Khaleej Times gazetesi, Abdullah Gül'le geçtiğimiz günlerde yaptığı 'Türkler onu yeni Atatürk olarak anacak' başlıklı röportajı yayınladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin tam üyelik için müzakerelere başladığı Avrupa Birliği'nin tek alternatif olmadığını söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Khaleej Times gazetesi, Abdullah Gül'le geçtiğimiz günlerde yaptığı röportajı yayınladı. Röportajda Türkiye'nin tarihve coğrafi bakımdan aynı anda hem Asya, Kafkas, Avrupa ve Ortadoğu ülkesi olduğunu ifade eden Gül, şunları söyledi:
'Türkiye, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başladı. Fakat bu, AB'nin tek alternatif olduğu anlamına gelmez. Bir yandan Batı'yla stratejik ilişkilerimizi sürdürürken, diğer yandan da Körfez'deki Arap devletleri ve Asya ülkeleri de dâhil, tüm Müslüman ülkelerle çok yakın ilişkilere sahibiz.'
'Avrupa Birliği'nin son genişleme safhasında çoğu insan Türkiye'nin de birliğe dahil edildiğini sanıyor' diyen Gül, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi ve 70 milyon nüfusa sahip Türkiye'nin üyelik sürecinin uzamasının doğal karşılanması gerektiğini söyledi. Gül, üyelik başvuruları iki kez veto edilen İspanya ve İngiltere'yi örnek gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'yi AB'de görmek istemediği yönündeki bir soru üzerine Gül, 'Bizim acelemiz yok. Politik söylemler zamanla değişir. Kesinlikle AB'ye tam üyelik yolundayız' dedi.
AB'ye üyelik yolunda Türkiye'nin önüne engel olarak konulan Kıbrıs sorunuyla ilgili soruya cevap veren Gül, Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddedildiğini hatırlattı. Abdullah Gül, 'Çoğunluk Rum tarafının çözüm istediğine inandığı için referandum sonucunda tüm dünya şok oldu. Adada farklı gerçeklikler var: iki din ve iki demokrasi. Bu farklılıklar dikkate alınarak bir çözüm bulunmalı.' diye konuştu.
PROBLEMLER 'SOFT POWER'LA ÇÖZÜLMELİ
Röportajda, Abdullah Gül'ün Türkiye'nin geçici üyelik için başvurduğu BM Güvenlik Konseyi ile ilgili görüşlerine yer verildi. BM'nin Güvenlik Konseyi için yeni yaklaşımları gündeme getirmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, dünya üzerindeki problemlere müdahale edilirken 'soft power' kavramının ve buna bağlı araçların kullanılmasını önerdi. Abdullah Gül, söz konusu kavramın tüm dünyada, hatta sorunları güç kullanarak çözdüğü ifade edilen ABD'de bile tartışıldığını belirtti. 'Tüm taraflar olanlardan ders çıkartması gerektiğine inanıyoruz' diyen Gül, tek taraflı eylemler ya da askerseçeneklerden önce diğer alternatiflerin ele alınması gerektiğini söyledi.
İlk kez, uluslararası ilişkiler uzmanı Joseph Nye tarafından ortaya atılan 'soft power' kavramı, bir ülkenin diğerini 'havuç ya da sopa' yerine işbirliği imkanları sunarak ikna etmesi olarak tanımlanmıştı. Röportajda, dinler ve kültürlerarası farklılıkların körüklenmemesi gerektiğine dikkat çeken Gül, bunların giderilmesi çabaların desteklenmesini istedi. Gül, Türkiye ve İspanya'nın Medeniyetler İttifakı girişiminin birçok ülke tarafından memnuniyetle karşılandığını hatırlatarak, bu çabayı 'soft power' anlayışına örnek gösterdi.
TERÖRLE MÜCADELE
Terör örgütü PKK ile mücadeleye de değinen Abdullah Gül, 'Dünya, bu terörü kınamıyor demiyorum, fakat bizimle yeterince işbirliği yapılmadığını söyleyebilirim' diye konuştu. Abdullah Gül, güvenlik ve ekonomi alanında ilişkileri geliştirdikleri Körfez ülkeleriyle serbest ticaret anlaşması imzalanması yönünde görüşmeleri de başlattıklarını ifade etti.
TÜRKLER ONU 'YENİ ATATÜRK' DİYE ANACAK
Röportajla birlikte Abdullah Gül hakkındaki görüşlerini de yazan muhabir Cemile Kadir, cumhurbaşkanının bir gün Yeni Atatürk olarak adlandırılabileceği yorumunu yaptı. Gazetede Gül için şu ifadeler kullanıldı: 'Tatlı dilli, sözlerinin arkasında duran, İslami siyasetten gelen ama Türkiye'nin laik anayasasına bağlı'