Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 16,3

Türkiye'de 2006'da yüzde 9,9 olan resmi işsizlik oranı yüzde 16,9'ya yükselirken, 2007'de bu oran yüzde 16,3 oldu.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-03-21 14:37:00

Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 16,3

TÜSİAD'ın Merkez bankası ortaklığında başlattığı proje kapsamında hazırlanan ''İşgücü, Gelir, Harcama ve Yoksulluk Açısından Türkiye'de Hanehalkı'' raporuna göre, 'çalışmak isteyip de iş aramayanlar dikkate alınarak ABD benzeri alternatif işsizlik tanımları' yapıldığında, Türkiye'de 2006'da yüzde 9,9 olan resmi işsizlik oranı yüzde 16,9'ya yükselirken, 2007'de bu oran yüzde 16,3 olarak hesaplandı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye ekonomisinin büyümesine yeni bir ivme kazandırarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi olanaklı kılacak ekonomik yapının gereklerini ortaya koymak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ortaklığında ''Küresel Ekonomiye Entegrasyon Sürecinde Büyüme'' başlıklı bir proje başlattı.Bu proje kapsamında hazırlanan raporlar dizisinin ikincisi ''Türkiye'de Hanehalkı, İş gücü, gelir, harcama ve yoksulluk açısından analizi'' konulu raporu da, yazarları Zafer Yükseler ve Ercan Türkan sundu.

Raporda, iş gücü piyasasında işsizlik ve istihdam oranlarının son beş yılda durağanlaşması, buna karşılık iş gücüne dahil olmayan nüfus içinde 'çalışmak isteyip de iş aramayanların' sayısındaki hızlı artışın, mevcut işsizlik tanımının iş gücü piyasasındaki eğilimlerini tek başına açıklamakta yeterli olamayacağını gösterdiği kaydedildi.

Raporda, iş gücü piyasasındaki gelişmeleri daha yakından izleyebilmek ve gerçekçi değerlendirmeler yapabilmek için, Türkiye'de alternatif işsizlik tanımlarının yapılması ve bunların yayımlanmasına ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekildi.

Rapora göre, Türkiye'de iş gücü piyasasında ücretsiz aile işçileri ve iş gücüne dahil olmayanlar, diğer ülkelere göre daha ağırlıklı bir rol oynarken, ücretsiz aile işçilerinin toplam istihdam içindeki payı, Türkiye'de yüzde 20 civarında iken, AB-15 ülkelerinde yüzde 1,2 düzeyinde bulunuyor. İş gücüne dahil olmayanların çalışma çağındaki nüfusa oranı AB-25 ülkelerinde yüzde 30 civarında iken, Türkiye'de kadınların da etkisiyle yüzde 49 civarında. İş gücüne dahil olmayanların oranı son yıllarda AB-25 ülkelerinde düşüş eğilimi gösterirken, Türkiye'de belirgin bir artış eğilimi gösteriyor.

Rapora göre, çalışmak isteyip de iş aramayanlar dikkate alınarak ABD benzeri alternatif işsizlik tanımları yapıldığında, Türkiye'de 2006 yılı için yüzde 9,9 olan resmi işsizlik oranı yüzde 16,9'a yükseldi. 2007 yılında ise bu rakam yüzde 16,3 olarak gerçekleşti.

Gıda ve alkolsüz içki tüketimi azaldı

Rapora göre, son 5 yılda hanehalkının mal ağırlıklı tüketimlerini azaltırken, hizmet ağırlıklı harcamalara yöneldi. Mal ağırlıklı harcamalar içinde payı azalan en önemli harcama kalemi gıda ve alkolsüz içki tüketimi iken, hizmet ağırlıklı harcamalar içinde ulaştırma giderlerinin payı önemli ölçüde arttı. Motorlu taşıt satın alımı ile ilgili harcamaların da yer aldığı ulaştırma grubunun toplam tüketim içindeki payı 2002'de yüzde 8.7 iken, bu pay 2006'da yüzde 13.1'e çıktı.

Hanehalkının gelir düzeyi arttıkça, başta gıda olmak üzere zorunlu harcamaların (gıda, giyim, konut) payı düzenli bir şekilde azaldı ve 2006 yılında, en düşük gelir diliminde zorunlu harcamaların payı yüzde 70.1 iken, bu pay en üst gelir diliminde yüzde 49.2 oldu. AB-25 ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye'de zorunlu tüketim
harcamalarının payının yüksek, hizmet ağırlıklı harcama gruplarının payının ise önemli ölçüde düşük olduğu görülüyor.

 Kayıt dışı istihdam oranı 2 yılda 4,5 puan geriledi

TÜSİAD'ın Merkez Bankası ortaklığında başlattığı proje kapsamında hazırlanan rapora göre, kayıt dışı çalışma eğiliminde azalma gözlenirken, 2004 yılında yüzde 53 olan kayıt dışı istihdam oranı, tarımsal istihdamdaki çözülmeye paralel olarak son 2 yılda 4,5 puanlık bir gerileme gösterdi.

Raporun 'İş gücü Açısından Hanehalkı' bölümünde, hane halkının iş gücü piyasasında üstlendiği rol ile ilgili olarak yaşanan değişimler ele alınıyor.

Rapora göre, hanehalkının iş gücü piyasasına katılımı azaldı. 2002-2006 döneminde çalışma yaşındaki nüfus 3.6 milyon kişi artmasına karşın, artan bu nüfusun ancak yüzde 26,9'u çalışma imkanı bulabilmiş, yüzde 73,1'i ise iş gücü piyasasına giremedi. Bu dönemde, işsiz fert sayısı 2,5 milyon, işsizlik oranı ise kriz dönemindeki sıçrama sonrası yüzde 10 civarında sabitlendi.

İş gücü piyasasında, iş arayanların çalışanlara göre daha genç ve daha eğitimli olduğu belirlenirken, istihdam edilen nüfusun ortalama yaşının 36,3 , ücretsiz aile işçilerinin de etkisiyle ortalama eğitiminin 7 yıl, iş arayanların ortalama yaşının 29,6 , ortalama eğitiminin ise 8,2 yıl olduğu görüldü.

Bu dönemde, kamu iş yerlerinde istihdam edilenler azalırken, özel kesim istihdamı 1,2 milyon kişi arttı.

Hane halkının iş gücü durumu kent-kır, üç büyük il (Ankara, İstanbul ve İzmir) ile diğer iller ve bölgeler arasında önemli farklılıklar taşıyor.

Bu farklılıklara göre, kentsel istihdam artış eğilimini sürdürürken, kentlerde çalışanların payı son dört yılda 6,6 puan artarak, 2006 yılında yüzde 58,6'ya yükseldi.

İş gücüne dahil olmama eğilimi kırsal kesimde çok belirgin olup, son dört yılda iş gücüne dahil olmayan nüfusun payı 5,4 puan arttı.

Bölgeler itibarıyla iş gücü durumunda ilk göze çarpan husus, Karadeniz Bölgesinin diğer bölgelerden önemli ölçüde farklılaşması. İş gücüne katılım oranının en yüksek olduğu, işsizlik oranının en düşük olduğu, tarım sektörü istihdamının en yüksek olduğu, hizmetler sektörü istihdamının ise en düşük olduğu bölge Karadeniz Bölgesi.

Diğer bölgelere göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi de farklı bir yapı göstermekte. Doğurganlığın yüksek olması nedeniyle 15 yaşın altındaki nüfusun en yüksek olduğu bölgede iş gücü arzının en düşük olduğu bölge olmasına karşın, işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge olarak karşımıza çıkıyor.

Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde tarım sektörü istihdam açısından belirgin önemini sürdürürken, tarımın istihdama katkısı Türkiye genelinde yüzde 27 iken, bu bölgelerde yüzde 50 civarında bulunuyor.

AA


 

Haber Ara