ABD?nin Birleşmiş Milletler nezdindeki Büyükelçisi Zalmay Halilzad, birkaç ay içinde istifa edeceğini açıkladı. Afganistan?ın Ariana televizyonuna konuşan Halilzad, özel sektörde çalışmayı planladığını söyledi. Afganistan doğumlu Zalmay Halilzad, ABD?nin Kabil ve Bağdat büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştu.
NABIZ YOKLUYOR
Halilzad?ın görevinden ayrılacağını söylemesi, Afganistan Devlet Başkanlığı?na aday olacğı söylentilerini de tetikledi. Ancak Halilzad, bu iddiaları sürekli reddediyor. BM temsilcisi, görevini bırakacağını belirttiği açıklamasında da ?Önceden de söylediğim gibi Afganistan?daki herhangi bir göreve aday değilim ancak Afgan halkına hizmet etmek için daima hazırım? dedi. Ancak yakın çevresine bakılırsa, Halilzad Afgan Devlet Başkanlığı?nı ciddi bir şekilde düşünüyor ve hatta ülkedeki siyasi grupların nabzını yokluyor.
Halilzad?a yakın bir kaynak ?Afganistan?a gelip özel sektörde çalışacağına dair fikirlerinde samimi ancak ülke içinde devlet başkanı olması için bir baskı gördüğü de gerçek. Yıl sonuna doğru, devlet başkanlığı için şansı olup olmadığını tekrar değerlendirecek? diye konuştu.
KARZAİ'NİN POPÜLARİTESİ BİTTİ
Halilzad?ın gözünün 2004?te göreve gelen Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai?nin yerinde olduğu dedikodusu uzun zamandır yapılıyordu. Halilzad bu iddiaları yalanlasa da, yandaşlarının Peştun aşiret reisleri ve adını Kuzey Birlik Cephesi olarak değiştiren Kuzey İttifakı nezdinde nabız yoklaması yaptığı da söyleniyor.
Afganistan?ın ilk Devlet Başkanı olan Karzai?nin popülaritesi hükümetin yolsuzlukları ve Taliban?ın tekrar canlanmasından dolayı düşüşe geçmişti. Uluslararası toplumun da tepkisini toplayan Karzai bu hafta ?Beni seçerlerse, başladığım işleri bitirmek istiyorum? diyerek yeniden devlet başkanı olmayı düşündüğünü ima etmişti.
ZALMAY HALİLZAD KİMDİR?
1951 yılında Afganistan?ın Mezar-ı Şerif kentinde Peştun kökenli bir aile içinde doğdu. Öğrenim için 16 yaşında Kabil?e gitti. O süreçte birçok genç gibi ?Amerikan Dostları Derneği?ne üye oldu. ABD, çeşitli başarılarıyla dikkatleri çeken Halilzad?ı, okulundan mezun olduktan sonra burs vererek Lübnan?daki Amerikan Üniversitesi?ne gönderdi.
Lübnan?daki üniversiteyi bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi?ne gönderildi. Chicago üniversitesi o zamanlar da aşırı sağcıların bulunduğu üniversite olarak tanınıyordu. Doktorasını bu üniversitede tamamlayan Halilzad, ABD başkan yardımcılığı görevini yürüten Dick Cheney, Dünya Bankası?nı yöneten ve Irak savaşının mimarı kabul edilen Paul Wolfovitz ve Bush kabinesinde Savunma Bakanı olarak görev yapan Donald Rumsfeld gibi radikal sağcılarla tanıştı.
Halilzad hem Wolfovitz?in öğrencisi ve yardımcısı, Cheney?nin de arkadaşıdır. Nitekim 1984 yılında ABD dışişleri bakanlığında görev alan Halilzad, doğrudan Wolfovitz?e bağlı çalışıyordu. Çalışmalarıyla ABD?li yetkililerin gözüne giren Halilzad, ABD dış siyasetini belirleyen grup arasında yerini aldı. Halilzad bu süre zarfında Sovyetlere karşı savaşan Afganistanlı mücahitleri silahlandırdı.
Baba Bush döneminde savunma bakanlığının yönetiminde görev alan Halilzad, 2000 seçimleri sonrası Dick Cheney tarafından geçici savunma komitesine başkan tayin edildi. Bu dönemde ayrıca Bush?un özel danışmanlığını da yaptı.
Halilzad, 11 Eylül 2001 felaketinin ardından Afganistan operasyonunda da kilit rol oynamıştı. Clinton öncesinde savunma Bakanlığı Planlama Bölümü'nde görev yapmış olan Halilzad, ara dönemde eski güvenlik ve istihbaratçıların ağırlıkta olduğu düşünce üretim kuruluşu RAND Corporation'da çalışıyordu.
2003-2005 tarihleri arasında ABD'nin Afganistan büyükelçisi olarak görev yapan Halilzad, Shifron şirketinin enerji danışmanlığının yanısıra Amerika?nın önde gelen petrol şirketlerinden Unocal?un da danışmanlığını yürütmüştür. Bu şirket Türkmenistan ve Pakistan arasında Afganistan üzerinden boru hattı projesini öneriyordu.
Halilzad, Cheryl Benard adında Yahudi asıllı Danimarkalı bir sosyologla evlidir. ?Medeni ve demokratik İslam? teorisinin öncülerinden olan Cheryl Benard ?Moğollara karşı direniş? adlı kitabında Müslüman kadınlarla alay etmektedir.
2005-2007 tarihleri arasında ABD'nin Irak büyükelçisi olarak görev yapan Halilzad, Dick Cheney?nin yönettiği ve şu an Irak?ta birçok petrol anlaşmalarında yer alan Halliburton adlı petrol şirketinde de hisse ortağıdır.
2007 tarihinden itibaren ABD'nin BM daimi Temsilcisi olarak göreve başladı. Halilzad'ın ABD'nin yeni BM temsilcisi olarak ilk aylarda öncelik vereceği konular BM'nin Irak'ta daha fazla rol alması, İran'ın nükleer programından kaynaklanan sorun, eski Lübnan başbakanı Refik Hariri suikastını aydınlatmak amacıyla uluslararası mahkemenin kurulması konusu, Darfur krizi, Kosova'nın nihai statüsü ve BM reformu olacak.
Halilzad, 200'den fazla kitap, makale ve rapor yazmış; eserleri Türkçe, Arapça, Çince, Almanca, Japonca'ya da çevrilmiştir.
HALİLZAD AYNI ZAMANDA TÜRKİYE UZMANI
2000 yılında, henüz Halilzad muhalif saflardayken, RAND bünyesinde Ian Lesser ve Stephen Larrabe ile birlikte 'Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru' isimli bir çalışma yayımlandı. Halilzad, Batı ve Türkiye'nin ortak çıkarlarını, dört başlık altında ve şöyle bir sıralamayla topluyor:
1- Enerji güvenliği: Körfez, 2015 yılında Kuzey Amerika petrol ithalatının yüzde 34'ünü, Batı Avrupa'nın yüzde 40'ını karşılayacaktır. Körfez enerji kaynaklarının güvenliğini sağlamak yolunda Türkiye'nin desteğini almak ve Hazar havzasına verilen önem yüzünden (Halilzad, Bakü-Tiflis-Ceyhan'a özel bir önem veriyor) Batı, bölge güvenliği yönündeki Türk çıkarlarına karşı özenli davranmalı ve Ankara ile bölgenin siyasi ve ekonomik kalkınmasını geliştirmek için yakın işbirliği kurmalıdır. Enerji güvenliği denkleminde Türkiye'yi önemli bir aktör olarak görmemek ve Türkiye'nin kendi çıkarları açısından da önemli olan Hazar bölgesini ihmal etmek akılsızca olur. Türk askeri olanakları her iki bölge için uygun bir konum sağlar. Körfez ve Hazar enerji kaynakları İncirlik'ten 1000 mil uzaklıktadır.
- Kitle imha silahları tehdidine karşı koymak: Türkiye füze ve kitle imha silahlarına en fazla maruz kalan NATO müttefikidir. Genellikle, Avrupalılar bu konunun önemini kavrayamamıştır. Eğer saldırgan rejimler İstanbul, Roma, Paris, Berlin ve Londra'yı hücumlarının hedefi haline getirirse, Avrupa, Amerika ve Türklerin ortak çıkarlarına, örneğin enerji güvenliğine yönelik işbirliği tehlikeye girebilir. Avrupa için gerekli savunma mimarisinin bir parçası olarak erken uyarı sistemleri (AWACS gibi) ve füzeleri durdurma sistemleri (Patriot gibi) Türkiye'ye yerleştirilebilir.
3-Rusya'yı sınırlamak: Hazar havzası ve Orta Asya'da (yenilenebilecek bir) Rus hâkimiyeti Türk ve Batı çıkarları için önemli sonuçlar doğuracaktır. Ankara bu tür 'kanat risklerine' karşı yalnız bırakılabileceği endişesi taşımaktadır. Değişmekte olan bir Rusya doğrultusunda strateji geliştirmek Ankara ve Batılı ortakları için önemlidir.
4- Batı'yla bütünleşme: Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bütünleşmesi, ABD, Avrupa ve Türkiye açısından gelecekteki stratejik işbirliği için önemli bir hedeftir. Türkiye'nin daha Avrupalı bir nitelik kazanması, Washington tarafından algılandığı şekilde 'gelişmekte olan büyük pazar' olarak gelişimini kolaylaştıracak, stratejik işbirliği olasılıklarını artıracaktır.
Halilzad'ın Türkiye'ye, dünya siyasetinin asli bir unsuru olarak gördüğü Körfez-Hazar enerji kaynaklarının kontrolü açısından, stratejik bir ortak olarak baktığı söylenebilir. ABD açısından İncirlik'in sağladığı imkânların kolaylıkla feda edilemeyeceği görülüyor. Dolayısıyla şu an Irak üzerine Türk-Amerikan görüşmelerinde sorun olan Kürt itirazlarının ABD açısından ancak taktik bir anlamı olduğu söylenebilir.
Kaynak: Ajanslar ve TİMETURK