CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Böyle başkanlık sisemini kan dökmeden gerçekleştirmezsiniz" sözlerine Almanya'da açıklık getirdi.
Kılıçdaroğlu, "Demokrasiye karşı olanların kan dökme geleneği vardır. Bu uyarıyı yapmak istedim" dedi.
Deutsche Welle Türkçe servisine konuşan Kılıçdaroğlu, "Tam demokrasiyi getirmenin bir bedeli vardır ve insanlar demokrasiyi getirmek için bedel ödemeye hazır olmalılar" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya ziyaretini takip eden gazetecilere konuştu. Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin başkanlık önerisiyle ilgili “Kan dökülmeden olmaz” sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'den gelen tepkilere, “Umrumda değil” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, “İstediğiniz kadar oy alın her şeyi yapamazsınız. Bunu yapmanız için, buna karşı çıkanların tamamını ezmeniz, yok etmeniz gerekir” dedi.
'KANSIZ OLMAZ' SÖLERİNE AÇIKLAMA
Kılıçdaroğlu, "Kansız olmaz" sözlerinin anımsatılması üzerine şunları söyledi:
"Başı sonu kırpılmadan okunursa söylediklerim çok açık. Türkiye'de demokrasi mücadelesi kolay verilmemiştir. Acı vardır, gözyaşı vardır, idamlar vardır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'ni demokraside kat ettiği mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız, bir kişi Türkiye'nin kaderiyle oynarsa, bir kişi Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyip uygar dünyadan koparırsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu yapamazsınız, kan dökülmeden bu iş olmaz! Bu istismar ediliyorsa, yani ‘Biz bunu yapabiliriz' mi demek istiyorlar. Buyursunlar yapsınlar bakalım, nasıl yapıyorlar? Bu kadar açık, net... Onların geleneğinde kan dökme vardır. Ne diyordu Gezi olaylarından sonra: ‘Yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyorum' diyordu. Yani bırakırsam onların tamamını katledecekler diyordu. Bunu anlatmak istiyordum asıl."
'TEPKİLER UMRUMDA DEĞİL'
"Gayet açık ifadem. Türkiye'de demokrasi mücadelesi kolay verilmemiştir. Acı, gözyaşı, idamlar vardır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin demokraside kat ettiği mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız, bir kişi milletvekili listelerini yaparsa, yargıya talimat verirse, Türkiye'nin kaderiyle oynarsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu yapamazsınız, kan dökülmeden bu iş olmaz. Söylediğim bu. Bu istismar ediliyorsa, yani ‘Biz bunu yapabiliriz' mi demek istiyorlar. Buyursunlar yapsınlar bakalım. Nasıl yapıyorlar? Bu kadar açık, net!... İktidar tarafından nasıl yorumladığı umrumda değil çünkü onlar bildiklerini okuyorlar. Türkiye'de bir dikta yönetimi var, yüzde 49,5 oy alan hükümetin başbakanı istifa ettiriliyorsa bunun neresi demokrasi. Davutoğlu'nun hakkını biz savunuyoruz, çok sevdiğimiz için mi? Hayır, demokrasi adına savunuyoruz. Ona oy veren 23 milyon kişinin hakkını savunmak için savunuyoruz. O, makamını bırakarak bedel ödedi. İnsanlık tarihi, demokrasi için bedel ödeyen insanların tarihidir. Başbakanlar, Deniz Gezmişler asılarak bedel ödedi. Bunların hepsi bedeldir.
'BAŞKANLIK SİSTEMİNİ EN BAŞTA MHP REDDETMELİ'
"Türkiye'deki 150 yıllık parlamenter sistemi değiştirmek istiyorsunuz. AKP milletvekilleri bütün bilgisini, aklını, birikimini Saray'a kiraya vermiş durumda... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin demokratik parlamenter sistemi savunması gerektiğini düşünüyorum. 150 yıllık parlamenter sistemi bir kişinin arzusu üzerine değiştirmek doğru değildir, en başta reddetmesi gereken de MHP'dir."
'DAVUTOĞLU YOLSUZLUKLARA BULAŞMAYAN BİRİYDİ'
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun görevden ayrılması, dokunulmazlık oylaması ve Baykal'ın kaseti ile ilgili soruşturmada da şunları söyledi:
"Ben, Davutoğlu'nun direnmesi gerektiğini söyleyip üzerine de gittim. Davutoğlu, yolsuzluklara bulaşmayan birisiydi, yolsuzluklar konusunda duyarlılığı olan bir insandı, böyle bir özelliği vardı."
DOKUNULMAZLIKLAR
"Dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliği oylamasında zaten grup kararı alınamıyor, gizli oylama. Firenin CHP'den olduğunu kim söyleyebilir, AKP ve MHP'den fire olmayacağını kim garanti edebilir."
'KASET' SORUŞTURMASI
"(Deniz Baykal kaseti soruşturmasında) Savcı da bu işin piyonu, AKP sıkıştığı zaman ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyorlar. Komployu kuran kişinin Erdoğan olduğunu biliyorum. Asıl ifadesi alınması gereken Erdoğan... Bunlar Cumhuriyet'in değil Recep Tayyip Erdoğan'ın savcısı. Savcıların görevi birilerine uşaklık yapmak değildir."
'AB İLE RESTLEŞEREK OLMAZ'
"Gerçekten de terörle mücadele konusunda ek hukuki düzenlemelere ihtiyaç varsa, AB'ye hangi gerekçelerle düzenlemelerin yapılması gerektiğinin anlatılması ve ikna edilmesi gerekir. Ama AB ile arada sorun varsa konuşulması, orta yolun bulunması lazım. Karşılıklı konuşarak ya da restleşerek sorun çözmek mümkün değil."
'ERDOĞAN'IN AĞZININ PAYINI VERECEĞİM'
Berlin'de basın toplantısı da düzenleyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerine yurtdışından cevap vermeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Türkiye'deki tartışmaları buraya taşımak istemiyorum. Ama şu cümleyle ifade edeyim. Dönünce ağzının payını vereceğim“ dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yurtdışındaki imajının bu ölçüde bozulmuş olmasını hiç beklemediklerini ve bundan çok üzüntü duyduklarını söyledi.
