Sami Moubayed*
İsrail 1948?den beri tarihteki en büyük askeri manevrasını başlatmasına rağmen İsrailliler Suriyelilerle savaş istemediklerinde ısrar ediyorlar. Bu 1967?deki Haziran savaşından beri sakin olan Suriye sınırında oldu.
Bu ulus çapındaki ?uygulama? yeni kurulan Ulusal Acil Durum Otoritesiyle işbirliği içinde İsrail Savunma Güçleri?nin (IDF) bünyesindeki Yurt Cephe Komutası tarafından yürütülmekte.
Başkan Shimon Peres Suriyelilerin endişe etmemesini söyleyerek bu Suriye ile bir savaşa başlangıç olmadığında ısrar etti. Bununla beraber, İsrail Radyosu vatandaşlara bir tarafta Hizbullah ile diğer tarafta Suriyelilerle ?hayali? savaşın dördüncü gününde işlerin nasıl olacağını gösteren uygulamalarının senaryosunu vatandaşlara anlattı.
Eğitim Kassam roketlerinin ve Katyusha mermilerinin İsrail?e yağmasını canlandırdı. IDF İsraillilerin endişe etmemesi, bunun sadece ?IDF 2008 çalışma planının bir parçası? niteliğinde tatbikat olduğu beyanatını verdi. Tatbikatın herhangi bir macera için hazırlık olmadığını ve Suriye, Hizbullah ve İsrail arasında önceki çatışmalara bir misilleme olmadığına vurgu yaptı. Kendi açısından Hizbullah 1948?den beri savaş durumunda olan iki ülke için ne rutin ne de normal sayılan İsrail tatbikatı nedeniyle rahatsız.
Tatbikatın bir parçası olarak 8 Nisan?da saat 10?da İsrail?in içinde sirenler çaldı. Haber spikeri Gadi Sukenik gerçek bir savaş durumunda aynısını yapmak üzere televizyonda ?acil durum talimatları? göstermek üzere çağrıldı. Saat sabah 10 ila 11 arasında Kanal 33 Yurt Cephe Komuta?sının yeni stüdyosunda yayın yaparken savaş esnasında ne yapılması gerektiği talimatlarını verdi. Baş General Yair Golan saldırı altındayken nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili rehberlik eden videolar gösterdi.
Çeşitli senaryolarla saha tatbikatı canlandırılırken, anaokulu öğretmenleri Suriye veya Hizbullahla savaş çıkarsa küçük çocuklarla nasıl ilgileneceklerinin tatbikatını yaptı. İsrail?e konvansiyonel olan ve olmayan roketlerin ateşlenmesi, kimyasal saldırı ve arama kurtarma eğitimi gibi tatbikatlar yapıldı.
IDF?nin başkan vekili General Dan Harel?in sözleri gösteriye tuz biber ekti; ?İsrail?e zarar vermeye çalışan kim olursa hatırlaması gerekir ki bölgedeki en güçlü ülkedir ve misillemesi güçlü ve acı verici olacaktır.'
Yukarıda bahsedilenlerin hepsi savaş başlangıcı değilse, ya nedir peki?
Geçen Cumartesi dört İsrail savaş uçağı Suriye hava sahasına girdi ve Deir ez-Zour yakınlarındaki Tal Abyan köyüne ulaştı. İşler bundan sonra nahoş duruma geldi. Bazıları uçakların Suriye?deki hedeflere çarptığını söyledi. Diğerleri Başkan Bashar al-Assad birkaç ay sonra çarptıklarını ama hedefleri geri çektikleri şeklinde çıkıp haberi teyit edene kadar bunu reddetti.
Suriye bunu ?alenen yapılan saldırgan bir davranış? olarak nitelendirdi ve uçakların yakıtlarını ve cephanesini düşürmeye zorlayarak daha hızlı uçup kaçabilmekle yüz yüze bıraktıklarını söyledi. İsrailliler önce yorum yapmayı reddettiler ama daha sonra Suriye?ye gerçekten bir hava girişi gerçekleştirdiklerini teyit ettiler.
İsrail ve uluslar arası medya haberin Suriyeliler tarafından neden sızdırıldığıyla ilgili spekülasyonla dolup taştı. Bir teori İsraillilerin Amerikalıları çıkacak bir savaşta desteklemeye hazırlandıklarını ve İran bölgesine ulaşmaya çalıştıklarını söylüyordu. Aşırı yakıtın nedeni de buydu. Diğer bir teori ise İsraillilerin Suriye?nin Rusya?dan aldığı mermileri araştırdığını ve Suriye savunmasını test etmek istediklerini iddia etti.
İsrailli terör karşıtı uzman Boaz Ganor ikinci teoriyi savunuyor. Kuzeyde Suriye tarafından yerleştirilen uzun mesafeli mermiler hakkında ülkesinin bilgi topladığını yazdı. Üçüncü bir spekülasyon ise İsraillilerin Suriye?de Filistin militanlarının (Hamas ve İslami Cihad) olduğu bir eğitim kampını vurmak istediği ancak hedefi kaçırdıkları yönündeydi. Dördüncü bir hikaye ise İrsallilerin nüfuzunu göstermeye çalıştıkları ve 2006?da Lübnanla savaşta geri çekilmelerine rağmen ? ya da Arapların dediği gibi ?yenilmelerine? rağmen ? İsrail?in hala Orta Doğu?da olduğunu ve sorun yaratabileceğini Suriye?ye hatırlattıkları şeklindeydi. Hatta bir teori de İsraillilerin Suriye?de stoklanan Kuzey Kore silahlarının peşinde olduğunu söylüyordu.
Hedefin ne olduğuna bakılmaksızın bu provokasyondu ve Suriyelilerin erken uyarılmasıydı. İsrailliler ?güvenilmezdi? ve Şam ile yeni bir maceraya girmeleri mümkündü ve istekliydiler. Tüm barış süreci konuşmaları da giderek saçma kalıyordu, çünkü barışla ilgilenen uluslar başka ulusun hava sahasına girip uçarken bomba düşürmezler.
2007?nin yazında Suriye-İsrail cephesinde ?bir şeyler? olacağı spekülasyonu vardı. İsrailliler Golan sınırındaki IDF?yi harekete geçirmişti ve İsrail gazetelerindeki haberler ordunun yedek askerlerinin %70?inin Golan?daki tatbikatlarda yer aldığını söyledi. İsrail aynı zamanda ünlü birimlerinden birinin, Golan Tugay?ının, savaş oyunlarında yoğun eğitimini yeni tamamlamış olduğunu beyan etti.
91. Bölüğün başındaki Guy Hazoot Lübnan sınırı boyunca menzilleşmişti, ?En kötü durum savaştır ve biz en kötü duruma hazırlıklı olmayız? diye belirtmişti. United Press International, ?Washington?daki güvenilir kaynakların bu yaz Suriye ile İsrail arasında bir uzlaşma olabileceğini? söylediğini bildirdi.
ABD başkanı Bill Clinton döneminde Orta Doğu elçisi olan Dennis Ross tarafından bu tekrarlandı. Yediot Aharonot?a ciddi savaş ?riskinin? olduğunu söyledi ve ?Suriyeliler kendilerini savaş için şekillendiriyorlar,' diye ekledi.
Bununla beraber, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak hava müdahalesinden bir hafta önce gerilimi kaldırmak için çıktı ve İsrail?in ordularını Golan Tepelerinden geri çekeceğini söyledi. Seferberlik, Suriye ile İsrail arasındaki aslında İsrail?in kaçınmak istediği ?tesadüfi uzlaşma? riskini arttırdığını söyledi. İsrail ile Suriye arasında savaş olmayacağını söylerken gerilime soğuk su serpmiş gibi göründü.
Suriye de benzer barış taahhütleriyle yanıt verdi. 1991?de Madrid?den beri tercihlerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi?nin 242 nolu kararına dayanan ?adil ve kapsamlı bir barış? ve ?barış yurdu? formülü olduğunu söyledi.
Müdahaleden sonra, Suriye Başkan Yardımcısı Farouk al-Shara İtalya?nın günlük gazetesi La Republica?ya, 'Tüm söyleyebileceğim askeri ve siyasi kademenin biz konuşurken bir dizi yanıta hazırlandığıdır. Sonuçlar yakında ortaya çıkacak,' şeklinde konuştu. Suriyelilerden ne tür bir misilleme olacağı sorulduğunda, şöyle cevap verdi; ?Detayları açıklayamam.? Daha sonra bir gazeteci Peres?den Suriye?ye bir çağrıdan bahsedince Shara şöyle yanıtladı; ?Gülümsediğim için affedersiniz. Barış hakkındaki konuşmalar apaçık saldırının maskelenmesidir. Hava sahsına sızmayla ilgili İsrail?in yanıtları ilginç, (Başkan Yardımcısı Ehud) Olmert bunun hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor.'
Şu anda olanlarla ilgili nispeten sakin görünen Suriyeliler gene de İsrail ile savaş olasılığını çizmiş değiller. Mayıs 2007?de Assad parlamentoya konuştu ve Olmert gibi yenilen liderler garip şeyler yapabilir, 2006?da İsrail?in imajına yapılan yanlışları düzeltmek için komşularıyla barış yapmak yerine savaşa gitmek gibi. Olmert Suudi kanalı al-Arabiyya?ya verdiği röportajda Suriye başkanıyla barış yapmaya hazır olduğunu söyledi. 'Bashar al-Assad, sizinle direkt görüşmelere hazır olduğumu biliyorsunuz, savaşa değil. Suriye ile barış yapabilirsem mutlu olacağım. Suriye?ye karşı savaş çıkarmak istemiyorum.'
Assad Temmuz 2007?de açılış töreninde dolaylı olarak gönderme yaparak şöyle söyledi: 'Suriye?nin en fazla yapabileceği nötr bir yere üçüncü bir tarafla görüşmek üzere Suriye?nin mesajını İsraillilere aktarabilecek bir Suriyeliyi göndermektir. Suriye ile İsrail arasındaki doğrudan görüşmeler de bu aşamada söz konusu değil.' Suriye barış durumunun temeli 242 nolu karar ve 4 Temmuz 1967 sınırı olacaktır. Bununla beraber, deneyimli olduklarından Suriyeliler İsrail?e güvenmiyorlar diye ekledi; ?1990lardan önce onlara güvenmiyorduk ve şimdi bu güvensizliğimiz daha da arttı.'
Daha sonra Suriyeler Kasım 2007?de Birleşik Devletlere gidip tüm barış konferansının başarısız olmak üzere olduğunu çünkü ne Amerikalıların ne de İsraillilerin barış için hazır olmadığını iddia ettiler. Suriyeliler İsrail?in 2006?da Lübnan savaşında yaptığı hatayı düzeltene kadar Filistinlilerle veya Suriyelilerle barış anlaşması imzalayabileceğine inanmıyorlar.
Bununla beraber İsrailliler bunu reddediyor ve sonuçlar tatmin edici olmasa da tıpkı Amerikalıların Vietnamlılarla yaşamayı öğrendiği gibi onlarla yaşamayı öğrenebileceklerini iddia ediyorlar. Bununla beraber George W Bush yönetiminden kalan Amerikalılar Suriyelilerle işbirliğine girmeyi istemiyorlar. Suriye?nin barış anlaşmasından çok bir barış süreciyle ilgilendiklerini iddia ediyorlar; 2005?den beri ABD tarafından uygulanan yalnız bırakılmayı kırmayı amaçlayan bir süreç.
Gene de İsrailliler Suriye ile görüşmek isterlerse Amerikalılar onları vazgeçirmeye ısrar etmeyecek. Teşvik de etmeyecek ama kesinlikle hayır demeyecek. Ancak Suriyeliler buna inanmıyor. Dürüst ve güvenilir bir üçüncü taraf olmadan barış sürecine giremediklerinden kendilerini bir ikilemde buluyorlar. (İsraillilere) tek kabul edilebilir broker Amerika Birleşik Devletleri.
Bush yönetiminin son sekiz ayı ne Suriyelilerle ne de Filistin Başkanı Mahmud Abbasi ile bir barış anlaşması çıkaramaz. Savaş seçeneği de askıda kalıyor.
İlk bakışta 2001?den beri Arap dünyasında dördüncüsü olacak başka bir savaşla kimse ilgilenmiyor gibi. Daha derinden bakınca İsraillilerin Suriyelerle sınırlı bir savaş ? sonra barış ? için bir uzlaşma arayışı içinde olmalarının nedenleri anlaşılabilir.
Teori şöyle: Arap-İsrail ihtilafında savaş madalyalarını almadan barışa gidemezsin. Olmert?in ülke içi tüketim için ve Araplarla müzakere masasında daha iyi bir ele sahip olmak için buna ihtiyacı var. Bu barışa bağlı pek çok ip var; Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah.
İlk ikisi ile Filistin tarafı aracılığıyla anlaşma yapılabilirken sonuncusu Suriyelilerle savaş ve barışı gözden geçiriyor. İsrail?de pek çok kişi Hizbullah?tan kurtulmansın tek yolunun onu doğal müttefiklerinden uzaklaştırmak olduğunu vurgu yapmaya başladı.
Hizbullah?a karşı başka bir savaş başarılı olmayacaktır ve Lübnan?a kara harekatı IDF için felaket olabilir. İsrailliler bunu 2006?da yapamamıştı.
Çökmenin eşiğindeki Lübnan sistemi 2006-2008?de bunu yapamadı. Birleşmiş Milletler bunu kararlarıyla yapamadı. İranlılar asla yapmazlar.
Dolayısıyla İsrailliler Hizbullah sorununa çözüm bulabilecek tek halkın Suriyeliler olduğuna inanıyorlar ve onlar da bunu ancak İsrailliler ile tam bir barış anlaşmasına varılırsa yapacaklardır. Suriye ile savaşsız hiçbir barış süreci mümkün değil. Cephe hatlarına yeniden çekilecek, herkes üzerinde yeni gerçeklikler empoze edecek ve psikolojik olarak ihtilafa bir son vermeye tarafları hazırlayacak bir savaş.
Sedat?ın Yeniden Ziyaret Edilmesi
Bu gibi zamanlarda Mısır?da Enver Sedat?ın yeniden ziyaret edilmesi ilginç. Şüphesiz İsrailliler Sedat?tan Araplardan daha fazla şey öğrendi. Sedat 1973?de İsraillileri güvenliksiz yakalayarak ünlü Süveyş kanalı?ndan geçişine ilaveten psikolojik ve siyasi bir zafer elde etti.
Mısır?ın Yahudi devletiyle savaş istemediğini temin etmek için her tülü dili kullanarak Tel Aviv?e mesajlar göndermeye başladı. İlk olarak, Gamal Abdel Nasser?ın Temmuz 1972?de Sovyetler Birliğine dönüşü günlerinden beri Mısır?da çalışan tüm Sovyet uzmanlarını istedi. Hepsinin içinden yaklaşık 20.000 tavsiyeci çıktı. Amerikalıları ve İsraillileri bir savaş planlamadığına inandırmak istedi.
İsrail tarafı Mısır?ın Rusya?dan silahları olmadan savaşa gitmeyeceklerine ve gidemeyeceklerine inanıyorlardı. Bugüne kadar ismi ortaya çıkmayan ve sadece ?kaynak? diye bilinen Mısır ordusunda bir casus, Mısır?ın Sinai bölgesini geri kazanmak istediğini ancak İsrail şehirlerine karşı kullanılmak üzere scud mermileri ve İsrail Hava Gücü?nü etkisiz hale getirmek için avcı bombardıman uçaklarını Moskova temin etmedikçe Kahire?nin savaşa girmeyeceğini açıkladı.
Avcı bombardıman uçakları varmadığından İsrail Sedat?ın asla saldırmayacağını düşünüyor çünkü savaş silahları yok. Ayrıca İsrailliler Mısır saldırmazsa Suriye?nin de saldırmayacağına inanıyorlar. Hem Amerikalılar hem de İsrailliler Sovyet tavsiyecilerinin sınır dışı edilmesinin Mısır ordusunu büyük ölçüde zayıflatacağına inanıyorlar.
Sedat ayrıca İsrail tarafına sürekli yanlış bilgi akını olduğunu temin etti. Örneğin, Mısır Rusya?dan gelen silahlarla çalışmak için askerleri eğitmediğini veya yeterli hale getirmediğini açıkladı. Aynı zamanda tanklar ve uçaklar için yedek parçalarla büyük bir problem olduğunu söyleyerek İsrail?e mesaj gönderdi. Mayıs ve Ağustos 1973?de savaşa gitmekle tehdit etmişti. İsrailliler savaş seferberliği yaptı ama Sedat hiçbir şey yapmadı.
Her bir seferberlik İsrail?e yaklaşık 10 milyon Amerikan dolarına mal oldu. İsrail?e karşı sürekli savaşa gitmekle tehdit ettiğinden ve hiçbir şey yapmadığından 1973?de kimse ona inanmadı. Bu da tam Sedat?ın istediği şeydi ve Suriye başkanı Hafız Esad ile birlikte 6 Ekim 1973?de İsraillileri hazırlıksız yakalamayı başardılar.
Suriyelilerin 6 Nisan?da başlayan İsrail operasyonlarından endişelenmesinin sebebi bundan. Savunmaya hazırlanmak masraflı olabilir ancak yanıt verememek ve Peres?in güvencelerine inanmak sadece Suriye için değil, bütün olarak bölge için çok masraflı olacaktır. Savaşa güvence olmaz ve Arap dünyasında tutulan hiçbir söz yoktur. İsrailliler Eylül 2007?de bir şey söyledi ve tam zıddını yaptı. Nisan 2008?de de gene aynısını yapabilirler.
Sami Moubayed Suriyeli bir siyasi analizcidir.
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.