Dünyanın en önemli yırtıcı kuş göçü yolu üzerinde bulunan İstanbul?dan 1 Mayıs?a kadar onbinlerce kuşun geçmesi bekleniyor. Afrika?dan Avrupa?ya yılda iki kez 40 bin kilometre yol kateden kuşları izlemek isteyenler Doğa Derneği?nin turlarına katılabilecek.
GÖKYÜZÜNDE 500 BİN KONUK
Yılda 2 kez binlerce kuş İstanbul üzerinden göç ediyor. Türkiye üzerinden geçen toplam kuş sayısı yırtıcılar ve ötücüler olmak üzere toplam 500 bini aşıyor. Kartal, leylek ve şahin türleri Mart ayı sonu ve Haziran başı döneminde Sarıyer sırtlarından, Eylül ve Kasım aylarında ise Çamlıca tepelerinden gözlemlenebiliyor.
Kuş gözlemcileri ve meraklıları da 100 bine yakın kuşun geçişini izlemek için bu günlerde Sarıyer?e akın etmiş durumda... İstanbul?da yaklaşık 1,5 ay boyunca küçük orman kartalı, yılan kartalı, şahin, arı şahini, atmaca, leylek, kerkenez gibi çok farklı türde yırtıcı kuşu gözlemek mümkün olacak. Kuş göçünü izlemek izlemek için yurtdışından gelenler bile oluyor. İzleyici sayısını arttırmak için Doğa Derneği 1 Mayıs?a kadar kuş gözlem turları da düzenliyor. Dileyenler 45 YTL karşılığında kuş gözlemine katılabiliyorlar.
İSTANBULLULARA ÇAĞRI
Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, anne- babalar ve öğretmenlerin dünyanın çok nadir noktalarında gözüken bu mucizevi olayı kaçırmamaları çağrısında bulundu. Eken, ?Umut ediyoruz ki daha çok insan bu benzersiz doğa mucizesini yerinde, hem de kendi yaşadığı şehirde evinin birkaç
NEDEN İSTANBUL?DAN GEÇİYORLAR?
Zeynel Aslangündoğdu (Kuş Gözlemcisi): Güneyden geldiler ve kuzeye doğru gidiyorlar. Güneyde kışladılar, şimdi üremek içinde kuzeye doğru gidiyorlar ve burası Avrupa?nın en önemli ana göç yolu İstanbul boğazı. Hem bahar için hem de sonbahar için. Baharda Sarıyer sırtları, sonbaharda da Büyük Çamlıca tepesi Küçük Çamlıca tepesi, göçün en iyi izlendiği noktalar. Buradan küçük orman kartalları geçiyor, şahin geçiyor, arı şahinleri, atmaca geçiyor.
Çağan Şekercioğlu (Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi): Her sene toplam bir kaç yüz bin kuş geçiyor. Tek sorun, bütün sezon boyunca pek sayımı yapılmadı. Fakat bir milyona bile varıyor olabilir toplam geçen yırtıcı sayısı. Yüz binlerle ifade edilen rakamlar.
Serhan Oksay (Kıtalararası Kuş Göçlerini İzleme Derneği Başkanı): Afrika?nın çeşitli bölgelerinden başlıyor, Güney Afrika?ya kadar uzanabiliyor. Sonra Orta doğuda İsrail üzerinde yoğunlaşıyor. Bizim Antakya üzerinden doğuya ve batıya doğru ama önemli bir bölümü tabi Avrupa?ya doğru geldiği için batıya doğru sarkıyor ve boğazlar üzerinden bir kısmı Anadolu?da kalıyor. Tabii ki hepsi Avrupa?ya gitmiyorlar. Ama Avrupa?ya gitmek isteyenler buradan geçiş yapıyorlar.
Bulundukları yerde Afrika?daki besinin azalmasıyla birlikte daha rahat besin bulabilecekleri iklimin daha uygun olduğu bölgelere doğru ılıman olduğu bölgelere doğru geçiş yapıyorlar. Ve bu geçiş milyonlarca yıldır yapılıyor. Örneğin leylekler burayı tercih ediyor, çünkü leylekler sıcak hava termallerini kullanarak yükseliyorlar. Göçteki altın kural şu; minimum enerjiyle maksimum yol. Dolayısıyla termalleri kullanıyorlar. Dolayısıyla o yüzden burayı tercih ediyorlar.
KUŞLAR YÖNLERİNİ NASIL TAYİN EDİYOR?
Güven Eken: Bu tam olarak yanıtlanmış bir soru değil. Çok farklı teoriler var. Bunu öğrendikleri, bunun kalıtsal olduğu gibi... Ama Türkiye?de kelaynakları biliyoruz. Son göçü bilen bireyler ortadan kalktığı için kuşaklar ortadan kalktığı için, şimdiki genç bireyler farklı sebeplerle bir türlü göçe gitmiyorlar. Gidenler de göç rotasında devam edemiyorlar. Çok farklı teoriler var bununla ilgili. Dünyanın manyetik alanından tutun da bunun bireyden bireye olanına kadar. Ama buradaki asıl konu, göçe zorlayan faktörler. Yani kuzey yarım kürede kış gelmeye hava serinlemeye başladığında, yaşam koşulları zorlaşıp besin azalmaya başladığında kuşlar yavaş yavaş buraları terk edip besin bulabilecekleri yerlere gitmeye zorlanıyorlar.
GÖÇ YOLU ÜSTÜNDEKİ ALANLARI KORUYABİLİYOR MUYUZ?
Güven Eken: Ne yazık ki Türkiye?de Belen?den Antakya?dan İstanbul?a uzanan kuş göç yolunu takip eden sulak alanların neredeyse tamamı -bir yada iki tanesi değil Amik gölü, Ereğli sazlığı, Otamis sazlığı, Tuz gölü ve çevresindeki uydu göller gibi çok önemli sulak alanlar- son yıllarda tamamen kurudu. Bu hiç şüphesiz kuşların yaşam kalitesini, hayatta kalmalarını ve üreme başarısını etkileyecektir. Bunun sonuçlarını önümüzdeki yıllarda göreceğiz ama ne yazık ki Türkiye bu sulak alanların teker teker kurumasına göz yumdu ya da kuruttu. Normal göç yolculuğunda binlerce yıldır devam eden göç yolu üzerindeki çok önemli bir beslenme noktasını kaybettiyseniz ve bu o türün dünya nüfusunun çok önemli bir kısmına tekabül ediyorsa hiç şüphesiz o türün tükenmesiyle ilgili süreci açmış oluyorsunuz.
KÜRESEL ISINMA KUŞ YAVRULARINI AÇ BIRAKIYOR
Serhan Oksay: Avrupa Birliği?nin de katılımıyla bir sempozyum yaptık o sempozyumda sunulan bildirilerde çok açık bir şekilde küresel ısınmayla birlikte örneğin tırtılların daha erken bir dönemde ortaya çıktığı göç eden kuşların tırtıl dönemini yakalayamadığı bunun içinde yavruların yeterince beslenemediği ve sürekli olarak her türdeki kuş sayısında azalma olduğu kanıtlandı. Bu bilimsel verilerle ortaya konan bir gerçek.
Güven Eken: Ayrıca eper bir kuzeye kayanlar da var. Şu anda 2030 yılına ilişkin yapılan modellemelerde Avrupa kuşları atlasında pek çok türün dağılışının onlarca hatta yüzlerce kilometre kuzey enlemlere; örneğin Akdeniz türlerinin Orta Avrupa?ya, Orta Avrupa?daki türlerin Finlandiya?ya Norveç?e İsveç?e sıçrayacağı yönünde bilimsel yayınlar, atlaslar var.
AA