Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Recep Akdağ'dan Kılıçdaroğlu'na: Hadi desek, kaçacak delik arar

Başbakan Yardımcısı Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'erken seçim' açıklamalarına ilişkin, 'Bunlar gündem oluşturmak için yapılan şeyler. Yarın kendisine 'hadi' dense, kaçacak delik arayacaktır. Mahalli seçimler (Mart 2019) normal zamanında yapılacak' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-10-25 15:38:24

Recep Akdağ'dan Kılıçdaroğlu'na: Hadi desek, kaçacak delik arar


Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, TGRT Haber televizyonunda İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın konuğu oldu. Belediye başkanlarının istifa süreçlerini değerlendiren Akdağ, "Aslında böyle bir konunun konuşulması, tartışılması elbette tabi. Vatandaşın ilgisini de çekiyor ama konuşulan hususların önemli bir bölüm spekülatif, yoruma dayalı. Yani sonuçta, partimizin, genel merkezimizin, Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeler var, genel başkan olarak. Bu arkadaşlarımızla görüşmeler belli parti geleneği çerçevesinde yaptığımız hizmetler. Biz hizmet odaklı bir partiyiz, kişi odaklı bir parti falan değiliz. Bir görev verilir, o görev size tevdi edilir, yaparsınız, o görevden ayrılırsınız başka bir görev verilir. Meseleye biz bu gözle bakarız. Bu başkanlarımızın görevlerinden ayrılmalarının gerekli olduğu yapılan istişarelerle ortaya konmuş partimizin ilgili kurulları tarafından. Bunu, Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız kamuoyuna deklare etmek durumunda kalmışlar, belli bir aşamadan sonra. Biz, bu aşamaların tamamlanmasını bekliyoruz. Bütün bu çabalar vatandaşa verilen hizmetlerin daha iyi hale gelmesi içindir, başka bir gayesi yok. Yani, belediyelerden vatandaşımıza verilen hizmetler, vatandaşın arzuladığı hale dönüşmesi için. Nasıl ki bu değerli başkanlarımız zamanında partimizin yetkili organları tarafından karar verilerek, istişare ile aday gösterilmişse bugün yine bu organların oturup istişare edip, bu arkadaşlarımızın görevden ayrılmalarını beklemesi çok tabidir" ifadelerini kullandı.

2019 seçimleri öncesinde yapılan 'Mart'ı kaybederseniz, Kasım'ı nasıl kazanacaksınız' yorumlarının sorulması üzerine Akdağ, "O şekildeki ilişkileri siyaset sosyolojisi açısından değerlendirebilir. Ancak söylediğim gibi mesele değerli başkanların görevlerinden ayrılmaları meselesi. Sadece 2029 seçimiyle ilişkilendirilirse yanlış olur. süreçlerin içinde hepsinde ben bulunmadı. bunlar partinin yetkili organlarında tartışılıyor. biz bu işin gerekçelerini detaylı olarak görüşmüş değiliz. 2019'a kadar 2 sene var, 2 senede o kadar çok hizmet yapılacak ki. Bunu söylerken bu değerli başkanların hizmet vermediği, veremediği anlamında söylemiyorum ama bir şekilde söylediğim gibi partinin ilgili organları, dolayısıyla Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız genel başkanımız olarak, neticesinde bunun gerekli olduğunu ortaya koymuşlarsa, bu süreçlerin sonunda bu vatandaşa daha iyi işler yapacağız, çıtayı bir miktar daha yukarı çıkarmak istiyoruz anlamına gelir. Tabii ki bütün yaptığınız hayırlı hizmetler ister önümüzdeki 2019 yerel seçimlerini ister Cumhurbaşkanı, milletvekili seçimlerini etkileyektir yani bu ilişkinin olmadığını söylemek mümkün değil. Gayenin 2019 seçimlerine bir hazırlık, bunun için yapılıyor diye ifade edilmesi de tek başına yetmeyebilir" şeklinde konuştu.

Kabine değişikliği tartışmalarının gündeme gelmesine ilişkin konuşan Akdağ, "Siyasette zaman zaman böyle değişiklikler olur ama bu değişikliklerin o iş vuku bulmadan çok önce konuşulması doğru olmuyor. Kabine değişikliği 3 ay önce oldu, değişebilir çok normaldir. Sonuçta bütün kurumlarda, şirketlerde değişiklik olmuyor mu? Biraz önce öğrendik siz Ankara'da TGRT Haber'in, İhlas Haber Ajansının, Türkiye Gazetesinin temsilcisi olmuşsunuz. Bugüne kadar bu görevde bulunan arkadaşlarımız da önemli görevler yaptılar, hayırlı olsun. Çok tabi bir değişiklik değil midir bu? Siz oturup da toplum olarak söylüyorum, siz Bakanlar Kurulu değişecek diye çok zamansız bir tartışma başlatırsanız, bu oralarda işlerin aksamasına yol açar. Tabii olarak bürokrasinin belli refleksleri var. Değişecek fikrine bir defa sahip olursa, orada işler yavaş dönmeye başlar. Onun için bunları çok fazla konuşmanın ülke yararına olacağını düşünmüyorum, değişeceği zaman değişir. AK Parti'nin geleneğinde bu değişiklikler çok normaldir" açıklamasında bulundu.

AK Parti'nin Türk siyasetine farklı bir gelenek taşıdığını belirten Akdağ, "Her görevden ayrılan ya da kendisine teşekkür edilen arkadaş aynı tutumu göstermeyebilir. Bu söyleyeceğim tutumu. Genel gelenek, size bir görev verilir, bu emanettir. O emaneti kadifelere sararsınız. Yoğun çalışmadan AK Parti'nin içinde bakan, il başkanı, genel başkan yardımcısı olmam mümkün değildir. Cumhurbaşkanımızın çalışma saati 90 saati buluyor, Başbakanımızın da böyle. Biz de böyle çalıştık. Bunlar görev, verildiği sürece yaparız" şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NUN 'ERKEN SEÇİM' AÇIKLAMASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'erken seçim' açıklamalarına ilişkin konuşan Akdağ, "Yenilen pehlivan güreşe doymaz derim. Aslında Sayın Kılıçdaroğlu Batılı bir ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı olsaydı şimdiye kadar 40 defa istifa ederdi. Yenilgiden sonra böyle ağzını doldura doldura yüksek perdeden meydan okumalara gülümsüyorum. Bunlar gündem oluşturmak için yapılan şeyler. Yarın kendisine 'hadi' dense, kaçacak delik arayacaktır. Ama Cumhurbaşkanımız bu hususta kesin olarak tutumunu ortaya koydu. Mahalli seçimler (Mart 2019) normal zamanında yapılacak" dedi.

Akdağ, istikrarın önemine dikkati çekerek, "3 ayda bir şu değişecek, bu değişecek', bunları niye konuşuyoruz? Biz, ülkenin gelişmesine nasıl devam edeceğini konuşalım. Ekonomimizi etkileyebilecek birtakım ülkelerin garip tutumları var, onun için biz bunlara odaklanalım. El ele verelim. Ekonomimizi ayağa kaldıralım. Bütün alanlarda Türkiye'yi ileriye götürelim. Terörle mücadelemiz kararlı bir biçimde devam etsin. Bunlara odaklanmalıyız. Erken seçim olsa bunun Türkiye'ye ne faydası olacak? Ya da 3 ay önce değişmiş olan kabinede bugün değişiklik olsa bunun ne faydası ne olacak? Bunun üstünde niye düşünüyoruz biz? Olacaksa da zaten olur" diye konuştu.

ABD İLE YAŞANAN KRİZ

ABD ile yaşanan krize ilişkin Akdağ, "Nihayetinde bu vize meselesine gelip dayanmıştı, onunla ilgili görüşmeler bildiğim kadarıyla iyi gidiyor. Çözülmesi için ileri ve doğru adımlar atıyoruz. Bir ABD yok. Yani bugün Trump'a karşı da ABD içinde farklı bir muhalefet var. Dolayısıyla bu 'farklı Amerika' ortamı içerisinde elbette Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatlerini öne alacağız. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti'nin öncelikleri önemlidir. Biz, ABD'nin öncelikleriyle hareket edemeyiz. ABD ile Türkiye'nin bu bölgede birbirine ihtiyacı var. Karşılıklı menfaatler çerçevesinde yolumuza devam edeceğiz. Çatışmalar olacak, çatışmaları çözeceğiz" ifadelerini kullandı.

"ABD'NİN YAPTIĞI İPE UN SERMEKTİR"

Vize kaynaklı krizin Türkiye kaynaklı olduğu yorumlarının sorulması üzerine Akdağ, "Bunu özelikle CHP'li yöneticiler, bazen milletvekilleri yapıyorlar ve ben hayretler içerisinde kalıyoruz. Sol ideolojiye sahip olduğunu iddia eden bir parti ki bunları konuşanların birçoğu gençliklerinden itibaren belki de ABD'ye farklı bir gözle bakmışlar, protestolarda bulunmuşlar falan. Mesele ABD ile Türkiye arasındaki birtakım meseleler noktasına taşındığında adeta ABD'nin yanında duruyorlar. Çok ilginç bu. Yani AK Parti ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yıpratma hevesiyle bu tutumun takınılması gerçekten çok çirkin. Bu yakışmıyor, bunu yapmasınlar, yanlış bir şey yapıyorlar. Bundan Türkiye'ye bir menfaat gelmez. Türkiye'ye büyük zarar vermezler ama kendileri itibarlarını kaybederler. Sonuçta Türkiye'nin ne hatası varmış? Türkiye'de 250 kardeşimizin şahadetine yol açan, 2 bin 193 kardeşimizin yaralanmasına yol açan hain darbenin müsebbipleri Amerika'da ve orada onu tutuyorlar. Aynı ABD Pakistan'a gidiyor, operasyon yapıyor ve El-Kaide'nin başındaki kişiyi öldürüyor. Yani, bizden şey istiyorlarmış, 'delil'. Kardeşim neyin delilini istiyorsunuz? Bunun adına 'ipe un sermek diyoruz' Türkçe'de. ABD güçlü bir ülke olabilir ama ABD için FETÖ ya da FETÖ'nün yanındaki hainler Türkiye kadar önemli olmamalıdır. Türkiye, dostluğu ve ittifakı kaybedilmeyecek kadar önemli bir ülkedir" şeklinde konuştu.

IKBY'NİN GAYRİMEŞRU REFERANDUMU DONDURMA TEKLİFİ

Akdağ, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin yazılı bir açıklamayla 25 Eylül'de yapılan tartışmalı referandumun dondurulmasını teklif etmesine ilişkin, "Barzani'nin kamuoyuna yansıyan açıklamalarının devamını izlemek gerekiyor. Tam olarak ne yapacaklar? Önümüzdeki günler bunu net olarak gösterecek. Umarım ki yanlıştan geri adım atma sağduyusunu gösterirler. Çünkü, bir yanlış yaptılar ve bu yanlışı yaparken İsrail'in belki de bahsettiğimiz öteki Amerika'nın arka taraftan birtakım provokasyonlarıyla bunları yaptıklarına doğrusu ben inanıyorum. Bir yanlış yaptılar, bu yanlıştan döneceklerdir. Burada Türkiye'nin tutumunu iyi okumak gerekir" dedi.

Bölgede oluşacak istikrarsızlığın başka şeylere neden olacağına işaret eden Akdağ, "Bir oldu bittiye getirilerek, Kerkük'ün ve Musul'un da içine alındığı bir biçimde yapılan bu referandumu Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değildir, o topraklarda yaşayan insanların selameti açısından. Onların etnik kökenlerinin önemi yok çünkü silah ortaya çıktığı zaman o silahlar hepsinin canını alıyor. Orada masum çocuklar, kadınlar var. Yazık günah değil mi? '16 yaşında benim şöyle şöyle bir hevesim vardı, böyle bir hamle ortaya koymam lazımla' olmaz. Bu, kabul edilmez. Böl, parçala, yönet' taktiğinin yansımaları bunlar. Biz, bölgede buna razı olamayız" diye konuştu.

İBADİ'NİN ANKARA TEMASLARI

Akdağ, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin Ankara temaslarına ilişkin, "Teknik meseleleri bu görüşmeler sonucunda çözümleyebiliriz. Sadece politik tarafları değil, teknik tarafları da var. Ben doğrusu, şunu da bekliyorum. Kuzey Irak'taki yönetim, bölgesel kürt yönetimi, sağduyulu bir çizgiye geri dönecektir. Biz, ilişkilerimizin bozulmasını istemiyoruz ki. Bugüne kadar o bölgeye sahip çıkan, onların sıkıntılarına karşı destek olan bir tek Türkiye Cumhuriyetiydi. Bundan sonra da bölge halkının selameti açısından her türlü sahip çıkmayı biz yaparız, yeter ki bu yanlışlardan geri dönülsün" açıklamasında bulundu.

Türkiye ekonomisinin sıkıntılara karşı dayanıklı bir ekonomi olduğuna dikkati çeken Akdağ, "Karamsarlık tabloları çizenler, felaket tellallığı yapanlar yanlış yapıyorlar. Yatırım ortamını iyileştirme ile ilgili koordinasyonu ben yapıyorum. Dünya Bankası ve bazı başka kuruluşlar her yıl yatırım ortamının nasıl olduğu ile ilişkili raporlar yayımlarlar. Türkiye, 2016 raporunda 69'uncu sıradadır. Allah'ın izniyle önümüzdeki sene için, 2018 için bu sırayı çok daha öne çıkaracağız" diye konuştu.

"Biz iş yapma kolaylığını iyileştireceğiz" diyen Akdağ, "Bunun anlamı şudur; mesela bu ekonomiye olumlu katkı sağlayacak. Aynı şekilde bütçe açığını azaltmak için şimdi Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla ortaya koyduğumuz birtakım israfı önleme tedbirleri ya da yeni gelir oluşturma hamlelerimiz, ekonomimizi daha geliştirmek için çok yararlı sonuçlar verecek. Her şey güllük gülistanlık değil. Güneyinizde böyle bir problem var, ona para harcamak durumundasınız. Bir 15 Temmuz yaşamış, ağır bir travmadan geçmişsiniz. Kimse felaket tellallığı yapmasın, gördüğü yanlışları söyleyebilir ama bunun devamında 'bittik, battık, öldük' ifadeleri asla kabul edilemez, bunun söyleyene de hiçbir faydası yok" açıklamasında bulundu.

Akdağ, "15-20 gün içerisinde çalışmalarımızı tamamlayacağız. Kasım ayı içerisinde de YOİK (Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu) toplanarak önümüze bir hedef koyacağız ve o hedefe yürüyeceğiz" dedi.

Bağımlılıkla mücadele konusuna da değinen Akdağ, "Talebi azaltma noktasında sigara mücadelesi de çok önemli. Her sigara içen kişi uyuşturucu kullanmıyor ama uyuşturucu kullananların büyük bir çoğunluğu, yüzde 90'dan fazlası önceden sigara içmiş oluyor. Ön basamak gibi bir şey. Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla bu bağımlılık mücadelesi sigarayı da bu çatı altına alıyor. Üç farklı grup oluşturacağız. Birincisi uyuşturucu ile bağımlılık komitemiz olacak, iki sigara ile, üç teknolojik bağımlılık ile mücadele için. Bunların üçünü benim koordinasyonumda yürüteceğiz, şimdi bunun çalışmalarını yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Bürokrasinin yapısına işaret eden Akdağ, konuşmasında şunları kaydetti:

"Bürokrasinin öyle bir yapısı var ki adeta kendisini yenileyen bazı şeyler vardır ya, bir tarafını kesersin hücreler orayı yeniler. Bu mücadeleyi, süreç iyileştirme gayretini devam ettirmek gerekiyor. Yatırım ortamı ile ilgili kısmında, bürokratik süreçlerin, bu vazife de benim, bunun da bilincindeyim. 2018'de bu hususta büyük ilerlemeler olacak."

"TEKNOLOJİ BAĞIMLIĞININ ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN YENİ BİR PROJE ORTAYA KONACAK"

Teknolojiden kaçınmanın bir yolunun olmadığını anlatan Akdağ, "Bu cihazlar geleceğin dünyası. Yani endüstriden tutun da savaşa kadar. Bugün insansız hava araçları ile yapılan bütün işlemler bilgisayara hakim olmayı gerektiriyor. Ne olacak, hangi noktada tutacağız, bunu ciddi çalışmak ve izlemek gerekiyor. Bu işi bilenlerle oturup iyi plan yapıp, o planı izlemek lazım. Teknoloji bağımlığının önüne geçilmesi için yeni bir proje ortaya konacak, bağımlılıkla mücadelenin parçası olarak. Uzmanlarla oturacağız, eylem planı hazırlayacağız. TBMM'de bir araştırma var. Bütün bunlardan istifade edeceğiz, önümüze bir eylem planı ve yol haritası koyacağız" diye konuştu.


Haber Ara