Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Sosyal Güvenlik'e 1 Nisan'da devam

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapan tasarının görüşmelerinin ilk turu TBMM Genel Kurulu'nda yapıldı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-03-27 22:25:00

'Sosyal Güvenlik'e 1 Nisan'da devam

TBMM Başkanvekili Meral Akşener'in başkanlığında toplanan Genel Kurul'da, gündemdışı konuşmaların ardından, 'temel kanun' olarak görüşülen tasarının tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.

Görüşmeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bir süre takip etti. Tasarının 2'inci maddesi üzerinde verilen önergelerin görüşülüp, reddedilmesinden sonra TBMM Başkanvekili Meral Akşener, birleşimi 1 Nisan Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.

NELER YAŞANDI?

CHP GRUBU

Tasarı üzerinde söz alan CHP Grup Başkanvekili, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grubu adına yaptığı konuşmada, tasarıyla, vatandaşların daha geç emekli olacağını ancak daha az emekli aylığı elde edeceğini, kazanılmış hakların alınacağını ifade etti.

Cezaevindeki hükümlülerin üretimde bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bu üretimin neden sosyal güvenlik kapsamında olmadığını, bu kişilerin cezaevinden çıktıktan sonra 9 bin prim gününü nasıl dolduracağını sordu.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın 'Bu tasarının tek cümlesini okumamışlar, dürüst davranmıyorlar, yalan söylüyorlar' dediğini belirterek, bunun Başbakan'ın en büyük gafı olduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın, tasarının tek cümlesini, tek satırını okumadığını, bunu da her yerde ispat edebileceğini ileri sürdü.

MHP GRUBU

MHP Grup Başkanvekili, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, sosyal güvenlik sisteminin bugün geldiği durumdan, 'Bugüne kadar Türkiye'yi yöneten siyasi iktidarların, yani devletin sorumlu' olduğunu savundu.

Tasarının, bir toplum sözleşmesi belgesi olmak zorunda olduğuna işaret eden Şandır, 'Bu tasarıyı, Anayasa ile eş değerde görmek gerekir. Bu sebeple mümkün olabilen en geniş kapsamda bir paylaşma ve uzlaşma ile tanzim edilmelidir. Bugün burada, bu tasarıyla, ülkemizin, devletimizin ve toplumumuzun sosyal uzlaşma hukukunu gözden geçirmekteyiz' diye konuştu.

DTP GRUBU

DTP Grubu adına söz alan Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, tasarının hazırlanma aşamasında, sosyal çevrelerle görüşülmediğini, son anda yapılan diyaloğun da yetersiz olduğunu savundu.

Düzenlemeye yapılan itirazların, tasarının felsefesine yönelik eleştiriler olduğunu belirten Kışanak, 12 Eylül ihtilalinden sonra uygulamaya konulan sosyal politikaların eksikliklerinin, bu düzenlemeyle tamamlanmaya çalışıldığını ileri sürdü.

'Düzenlemeyle sosyal devlet ilkesinin rafa kalktığını' iddia eden Kışanak, vatandaşların sosyal hak ve özgürlüklerine yapılacak müdahalelerin, toplumda tahribatlara yol açacağını söyledi.

Kışanak, 'Reformlar, sermaye grupları için dikensiz gül bahçesi hazırlarken, işçilerin sömürülmesine yol açmıştır. Yurttaşı müşteri sayan bu yasal düzenleme, uluslararası sosyal sözleşmelere de aykırıdır. Kendi kendini finanse eden bir sistem getiriliyor' diye konuştu.

AK PARTİ GRUBU

AK Parti İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu Başkanı Ünal Kacır, sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada sorun olduğunu, bu konunun çözümünün kolay olmadığını söyledi.

Kacır, tasarıyla ilgili sosyal taraflarla belli oranda mutabakat sağlandığını belerterek, 'Bu reformu tüm sosyal kesimlerle birlikte gerçekleştiriyoruz' dedi.

SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı'nın 2007 yılı açıklarına da değinen Kacır, 'SSK'nın geçen yılki geliri 33.8, gideri 46.6 milyar YTL. Açık, 12.8 milyar YTL. BAĞ-KUR'da ise 6.2 milyar YTL gelir, 13.4 milyar YTL gider, 7.1 milyar YTL açık. Emekli Sandığı'nda, 16.7 milyar YTL gelir, 21.8 milyar YTL gider, 5 milyar YTL açık... Böylece sosyal güvenlikteki toplam açık, 25 milyar YTL. Bu para Hazine'den karşılanıyor' dedi.

Kacır, sosyal güvenlik açığının, GSMH içindeki oranının yüzde 4'ten, 2070 yılında yüzde 7'lere çıkacağını, 65 yaş üstü nüfusun ise 2037 yılında yüzde 14'e ulaşacağını savunarak, 'Bugünden tedbir almak, çocuklarımıza karşı bir görev' dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik

Hükümet adına konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, 'Türkiye'nin sosyal güvenliğini, 50-60 yıllık bir perspektifte görme zorunluluğu var. Bu, geleceğin 50-70 yılını düzenlemeye dönük bir çalışmadır' dedi.

Çelik, Türkiye'nin nüfus yapısının, aktif-pasif oranındaki düşüklüğün, sosyal güvenlik açıkları ile mevzuattaki dağınıklığın, böyle bir reformun yapılması ihtiyacını doğurduğunu söyledi.

Türkiye'de 2 çalışana, 1 emekli düştüğünü ifade eden Çelik, normal ve sürdürülebilir olanın, 4 çalışana, 1 emeklinin düşmesi olduğunu belirtti.

Düzenlemenin hazırlanması sürecinde katkı veren herkese teşekkür eden Çelik, tasarının ne getirdiği konusunda çok şeyler söylendiğini, ancak yeni bir polemik yaratmak istemediğini söyledi.

Bakan Çelik, siyasi partiler ile sosyal tarafların bir şey yapılması konusunda ittifak halinde olmalarına rağmen, 'Milletin kafasının karıştırılmaya çalışıldığı' ifade etti.

'İşin özünden sapıldı. Tartışılması gereken konular değil, tartışılmaması gereken konular gündeme geldi' diyen Çelik, siyasi değerlendirmeler yapıldığını belirtti.

Emeklilik yaşının kademeli olarak 65'e yükseleceğini belirten Çelik, '65 yaşla ilgili çok acımasız değerlendirmeler yapıldı. 65 yaş uygulaması, 2036 yılından sonra kademeli bir şekilde 2048 yılında kadın-erkek 65 yaş emekliliği söz konusu. Yani 40 sene sonrasından bahsediyoruz' dedi.

Sosyal taraflarla yapılan görüşmelerden sonra prim ödeme gün sayısının 7 bin 200 gün olmasında mutabakat sağlandığını belirten Çelik, emekli aylıkları hesaplanırken, gelişme hızının yüzde 30'unun yansıtılacağını söyledi.

Çelik, aylık bağlama oranının da sosyal taraflarla sağladıkları mutabakat çerçevesinde değişikliğe gidileceğini ifade ederek, 'Sistem içinde şu anda çalışmakta olanlarla ilgili 3600 güne kadar aylık bağlama oranını, yüzde 3'e çekiyoruz. Ondan sonra, yasa yürürlüğe girdikten sonra ise aylık bağlama oranı bütün çalışanlar için yüzde 2 olarak devam edecek' dedi.

Çelik, tasarı üzerindeki görüşlerini açıklayan muhalefet sözcülerine teşekkür etti.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın, 'Son derece sorumlu' bir şekilde değerlendirme yaptığını anlatan Bakan Çelik, 'Muhalefet de olsalar, geçmiş Türkiye'yi değil, geleceğin Türkiye'sine dönük değerlendirme yaptılar' diye konuştu.

Çelik, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmelerinden de yararlanacaklarını belirtti.

'2015'te işe başlayan kişi 2035'te emekli olur'

Çelik, TBMM Genel Kurulunda 'temel yasa' olarak ele alınan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik öngören tasarının 1'inci bölümü üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.

Çelik, emeklilik yaşının 65'e yükseltilmesine yönelik eleştirileri yanıtlarken, 2010, 2015 yılında işe giren vatandaşların, prim gününü doldurdukları yaş neyse, o zaman emekli olacaklarını söyledi.

Çelik,'Yani 2015 yılında işe başlayan bir vatandaşımız, 7 bin 200 gün çalışınca, bu vatandaşımız 2035 yılına gelmiş bulunuyor. 2035 yılında ise emeklilik yaşı, şu anda uygulanmakta olan 60 yaştır' dedi.

Sosyal taraflarla birlikte bu konuları düzeltiklerini ifade eden Çelik, 'Burada amacımız, işçiye, vatandaşa zulüm etmek değil. İsterseniz şöyle popülist bir yaklaşımda yapabiliriz: 45 yaşında emekliliği de kabul eder Parlamento. Bunu da getirebiliriz ama bunun doğru olmadığını, muhalefetiyle iktidarıyla, sosyal taraflarıyla hepimiz biliyoruz' diye konuştu.

Kız çocukları açısından nasıl bir düzenleme olacağına ilişkin soruları yanıtlarken de Çelik, bütün vatandaşların genel sağlık sigortası kapsamına alınacağı belirtti.

Tasarının aynı zamanda kayıtdışı istihdamı ortadan kaldırmayı içerdiğini belirten Çelik, 'Şu anda 2 milyon 135 bin vatandaşımız, 40-42 yaşında emekli olup çalışmaya devam ediyor. Maliyet hesabını yaparsanız, ortalama 600 milyon maaş aldıklarını, 200 milyon lira da prim ödemediklerini hesaplarsanız, 21 katrilyon liralık bir yekundur. Oysa 2007 yılında sosyal güvenlik açığı, 25 katrilyon lira. Kayıtdışılığı savunacak bir sistemi, 'sosyal devlet' diye lanse etmemiz doğru değil' diye konuştu.

CHP'li Serter'den eleştiri: 'Sosyal Darwinizm'

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, yaptığı konuşmada, tasarıyla, sosyal devlet anlayışının yavaş yavaş dışlandığını ifade ederek, devletin, 'hizmet sunan' konumundan, 'hizmet satan' konumuna getirilmekte olduğunu söyledi.

Serter, 'Sosyal devletin, 'baba devlet'in koruyucu elinin yavaş yavaş kitlelerin üzerinden çekilip, yerine 'tüccar devlet' anlayışının hakim kılınmaya çalışıldığını görmekteyiz' dedi.

Tasarıda kadınlara yönelik yer alan düzenlemeleri eleştiren ve AK Parti'li kadın milletvekillerini duyarlı olmaya çağıran Serter, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın hazırladığı kitapçıkta, '65 yaşın uygulamaya geçeceği dönemde kadının ortalama ömrü 85 yıl olacak' denildiğini belirtti.

Bu durumu, 'trajikomik saptama' diye niteleyen Serter, 'Bu neye benziyor? Vahşi kapitalizm döneminde, Darwin'in meşhur doğal seleksiyon yasasını insanların üzerine uyguladılar sosyal Darwinizm diye... Ve dediler ki kalan sağlar üzerinde insan nesli üresin... Bu da bir sosyal Darwinizm'dir. Kalan sağlar emeklilik hakkından istifa edebilecektir. Ölen kadınların, yıprandıkları için sakat kalanların, malul olanların yaşama hakkını gasp etmekte olduğunuza dikkat çekiyorum' diye konuştu.

ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras:

ÖDP Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da, tasarının, bir reform değil, deforme etmek olduğunu savundu.

Düzenlemenin, sosyal güvenlikte hak kayıpları ve tahribatlara neden olacağını ifade eden Uras, tasarıyı, 'sosyal devleti tasfiye edecek bir düzenleme' şeklinde değerlendirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, '3 ayda bir toplamasının zorunlu olduğu Ekonomik ve Sosyal Konseyi, 27 ay sonra toplamayı akıl ettiğini' savunan Uras, konseyin, tasarı Meclis'e sunulduktan sonra, göstermelik bir şekilde toplandığını öne sürdü.

Sosyal güvenlik sisteminde açık bulunmadığını, aktarılan kaynağın karadelik olmadığını kaydeden Uras, sosyal güvenlik açığının değil, eksiğinin bulunduğunu vurguladı.

Görüşmeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bir süre takip etti. Tasarının 2'inci maddesi üzerinde verilen önergelerin görüşülüp, reddedilmesinden sonra TBMM Başkanvekili Meral Akşener, birleşimi 1 Nisan Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.

UZLAŞMA İÇİN SENDİKALAR NE DİYOR?

DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko, taleplerden nelerin karşılanıp, karşılanmadığı tespit edilmeden tasarının 'oldu bittiye' getirilmek istendiğini savunarak, 'Hükümet, Emek Platformu'nu aldatmıştır' dedi.

DİSK'e bağlı bazı sendikaların üyeleri, tasarıyı protesto amaçlı çeşitli sloganların yazılı olduğu dövizlerle Unkapanı'ndaki İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü önünde toplandı.

DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Örgütlenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, burada yaptığı açıklamada, 'Yasa tasarısı konusunda hükümetle varılmış bir mutabakat yoktur. Bu şartlar altında da bir mutabakat mümkün değildir. Kazanılmış haklar pazarlık konusu olamaz' dedi.

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, 'Prim gün sayısının indirilmesi sadece göz boyama içindir, çalışanlara hiçbir olumlu katkısı bulunmamaktadır' dedi.

Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Celal Korkut Yıldırım, 'temel konularda tam mutabakat sağlanmadan, tasarının TBMM'ye sevk edilmesinin, toplumsal barış ve uzlaşma anlayışı ile örtüşmediğini' savundu.

UZLAŞMA ÇALIŞANLARA NE GETİRECEK?

Türk-İş'in, Emek Platformu'nun taleplerine yönelik görüşmeler sonunda ortaya çıkan duruma ilişkin hazırladığı bilgi notuna göre:

* Emeklilik yaşı 2036'dan itibaren kademeli olarak 65 yaşa yükseltilecek.
* Emekli aylığını hak etmede, tam aylık için aranan prim gün sayısı, işçiler için 7 bin 200 olacak.
* Fiili hizmet zammından yararlanacakların tespitine ilişkin kriterlere uygun olmasına karşın tasarıdaki çizelgede yer almadığı belirlenen sigortalılar tespit edildiğinde, bu sigortalılar, tasarının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında önerge ile çizelgeye ilave edilecek.
* Güncelleme katsayısının belirlenmesinde gelişme hızının yüzde 30'u dikkate alınacak. Ancak bu artış Emek Platformu tarafından yeterli görülmüyor.
* İş kazası ve meslek hastalığı sonucu tam iş göremez duruma düşen sigortalıdan bakıma muhtaç olanlar için, prime esas kazancın alt sınırının en az yüzde 85'i oranında gelir bağlanacak.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahibi bir kişi ise sigortalı için hesaplanan gelirin yüzde 80'i, hak sahibi 2 kişi ise yüzde 90'ı alt sınır olarak belirlenecek.

Yardımlar:
* Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıkları için, sigortalının bekar olması halinde prime esas kazancın alt sınırının yüzde 35'i oranında, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuğu varsa yüzde 40'ı oranında aylık alt sınırı uygulanacak.
* Çalışan ve gelir ya da aylık alan çocuksuz dul eşe ölüm aylığı ödenmeyecek.
* Emzirme ve cenaze yardımının miktar ve süresini kurum yönetim kurulunca belirlenecek ve bakan tarafından onaylanacak.
* Yetim kız çocuklarına verilecek evlilik yardımı, aylığın 24 katı tutarında uygulanacak.
* Sunulacak sağlık hizmetlerine ilişkin tedavi yöntemlerini, verilecek ilaçların, tıbbi araç ve gereçlerin miktar ve süreleri ile bu hizmetlerin kurum tarafından satın alınacak fiyatlarını belirleyecek komisyonlarda, karar alma sürecine katılma yetkisinde meslek örgütlerinin temsilcileri de katılacak.

Özel hastanelerdeki fark ücreti:
* Diş protezi verilmesinde yaş sınırı ve maliyetinin yüzde 50'sinin hastalarca ödenmesi söz konusu olmayacak.
* Çalışanlar ile emekli, dul ve yetimlerin özel hastanelerden yararlanmaları halinde ödeyecekleri yüzde 20 oranındaki fark ücretinin kaldırılması, Bakanlar Kurulu kararına bırakıldı.
* Oluşturulacak komisyonun belirleyeceği tedavi yöntemleri dışındaki yöntemlere dayalı olarak yapılacak tedavilerde, uzman hekimler tarafından gerekli görülen hastalardan fark ücreti alınmayacak. Hastanın kendisinin tercih ettiği alternatif tedaviler için ise fark ücreti alınacak.
* Hayati öneme haiz protez, ortez, araç, gereç ve ilaç bedellerinden katılım payı alınmayacak. Hayati öneme haiz olmayan ayaktan tedavilerile diğer protez, ortez, tıbbi araç, gereç ve ilaçlardan halen uygulanan oranda katılım payı alınmasına devam edilecek.
Kronik hastalıklar ile hayati öneme haiz ilaç, protez, ortez, tıbbi araç ve gereçleri belirleyecek komisyonlarda ilgili meslek örgütleri temsilcileri de bulunacak.

Yoksulluk sınırı:
* Yatarak tedavilerde hastalardan hastalardan katılım payı alınmayacak.
* İş akdi sona eren sigortalıların, geriye doğru bir yıl içinde 90 gün zorunlu sigortalıklarının olması durumunda, sigortalılık niteliğinin yitirildiği tarihten itibaren 90 gün bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil sağlık hizmetlerinden yararlanacak. Üç aylık tedavi süresi Genel Sağlık Sigortası primini ödemesi de dikkate alındığında beş aya kadar uzayabilecek.
* Kamu iş yerlerindeki mevsimlik işçilerin, iş sözleşmelerinin askıda kaldığı aylarda Genel Sağlık Sigortası primleri kurumlarınca ödenecek, bu sürelerde sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sağlanacak.
* Genel Sağlık Sigortası primlerini devletin ödeyeceği kişileri belirleyen yoksulluk sınırı, asgari ücretin net tutarının üçte birinden, brüt tutarının üçte birine yükseltilerek yüzde 30 oranında artırılmış şekilde uygulanacak

Haber Ara