Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Bolat, AK Parti hakkındaki kapatma davasına ilişkin olarak, 'Ekonomideki belirsizlik sürecinin ve dış dünyada aldığımız yaranın ortadan kaldırılması için yapılması gereken, bu iddianamenin geri çekilmesidir' dedi.
Bolat, geçtiğimiz yıl Nisan ayının başında Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle başlayan bir 'istikrarsızlaştırma çabaları'nın söz konusu olduğunu, mitingler yapıldığını, genel seçimlerin ardından hükümetin kurulduğunu, ardından terör örgütünün artan şiddet ve saldırılarının, daha sonra yeni anayasa tartışmaları ardından da anayasa değişiklikleri yoluyla başörtüsü yasağının kaldırılması tartışmaları nedeniyle gündemin bir türlü ekonomiye gelemediğini anlattı.
SUNİ GERGİNLİKLER ÇIKARILIYOR
Bolat, 'Burada özellikle Malezya modeli, mahalle baskısı gibi, 'başörtüsü yasağının kaldırılması kaosa davetiye' gibi suni gerginlikler çıkarıldı. Bunu kimi zaman siyaset unsurları, kimi zaman iş dünyasındaki bazı STK'lar, kimi zaman da medyadaki bir kesim yaptı. Sonuçta, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, bundan 7 ay önce yüzde 50'ye yakın bir oy alan iktidar partisine yönelik kapatma davası açması da işin tuzu biberi oldu maalesef' diye konuştu.
KAPANMACI VE TEK PARTİ YÖNELİMİ İSTEYENLER VAR
Türkiye'de hala 1940'ların özlemi içinde, içine kapanmacı ve tek parti yönelimini isteyen arayışlar içinde olan bazı kesimler bulunduğunu savunan Bolat, 'Bunun, Türk demokrasisi açısından tamiri çok zor yaralar açtığı kesin. Hukuk devleti normları açısından aynı zarar söz konusu. AB süreci, önemli ölçüde yara aldı' dedi.
Bolat, şu görüşleri aktardı:
'Türk insanı açısından Türk demokrasisi açısından getirdiği sarsıntı çok büyük. Ekonomi açısından da çok önemli olumsuz tesirleri söz konusu oldu. Dünyada bir mali kriz yaşanırken ve bunun dalga dalga Türkiye'ye yönelik olumsuz etkilerinden korunma çabalarına odaklanması gerekirken, bugün söz konusu kapatma davasının açılması ile piyasalar büyük bir belirsizlik sürecine ve istikrarsızlık sürecine sokuldu.
Siyasi alandaki belirsizlik ve istikrarsızlık da aynı şekilde ekonomiye de direkt olarak olumsuz etkilerini yapmıştır. Baktığımızda başta inşaat, dayanıklı tüketim, otomotiv sektöründe satışlar bıçak gibi kesilme noktasına geliyor. Çünkü ekonomi, beklentilerin doğru yönetilmesiyle çok doğrudan alakalı. Beklentiler, belirsizlik sürecine ve olumsuzluk sürecine sokulursa, piyasalar da reel piyasalar da bundan olumsuz etkileniyor.'
Bolat, Türkiye'nin ihtiyacı olanın siyasi istikrarının devamı, ekonomideki belirsizlik sürecinin ortadan kaldırılması, güven, motivasyon ve moral unsurlarının ekonomiye aşılanması olduğunu belirterek, 'Bir de Türkiye'nin dünyada imajının aldığı büyük yara da çok önemli. Yüzde 50 oy almış bir iktidar partisine seçimden 7 ay sonra böyle bir kapatma davası açılabilmesi, Türkiye'nin demokratik standartları ve hukuk devleti standartları açısından çok önemli bir sıkıntı oluşturdu' dedi.
'SAĞDUYU ÇAĞRISINA OLUMLU CEVAP'
Ömer Bolat, 7 sivil toplum kuruluşu tarafından dün gerçekleştirilen 'sağduyu çağrısı'na ilişkin olarak da şu görüşleri dile getirdi:
'Bunlar güzel çağrılar, olumlu çağrılar ama bunların doğru ortak paydalarda buluşması gerekir. O da şu; bu istikrarsızlık ve ekonomideki belirsizlik sürecinin ve dış dünyada aldığımız yaranın ortadan kaldırılması için yapılması gereken bu iddianamenin geri çekilmesidir ya da anayasa mahkemesinin tarihi bir görev ve sorumluluk anlayışıyla bu iddianameyi reddederek savcıya iade etmesidir. Ancak bu şekilde Türk demokrasisinin, hukuk devletinin, demokratik standartlarımızın önü açılacaktır, ekonomideki belirsizlik unsuru bir anda ortadan kalkacaktır. Bundan sonra da Türkiye'de kapsamlı bir Anayasa değişiklik paketine ihtiyaç var. Siyasi partiler bu şekilde sudan sebeplerle, vehimlerle, kapatılma tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı.'
Kaynak : AA