Türkiye'yi Rusya üzerinden okumaya çalışıyorsunuz? Siyaset bakımından da benzeşiyor muyuz?
Evet en çok benzettiğim tarafı, ezop dili diye bir kavramları kullanıyorlar. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla gibi bir şey. Tüm Rus politikacıları da buna sık başvuruyorlar. Bu açıdan bize çok benziyorlar. Bu bir güvensizlik değil, herhalde çarlık geleneği.
Ruslar zamanın bu diliminde kendilerini kenara itilmiş hissediyorlar mı?
Tabii.
Moskova'daki sistemi felsefi olarak nasıl tanımlıyorsunuz?
Savaş psikolojisi yaşıyorlar. Dışarıdan bakıp sulh zamanının değerleri üzerinden tartışmak çok zor. Emir komuta zinciri işlemiyor?
Rusya Türkiye'den bakılarak anlaşılmıyor?
Burada ben ciddiye alınacak bir tane adam gördüm; Şevket Süreyye Aydemir. Çünkü gördüğünü anlatıyor. Bizde gördüğünü anlatan adam pek olmadı. Biz aldıklarımızı ideallerimizle değil olduğu gibi aldık. Rus edebiyatını da yanlış okuduk?
YÜZDE 47 KAYGILARDA BİRLEŞME İRADESİDİR
Bilsem paşa olacağım? AKP yüzde 47 oy alınca sevindim. Aynı oyu ÖDP alsaydı da sevinirdim, çünkü beni sevindiren oradaki bütünlüktü. Bu Türkiye'nin ortak kaygılarda bütünleşme iradesi demektir. Alınması gereken bir dönemeç vardı önünüzde. Gelir dağılımı bozuk deniyor, asıl problem olan Türkiye'de eğitim dağılımı bozuktur. 80'den itibaren Anadolu sermayesiyle yeni bir burjuvazi geldi. Bu burjuvazinin ilk kuşağı okumaya yöneldi. Birinci kuşak holdinglerde çalışacak kıvama geldi ama anne evde ve örtülü. Başka ülkelerde olmayan bir şey oldu, IMF'de çalışan kadın veya erkek annesinin elini öpmeyi beceriyor. Bu çok faydalı ve bana güven veriyor. Bugünkü dönemeç eninde sonunda gelecek, neyin dünyevi neyin seküler olduğu anlaşılacaktı. AKP ile bunu yaşıyoruz Aşamayacağımız problem yok ama konuları gündeme getirmekte ezop diline kurban gidiyoruz.
Bu toplum kendinden farklı düşünenle yeni yeni bir araya gelip konuşmaya başladı. Eskiden herkes kendi kampında konuşuyordu?
Katılıyorum. Toplum1950'de konuşmaya başladı diyorlar. Değil, DP elitistti? DP oyları ile AKP oylarının alakası yok. AKP'nin gelmesi bana şu duyguyu verdi; birileri eline çomak aldı Türkiye'nin altını üstüne getirdi. Alttakiler üste, üsttekiler alta, çorba yapmaya başladı. Çorba altını yakmadan da, karıştırmadan da olmaz. Bu beklenen bir şeydi. Bu süreci göremeyen bazı çevreler yığınakları yanlış yere yaptılar. İrtica ile savaşırken başörtüsünden başlarsanız bu yanlış yığınaktır ki bu yanlış hâlâ sürüyor. Senin söylediğin gibi Türkiye öteki ile karşılaşma dönemini yaşıyor şimdi? Dünyada birinci aydınlanma bitti, ikinci döneme girildi ama biz hâlâ birincideyiz?
KOALİSYON VARMIYDI Kİ!
AK Parti ile liberaller arasındaki koalisyonun çatladığı tartışılıyor?
Böyle bir koalisyon var mıydı ki! Ben o tarafta hep bir oportünizm gördüm şaşırmış değilim. Bir havuz kenarında bir imam, bir haham, bir kardinal birlikte oruç açıyorlarsa birisi takiyye yapıyordur ama hangisi?
Laik, muhafazakar, liberal, solcu? bu saflaşmalar gerçekçi mi, felsefi ve ideolojik temelleri var mı?
Düne kadar El Fetih cephesinde savaşan adamlar, daha sonra Amerikan liberali oldularsa? Bugün böyle saflaşmaların bir sahiciliği yok?
Baykal, 'Biz cumhuriyet laikliğini savunuyoruz, Osmanlı laikliğini değil' dedi?
Sayın Baykal'a bir metin yazarı lazım. Hiçbir politikacı söylediği lafı bu derece yoruma açık bırakmamalı. Galiba laiklik CHP'nin elinde tehlikede? Biz neyi müdafaa ettiğimizi anlamıyoruz.
Laikliği tartışma biçimimiz onu ürkütücü bir hale getiriyor?
Avakado misali, ne niyetine yersen o. Bu kadar ciddi dönüşüme giren tek toplumuz.
Dönüşüme uğrarken değerlerimize ne oluyor?
Yıpranıyor. Bütün renkler soldu, beyaza verdiler der ya şair bütün renkler yıpranıyor. İhlas'a para yatırırsanız sevaba girersiniz denen dönemi unutmayın? Toplum kendini koruyacak mekanizmaları üretir. Her şeyi daha az tüketerek yaşamak yine mümkündür.
Zaman, bu kadarını hak etmedi
Zaman'da yazmanız teklifini 2002 yılında ben yapmıştım. Altı yıldır yazıyorsunuz, ancak son yazınız yayınlanmadı?
Zaman benim ölçülerimde çok muhalif denebilecek yazıları basmakta hiç tereddüt etmedi, tek bir satırımızı değiştirmediler. İçeriden mırıldanmalar başlıklı son yazıda ise sanıyorum Zaman açısından yazı bir tür aceleye geldi?
Yazının içeriği gündeme getirilmeden tartışma çok farklı boyutlara taşındı? tartışıldı?
İnternette iyi bir okur kitlem var. Son yazı gazetede çıkmayınca o okurlar ne oldu diye sormaya başladılar. Yani ben 'Ey ahali Zaman yazımı yayınlamadı' diye feryat etmiş değilim? Benim dışımda bir tartışma başladı. Bana kalsaydı bu kadar da önemsemeyebilirdim? Birkaç yazar 'yayınlanmayan yazınız elimde' dedi hayretler içinde kaldım. Metin Boşnak diye biri oturmuş iş edinmiş her yere forvad etmiş. Ekrem Bey'e de mesaj atmış, o da sinirlenmiş?
Ekrem beyle yazı üzerine konuştunuz mu?
Konuştuk? Ekrem bey, ne var bu yazıda da demedi, basılmamalıydı da demedi. Sanıyorum üzerinde düşünecek fırsatı olmadı. Aynı gün başka bir yazı istediler. Kosova ile ilgili bir yazı yazıyordum, ancak o gün elektrikler sık sık kesilince yetiştiremedim?
Zaman'dan koptunuz mu?
Hayır. Zaman benden koptu mu dersen ona da hayır derim. Sanıyorum bu sıcak olayın üzerinden biraz zamanın geçmesi lazım?
O yazı bazı çevrelerin cephaneliğine taşınmaya çalışıldı?
Ona bende çok üzüldüm. Zaman bu kadar eleştiriyi elbette hak etmiyor. Ayrıca bu konu benimle Zaman arasındadır. Dışımızda sergilenen büyük bir çıkarcılığa şahit olduk bu süreçte. Benim üzerimden Zaman'a, onun temsil ettiği değerlere vurmak istediler? Çok tuhaf, keşke olmasaydı. Mevlam neylerse hayır eyler diyorum. Konu o kadar benim dışımda gelişti ki?
Zaman'la kavgası olanlar sizi silah olarak kullandılar...
Bu durum bana çok ağır, inanılmaz bir kirlenmişlik duygusu veriyor. Zaman'ın da daha dikkatli davranması gerekirdi. Kırgın mısın derseniz, cevabım hem evet hem hayır olur. Elbette biraz daha özen görmek isterdim? Yazıyı yayınlamayabilirsiniz ama bunu benimle tartışsaydınız, birlikte metin üzerinde konuşsaydık bunların hiç biri olmazdı?
Neydi yazının ana fikri?
Türban seküler bir haktır, seküler düzende örtülü bir şekilde okula gitmek için dinin emri olup olmadığını tartışmaya gerek yok. Demokrasi size bu özgürlüğü veriyorsa, buna bir de dini dayanak aramayın. Bir de 'Yeni kadın'dan söz ettim? Bırakın açık ve kapalı kadınlar tartışsınlar birbirleriyle? Erkekler çeksinler ellerini kadınların üzerlerinden. Türkiye'de bu tartışmanın bir disiplini yok?
Gözyaşı döken aydınımız yok
Çok beğendiğim ifadeye rastladım, yazarın gözyaşlarını helal etmesi?
Keşke bunu yapan yazarların sayısı daha çok olsaydı? O zaman daha homojen bir toplum haline gelebilirdik. Unutmayın Ruslardan 2500 yazarın intiharı var. Bakar mısınız, toplumunu, yaşadığı süreci ne derece içselleştirdiklerine? Bir çıkış yolu bulamadıklarında kendi hayatlarına son vermişler? Ama Türkiye'de hâlâ bir aydın despotizmi var? Bugün aydının etkisi gittikçe azalıyor. Buna mukabil kamuoyu önderlerinin direnci ayakta duruyor. Herkes değişiyor onlar değişmiyor.
Onların değişmemesini neye bağlıyorsunuz?
İyi klonluyorlar kendilerini. Bunlar organik aydın ideolojisini müdafaa eden aydınlar. Yaptıklarını akla uygun kılmak için sürekli delil arıyorlar? Bunlar köşelerinden, kürsülerinden, ekranlarından toplumun birbiriyle konuşmasını, birbiriyle tartışmasını da provoke ediyorlar. Şimdi etrafları eskisi kadar kalabalık değil, yine de gençleri klonlamaya çalışıyorlar. Kaos çağının cephaneliği bitiyor... Narsizm böyle bir şeydir, kendine biçtiği değerden bir şey kaybıyla büyük sıkıntı çekerler? Narsizmin bir ilerisi sosyal sadizmdir?
Atatürk'le Lenin'in ne alakası var
Bugün bazı ulusalcı çevreler Lenin'le Atatürk posterlerini yan yana taşıyorlar. İkisi arasında bir ilişki var mı?
Hayır. Uzak-yakın hiçbir ilgisi yok. Lenin dini öğeleri toplayarak gelmiş bir adamdır, İsa ile eşleştirildi ve insanlar kuzu gibi öldüler?
Peki olmayan ilişki nasıl kurulabilir?
Olmayan bir ilişkiyi kurarak ne kadar cahil olduğunu seriyorsunuz gözler önüne. Bir de milletin bam teline basıyorsunuz? Nutuk'u okumayan adamların koyduğu Atatürk resmi? Her şeyi kendini doğrulamak için okuyoruz, bütünlüklü bir okuma biçimimiz yok. Bunu 'çağdaşlık' adına yaptığını düşünenler de yanlış içindeler. İlericilik, çağdaşlık dediğimiz şey; 'ülkeyi rahat yaşayacağımız bir hale getirmek' mesela 'kaldırımlar sadece bana göre olsun' gibi paylaşımdan uzak heyecan hali?
Mehmet Gündem-Yeni Şafak
Alev Alatlı: Yüzde 47 Kaygılarda Birleşme İradesidir.
AKP yüzde 47 oy alınca sevindim. Aynı oyu ÖDP alsaydı da sevinirdim, çünkü beni sevindiren oradaki bütünlüktü.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-03-01 20:33:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara