Barış için Akademisyenler Grubu'nun altına imza attıkları metin hükümet kanadınca ve kamuoyunda da tepkiler aldı. PKK'nın saldırısı ve akademisyenlerin imzası için konuşan İnsel, "Bir şiddet çılgınlığı nöbeti ve onun da getirdiği akıl tutulması yaşadığımız çok açık. Hükümetin yayımladığımız bildiriye kafasını bu kadar takmasının bir taktik olduğunu düşünüyorum" dedi.
RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayın sunduğu 'Bidebunudinle' programında konuşan, imzacılar arasında yer alan Prof Dr. Ahmet İnsel, konunun ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
İnsel, akademisyenlere disiplin soruşturması açılmasının yasal gerekçesi olmadığını söyledi. İnsel şöyle konuştu:
"Bir şiddet çılgınlığı nöbeti ve onun da getirdiği akıl tutulması yaşadığımız çok açık. Hükümetin yayımladığımız bildiriye kafasını bu kadar takmasının bir taktik olduğunu düşünüyorum. Devletçi milliyetçi bir mobilizasyon yaratmak istiyorlar. Akademisyen olarak imzalamak, akademik özgürlükler çerçevesinde yapılanı değerlendirmek anlamına gelmez. Bu bir akademik özgürlük sorunu değildir. Bu temel hak ve ifade özgürlüğü sorunudur. Bu kişilerin YÖK ile ya da akademik kurullarıyla soruşturma geçirmelerinin hiçbir gerekçesi yoktur. Suç olduğu düşünülüyorsa bu doğrudan savcılığı ilgilendirir. Aynı bildiriyi siz de akademisyen kimliği olmadan imzalayabilirdiniz, değeri değişmezdi."
'DEVLETLE PKK AYNI DÜZLEMDE ELEŞTİRİLMEMELİ'
Okulların ve YÖK'ün açtığı soruşturmalara ek olarak savcılar da harekete geçti ve öğretim üyelerine soruşturma başlattı. Gerekçe: Terör propagandası. Zaten bu eleştiri gün boyu yöneticiler tarafından da dile getirildi. Davutoğlu akademisyenlere PKK'yı eleştirin çağrısı yaptı.
İnsel bu çağrıyı da değerlendirdi: "PKK'nın yaptığı eylemlerin eleştirilmesiyle devletin yaptığı eylemlerin eleştirilmesi aynı düzlemde ele almamak gerekir. PKK terör yöntemlerini kullandığı sürece TCK'nın öngördüğü suçları işleyen bir örgüttür. Benim PKK ile bir ilişkim yok, ama devletle var. Ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak devletin ona çizilmiş olan yasalar ilkeler temel hak ve özgürlükler sınırlaması içinde davranmasını beklerim."
'BARIŞ İSTEMEK DAHA ZOR'
Güneydoğu'daki çatışmalara Batı'nın sessiz kaldığı eleştirisi çokça dile getirildi. Bugün ise akademisyenlerin barış çağrısına gösterilen sert tepki ve PKK'nın sivilleri de hedef alan eylemi var. Peki barış istemek düne göre daha mı zor?
İnsel, "Maalesef daha zor. Şu anda PKK'nın yaptığı Çınar'daki eylem bir terör eylemdir. Bunu terör eylemi çerçevesinde değerlendirmek ve lanetlemek gerekir. PKK'ya sadece terör örgütü demek de yeterli değildir terör yöntemlerini de kullanan isyan hareketidir. Siyasal yönü de var terör yönü de var. Şiddetin, terör eylemine dönüşmüş şekilde kullanılması devletin de şiddet kullanmasına zemin hazırlıyor. Devletin kendi sınırlarını aşma hakkı varmış gibi gösteriyor. İmza toplayanların arasında itilafın çıktığı zamanda PKK'nın bu eylemi yapması sadece devletin, Tayyip Erdoğan'ın stratejisine yarar. Savaş beylerinin borazanlarının çaldığı zamanlarda stratejiler tarafların saf tutması üzerinedir. Herkesin ya düşman ya da yandaş olması talep edilir" diye konuştu.
