Milli stoper Serdar Aziz, Galatasaray'ın ekim ayı dergisi için röportaj verdi.
Röportajdan öne çıkan soru ve cevaplar şu şekilde:
*Stoperlerde artık en çok aranan özellik topu oyuna sokarken gösterecekleri maharet. Bu konuda kendini nasıl görüyorsun?
- Stoperler artık oyunun hızını ayarlıyor. Çünkü oyun en geriden başlıyor ve stoper ne kadar hızlı oynarsa oyunun hızı da o kadar artıyor. Ama her şeye rağmen bir stoperden ilk beklenti iyi savunma yapması... Bu diğer mevkiler için de geçerli... Örnek olarak forvetten gol atmasını bekliyoruz, defans yapması ise ekstra oluyor bir oyuncu için. Bir de futbol sadece yetenek ile oynanmıyor, özgüven de çok önemli... Maç içinde yaptığınız bir hata sizi bazen uzun oynamaya da itiyor.
*Ters ayakla sol stoper olarak oynamak seni zorluyor mu?
-Zorlanmıyorum dersem doğru olmaz. Oyunu ters ayakla görmek biraz daha zor.
*Kariyerin boyunca seni en çok zorlayan hücum oyuncuları kim oldu?
-İki isim sayabilirim. Drogba ve Alex de Souza.
*Kornerlerde ön direğe koşup kafayla attığın goller var. Bir tanesini de Türk Telekom'da çıktığın ilk maçta Galatasaray'a karşı atmıştın. Rakiplerin ön direkt koşuların çözdü mü?
-Rakipler savunma yaparken herkes topa konsantre oluyordu. O savunma tipinde ön direkte topla buluşma şansım daha yüksekti. Şimdi ise savunma biraz daha adam adamaya döndü. Bir yandan o şekilde gol buldukça rakipler de analiz yapıyor. Ben burada daha çok gol atacağımı düşünüyordum. Umarım ilerleyen haftalarda başarırım.
*Maicon ile uyumun nasıl, antrenmanlarda pozisyon üzerine konuşuyor musunuz?
-Özellikle Kayserispor maçında önce çok konuştuk. İlk kez o maçta beraber oynayacaktık. Hem pozisyon hem de motivasyon anlamında uzun bir konuşma yaptık. Birbirimiz için oynayacağımızı söyledik. Başarı için uyum şart. İkimiz de bunun farkındayız. Yine Fernando önümüzde oynuyor. Zaman zaman aramıza giriyor. Onun kademesi de bizim için çok önemli. Bu uyum artarak devam edecek diye düşünüyorum. Uyarılar da dozajında gidiyor.
*Tudor da yıllarca savunmada stoper olarak oynadı. Sana özel tavsiyeleri oluyor mu?
-Geçen sene dört ay kadar dizlikle gezdim. Ciddi bir sakatlık yaşamıştım. Ardından idmanlar başladı. İlk idmana çıkacağım zaman Igor Tudor beni çağırdı ve bir görüşme yaptık. Videolarımı izlediğini ve bana çok inandığını söyledi. "Senin bu takımın efsanelerinden bir tanesine olabileceğine inanıyorum" diye konuştu. Hoca da savunma oyuncusu olarak oynadı yıllarca. Bu anlamda benimle fazlasıyla ilgileniyor.
*Bursaspor'da takım kaptanıydın. Galatasaray'da ise ikinci senendesin. Aldığın sorumluluk sahadaki performansını etkiliyor mu?
-Galatasaray'a geldiğimden bu yana yüzde 50 kapasitemle oynuyorum. Futbolda her zaman dün unutulur, bugüne bakılır. Aslında ben her sezon ilk haftaları alışma süreci olarak geçiriyorum. Bursa'da da böyleydi. Sonrasında performansım artıyor. Bir de burada biraz daha dikkatli olmam gerektiğini biliyorum. Bursaspor'da takım kaptanıydım. Örneğin takım mağlupken kendi kararlarım oluyordu. İnsiyatif alıp hücuma çıkıyordum. Oyunun temposunu artırıyordum. Bu özgüven ile alakalı. Bursaspor'da önemli bir oyuncuydum bu anlamda ama burada herkes önemli. Bunu sahada hissettiğim anda daha fazla sorumluluk alacağımı düşünüyorum. Bu da performansımı artıracaktır.
*Yan top meselesi çok konuşuluyor. Gerçekten Galatasaray'da yan topları savunamama gibi bir problem var mı?
-Geçen sezon alan savunması yapıyorduk. Bu sene ise adam adama oynuyoruz. Antrenmanlarda çalışıyoruz. Gomis de geliyor, o da bir adam alıyor. Şöyle bir şey var. Rakipler maç içinde pozisyon bulamıyor. Belki de tek umutları yan toplar oluyor. Daha konsantreler. Ama biz de bu konuda sıkıntı yaşamamak için takım olarak çalışıyoruz. Herkes elinden geleni yapıyor.
*Sahadaki hırsın duruşun sosyal medyada Sergio Ramos'a benzetiliyor. Ne düşünüyorsun bu benzetme için?
-Evet, böyle bir şey var. Benzetilmek güzel. O dünyanın en iyi stoperlerinden. Ramos da Sevilla'dan geldi, orada sağ bek oynuyordu. Şimdi stoper. Ama ben Ramos'tan çok Thiago Silva'yı beğeniyorum. Daha sakin, kendine güvenen bir oyuncu. Stoper duruşu daha çok var.
*Temmuz ayında baba oldun. Artık evde üç kişisiniz...
-Evet, hayatımız artık oğlum Yaman Ali'ye endeksli. Eve gidince her şeyi unutuyorum ve onun yanında alıyorum soluğu. Bambaşka bir hayat var ondan sonra. Bir gün futbolcu olmasını isterim.
