Dolar

34,8709

Euro

36,7326

Altın

3.041,91

Bist

10.058,47

Kosova?nın Bağımsızlığı; Devlet mi, Kanton mu?

Kosova?nın bağımsızlık ilanı, milliyetçilik gerginlikler, uluslararası müdahaleler, her tarafı sarmış yolsuzluklar karşısında içerde son derece sancılı bir realiteyle karşı karşıyadır.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-02-26 10:37:00

Kosova?nın Bağımsızlığı; Devlet mi, Kanton mu?

 

Kosova?nın Bağımsızlığı; Devlet mi, Kanton mu, Yoksa Gelecekte Çekişme merkezi mi? 

Arap El Asr Dergisi Kosova Analizi

Rusya liderliği, Belgrad?ın birinci avukatı Putin eliyle Sırp tutumunu destekliyor. Bu tutum ve destek, Sovyetler Birliği?nin dağılmasından sonra Ortodoks Balkan topraklarında, ayak basacağı bir yerin olmasını istemesindendir. Diğer taraftan Washington da Avrupa kıtasının kalbinde siyasi ve askeri etkisinin doğrudan devam etmesini istediğinden, istikrarsız Balkanlarda konumu korumak için bastırıyor. Burası, Çeçenistan konusunda Amerikan?ın Rusya?ya, Rusya?nın da Amerika?yı Çeçenistan?dan uzaklaştırmak için oynadığı bir karttır. (Yani kedi, fare oyunudur...)

Öte yandan, Avrupa da Kosova?nın bölünmesini; kendisine bağımlı, kendi kontrolünde küçük ve zayıf kantonların oluşmasında en uygun çözüm olarak görmektedir.

Her ne kadar geç de olsa ve uluslar arası denetimin altında da olsa Balkanlardaki bölgesel durum, Kosova tarihinde yeni bir sayfa açmaktadır. Bugün, Belgrad hegemonyasının son bulduğunu gösteriyor.

17 Şubat 2008 yılında Kosova bağımsızlığını ilan edildi. Fakat arenada fiili olarak bağımsızlık kazanması biraz zaman alacaktır.

Bağımsızlık, uzun ve sıkıntılı bir sürecin zirve bulmasıdır (taçlandırılmasıdır). Aslında bu, 1999 yılının başlarında sosyalist Yugoslavya?nın dağılmasından öncesine kadar uzanır. Bu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu?nun bittiği tarihi bir andır. Yine bu bağımsızlık, birinci dünya savaşından sonra 1919 yılında imzalanan Versay Barış Antlaşması?ndan doğan hiç de adil olmayan düzenlemeden de tamamıyla kurtulmadır. Ve sonunda Kosova halkı uzun, sıkıntılı ve sancılı bir süreçten sonra kendi geleceğini belirleme ve adilce özgürlüğü gerçekleştirme şansını yakaladı.

Burada asıl konuşulması gereken, bölgede bağımsız bir devletin hayatta kalma imkânlarıdır. Hele ekonomik sorunların yaygın olduğu, fakirlik ve ümmiliğin yüksek olduğunu düşünürsek bu daha da zordur. Soğuk savaştan beri bölge fakirliğin çilesini çekiyor. Eskiden Yugoslavya?daki Fakirlerin evi diye tanımlanıyordu. İşte asıl tehlike buradadır.

Sırbistan ve başkenti Belgrad?a gelince, Kosova?nın bağımsızlığı onlar için ütopyanın sonu ve Sırpların, Yogoslavya?nın geri kalmış diğer topluluklarına ve topraklarına hegemonyalarının da nihayet bulmasıdır. ?Birleşmiş Millet? açısından ise bu, Yugoslavya?dan kalma son parçanın da darmadağın edilmesindeki trajedik operasyona katılmasıyla, sonun başlaması demektir.

Aslında şu an olup-bitenler, 12 Ağustos 1999 yılında NATO?nun işgalci Sırpları çıkarmak için Kosova?ya girdiği zaman fiilen olabilirdi. O zaman, neden Kosova?nın bağımsızlığı beklemeye alındı? diye sormamız yerinde olur. Şu bir gerçek ki, NATO askerinin oraya ilk ayak basmasıyla bölge zaten Sırbistan?dan bağımsız olmuştu.

NATO güçleri, doğrudan çatışmaya girdiği tarihten beri; -aslında aracılar vasıtasıyla buradan hiç de uzak kalmamıştı- NATO güçlerinden 16.500 kişiyi topraklarında konuşlandırdığı tarihten itibaren Kosova tam bağımsızlık, geniş yetkili özerklik ve (kendi içinde) parçalanma statülerinden birini kazanma hususlarında gidip geldi. Yine o tarihten itibaren bir taraftan Rusya ile Amerika arasında, diğer taraftan Rusya ile Avrupa arasında, Balkanların stratejik öneme ve tabii zenginliklere sahip Balkanların bu bölgesi, siyasi ve askeri çekim noktası olmuştur.

Rusya liderliği, Belgrad?ın birinci avukatı Putin eliyle Sırp tutumunu destekliyor. Bu tutum ve desteği, Sovyetler Birliği?nin dağılmasından sonra Ortodoks Balkan topraklarında ayak basacağı bir yerinin olmasını istemesindendir. Diğer taraftan Washington da Avrupa kıtasının kalbinde siyasi ve askeri etkisinin devam etmesini istemesinden, istikrarsız Balkanlardaki konumu korumak için bastırıyor. Burası, Çeçenistan konusunda Amerikan?ın Rusya?ya oynadığı, Rusya?nın da Amerika?yı Çeçenistan?dan uzaklaştırmak için kullandığı bir karttır. (Yani kedi, fare oyunudur?)

Öte yandan Avrupa da Kosova?nın bölünmesini, kendisine bağımlı, kendi kontrolünde küçük ve zayıf kantonların oluşması konusunda en uygun çözüm olarak görmektedir. Avrupa göbeğinden Rusya ve Amerika?nın emperyal ellerini kaldıracak güvenlik ve istikrarın garantisi olarak kendilerini görüyorlar. (Amerika hegemonyasından uzak bağımsız Avrupalıların görüşü bu).

O zaman Kosova?nın bağımsızlık ilanı, milliyetçilik gerginlikler, uluslar arası müdahaleler, her tarafı sarmış yolsuzluklar karşısında içerde son derece sancılı bir realiteyle karşı karşıyadır.

Her şey, planlanan şekil üzere yürüse bile, Kosova parlamentosunun 17 Şubat?ta bağımsızlığı onaylaması basit bir eylemden başka bir şey değildir. Önemli olan meseleyle ilgili tüm tarafların- başta Rusya olmak üzere- bunu tanımaları ve buna göre tavır belirlemeleridir. Herkesten önce Rusya bilir ki, bağımsızlık konusu geri adım atılamayacak denli önemlidir. Kendisiyle müttefiki Sırbistan?ın itirazları aslında gözlere kum serpmekten başka bir şey değildir.

Yine Kosova?nın bağımsızlığının ilanı, aslında Kosova?nın bağımsızlığına karşı Rusya?nın sunduğu planı başarısız kılmıştır. Özellikle Rusya?nın bu planını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi?ne taşıma girişimlerini başarısız kılmıştır.

Ancak bağımsızlığın tarihi ve zamanlaması, aslında Kosova?nın bağımsızlığının gecikmesini izah eden sadece ufacık iki sebeptir. Birleşmiş Milletlerin azınlıklar konusunda öne sürdüğü şartları Avrupa?nın kabul etmesiyle zaten Sırbistan?ın bölgelerine geniş özerklik haklarını tanımış oluyordu. Geçen iki yıl içinde Avrupa, Birleşmiş Milletlerden geçecek Kosova?nın bağımsızlık kararına Rusya?yı ikna etme umuduyla Rusya?ya Federal sistem konusunda birçok tavizler vermiştir.

Amerika, Rusya ve Avrupa Birliği üçgeni içinde tartışılması ve görüşülmesi için 120 günlük ek süre konusunda karar çıkınca, Rusya da dünyaya kendi görüşünü dayattı.

Fakat tüm bunlara rağmen Rusya?yı her türlü kötülükle itham etmek doğru olmaz. Zira meydana gelen bu gecikmenin başka nedenleri de vardır. Bunlar bizzat Kosova?nın kendisinde saklıdır. Zira 1999?den beri süre gelen devletin kurumsal zaafı herkesin önünde büyük bir sorun olarak duruyor. Bağımsızlıkla beraber Kosova?nın kuzey bölümü meydana gelen tablodan dolayı Sırbistan?nın denetiminde kalacak. Ahtisaaari planına göre, Birleşmiş Milletlerden; 120 Kosova?dan olmak üzere toplam 200 kişinin, bağımsızlık öncesi ve sonrasında Kosova?dan büyük-küçük her şeyi üstlenecek teknik yöneticileri oluşturacak bir heyetin bulunmasını zorunlu kılıyor.

Bunlarla beraber 1800 kişilik yeni bir heyette vardır. Bunlar polis, yargı ve sivillerden oluşuyor. Devlet idaresine müdahale etmeleri için büyük yetkilerle donatılmışlar. Kosova?nın içerde karşılaşacağı tüm sıkıntılara rağmen, Birleşmiş Milletler, kontrol altında veya dışardan yönetilebilecek şekilde ona bir bağımsızlık vermiştir.

Bu bağımsızlık, iki yönlü derin bir uçurumun kenarındadır. Bunlardan birincisi; özelde Balkanlar, genelde de Avrupa?dır. Zira Kosova devleti, ister kontrol altında tutulsun, ister uzaktan yönetilsin, ister sınırlı bir özgürlüğe sahip olsun ve ister yetkileri elinde alınmış olsun; Balkan tarihinde ve dolayısıyla Avrupa tarihinde yeni bir sayfa açacaktır.  Bu uçurumun diğer yönü ise yeni devlet idaresinin karşılaşacağı engellerdir. Uluslar arası resmi kurumlardaki resmiyeti kazanıncaya kadar bu genç ülke epey bir zamana ihtiyacı vardır.

Bir Arap analizciye göre, Amerika ve Rusya ilişkilerinde gerçek bir gerginlik noktası kılan mesele ve problemlerin fazlalığına rağmen, her ikisinin geçmiş yıllardaki deneyimleri ve silahlanma yarışları, her iki tarafa; pragmatik ilişkiye binaen, aralarındaki ihtilafları aşabilecek birçok yolun bulunduğunu göstermektedir. Yazarımız devamla şöyle der: Yeni bakış açısı, özel çıkarlarının güvenliği için, bazı kazanımları sürpriz bir şekilde düşmanına kazandırmayı, ona makul bazı menfaatleri kazandırmadan kendisinin kazanım peşinde koşmasının hata olduğunu gösteriyor. Hele hele geçmiş yıllarda, bunların birbirleriyle boğuşmaları neticesinde üçüncü bir tarafın bundan istifade etmişse (Amerika?nın Afganistan ve Irakta savaşması, Rusya?nın savaşlardan sonra ekonomisini yeniden gözden geçirmesi ve tekrar dünya arenasına çıkıp yerini alması). Bu üçüncü ülkeler (Çin, Hindistan ve yedi Asya Kaplanları gibi) bu gerginlikten istifade edip, ekonomik kalkınma, teknolojik ve askeri ilerlemelerle uluslar arası alanda konumunu güçlendirmişlerdir. İşte bunlar iki ülkenin yeniden soğuk savaş yıllarına dönmelerini imkânsız hale getiriyor. Ayrıca her ikisinin mustarip olduğu uluslar arası meseleler; eşitlik, eşitlik ve sonunda karşılıklı diyalog ilkesi çerçevesinde antlaşmaları için her iki devleti zorlamaktadır.

Pratikte de Kosova bu çıkarsal antlaşmanın arenası olacaktır. Bu da uzun vadede ülkenin bağımsızlık ve özgürlüğüne hizmet edecektir. Balkanlar coğrafyasında hâkim olan umutsuzluk olsa da; bizim umudumuz ve beklentimiz bu olacaktır.

 

Bu makale Abdullah Gündüz tarafından Timeturk  için tercüme edilmiştir.

 

 

 

 

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara