Dolar

34,9500

Euro

36,7054

Altın

2.995,67

Bist

10.066,64

İbrahim Kalın: Kudüs bizim onurumuzdur

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınacağı yönündeki haberlere ilişkin değerlendirmede bulunarak, 'Kudüs, bizim onurumuz, ortak davamız, kırmızı çizgimizdir' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-06 15:07:21

İbrahim Kalın: Kudüs bizim onurumuzdur


Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Yunanistan'a devlet ziyareti yapacağını hatırlatan Kalın, önce Atina, daha sonra Batı Trakya'ya bir ziyaret gerçekleştirileceğini, ekonomik konular, enerji, güvenlik, ulaştırma, turizm gibi başlıklarla ikili ilişkilerin görüşmelerde ele alınacağını ifade etti. Özellikle Yunanistan'la derin kökleri olan tarihi ilişkilerin olduğunu anlatan Kalın, bu ziyaretin bu ilişkileri daha da derinleştireceğine işaret etti. Mülteci meselesi konusunda Türkiye tarafının üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdiğini kaydeden Kalın, AB tarafında verilen vaatlerin yerine getirilmediğini hatırlattı. Kapsamlı görüşmelerin Atina'da yapılacağını söyleyen Kalın, "Azınlık vatandaşlarımızın Cumhurbaşkanımızı hasretle beklediğini biliyorum" dedi.

Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınacağı yönündeki haberlere değinen Kalın, "Amerikan yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması yolunda bir hazırlığının olduğuna dair haberler birkaç gündür gündemimizi meşgul ediyor. Bizim de Amerikalılarla yaptığımız temaslar neticesinde Başkan Trump'ın bu yönde açıklama yapacağı, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağına dair haberleri almış bulunmaktayız. Kendisi Arap dünyasında birçok liderle görüşşmeler gerçekleştirdi. Şu anda da sabah itibarıyla Malezya, Tunus, İran, Katar, Suudi Arabistan, Pakistan, Endenozya devlet ve hükümet başkanlarıyla telefon görüşmeleri yaptı. Gün boyunca da bu telefon görüşmeleri ve istişareler devam edecek. Kudüs, hem tarihi hem dini statüsü, hem de hukuki statüsü itibarıyla İsrail'in başkenti olarak ilan edilmesi her şeyden önce uluslararası anlaşmalara, BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı vahim bir hata olacaktır" diye konuştu.

İsrail'in aldığı bu kararı, ilhak ve işgal politikalarını tanımadıklarını ifade eden Kalın, "Ayrıca BM'de alınan bu kararda İsrail nezdindeki diplomatik misyonların Kudüs'te bulunamayacağına dair bir madde de vardır. Buna binaen de Kudüs'te birkaç ülke ufak tefek ülke dışında diplomatik misyon, büyükelçilik düzeyinde bulunmamaktadır. Milletimiz 400 yıl hizmet ettiği Kudüs'e karşı tarihi bir sorumluluk hissetmektedir. Her kesimden vatandaşlarımız, İslam dünyasından her tarafından toplumlar Filistin ve Kudüs konusunda tam bir birlik içerisindedir. Kudüs, bizim onurumuz, ortak davamız, kırmızı çizgimizdir. İslam'ın ilk kıblesi ve üçüncü en kutsal mescidi olan Harem-i Şerif'in yer aldığı Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası tüm Müslümanlar açısından hayati bir öneme sahiptir" şeklinde konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatının geçmişte aldığı kararlarda Kudüs'ün statüsünde yapılacak değişimlerin gayri hukuki olduğunu ifade ettiğini açıklayan Kalın, "Zaten kırılgan olan Ortadoğu barış sürecini adeta ortadan kaldıracak bu vahim hatadan Amerikan yönetiminin derhal dönmesi çağrısında bulunuyoruz. Bütün bu mülahazalar çerçevesinde Kudüs'ün statüsü ve bölge barışına ilişkin hassasiyet arz eden bu gelişmeler karşısında İslam ülkeleri arasında ortak hareket etmeye ve koordinasyon sağlamaya dönük olarak Sayın Cumhurbaşkanımız İslam İşbirliği Teşkilatını olağanüstü zirveye davet etmektedir. 13 Aralık Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde toplanacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız, Müslümanlara, Hristiyanlara, Yahudilere, din adamlarına, akademisyenlere, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve dünya kamuoyunun diğer paydaşlarına dönük olarak bir çağrıda bulunacaktır. Bununla ilgili çağrı mektubunu da bugün öğleden sonra sizlerle paylaşacağız" açıklamasında bulundu.

Konuyla ilgili hassasiyet sahibi olan bütün çevreleri dayanışma içerisinde hareket etmeye davet ettiklerini belirten Kalın, Kudüs'ün kutsiyetinin, Müslümanlar açısından öneminin düşünüldüğünde Kudüs'le ilgili olarak bu adımın atılmasının vahim bir hata olacağını ifade etti. Kalın, atılması gereken adımların İstanbul'daki liderler zirvesinde konuşulacağına işaret etti.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER

Suriye'deki gelişmelere işaret eden Kalın, "Suriye ile ilgili süreç devam ediyor. Soçi'de yapılan üçlü zirvenin ardından Suriye Ulusal Diyalog Kongresinin toplanması yönünde karar alınmıştı. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor, henüz tarih belirlenmiş değil, Ocak-Şubat ayı içerisinde gerçekleşmesi öngörülüyor. PYD, YPG gibi teröre bulaşmış, kendisine bölgede özerk birtakım statüler peşinde olan grupların bu kongreye davet edilmemesi ilkesidir. Geçiş süreciyle ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Bugüne kadar PYD ve YPG ile ilişkilerinin geçici ve tamamen DEAŞ'a yönelik olduğunu söyleyen Amerikan yönetimi, DEAŞ tehdidinin ortadan kalkmasından sonra artık bu ilişkiyi sürdürmek için hiçbir gerekçe olmadığını da çok açık bir şekilde bilmektedir. Bizde kendilerine bunu hatırlatmaya devam edeceğiz. Bir terör örgütüyle bir başka terör örgütünü bertaraf edemezsiniz. YPG ve PYD'ye verilen her silah, mühimmat, kurşun aynı zamanda dolaylı PKK'ya verilmiş bir destektir. Hala bu politikada ısrar edilmesi başka planların olduğu fikrini akla getirmektedir. Biz, bu konuda ilkeli ve kararlı tutumumuzu devam ettireceğiz. ABD'nin PYD ve YPG'ye verdiği bu desteğin sonlandırılması için gerekli girişimlerimizi sürdürmeye de devam edeceğiz" diye konuştu.

Kalın, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Kudüs'e ilişkin soru üzerine Kalın, "(Trump'la görüşme) Bu görüşme gerçekleştiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu (Kudüs) doğrudan iletecekler. Hassasiyetle kendilerine aktaracaklar. Atılacak diğer diplomatik adımlar söz konusu olduğunda bununla ilgili kendi iç istişarelerimiz hem de İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesinde yapacağımız istişareler neticesinde alınacak kararlara göre hareket edeceğiz. Hakkın, hukukun, istişarelerin neticesinde alınacak kararları takip edeceğiz. Bu konu hakikaten sadece Filistin, Ortadoğu meselesi değildir. Bu, küresel mesele haline gelmektedir, çünkü bu artık bir vicdan meselesidir. İsrail'in ortaya çıkartığı fiili durumları hukuki hale getirme çabası, Amerikan ve İsrail yönetimini yaklaşık 40-50 yıldır izlediği politikadır. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Yapacağımız istişareler neticesinde ne tür adımlar atılacağını değerlendireceğiz" dedi.

Rıza Sarraf davasına ilişkin soru üzerine Kalın, "Şu ana kadar davanın seyrine, medyadaki yansıtılma biçimine, mahkemenin tutumuna baktığımızda Türkiye'ye karşı bunun siyasi bir operasyon haline getirildiği çok açık bir şekilde görülmektedir. Mesele artık hukuki bir dava olmaktan çıkmış, çok başka yerlere çekilmeye çalışılan siyasi dava haline getirilmiştir. Hala bu davanın hukuki, teknik bir dava olduğunu söylemek mümkün değildir. Burası üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Cumhuriyeti'ne dönük bir siyasi algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır. Biz, hukuki olarak Halkbank üzerinden gerekli desteği verdik, vermeye devam edeceğiz ama zannediyorum kamuoyumuzda bu davanın nasıl siyasi bir araç haline getirildiğini, Türkiye'ye karşı şantaj olarak kullanılmak istendiğini çok açık bir şekilde görmektedir" şeklinde konuştu.

İSRAİLLİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI

İsrailli yetkililerin yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız Filistin konusunda diğer bütün konularda olduğu gibi hakikatleri söylemeye bugüne kadar nasıl devam ettiyse bundan sonra da devam edecektir. İsrailliler ister bundan rahatsız olsunlar, ister mutlu olsunlar, bu bizi ilgilendirmez. Cumhurbaşkanımıza yönelik bu ifadeleri kullanmaları sebebiyle bu gerçekleri onlara hatırlatmalarıdır. Bu gerçeklerden rahatsız oldukları için dünya vicdanına gayrimeşru noktada bulunduklarını gayet iyi bildikleri için ve Cumhurbaşkanımız da bunu her fırsatta onlara hatırlattığı için elbette bu açıklamalardan rahatsızdırlar. Burada İsrail Milli Eğitim Bakanının 'Maalesef Erdoğan son yıllarda İsrail'e saldırmak için hiçbir fırsatı kaçırmadı' ifadesi de son derece manidar. Bu işgalin gayrimeşru olduğunu söyleyen kişi burada suçlu hale getirilmeye çalışılıyor. Bunun akılla, vicdanla, hukukla en küçük ilgili alakası olmadığı da ortadadır" açıklamasında bulundu.

CHP Grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun A Haber ve ATV'yi hedef alan ifadelerde bulunduğunun hatırlatılması üzerine Kalın, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları hiçbir şekilde kabul edilemez. İsim vererek bir basın kuruluşunu hedef göstermesi basın özgürlüğü, çoğulculukla bağdaştırılabilir bir konu değildir. A Haber ve ATV'ye saldırısının temel sebebi, bu haber kanalının milli duruş sergilemesidir" diye konuştu.

Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımıza vatana ihanet gibi son derece çirkin bir suçlamada bulunduğu için avukatları şu anda suç duyurusunda bulundular" ifadesini kullandı.

Seçim ittifakı açıklamalarına ilişkin soru üzerine Kalın, "MHP, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra son derece milli, yerli, bütün ülkenin menfaatini gözeten, parti çıkarlarından önce ülkenin çıkarlarını önceleyen tutum içerisinde oldu. Bu süreçte doğal ittifak ortamlarının olması doğaldır. Teknik anlamda seçim öncesi ittifak, seçime giderken bir ittifak şeklindeki bir çalışma daha detaylı partiler arası bir çalışmayı gerektirmektedir. Benim genel merkezden aldığım bilgi çerçevesinde şu anda yürüyen teknik bir çalışma yok" dedi.

ABD yönetimi ile ilgili soruya Kalın, "Trump'ın iş başına gelmesinden sonra Amerikan yönetimi içerisinde birtakım çatlakların olduğu aşikar. Sayın Trump da kendi istihbarat örgütleriyle, yargıyla, Amerikan bürokrasisiyle mücadele içinde. Dolayısıyla, içeride hangi gruplar hangileriyle mücadele ediyor bu konuda yorum yapmamız doğru olmaz. Bizi ilgilendiren kısmı, bunun bir sorun olduğu da ortada. En son örneği, Sayın Başkanın, başkan olarak ve başkomutan sıfatıyla, 'Bundan sonra PYD'ye silah verilmeyecek' demesinden sonra Pentagon'un 'hayır biz bu desteğe devam edeceğiz' açıklaması. Bizim beklentimiz, Amerikan başkanının söylediği nihai sözdür. Bu konuda kendi aralarında netliğin olması gerektiğini düşünüyoruz" cevabını verdi.

Kalın, İdlib'e ilişkin de değerlendirmede bulunarak, "İdlib'te çatışmazlık noktalarının oluşturulması için Türkiye olarak biz 12 gözlem noktasının sorumluluğunu üstlenmiş durumdayız. İdlib'teki kritik durumu takip ediyoruz. Afrin'le ilgili bir tehdit değerlendirmesi yaptığımızda Türkiye Cumhuriyeti olarak orada da gerekli adımı kimseye danışmadan, kendi milli imkan ve kabiliyetlerimiz çerçevesinde atarız. Bu bir takvim vermekten ziyade sahadaki gelişmelerle şekillenecek bir konudur" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan-Merkel görüşmesinin sorulması üzerine Kalın, "Son dönemde Alman makamları ile yaptığımız temaslar neticesinde Almanya'nın gerek PKK, gerekse FETÖ terör örgütüne karşı daha ciddiyetle ve sorumlulukla hareket etmeye başladığına dair bazı emareler görüyoruz. Bunu memnuniyetle karşılıyoruz ama bunu yeterli görmüyoruz. Adil Öksüz konusu telefon görüşmesinde gündeme geldi, Sayın Merkel de bu konuda 'bu kişinin Almanya'da bulunup bulunmadığına dair derhal çalışma başlatacaklarını' ifade ettiler. Şu ana kadar bize ulaşmış yeni bir bilgi yok ama biz bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.


SON VİDEO HABER

Şam'daki tarihi Emevi Camii'nde ilk Cuma namazı

Haber Ara