Dolar

34,8709

Euro

36,7326

Altın

3.041,91

Bist

10.058,47

Bin kişiye 1 araştırmacı düşüyor

OECD ülkeleri ortalamasında bin kişiye yaklaşık 7 araştırmacı düşerken, Türkiye'de ise bin kişiye sadece 1.1 araştırmacı düştüğü belirlendi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-02-21 10:03:00

Bin kişiye 1 araştırmacı düşüyor



Türkiye?deki toplam öğrencilerin sadece yüzde 0.9?u Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) fen bilimleri sınavında 5 ya da 6. seviyede başarı gösteriyor, diğer OECD ülkelerinde başarı düzeyi ise Türkiye?ye göre 9 kat daha yüksek.



Türkiye'nin sanayi ve teknoloji alanında faaliyet gösteren araştırmacı sayısında OECD ülkelerinin çok gerisinde kaldığı bildirildi. OECD ülkeleri ortalamasında her bin kişiye yaklaşık 7 araştırmacı düşerken, Türkiye'de ise bin kişiye düşen araştırmacı sayısının sadece 1.1 olduğu belirlendi.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı?nın (TEPAV) yaptığı araştırmaya göre, Türkiye?deki toplam öğrencilerin sadece yüzde 0.9?u Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) fen bilimleri sınavında 5 ya da 6. seviyede başarı gösterirken, diğer OECD ülkelerinde başarı seviyesi Türkiye?ye göre 9 kat daha fazla olduğu görüldü. Türkiye?de her bin çalışan başına 1.1 araştırmacı düşerken, OECD ülkelerinde bu sayı 6.8'ye ulaşıyor.


Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'ndan (TEPAV) Araştırmacı Ozan Acar, PISA sonuçları ışığında Türkiye?nin rekabet gücünü değerlendirdi. Araştırmada, devlet yardımlarını sanayi politikasında kullanılan araçlardan sadece bir tanesi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilirken, sanayi politikasında iş yapmanın, katma değer artışının ve verimliliğin önündeki engellerin kaldırılması gibi çok boyutlu yaklaşımın benimsenmesi gerektiği kaydedildi.




Araştırmaya göre, özellikle Çin ve Hindistan?ın küresel ekonomideki ağırlıklarının artmasıyla birlikte ucuz işgücü ve hammaddeye dayalı bir biçimde rekabet edebilmek zorlaşıyor. Rekabet gücünün kaynağında yenilikçilik yatan ülkeler uzun vadede kazananlar arasında yer alacak.



UYGULANAN YANLIŞ POLİTİKALAR İHRACATIN TEKNOLOJİK YAPISINI OLUMSUZ ETKİLEDİ



İhracatın bugünkü teknolojik yapısının gelişmiş ülkelere göre daha olumsuz bir görünüm sergilemesi geçmişten bugüne uygulanan yanlış politikaların sonucudur. Özellikle eğitim sistemindeki aksaklıklar bu olumsuzlukların başında geliyor. 8 yıllık eğitimin zorunlu olmasından sonra okullaşma oranının yüzde 90?na çıkmasına rağmen, eğitimin kalitesi düşük kalmıştır. PISA sonuçlarına göre, Türkiye 2006 yılında, 57 ülke arasında, fen bilimlerinde 44, matematikte 43, okuma sınavlarında ise 38?inci oldu. PISA sınavlarının uygulandığı OECD, AB, Kuzey Amerika ve Doğu Asya ülkelerinin neredeyse tamamı tüm branşlarda yapılan sıralamalarda Türkiye?yi geçmiştir. Türkiye?nin gerisinde kalan ülkelerin büyük bir çoğunluğu Latin Amerika, Orta Asya ve Afrika?da yer alan ülkelerden oluşuyor.



TÜRKİYE PISA SINAVINDA YÜZDE 0.9 BAŞARI GÖSTERDİ



Türkiye?deki toplam öğrencilerin sadece yüzde 0.9?u PISA fen bilimleri sınavında 5 ya da 6. seviyede başarı gösterirken, diğer OECD ülkelerinde başarı seviyesi Türkiye?ye göre 9 kat daha fazla. Ayrıca, Türkiye?de her bin çalışan başına 1.1 araştırmacı düşerken OECD ülkelerinde, ortalama 6.8 araştırmacı düşüyor. Araştırmada, Türkiye?nin PISA sınavındaki başarısı göze alındığında gelecekteki araştırmacı sayısının da buna paralel olacağının altı çizildi.




Araştırmacı yoğunluğunun yüksek olduğu ülkelerin gerçekleştirdiği toplam ihracat içerisinde ileri ve orta teknoloji ürünlerin payının da yüksek olduğu görülüyor. Araştırmada, Türkiye?de verilen eğitimin kalitesinde son derece ciddi problemler olduğu ifade edilirken, bu problemlerin Türkiye?deki işgücünün beceri düzeyini, yenilikçilik kapasitesini ve dolayısıyla üretimin yapısını olumsuz etkilediğinin altı çizildi.



DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞERLENDİREN ÜLKELER BÜYÜME HIZLARINI ARTIRDI



Türkiye?nin demografik fırsatı boşa harcadığı kaydedilen açıklamada, Türkiye ile benzer demografik eğilimlere sahip olan ülkelerin fırsatı değerlendirmeyi başardığı ve büyüme hızlarını arttırdığı vurgulandı. Çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfus içerisindeki payının artış eğiliminde olduğu Doğu Asya ülkeleriyle, Türkiye?nin ekonomik büyüme performansları karşılaştırıldığında, Doğu Asya ülkelerinin, belirgin olarak Türkiye?den daha üstün bir büyüme performansı sergilediği görüldü. PISA sınavlarına katılan Doğu Asya ülkelerinin, sınavlarda sergilediği başarı performansı, Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye?de olduğundan daha fazla olduğu gözlendi.



DOĞU ASYA ÜLKELERİNİN BÜYÜME POTANSİYELİ YÜKSEK




Türkiye ve Latin Amerika?daki öğrencilerin, fen bilimleri sınavında, sırasıyla, yüzde 22?sinin ve yüzde 20,4?ünün ortalama başarı seviyesinin üzerinde bir başarı sergilediği görülmektedir. Buna karşılık, Doğu Asya ülkeleri için hesaplanan ortalama oran yüzde 53,8?dir. Doğu Asya ülkelerindeki ekonomik büyüme potansiyelinin önümüzdeki dönemde Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye?den yüksek olmaya devam etmesini beklemek gerekir.



AR-GE?NİN GELİŞMESİ SADECE FİNANSA BAĞLI DEĞİL


Araştırmada, 2013 yılında 16 milyar YTL tutarında Ar-Ge harcaması yapılmasının hedeflendiği ve bir takım önlemlerin alındığı ifade edilirken, bunun şirketlerin yenilik yapma kapasitesinin artırılması için olumlu bir adım olduğu kaydedildi.

Araştırmada şöyle denildi:

?Ancak, Ar-Ge?nin Türkiye?de arzu edilen seviyelerde olmayışının tek nedeni bu faaliyetlere aktarılan kaynağın yetersiz oluşu değildir. Finansal kısıtlar kadar sınırlayıcı olan bir diğer unsur da bu gibi faaliyetleri gerçekleştirecek nitelikteki insan kaynağının azlığıdır.



KAPSAMLI REFORMA İHTİYAÇ VAR



Türkiye?deki öğrencilerin PISA sınavlarındaki başarı düzeyini yükseltmeden rekabet gücünü kalıcı olarak iyileştirmek olanaksız. Bunun için eğitim müfredatının bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınacağı, kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyaç var. Zorunlu eğitimin süresinin 12 yıla çıkarılması tartışmalarının eğitimin kalitesinin iyileştirilmesine yönelik önlemleri gölgede bırakmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının yaratacağı ilave maliyetin kaliteyi arttırması beklenen alanlara yapılmakta olan ya da yapılması planlanan harcamalardan kısılarak yapılmaması gerekiyor. Ayrıca, Türkiye?nin rekabet gücünü doğrudan etkileyecek olan mesleki eğitim meselesinin de ele alınması gerekiyor. Eğitim sisteminin meslek liselerine ve yüksek okullarına devam edecek öğrencilerle genel liselerle 4 yıllık eğitim veren üniversitelere devam edecek örencileri stratejik bir şekilde birbirinden ayıracak şekilde yeniden tasarlanması gerekiyor.'



ANKA


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara