Dolar

32,2580

Euro

35,0693

Altın

2.467,33

Bist

10.319,96

Erdoğan ilk kez ayrıntı verdi... Afrin'e İdlib modeli

Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere Afrin konusu ile ilgili ilk kez ayrıntı verdi. Erdoğan, ' İdlib’deki kontrol ve gözetleme noktalarının Afrin’de de oluşturulması için arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürecekler.' dedi. Erdoğan Suriye konusuna ilişkin ise, 'Suriye'nin kuzeyinde gidilecek bir oluşuma, Esed de muhalif' dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-24 08:35:30

Erdoğan ilk kez ayrıntı verdi... Afrin'e İdlib modeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'deki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile gerçekleştirdiği üçlü zirveyi dönüş yolunda uçakta gazetecilere değerlendirdi.

"SURİYE KONUSUNDA MUTABAKATIMIZ VAR"

“Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği konusunda mutabakatımız var. Temel amacımız, Suriye halkının kabul edeceği kalıcı ve muteber bir siyasi bir çözümdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlenecek Suriye ulusal kongresine kimlerin davet edileceğine üç ülkenin karar vereceğinin altını çizdi.

AFRİN'E İDLİB MODELİ

Afrin'de İdlib modeline işaret eden Erdoğan şunları kaydetti:

Afrin konusunda, Soçi'deki toplantı bizim için çok çok önemliydi. Gerek Rusya, gerek İran'ın tavrını görmemiz açısından önemliydi. Şimdi, tavırlarını görmemizin ardından, İdlib'deki kontrol ve gözetleme noktalarının Afrin'de de oluşturulması için arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürecekler. Bizler kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Afrin'in asli sakinlerinin yerlerine dönmeye başlamasıyla beraber şehrin demografik yapısı da normale dönüyor. Afrin'in asli yapısında nüfusun yüzde 50'si Araplardan, yüzde 30'u Kürtlerden, geri kalanı da Türkmenler ve diğer gruplardan oluşuyor. Kamplardan oraya dönüşün başlamasıyla birlikte, şehirler asıl sahiplerine kavuşmuş olacak. Bu, İdlib için de geçerli. Türkiye'de yaşayan İdlibliler'in topraklarına dönmeleriyle orası da eski demografik yapısına kavuşacak

Erdoğan, Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli'nin de soruları yanıtladı. İşte Erdoğan'ın Suriye konusundaki açıklamaları...

- Suriye'de silahların sustuğu ve savaşın resmen sona erdiğinin açıklanması size göre daha ne kadar zaman alacak?

Böyle bir süreçte, tarih belirlemek, “Bu iş şu kadar zamanda olur” demek mümkün değil. Türkiye, Rusya ve İran, Astana süreciyle belirli bir mesafe kat ettik. Bu süreçte AB D ve koalisyon ortaklarının ne yaptıklarına, ne yapacaklarına da bakmak gerekiyor. Bir yanda çözüme yönelik belirli adımlar atılırken, diğer yanda ise AB D'nin Suriye'ye neredeyse 4 bin TIR zırhlı, tank, top, ağır silahlar soktuğunu görüyoruz. Bunlar PYD-YPG'ye parayla getirilen silahlar da değil. AB D ve koalisyon güçleri, silahlarla birlikte bunlara eleman da veriyor. En son, gazetelerden birinde okuduğum veya sabah haberlerinde televizyonlarda izlediğim kadarıyla, PYD-YPG'ye 120 kadar zırhlı Hummer cip vermişler. Bunların Afrin taraflarına gönderildiğinden bahsediliyor. Bu yapılanları anlamak mümkün değil. Bu arada, AB D Başkanı Trump ile belki bir telefon görüşmesi yapabilirim. Gerçi geçenlerde Putin, Trump ile bu konuları ele aldıkları bir telefon görüşmesi yaptı. Ama bizim de ayrıca görüşmemiz iyi olabilir. Kanaatleri nedir? Ne yapmak istiyorlar? Kendilerinden dinleyelim.

Bu silahları hâlâ nereye, niçin getiriyorlar? “DEAŞ , DEAŞ , DEAŞ ” diyorlardı ama artık DEAŞ diye bir şey kaldı mı? Bölgenin DEAŞ 'tan temizlendiği söyleniyor. Madem öyle bu silahlar niye geliyor? Hamburg'da bize “DEAŞ 'ı biz oradan söküp attıktan sonra, elimizde bunların seri numaraları var, biz bütün bu silahları toplayacağız” demişlerdi, topladılar mı? Şimdi Rakka'da yeni bir üs meselesi var biliyorsunuz. Bu, AB D'nin bölgedeki 14'üncü üssü. Bunların 5-6'sı hava üssü, diğerleri de normal üs. Tüm bu konuları bir konuşup kendileriyle paylaşalım istiyorum. Diğer konuları da bu vesileyle kendileriyle görüşelim istiyoruz.

- Suriye'de siyasal sürece geçiş için adımların atıldığı bu aşamada siz, net bir şekilde PYD'nin terör örgütü olduğunu ifade ettiniz. Bunu, Türkiye dışında hiçbir ülke bu kadar net ifade etmiyor. Rusya'dan da o tavrı görmüyoruz, İran'dan da. ABD zaten arkalarında. Eğer böyle bir sürecin içine PYD-YPG de dahil edilirse Türkiye olarak B planımız nedir?

Bizim B planımız, üzerinde durduğumuz konu, terör örgütünün masada olmamasıdır. Soçi'de de açıkça söyledik: “Türkiye olarak biz terör örgütünün olduğu bir masada olmayız. Bu konuda tavrımız nettir. Ayrıca ülkemizi tehdit edecek herhangi bir oluşuma da biz asla sıcak bakmayız.”

- Kuzey Suriye'de bir oluşum...

Değil mi? Bizim, o tür bir oluşuma teşebbüs karşısında “Buyurun, hayırlı olsun” diyecek halimiz yok. Biz bunu daha 7 yıl önceden söyledik. Görüldüğü kadarıyla Suriye'nin kuzeyinde o tür bir oluşum ihtimaline, Esed de muhalif. Onlar da muhalifler o tür bir ihtimale.

PUTİN-ESED GÖRÜŞMESİ

- Zirve öncesinde Putin, Esed ile de görüşme yaptı. O görüşmenin içeriğiyle ilgili size bir bilgi verdi mi?

Bazı şeyleri elbette paylaştı ama paylaşmadığı şeyler de vardır. Örneğin PYD-YPG'ye Esed'in de olumsuz baktığından söz etti. Masada PYD-YPG'nin yer almasını onun da istemediğine değindi. Bu çok da şaşırtıcı değil. Türkiye olarak bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok. Sorunumuz terör örgütleriyle. Suriye yönetimi ise öteden beri bırakın YPG gibi bir terör örgütünü, Kürtlerin varlığını bile kabule yanaşmıyordu. Vatandaşlık, kimlik, pasaport vermiyordu. O zaman “Bunlar senin vatandaşın, niye pasaport, kimlik vermiyorsun?” dediğim anlar olmuştur kendisine.

‘SURİYE İÇİN TÜRKİYE'DE DE SANDIK KURULABİLİR'

- Suriye de Türkiye gibi PYD-YPG'ye karşı olduğuna göre, bu konuda Ankara-Şam arasında daha yakın bir temas, ortak çalışma ihtimali düşünülebilir mi?

Dediğim gibi tam aynı şey değil; Türkiye olarak bizim meselemiz Kürtlerle değil, terör örgütleriyledir. Yarın neler olabileceği, o anki şartlarla alakalıdır. Bu konuda “Bir şey olmaz” türünden peşinen kestirip atma türünden bir anlayışın, bir yaklaşımın içinde olmamız çok da doğru olmaz. Siyasetin kapıları, malumunuz, son ana kadar her zaman açıktır.

- Suriye'de bundan sonra bir de yeniden inşa süreci olacak, yeniden şehirlerin inşası.. O süreçte de bu 3 ülke birlikte hareket edebilirler mi? Bir de tabii kafasını uzatan Çin var. Çin oraya ciddi biçimde bir yatırım yapmaya hazır mı?

Çin keşke oraya öyle ciddi bir yatırım yapsa. (Suriye'nin yeniden inşası sürecinde Türk firmaları da yer alacak mı?) O, zamanı geldiğinde değerlendirilecek bir konu.

- BM gözetiminde Suriye'de bir seçim yapılması mutabakatı var. Ancak Suriyelilerin büyük bölümü dünyaya dağılmış durumda. Yurdumuzda, diğer ülkelerde yaşayan Suriyelilerin yurtlarına dönmeleri hususunda bir takvim belirlediniz mi?

Hayır. Bunlar işte önümüzdeki sürecin işleri. Gerekli çalışmalar yapıldığında, bu çalışmalar muvacehesinde bu ve benzeri konularda neler yapılabileceği belirlenecektir.

- Suriye'de yapılacak seçimler, Esed'in geleceği gibi konularla ilgili gelinen nokta nedir?

Temel hedef, Suriye halkının tüm kesimleri nezdinde kabul görecek kalıcı ve muteber bir siyasi çözüm. Suriye'de artık kan akmasın, ülkenin toprak bütünlüğü korunsun istiyoruz. Yeni bir anayasayla, BM gözetiminde yapılacak demokratik, adil ve şeffaf seçimler, Suriye halkının kendi geleceklerini kendi hür iradeleriyle belirlemelerine imkân sağlayacaktır.

 

Haber Ara