'Spekülasyon gayretine girenler karşılarında bizi bulurlar'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide spekülasyon gayretine girenleri uyararak, 'Kimse bu ülkede spekülasyon gayreti içerisine girmesin. Girerse karşılarında bizi bulurlar' dedi.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-02-19 14:27:00
Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada, kendilerinin; siyaseti, ekonomiyi, uluslararası ilişkileri, toplumsal ve kültürel konuları birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak gördüklerini belirterek, 'Türkiye'yi her alanda geliştirmenin mücadelesini veriyoruz. Reformları hız kesmeden sürdürüyor, halkımızın yaşam standartlarını aynı kararlılıkla yükseltmeye devam ediyoruz' dedi.
Erdoğan, göreve geldikleri 2002 yılının sonundan itibaren Türkiye ekonomisinin iki kat fazla büyüdüğünü, ekonominin platform, kulvar değiştirdiğini, geçtiğimiz 10, 20, 50 yılla kıyaslanmayacak sağlam bir yapıya kavuştuğunu kaydetti. Ekonominin istikrarlı büyümesi için iyimser bakışın son derece önem arz ettiğine işaret eden Erdoğan, 'Ekonominin tüm aktörleri, yatırımını, birikimini, girişimini, tasarrufunu beklentilere göre yapmaktadır. Beklentiler ne kadar olumlu olursa, ekonomi o kadar olumluya gidecektir. Biz ekonomiye istikrar ve güven kazandırdık derken, Türkiye güvenli bir limandır derken bunu kastediyoruz. Toplumun her kesimi geleceğe umutla bakıyor, beklentilerini muhafaza ediyor. Bu beklentileri olumsuza çevirmek için bugüne kadar çok yoğun kampanyalar yürütüldü. Geride bıraktığımız 5 yılı hatırlayın. 'Türkiyenin kaynağı yok, kriz çıkacak, Türkiye bu dalgalanmaları kaldıramaz, aşamaz' dediler. Kriz için hatta tarih verdiler. Şu gün şu saatte kriz çıkacak diye hayali senaryoları dolaşıma soktular. Çok şükür bu felaket tellallarının hiç birinin dediğimi çıkmamış Türkiye ekonomisi sapa sağlam yoluna devam etmiştir' dedi.
'SPEKÜLATÖRLER KARŞILARINDA BİZİ BULURLAR'
Hedeflerinin gayet açık olduğunu vurgulayan Erdoğan, ekonomide spekülasyon gayretine girenleri ise şu şekilde uyardı: 'Bizim hedeflerimiz çok açık. Bizim kararlılığımız, disiplinimiz artık ispata gerek duymayacak kadar net. Kim Türkiyeyi karamsarlığa, çekimserliğe çekmenin gayreti içinde olursa, açık söylüyorum, kaybetmekten başka seçeneği yok. Kimse bu ülkede spekülasyon gayreti içerisine girmesin. Girerse karşılarında bizi bulurlar. Bazı spekülatörler var. Borsada olurdu geçmişte. Şimdi borsanın dışında da bazı spekülatörler çıkmaya başladı. Onlara bunu hatırlatıyorum.'
Erdoğan, Türkiye'nin 2002 öncesinde uluslararası yatırımlardan aldığı payın yılda ortalama 1 milyar dolar olduğunu söyledi. Erdoğan, şimdi bazı siyasetçilerin türemeye başladığını, bu rakamları çok iyi bilmediklerini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
'Ben resmi rakamlarla tekrar hatırlatıyorum, bunları öğrensinler. 2003 yılında 1.7 milyar dolar. Sene sene veriyorum. Ama bazen halkımızı nasıl aldatırız, yalan yanlış rakamlar üreterek halkı yanlış bilgilendirmenin gayreti içindeler. 2004 yılında 2.9 milyar, 2005'de 10 milyar dolar, 2006'da 20 milyar dolar oldu. Ne oldu da Türkiye bu noktaya ulaştı ? Türkiye demokratikleşti. Demokratikleşme yolunda büyük adımlar attı. Türkiye insan hak ve özgürlükleri noktasında daha ileriye gitti. Aktif dış politikasıyla dünya genelinde saygın konuma ulaştı, büyük ölçekli bir ekonomi haline geldi, küresel sermaye Türkiye'ye yöneldi. Ama bugün bazı siyasiler 'Türkiye'ye gelen bu sermaye yerli değil, yabancı sermaye. Bu bir anda gidince Türkiye'nin ne hale geleceğini düşünün diyor.' Bunlar farklı bir dünyada yaşıyor. Dünyada sermayenin yerli, yabancısı olmaz. Para bir civa gibidir. Uygun limanı, zemini bulduğu yere kaçar ister yerli, ister yabancı olsun. Onun için sen bu sermayeyi ülkende tutmanın gayreti içinde olacaksın. Bunu üretemiyorsan, senden bu ülkede yönetici olmaz. Bunu böyle bileceksin.'
21 MİLYAR 873 MİLYON DOLAR YABANCI SERMAYA GİRDİ
2007 yılında ise Türkiye'nin çektiği yabancı sermayenin 21 milyar 873 milyon dolara ulaştığını vurgulayan Erdoğan, 'Bu, Türkiye için tüm zamanların rekoru olan bir rakam. Buraya ulaştı. Hani o kriz gelecek, dalgalanma olacak diye ortalığı velveleye verenler var ya, bu rakamı onlara ithaf ediyorum, hayırlı olsun. Bunun da ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu gayretlerimiz aynı heyecanla devam edecektir. Bu tırmanışı sürdürmek kolay bir iş değil ama biz bunu yine gayretle, azimle devam ettireceğiz, bütün küresel sermayeyi ülkemize çekmek için fellik fellik dünyayı dolaşmaya devam edeceğiz' şeklinde konuştu.
'OECD TÜRKİYE'NİN RİSKİNİ DÜŞÜRDÜ'
Erdoğan, ayrıca, OECD'nin Türkiye'nin uzun yıllardır 5 olan risk kategorisini 4 olarak değiştirdiğini söyledi. Erdoğan, OECD'nin bu kategoriyi 0 ile 7 arasında yaptığını belirterek, 'Böylece Türkiye'nin riski azaldığını görerek OECD bunu ilan etti. Bu da bizim için sevindirici bir gelişme' dedi.
İhracatın 106 milyor doları aştığını anlatan Erdoğan, ithalattaki artışın gerişinde ise petrol ithalatına ödenen miktardaki artışı gerekçe gösterdi. Erdoğan, turizmde gelen turist ve bırakılan döviz miktarında tarihi bir rekor kırıldığını, bırakılan döviz miktarının 18 milyar dolar olduğunu söyledi.
Ekonomide ABD olmak üzere gelişmiş ülkeleri etkileyen bir dalgalanma olduğunu bildiklerini ifade eden Erdoğan, bu dalgalanmaların ekonomilere az yada çok etkisinin olduğunu kaydetti. Erdoğan, Türkiye'nin bu dalgalanmalardan başarıyla geçeceğini kaydetti.
İÇ VE DIŞ BORÇ 249 MİLYAR YTL
Ülke ekonomisinin dayanıklılığını gösteren veriler olduğunu söyleyen Erdoğan, bunlardan birisinin kamu borçlanması olduğunu söyledi. Erdoğan, 'Kamu borç stoku ciddi bir risk olmaktan çıkmıştır. Bazen liderler Türkiye'nin dış borcunu saptırarak doğru konuşmayarak, öyle bir rakama tırmandırıyorlar ki örneğin 450 milyar dolardan bahsediyorlar. Çok ayıptır. Bunlar bu işi hiç bilmiyor. Türkiye'nin şu anda iç ve dış net borcu YTL ile 249 milyar YTL'dir. Öyle zannediyorum ki bunlar özel sektörün dış borcunu da gelip kamu net borç stokuna dahil etmek istiyorlar. Bunun kamu net borç stoku içinde yer alması doğru değildir' dedi.
Erdoğan, göreve geldikleri dönemde, kamu borç stokunun GSMH'ya oranının yüzde 78.3 olduğunu hatırlattı. Erdoğan, 'Şimdi kesinleşmedi ama tahminimiz yüzde 39'a falan düşüyor. Nereden nereye. Nasıl oldu bu? Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin milli geliri 181 milyar dolardı. Şimdi yaklaşık 500 milyar dolar. 79 senede ülkemizin milli geliri 181 milyar dolar olmuş biz 5 sene içerisinde bunun üzerine yaklaşık 320 milyar dolar ilave etmişiz. Gerçek ortada. Gözü olup da görmeyenleri ben anlamakta zorlanıyorum. Bunların sayıyla, matematikle hiç arası iyi değildir. Hoşlanmazlar. Niye; çünkü 2 kere 2 dört. Yaz, kış, akşam, sabah da dört. Sipariş değil, bunlar resmi rakamlar. Devletin resmi kurumlarının rakamları. Onun için meydan bulup da kimse halkı aldatmaya kalkmasın' şeklinde konuştu.
Diğer yandan, Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde faiz oranının yüzde 63.4 olduğunu, bugün yüzde 16.2'e düştüğünü söyledi. Erdoğan, kendilerinin bu oranı da yeterli görmediklerini anlatarak, borçlanma vadesinin de 9 aydan 33 aya yükseldiğini vurguladı.
Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankası rezervleri 2002'de 26.8 milyar dolar olduğunu, şimdi ise 72 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, IMF'e olan borcun ise 23.5 milyar dolardan 6.0 milyar dolara düştüğünü anlattı.
Türkiye'nin geldiği durumu görmek istemeyenler olduğunu anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: 'Maalesef bunu Türkiye'de göremeyenler, görmek istemeyenler de çıkıyor. Bu da çıkacaktır. Siyasetin maalesef buna artık cilvesi mi, kimyası mı dersiniz, ne derseniz deyin, bunlar var. Ekonomiye yönelik kötümser, karamsar senaryoları çizenler yanlış yaparlar, yanlış yapıyorlar. Ekonomi bizim gündemimizin ilk sırasında yer almıştır, bundan sonra da yer alacaktır. Demokrasimiz geliştikçe ekonomimiz daha da büyüyecektir. Diplomasimiz geliştikçe, insan hak ve özgürlüklerimizin kalitesi arttıkça ekonomi daha da büyüyecektir.'
MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERİLMEYECEK
Mali disiplinden, mali şeffaflık, öngörülebilirlikten asla taviz vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, 'Para politikalarımızda kararlılıktan asla taviz vermeyeceğiz' dedi.
Hükümetleri döneminde esnaf ve sanatkara ilgili önemli çalışmalara imza attıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Ekonomi politikalarının yap boz tahtasında döndüğü günler atlatıldı. Siftah dahi edemeden kepenklerini kapatmak zorunda kaldıkları dönemden bugünlere geldiler. Bugün ekonominin temel direğini yine onlar oluşturuyorlar. Ekonominin yaşadığı büyük dönüşümü geliştirmek noktasında yine onlar rol oynayacaklardır. Sicil affı ile 825 bin tacir, esnaf ve sanatkarın yeniden ekonomiye kazandırılmasını sağladık. 2002'de yüzde 59 olan esnaf kredi faizlerini yüzde 12'lere çektik. 50 bin 335 kişi kredi kullanabilirken bugün kredi kullanan esnaf sayısı 752 bine ulaştı. 2002 kasım ayından 2007 sonuna kadar 918 bin 478 esnaf ve sanatkar ticari faaliyete başlamış 521 bin 893 sanatkar da faaliyetine son vermiştir.'
CİHAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara