Kanıma dokunuyor..
Referandum yaklaşırken salyalarını akıtan bir Avrupa'nın yanısıra, onlarla beraber omuz omuza veren Türkleri görmek kanıma dokunuyor.
Yalnızca "Evet" yada "Hayır" demekten ibaret masum bir seçim süreci olsaydı kimin ne oy verdiğini bu köşeye taşımazdım. Maalesef yaşanan gelişmeler bu yazıyı yazdırmak zorunda bırakarak, bir silkeniş için kelimeleri konuşturtuyor.
Üst akıl dediğimiz gücün uyandırılmış bir dev gibi, bütün argümanlarıyla nasıl sahneye çıktığını gördükçe işin renginin birçok kişi tarafından bellendiğini anlıyoruz.
Yurtdışında hatırı sayılır sayıda seçmeni olan Ak Parti'nin seçim arefesinde , Avrupalı Türklerle yapacak olduğu konferanslarının engellenmesiyle, yüksek gerilim hattında olduğumuz gerçeğiyle karşılaşıyoruz.
Bu ne demokrasiydi ne de insan haklarına uygundu. Ama buna rağmen tek dişi kalmış olan Avrupa, illegal tutumunu sergilemekten geri adım atmadı. Ve hatta sevimsiz bürokratlarını , medyalarını da kullanarak Türklerin bu diyarlardan gitmeleri gerektiğini dile getiren ifadelerde, eylemlerde bulundu.
Uluslararası boyutta çekişmeler böyle yaşanırken halk arasında yansıması farklı olur mu hiç? Olmadı...
En alâkasız kişisinin, hiç aklınıza gelmeyecek ortamda verilen algıyla beraber " Erdoğan Diktatör, Erdoğan Mafya" sloganıyla buluşmak şaşırtmıyor elbette.
Cenabet ağızlı bir haçlı, müslüman Cumhurbaşkanımız ve Türkiyemiz için ağır sözlerde bulununca kimisi, mevkiisi imkân veriyorsa tabii, " ağzını topla , yoksa geliyor bir Osmanlı tokadı " diye karşılık verdi.
Kimi beyaz Türk'te bacak bacak üstüne atıp içkisinden bir yudum içerek " seçimde muhakkak Hayır çıkmalı, yoksa Osmanlı'nın dönüşüne engel olamayız " diyerek sözüm ona bir vatansever(!) olarak oturduğu masasından vatansatan olarak kalktı.
Bir de işverenin tacizine maruz kalan işçi milletimiz var ki , onca küfürlere hakaretlere rağmen yumruğunu sıkarak , ekmek parası için susmak zorunda bırakılıyorlar.
Zorla girdiği işini , evinde lokma bekleyenlerini, Türkiye'de desteklediği anne babasını hatırlar da öylece susar işte..
Bu kişinin hakkı nasıl ödenir bilemedim kaldım.
Sana selâm olsun, cihatın büyüğünü nefsinle sen gerçekleştiriyorsun.. Sabredeceğiz kardeşim.
Allah bizimle..!
****
Vardır Her Şerde Bir Hayr..
“Olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur.” (Nisa, 4/19)
Amenna ve saddakna.
Herşey zıttıyla bilinir diyerek birde şu açıdan ele alalım yaşadıklarımızı.
Abartılı gelmesin okuyana. Yaşanılan olaylar 15 Temmuz' dan darbe girişiminden farksız değil.
O günlerde tanklar, tüfekler, silahlar konuştu. Düşman belliydi, halk olarak ümüklerini sıktığımız günleri geçirdik, geride bıraktık.
Bugün ise düşman perdeler altında ve çıkıpta birebir muhatap alacağımız durumda olamıyoruz. Çünkü ciğerlerinden gelen pis kokularıyla tanıdığımız Avrupa Ülkeleri dile geliyor. Medyasıyla, siyasetçileriyle..
Türkiyemizin bugününe ve yarınına prangalar vurup esaret altına almaktan öte başka birşey olmayan bu illegal duruşlar, seçimde EVET oyunu kullanmanın vatani bir görev olduğunu apaçık gösteriyor. Bilhassa Avrupa'da yaşayan biz Türkler için bu çok daha mühim.
...
Bizler gerçekten aziz bir Türkiye milletiyiz. Rabbimizin hikmeti bizi Avrupa'da da sarıp sarmalıyor.
Seçim çalışmaları için görevlendirilen arkadaşlarımızın gayretleri, gecelerine gündüzlerini katıp yaptıkları çalışmalarını bir kenara koyayım. -ki kenara konulacak bişey değil bu, nasıl bir mücadelenin içinde seçim için koşturduklarını yazsam birkaç gün boyunca sayfalar dolusu dile gelmem gerekmektedir.
Bütün engellere rağmen halkla buluşturulan, polis enselerinde iken Milletvekillerimizle kapı kapı ziyaret ettirilen haneler , iptal edilen programlarına rağmen pes etmeyen mücadeleci bir Başkanın liderliğinde devam eden duruşlar, ayakta alkışlanası şüphesiz.
Buradan özellikle İsviçre Seçim Koordinasyon Merkezi'nde yer alan Başkanından üyesine her bir kişiye teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum.-
Hani 15 Temmuzdan farklı değil yaşananlar diye yukarda belirtmiştim ya. Bir de bize Halk Özel Harekâtı (HÖH) gerek öyle değil mi?
Nitekim kendiliğinden oluştu da.
Avrupa'da Resmi olarak yürütülen seçim çalışmalarının yanı sıra seçmende bütün enerjileri ve gayretleriyle Referandumda EVET için kapı kapı geziyor ve her ortamda dillerin bağı seçim için açılıyor.
Hastanede, fabrikada, alışverişte, gün toplantılarında, seyahatte her yerde seçim çalışmaları doğal seyrinde engellenemez olarak ilerliyor.
Avrupa kanlı ağzını açıp dişlerini gösterdikçe, halk otomatikmen birbiriyle daha çok kenetlenmeye ve oyların artışına vesile olmuş oldu bu sayede..
Bizim şerde gördüğümüz hayır işte tam da bu.
15 Temmuz darbesiyle sağlanan birlik, şimdi yeniden sağlanıyor.
Avrupa sıkboğaz ettikçe biz birbirimize daha çok sarılır olduk, seçim çalışmalarında halk otomatikmen kendini buldu..
Şerde hayr böyle bişey azizim.
" Hayır da hayır vardır " sloganlarının kimisinde nasıl da iğreti ve samimiyetsiz durduğunu gözlemleyebiliyoruz sanırım.
Bizi onların Hayırından ayıran bir Hayr var şüphesiz..
