı veriyor. Devletin milletle barışmasını istemiyor, kaosa oynuyor. Ergenekon?un aydınlatılmasını, Körfez sermayesinin Türkiye?ye gelmesini istemiyor.
Güncel bir gelişme ile başlayalım. Ertuğrul Özkök geçtiğimiz günlerde, 'Ben gidiyorum. Vazgeçtim mücadeleden. Başkalarına bırakıyorum' diye bir yazı yazdı. Bu yazı iki yönlü bir tehdit olarak algılandı. İlki hükümete: 'Sizinle demokratik mücadeleyi bıraktım. Artık bu işi askerler halletsin' diye. İkincisi ise patronuna karşı: İddialara göre Doğan'ın ciddi bir vergi borcu var ya da paraya ihtiyacı var ve yardımcı olması için 'Başbakanlık'ın önüne yatak yorgan serip Tayyip Erdoğan'dan randevu istiyormuş. 'Patronu böyle yaparken Ertuğrul Özkök bir yandan hükümete karşı muhalefet ediyor; öte yandan patronuna 'Bana karışırsan seni yarı yolda bırakırım' tehdidinde bulundu' deniyor. İddialar böyle. Sizce Özkök'ün son yazıları üzerinden Hürriyet'in tepe kadrosunda neler olup bitiyor? Özkök gönderilir mi?
Hürriyet?in başındaki zat bir yere gitmiyor. Şu aşamada gönderileceğini de sanmıyorum. 18 yıldır koruduğu o koltuktaki icraatları kendisini Türk medyasının gelmiş geçmiş en büyük çürütücüsü yaptı. Ertuğrul Özkök, bir omurgasızlık abidesidir?
Ergenekon çetesi hakkında uzunca süre tek telime yazmayan bir genel yayın yönetmeninden söz ediyoruz. Sonunda söz etti ve Ergenekon?u dolaylı olarak savunmaya kalktı. Bu örneğime dikkat edin. Böyle bir resmin gazetecilik faaliyeti ile herhangi bir ilgisi olduğu söylenemez.
Bir ara muhalefeti Cumhuriyet Gazetesi'nin darbeyi çağrıştıran çizgisine kadar vardıran Hürriyet, sonra bir anda makas değiştirdi. Hatta, 'Yumurtalık kartı'nın açıldığı o günü, iyibilgi Kibar rica: 'Son vanayı da kapatma' başlıklı haberi ile tarihe not düşmeyi ihmal etmedi. Hürriyet, dahası Doğan Grubu 'Yumurtalık'taki rafineriyi almak için hükümete zeytin dalı uzattı' deniyor. Bu konuda görüşleriniz neler?
Doğan Grubu?nun hükümetle ilişkileri bağlamında konuşulacak çok şey var, elbette. Ancak bunların tamamını konuşmak bile grubun ve grubun amiral gemisi gazetenin yıllardır medyada çok farklı bir pozisyonu temsil ettiği gerçeğinin yanında yüzeysel kalacaktır.
Nedir bu gerçek?
Statüko?nun lokomotif gazetesi olarak Hürriyet şimdilerde artık Statüko?nun yıllanmış egemenliğini kaybettiğinin farkında olan bir grubun başat yayın organı olarak bir ?mücadele? veriyor. Mücadelesini millet için değil tam tersine ?millet?e karşı veriyor?
Nasıl?
Devletin milletle barışmasını istemiyorlar. Kaosa oynuyorlar. İstikrarsızlıktan fal tutuyorlar. Darbeci Ergenekon çetesinin ilişkilerinin aydınlatılmasını istemiyorlar. Amerikan piyasalarından son beş yılda yüzde 65 oranında çekilmiş bulunan Körfez sermayesinin Türkiye?ye yönelmeye başlamış olmasından da rahatsızlar?
Neden böyle bir şey yapsınlar? Sonuçta Aydın Doğan bir işadamı?
Evet. Çok ilginç bir durum değil mi. İş dünyasının zirvelerinde gezinen bir patronun ve gazetelerinin böyle bir gelişmeden mutlu olması beklenir değil mi? Ama hayır olmuyorlar. Sadece bu gerçek bile Doğan medyasının özellikle de Hürriyet?in medya olmaktan daha farklı bir işlevi bulunduğunu gösteriyor.