Röportajdan bir gün önce Mark Bowden'a liderlerin miting videolarının gönderildiğinin belirtildiği haberde Bowden'ın bahsi geçen 6 siyasetçinin büyük çoğunluğunun tanınmadığı belirtildi ve konuşmalarının içeriği ve söylemlerini değil sadece beden dillerini yorumladığı aktarıldı.
İşte Bowden'ın tespitleri:
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: KONTROLLÜ, GÜVENLİ
"Çok simetrik, elleri hep açık ve büyük mimikler kullanıyor. Mikrofon tuttuğu zamanlarda simetri bozulabiliyor, siyasetçilere mikrofon tutmamalarını bu nedenle sık sık tavsiye ediyorum. Çünkü insan beyni asimetrik hareketleri algılamakta zorlanıyor. Elleri hep “gerçeklik alanı” dediğimiz bölge içerisinde hareket ediyor, yani boynundan aşağı belinden yukarıda. Tüm bunlar güven inşa etmek açısından iyi. Aynı zamanda hem sakin hem iddialı. Otorite temsil eden kesme-dilimleme hareketini yapıyor. Sık sık kesinlik hareketini de yaptığını gördüm.
Burada seçmene “Çok dikkatli düşünürüm ve akıllıca kararlar alırım” mesajı veriyor. Erdoğan ayrıca işaret etme hareketini de kullanıyor. Genellikle parmağıyla dışarıyı işaret ediyor. Bu da düşmanlarını, başlarını, karşı çıkılmasını istediği grupları sembolize ediyor. “Onlar yanlış düşünüyor, onları hedef almalıyız” diyor. İşaret hareketini seyirciye yapmamak önemli çünkü seçmenler bundan hiç hoşlanmaz. Erdoğan'ı izlediğimde “çok kontrollü, hiçbir şeyi şansa bırakmıyor” izlenimi uyandırdı. Sanırım ekibi vücut dili konusunda hayli çalışmış."
DEVLET BAHÇELİ: SERT, TELKİN EDİCİ
"Tavırlarından sıkı bir milliyetçilik seziyorum, biliyorsunuz siyasi tarihini de inceliyoruz şimdiki liderleri analiz etmek için. Daha klasik dönem milliyetçileri gibi konuşuyor. Sert bir mizacı var. Konuşma hızı diğer adaylara göre daha düşük. Böyleyece emir veren, telkin eden bir havaya bürünüyor. Bazen sesinin sınırlarını zorluyor. Konuşurken birden heyecanlanıyor, sesi yükseliyor ve bazen çatlıyor.
Eğer onunla çalışıyor olsaydım kesinlikle kendisine sesinin çatlamasına mani olmasını, daha kontrollü olmasını önerirdim. Çünkü sesi çatladığında o emir veren halini kaybediyor. Klasik bir milliyetçi lider gibi bazen sakince konuşuyor, birden tonunu yükseltiyor. Fakat kendine hâkim olmak için bir tekniği yok. Kesme hareketi çok sert, bu da güçlü lider imajı veriyor. Fakat o hareketleri de biraz asimetrik."
MUHARREM İNCE: TUTKULU, ENERJİK
"Kesinlik hareketini sık sık yapıyor. Yani o da “Dikkatli düşünürüm, zekice kararlar alırım” diyor. Elleri daha çok “tutku alanı” dediğimiz bölgede hareket ediyor. Yani gerçeklik alanının yukarısında, bedenin üst kısmında; göğüs, omuz ve hatta kafa hizasında. Bazen o kadar tutkuyla konuşuyor ki elleri kafasının üzerine bile çıkıyor. Yani daha az sakin, daha enerjik. Elleri bir anda havadan belinin altına inebiliyor, Erdoğan'ınsa elleri o hizaya pek inmiyor. İnce'nin hareketleri bu anlamda daha büyük. Burada önemli bir denge var, enerjik konuştukça sakinliğinden taviz veriyor.
Fakat başka partilerden oy çekmeye çalışıyorsa ve bu kesimler enerji görmek istiyorsa işe yarayabilir. Avantajlı olduğu konulardan biri de sürekli elleriyle ve görsellerle betimleme yapması. Söylediği şeyleri insanların zihninde canlandırıyor. Beyin bunu çok sever. Bu nedenle halka mesajını aktarması çok kolay. Ayrıca sahneden halka doğru sık sık eğiliyor. Mesela Erdoğan daha çok dik duruyor, “Ben buradayım, siz gelin” diyor. İnce'yse “Ben size geliyorum” mesajı veriyor. Vücut dili üzerine fazla çalışılmamış, mimik ve jestleri doğal."
MERAL AKŞENER: BİRLEŞTİRİCİ, ANAÇ
"Bir davranışında sembolizm var. Kalabalığa eğiliyor ve tülbentleri topluyor. Açıkçası tülbentlerin derin anlamını bilmiyorum ama “Sizden aldım ve hepsini bir araya topladım” diyor. Burada “Halkı bir araya getiriyorum ve onları bir arada tutuyorum” mesajını veriyor. Romalılar benzer bir sembol kullanırdı, halktan asa, baston toplar, onları bir araya getirirlerdi, birleşik Roma imparatorluğunu temsil etmek için. Akşener'in bu davranışı hayli olumlu. Fakat tülbentleri elinde çok uzun süre tuttuğu için avuç içlerini, açık el jestini göremiyoruz.
Onunla çalışsaydım mitingde bir süre sonra tülbentleri elinden alırdım. Ellerini sık sık yumruk haline getiriyor, sanki bir şeyleri bir arada tutmaya çalışıyormuş gibi. Hani evde herkesin, her işiyle uğraşan anneler olur ya, onlar gibi. Bir anne figürü... Bu yanı kendi kitlesinde işe yarayabilir ama geniş kitleleri nasıl etkiler bilemiyorum. Bazen Akşener de güçlü liderliğin işareti olan kesme-dilimleme hareketini yapıyor. Bazen o sert jestler tülbentler nedeniyle yumuşuyor. Bu da iyi bir şey olabilir."
TEMEL KARAMOLLAOĞLU: BİLGE, GELENEKSEL
"Ellerini sık sık çok geniş açıyor, kesinlik hareketini yapıyor. Bazen elleriyle konuştuğu şeyleri tasvir ediyor. Güçlü bir lider profili çizmek istiyor. Konuşurken çenesini sık sık dışarı çıkararak “Vurun bana, otoritem var, hiçbir şey olmaz” diyor. Söylediğiniz kadarıyla seçmen tabanı muhafazakârmış. Bu nedenle kitlesini bir arada tutmak için doğru şeyi yapıyor. Fakat başka kitlelerin ilgisini çeker mi? Emin değilim.
Modern demokrasilerde sakal ve bıyık çok işe yaramıyor. Bu tür liderlerin seçilme oranı istatistiklere göre çok düşük. Çünkü sakal yüzde çok şey saklıyor. Bu nedenle eğer sakallı bir lider bana gelirse hemen kesmesini rica ediyorum. Karamollaoğlu'nun bırakmasını anlıyorum çünkü daha geleneksel görünmek istiyor ya da yaşı nedeniyle bilge olduğunu göstermek istiyor olabilir."
SELAHATTİN DEMİRTAŞ: İDDİALI, AKILCI
"Onda benim en çok dikkatimi en çok çeken şey, vücut dilinin Erdoğan'la benzeşmesi oldu. Tabii ki siyasi mesajlar üzerinden bu analizimi yapmıyorum biliyorsunuz, sadece vücut hareketlerini inceledim. Beden dili üzerine çalışılmış. Hayli kontrollü, sakin ve iddialı. Elleri “gerçeklik alanı” içerisinde hareket ediyor. Sık sık kesinlik hareketini yapıyor, akıllıca üzerine düşünülmüş kararlar aldığını vurguluyor."