Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

İşte Türkiye'nin pirinç gerçeği...

PAKDER Başkanı Tevfik Dinçer, yeni hasat dönemine kadar pirinç stokunun olduğu müjdesi verdi. Dinçer'e göre, küresel olumsuzluk Türkiye için küresel bir fırsat olabilir.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-04-15 17:13:00

İşte Türkiye'nin pirinç gerçeği...

Haber Merkezi / TIMETURK

Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Genel Başkanı Tevfik Dinçer, pirinçteki tartışmalar hakkında açıklama yaparak, bu fiyat yükselmesinin dünya fiyatlarıyla alakası olduğunu Türkiye?nin yeteri kadar stok sahibi olduğunu belirtti.

PAKDER Başkanı Dinçer yaptığı açıklamada fiyatların artma sebeplerinin başında dünya ülkelerinin tarımsal ürün ithalat ve ihracat politikalarındaki değişmenin sonucu olduğunu vurgulayarak, ülkemizin kaynaklarını kullanarak bu küresel olumsuzluğu küresel bir fırsat haline çevirebileceğini ve Türkiye?nin dünya ambarı haline gelebilecek kapasitede olduğunu söyledi.

Bugün dünyada en çok pirincin konuşulduğunu ve tarımsal ürünlerin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Dinçer gıda sektöründe yaşanan çalkantılarla ilgili söylenenlerin aksine geleceğe çok olumlu bakıyor. Dinçer'le küresel ekonomik olumsuzluklar karşısında gıda sektörünün son durumu hakkında çarpıcı bir söyleşi gerçekleştirdik.

DÜNYADA ÜLKELERİN TARIMSAL İHRACAK VE İTHALAT POLİTİKALARI DEĞİŞTİ

Son günlerde tarım sektöründe yaşanan krizi neye bağlıyorsunuz?

2007 yılından bu kuraklık faktörü dünya gündemine oturduğundan beri dünya gündeminde tarımsal ürünlere bir ilgi oldu. Dolayısıyla bu ilginin ötesinde dış ticarette bir takım gelişmeler oldu. Burada bu tarımsal ürünlerde gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, az gelişmiş ülkeler bu ürünleri ürettikleri boyutuyla etkilendi. Dünyada kuraklık faktörünün yarattığı sonuç olarak bazı ürünlerde artış oldu. Dolayısıyla bu faktörlerden dolayı bazı ülkeler kendi iç tüketicisini koruma yaklaşımında bulundu. Bu koruma yaklaşımından dolayı ithalat ve ihracat politikalarında bir takım değişiklilikler oldu. Hindistan 5-6 ay önce kırmızı mercimek ihracatını yasakladı. Geçtiğimiz günlerde de pirinci yasakladı. Mısır Hükümeti 400 dolarlık bir pirinci 800 dolara çıkardı. 800 dolarda iken de ihracatı yasakladı. Çin?de aynı şekilde pirinç ihracatını yasakladı. Bugün Hindistan, Çin ve ona rağbet eden ülkelerde tarımsal ürüne ilgi arttı. Bu faktörleri genel olarak değerlendirdiğimizde dışarıda özellikle tarımsal ürünler konusunda çok ciddi politika değişiklikleri yaşandı.

Bu politika değişikliği Türkiye'yi nasıl etkiledi?

Bizim daha önceleri iç tüketimimiz üretimimizi karşılar düzeydeydi. Ama geçmiş 85 yıllık tarım politikalarındaki kesintili istikrarsızlıktan dolayı tarımsal ürünlere çok fazla önem vermedik. Yani biz sanayi ülkesi miyiz, tarım ülkesi miyiz ikilemi arasında hep gidip geldik. Oysa dünyaya baktığınızda gelişmiş ülkelerde bile tarımsal üretime çok önem veriliyor.

PİRİNÇTE İKİ YILDIR FİYAT ARTIŞI YAŞANMAMIŞTI

Neden en çok pirinç konuşuluyor?

Bugün dünyada en çok konuşulan konu pirinç. Oysa ki, baktığınız zaman bakliyatın genelinde de bir fiyat artışı var. Bütün tarımsal ürünlerde bir artış var. Hasat döneminde eski ürünlerin fiyat kapanışıyla yeni sezon açılıyor. 2007 yılındaki hasada baktığımızda özellikle bazı ürünlerde fiyat dikkat çekiyor. Daha önceki hasat döneminde 0,90 olan kırmızı mercimek bugün 1,80 civarı oldu. Yani yüzde 100?lük bir artış söz konusu oldu. Sadece iki üründe çok ciddi fiyat artışı yaşanmamıştı; pirinçte ve nohutta. Nohutta hala bir fiyat artışı yaşanmış değil. 3 yıldır fiyat artışının hemen hemen yaşanmadığı pirinçte son 15 günde hemen hemen yüzde 100?lük bir fiyat artışı oldu. Diğer artışlar kademeli olduğu için tüketicinin dikkatini çekmedi. Ama pirinçte 15 gün içerisinde %100 fiyat artışının yaşanması ve bununla ilgili spekülatif haberlerin yayınlanmış olması nedeniyle bir karışıklık söz konusu oldu. Bir takım haberlerin doğru kanallardan doğru ağızlardan alınmasının çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Pirinç üretiminizde bir düşme var mı?

Bizim pirinçte 400 bin ton civarında bir iç üretimimiz var. Yani son 3 yılda kuraklık faktörüne rağmen bunlarda bir rekolte kaybı yaşanmadı. Daha önce 250 bin ton olan pirinç üretimimizi bugün 400 bin tonlara çıkarıldı. Trakya üniversitesinde Osmancık tipi bir pirinç üzerinde çalışıldı ve verimliliği %80 ile %100 arasında olması sağlandı. Biz diğer ürünlerde yüzde 62-63 civarında randımandan söz ediyoruz. Bundaki verimlilik oranının yüksek olması pirinçle alakalı açığımızın kapatılmasına çok büyük etki sağladı. Tüketimimiz ise 550-600 bin ton civarında. Yani biz ürettiğimizin 3 te 1 kadarını dışarıdan alıyoruz.

Devlet desteği nasıl?

Burada iç düzenleyici kurum Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)?dir biliyorsunuz. TMO?nun bu güne kadar pirinçle ilgili uyguladığı politikalar doğru politikalardı. Burada çiftçiye pirim desteği de verildi. Bu pirim desteği üretimi arttırma konusunda çok önemli rol oynadı. Burada uygulanan doğru politikalarla birlikte ileriyi ön görmeyen bir takım eksiklikler olduğunu düşünüyorum.

BASIN ABARTIYOR, YENİ HASAT DÖNEMİNE KADAR TAŞIYACAK STOK VAR

Türkiye'yi bekleyen bir kıtlık olduğu yazılıyor, çiziliyor. Gerçekten bir kıtlık tehlikesiyle karşı kaşıyamıyız?

Bugün basında yer alan abartılı haberleri biz gerçekten esefle izliyoruz. Bugün Türkiye?de bizi yeni hasat dönemine kadar götürebilecek stoklarımız var. Burada arz talep dengesi çok önemli. Bu haberlerin yarattığı bir psikolojik bir baskı var. Bu psikolojik baskı şöyle yansıyor. Bu işin ticaretini yapan kişi dünya fiyatlarına bakıyor. Dünya fiyatlarında %100?lük bir artış olunca mal sunma noktasında kendini kasıyor. Bütün piyasalarda fiyatlar arz ve talep dengesine göre oturuyor. Yani bir ürüne talep fazla ise bu fiyata yansıyor. Bunu kendi doğallığı içerisinde düşürmek lazım. Şu anda biz bir kıtlıktan söz edemeyiz. Bizi hasat dönemine taşıyacak kadar stok var.

KÜRESEL OLUMSUZLUKLARI TÜRKİYE KÜRESEL FIRSATLARA ÇEVİREBİLİR

Ekonomide yaşanan küresel kriz karşısında gıda sektörü olarak çözüm önerileriniz nedir?

Bu olayla için herkesin sağduyulu olması gerekiyor. Tüketici ithalatçıyı hain olarak görüyor. Dolayısıyla bunlar yanlış kavramlar. Kurumlarımıza tarladan sofraya gelene kadar şu sosyal sorumluluk düşüyor. Şu anda herkes bu ateşe bir tas benzin döküyor. Son görünen tablo bu. Herkesin dünyadan kaynaklanan bu fiyat artışlarını doğal kabul etmesi gerekiyor. Bizler de Türkiye?deki fiyat artışına olumlu bakmıyoruz. Bizler de bu konudan olumsuz etkileniyoruz. Biz istikrarlı bir fiyat politikasından yanayız. Bu artışlar bizim iş hacmimizde bir daralmayı da getirecektir. Bu nedenle herkesin bu konuda sağduyulu olması gerekiyor. Bu tip küresel olumsuzlukları Türkiye altyapısını kullanarak küresel fırsatlara çevirebilir.

 

Haber Ara