Barosso yaptığı konuşmada, TCK'nın 301'inci maddesinin değiştirilmesini isteyerek, bu konuda AB standardını ile aynı noktaya gelinmesini istedi.
Laiklik ile ilgili çalışmaları yakından izlediklerini bildiren Barosso, AB'nin türban ve laiklik konusunda bir tavır içinde olmasının beklenmemesi gerektiğini belirterek 'Bu konuda bir AB standardı yok' dedi.
Terör nedeniyle hayatını kaybeden ailelere, terör kurbanlarına, 'çok iyi anladıklarını' söylemek istediklerini ifade eden Barroso, 'Türkiye ile beraber, teröre karşı mücadelesinde yan yana duruyoruz. PKK Kongragel, herhangi bir şüphe olmaksızın, terör örgütüdür. Ve AB'nin terör örgütleri listesinde yer almaktadır. Bu konuda herhangi bir yanlış anlaşılma yoktur' dedi.
Barroso, Güneydoğu'daki sorunların çözümünün, kapsamlı bir strateji çerçevesinde gerçekleştirilebileceğine inandıklarını dile getirerek, bu çabaların, bölge içerisinde sosyo-ekonomik gelişmelerle desteklenmesi gerektiğini düşündüklerini belirtti.
Barroso, Kürt kökenli Türk vatandaşlarının kültürel ve siyasi haklarının da sağlanarak desteklenebileceğini söyledi.
Hükümetin, bu konuda bir plan üzerinde çalıştığına işaret eden Barroso, bu konunun detaylarını en kısa sürede duyabileceklerini umut ettiklerini ifade etti.
'Türkiye-Avrupa ilişkileri eskiye dayanıyor'
Barroso, Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin tarihinin, çok eskiye ve birbirine bağlılık ilişkisine dayandığına dikkati çekerek, bu ilişkilerin, kültürel ve karşılıklı olduğunu kaydetti.
Barroso, Osmanlı İmparatorluğu'nun, Avrupa'daki politikalarda çok önemli bir rol oynadığını dile getirerek, imparatorluğun rolünün, sanat dünyasında bile kendini gösterdiğini söyledi.
Barroso, 1563 yılındaki Venedikli ünlü ressamın, bir resminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın, aralarında İmparator 5'inci Charles'ın da bulunduğu Avrupalı liderlerinin masasın etrafında çok doğal bir şekilde resmedildiğini anlattı.
Türkiye'nin etkisinin, yüzyıllar içinde inişler-çıkışlar gösterdiğini dile getiren Barroso, ancak her zaman Avrupa'nın jeopolitik sahnesindeki yerini koruduğunu vurguladı.
'Üyelik konusunda netice önceden garanti edilemez'
Barroso, Türkiye'nin, 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da işbirliğinin inşa edilmesinde yer aldığına işaret ederek, Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve NATO'nun üyesi, NATO içinde de bir mihenk taşı olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin 1963'te Avrupa Topluluğu ile ortaklık anlaşması imzaladığını, bunu 1995'te Gümrük Birliği'nin takip ettiğini anımsatan Barroso, Türkiye'nin 3 Ekim 2005'te AB ile katılım müzakerelerine başladığını anlattı.
Barroso, 'Ama her müzakerede olduğu gibi neticenin önceden garanti edilmesi mümkün değildir. İlişkimiz, Avrupa Topluluğu'nun kurulduğu dönemden bu yana sürekli olarak istikrarlı bir şekilde derinleşmeye devam etmektedir. Şu anda da katılım müzakereleriyle devam etmektedir' dedi.
Barroso, müzakerelerin 2005'ten bu yana çok başarılı şekilde sürdüğünü, Türkiye'nin AB mevzuatını kabul etmek ve adapte etmede gösterdiği çabalardan çok etkilendiğini ifade etti.
6 fasılda müzakerelerin açıldığını, resmi müzakerelere geçildiğini hatırlatan Barroso, daha fazla fasılların da açılmasıyla, bu yıl içerisinde çok ciddi gelişmelerin kaydedileceğine inandığını söyledi.
Türk ordusuna övgü
'Oldukça kuvvetli ortak menfaatlerimiz, müzakere sürecini belirlemektedir ve özel bir vurguya sahiptir' diyen Barroso, 'Bizler, beraberce daha güvenli bir dünyaya katkı sağlıyoruz. Türkiye'nin bir dizi faaliyette, AB misyonlarında, Bosna- Hersek'te, Kosova'da ve Kongo'da katılıma ve verdiği desteği büyük bir takdirle karşılıyoruz. Aynı zamanda Türk ordusunun gösterdiği profesyonellik ve yetkinliğin de çok önemli bir varlık olduğuna inanıyoruz' diye konuştu.
Türkiye'nin Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya'daki bağlantılarıyla çok derin bir bilgi kaynağına sahip olduğunu ifade Barroso, Türkiye'nin bu bağlantılarının, bir kere daha Türkiye'nin Avrupa için ne kadar kilit bir rolde olduğunu gösterdiğini söyledi.
Barroso, 'Özellikle pek çok başlık içerisinde bakacak olursak, uluslararası ilişkilerde, yıllardan beri Balkanlar, Ortadoğu'daki kriz, İran, Irak, enerji krizi ve genel anlamda Müslüman dünyayla diyalog açısından Türkiye, gerçekten de istikrar ve demokrasi adına çok önemli bir rol oynamaktadır. Dünyanın en istikrarsız bölgesinde böylesine önemli bir rolü oynamaktadır' diye konuştu.
Avrupa yargısından PKK kararı
Avrupa Adalet Divanı 3 Nisan 2008'de terör örgütü PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasına ilişkin AB Konseyi kararını iptal etmişti. 11 Eylül saldırılarının ardından AB'nin yayımlamaya başladığı terör örgütleri listesine PKK 2002 yılında dahil edilmişti.