Dolar

34,8760

Euro

36,6327

Altın

3.001,88

Bist

10.058,63

Kalın CNN'e yazdı: PKK tehdidini görmeyen Batı tarihi hata yapıyor!

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'Amerikalı bürokratlar tarafından güvenilir bir müttefik olduğu söylenen YPG’nin, Türkiye’nin meşru adımlarına karşı sivilleri canlı kalkan olarak kullanması, Beyaz Saray’da alarm zilleri çaldırmalı. Suriye’deki PKK tehdidini göremeyenler tarihi bir hata yapıyor' dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-02-02 12:45:59

Kalın CNN'e yazdı: PKK tehdidini görmeyen Batı tarihi hata yapıyor!

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN International'ın internet sitesinde yer alan makalesinde Zeytin Dalı Harekâtını değerlendirdi ve ABD'ye "DEAŞ ile mücadelenin bitmesine rağmen örgüte askeri yardımın devam etmesi Suriye politikasının nihai hedefiyle ilgili soru işaretleri doğuruyor" uyarısında bulundu.

Kalın'ın makalesi şöyle:

"24 Ocak günü Türkiye'nin Suriye sınırında bulunan Kilis şehrinde bir grup erkek, mahallelerindeki camide akşam namazı için bir araya gelmişti. Birkaç dakika sonra Afrin'den atılan roketler, 17. yüzyılda inşa edilmiş bu yapıya düşerek iki kişiyi şehit etti ve bir düzine insanın yaralanmasına neden oldu. Pazartesi günü ise Fatma Avlar isimli 17 yaşındaki bir genç kız, uyuduğu sırada bir roketin evine isabet etmesi neticesinde hayatını kaybetti. Bu olaylar, kendi nüfusundan daha fazla sayıda Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan huzurlu bir bölgeye karşı bir süredir gerçekleştirilen saldırıların sonuncularıydı.

Son dönemde yaşanan roket saldırılarının kurbanlarından biri de PYD'nin demir yumruğundan kaçarak Türkiye'ye sığınan bir Suriyeli mülteciydi. CIA, PYD'yi terör örgütü PKK'nın Suriye kanadı olarak tanımlıyor.

PYD/YPG SAVAŞ SUÇU İŞLEDİ

Washington'ın Suriye'deki başlıca müttefiki olan PYD/YPG örgütü, Uluslararası Af Örgütü raporlarına göre ele geçirdiği yerlerde köyleri yok edip, yerel halkı zorla sürgün ederek savaş suçu işledi. PYD ve askeri kanadı olan YPG, Suriye Kürtlerini temsil ettiklerini iddia ediyor. Ancak yüzbinlerce Suriyeli Kürt, ayrımcılıkla veya daha kötü şeylerle karşılacaklarından korktukları için Türkiye'ye sığınmış bulunuyor.

Türkiye'nin 20 Ocak'ta başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı, bu meseleyi çözmeyi ve Suriyeli mültecilerin temelli olarak ülkelerine dönmesini sağlayacak güvenli bir ortam oluşturmayı hedefliyor. Harekâtın öncelikli hedefleri arasında Suriye topraklarının tüm terör örgütlerinden temizlenmesi, Türkiye-Suriye sınırının güvenli hâle getirilmesi ve Afrin ile diğer bölgelerdeki yerel halkın güvenliğinin sağlanması bulunuyor. PKK propagandasının aksine, Zeytin Dalı Harekâtı Suriye Kürtlerini değil, 30 yıldan uzun süredir önemli bir NATO müttefiki olan Türkiye'ye karşı kanlı ve kirli bir savaş yürüten terör örgütünü hedef alıyor.

Bu aşamada Türkiye ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK'nın Suriye topraklarını militan yetiştirmek, terör saldırıları planlamak ve Türkiye'de bulunan PKK'lı teröristlere silah ve mühimmat ulaştırmak için kullandığını ifade edelim. Sadece geçtiğimiz yıl içerisinde PYD/YPG kontrolündeki Afrin bölgesinden Türkiye'nin sınır şehirlerine karşı 700'den fazla saldırı gerçekleştirildi. Sonunda Türkiye'nin sabrı tükendi ve gerekli adımlar atıldı.

PKK TEHDİDİNİ GÖREMEYEN TARİHİ HATA YAPIYOR

Birleşmiş Milletler'e göre bugün, Afrin'deki sivillerin Afrin'i terk etmesine izin verilmiyor. Ayrıca bölgeden alınan haberlere göre YPG militanları, yerel Hristiyan toplumunun üyelerini kaçırarak zorla silah altına alıyor.

Amerikalı bürokratlar tarafından güvenilir bir müttefik olduğu söylenen YPG'nin, Türkiye'nin meşru adımlarına karşı sivilleri canlı kalkan olarak kullanması, Beyaz Saray'da alarm zilleri çaldırmalı.

Suriye'deki PKK tehdidini göremeyenler tarihi bir hata yapıyor.

Bazı Batılı müttefiklerimiz, bu operasyonu DEAŞ ile mücadeleden sapma olarak görüyor. Oysa bu doğru değil. Tüm terör örgütlerini Suriye'den atmak, ülkede barış ve istikrarı temin ederek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü güvence altına alacak bir adım olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca Zeytin Dalı Harekâtı, BM Anlaşması'nın 51. maddesinde yer alan kendini savunma ilkesi kapsamında tamamen meşrudur.

Türkiye'nin mevcut adımları, savaştan zarar gören Suriye'nin yeniden inşasına yönelik uzun vadeli bir stratejinin parçası olarak değerlendirilmeli. DEAŞ'lı teröristlerin 2016 yılında Cerablus, Dabık ve El Bab'dan temizlenmesiyle sonuçlanan Fırat Kalkanı Harekâtı neticesinde yüzbinlerce Suriyeli mülteci yurtlarına dönmüştü. Türkiye, bu bölgelerde şehirlerin altyapısını yeniden kurdu, yerel halka sağlık hizmetleri götürdü ve tüm kesimlerin temsil edildiği yerel meclisler oluşturdu.

Zeytin Dalı Harekâtı, aynı zamanda Türkiye ve müttefikleri açısından Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza etme çabasının bir parçasıdır. Suriye'de barış, istikrar ve güvenliğin temini amacıyla sahih siyasi değişim için çalışmaya devam ediyoruz. Bizim bakış açımıza göre Ortadoğu barışı, tüm taraflar ayrılıkçılığı desteklemekten vazgeçip, herkes için huzur, istikrar ve özgürlük getirecek güçlü demokratik kurumlar oluşturmaya çalışmadığı sürece ulaşılamaz bir hedef olarak kalacak.

ABD yetkilileri çeşitli vesilelerle DEAŞ tehdidi ortadan kalktıktan sonra PYD/YPG'yi desteklemeyeceklerini söylemişti. Ancak sahadaki durum böyle değil. ABD'nin PYD/YPG'ye yönelik askeri desteği, Washington'ın Suriye politikasının nihai hedefi konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Uluslararası Koalisyon'un bir üyesi olan Türkiye, DEAŞ ile mücadele etti ve müttefikleriyle işbirliği içerisinde DEAŞ'lı teröristlerin durdurulması, tutuklanması ve etkisiz hâle getirilmesi için çalıştı. Bugün müttefiklerimizin PKK ve uzantılarını aynı şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. PKK'nın Batılı ülkelere tehdit oluşturmadığını düşünmek ve dolayısıyla sadece Türkiye'nin sorunu olduğu düşüncesi yanlıştır. Terör terördür ve terörle kararlı ve tutarlı biçimde mücadele edilmelidir."

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara