FBTV'ye açıklamalarda bulunan Fransız futbol adamı, yaklaşan transfer dönemine odaklanarak buna ilişkin pek çok görüşme gerçekleştireceğini belirterek, "Futbolcularla, teknik ekiple konuşacağım ve stadın yanı sıra antrenman tesislerini ziyaret edeceğim. Kulübün nasıl çalıştığını ve çalışanları öğreneceğim ama elbette en büyük önceliğim transfer dönemi olacak. 31 Ağustos'a kadar tüm vaktimi, enerjimi, fikirlerimi bunun için harcayacağım. Fenerbahçe'ye yakışacak özelliklerdeki en iyi transferleri gerçekleştirmek için çalışacağım. Sahada mücadeleci bir takım oluşturmak istiyoruz." diye konuştu.
"Böyle fantastik bir kulübe katıldığım için kendimi çok onurlandırılmış ve ayrıcalıklı hissediyorum." diyen Comolli, "Burası; tarihi, geleneği, kupa kazanma alışkanlığı olan bir yer. Türkiye ve İstanbul, yıllardır mesleğimden ötürü oyuncu izlemek için defalarca geldiğim bir ülke ve şehir. Hatta Türkiye'de ilk kez maç izlemeye, buraya, bu stada (Ülker Stadı) gelmiştim. Açıkçası hatıralarım canlandı." ifadelerini kullandı.
- "Sadece tarihi ve geleneği olan büyük kulüplerde çalıştım"
Damien Comolli, kariyeri boyunca sadece tarihi ve geleneği olan kulüplerde çalıştığını, Fenerbahçe'nin de onlardan biri olduğunu kaydetti.
Sarı-lacivertli kulübe geldiği için mutlu olduğunu dile getiren Comolli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fenerbahçe'ye ve Ali Koç'a, bana bu kulüpte çalışma fırsatı verdikleri için teşekkür ederim. Kariyerim boyunca sadece tarihi ve geleneği olan büyük kulüplerde çalıştım ve bu konuda kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum. Burası da onlardan biri. Arsenal, Liverpool, Saint Etienne ve Tottenham'dan sonra bana göre aynı büyüklüğe ve prestije sahip, aynı kategoride yer alan tarihi bir kulübe geldim. Burada bulunmak çok büyük bir keyif. Müzeyi gezerken köklü bir geçmiş ve kazandığı kupaları görünce ne kadar büyük bir kulübe geldiğinizi fark ediyorsunuz."
Fransız futbol adamı, Ali Koç başkanlığında Fenerbahçe'yi önce Avrupa'ya, sonra da dünyaya tanıtacaklarını belirterek, şöyle konuştu:
"İşim, çok fazla dinlenmeye fırsat veren bir iş değil ama futbol benim tutkum. Bunu bir iş olarak görmüyorum bile. Her sabah 'işe gidiyorum' demek yerine 'kulübe gidiyorum' diyorum. Burası için de aynı şey geçerli olacak. Pek çok farklı şeyi içinde barındıran yoğun bir iş bu. A takımla ve teknik direktörle bir araya gelip genç oyuncuları geliştirmek ve takıma katılacak yeni oyuncular üzerine çalışmak, onların transferler sözleşmeleriyle ilgili çalışmak gerekiyor. Elbette, Başkan Ali Koç ile çok yakın bir çalışma ortamımız olacak, çünkü her şey futbol ile ilişkili. Ayrıca kulübü ilk olarak Avrupa'ya, daha sonra da dünyaya tanıtmaya çalışacağız. Başarılı olmak ve kupalar kazanmak için benim rolüm ise çalıştığım pozisyonda her şeyimi vermek olacak."