Ege'nin enerji, lojistik ve turizm üssü olması ve sorunlara çözüm önerileri getirmek amacıyla Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) tarafından ilk kez İzmir'de Ege Ekonomik Forumu düzenlendi. İki gün sürecek Ege Ekonomik Forumu, Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla başladı. Başbakan Yıldırım, Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou'nun "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istiyoruz" sözleri üzerine, "Özellikle Avrupa'da son yıllarda yükselen milliyetçi akımlar ve İslam düşmanlığı Avrupa'da gelecek vizyon öngörüsünü tamamen ortadan kaldırmıştır. Avrupa şu günlerde aşırılıkla baş etmenin yollarını arıyor. Biz, bize bir adım gelene iki adım yaklaşırız. Yunanistan ve Türkiye bizim ortak coğrafyamız. Siyasi tartışmalardan uzaklaşıp ortak zenginliklerimizi konuşmamız lazım. Avrupa ile son bir iki yılda yaşanan gerginlikler sonrası ilişkilerin arzu etmediğimiz düzeyde olduğunu biliyor, bunun geçici bir durum olduğunu kabul ediyor. Avrupa'nın gelecek vizyonunu gözden geçirmesi lazım. Türkiye'nin içinde olduğu Avrupa mı düşünüyor, yoksa kendi sınırlarını yüksek duvarlarla kapatmış bir Avrupa kulübüne mi dönüşmek istiyor? Bunun kararını Avrupa verecek. Biz buradayız. Müzakerelerin başlaması kararı bizim değil Avrupa Birliğinindir. Yunanistan başından beri Türkiye'nin içinde olduğu bir Avrupa Birliği istemektedir" diye konuştu.
"ABD'DE ÇIKAN KORUMACILIK YÖNÜNDEKİ SÖYLEMLER YENİ BİR TEHDİDİN HABERCİSİ"
Konuşmasında küresel ekonomi hakkında da değerlendirmede bulunan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Küresel ekonomi toparlanmaya başlıyor. Özellikle Avrupa ekonomisinde de toparlanma söz konusu ama dikkat etmemiz gereken hususlar var. Küresel kriz sonrası ortaya çıkan ekonomik kırılganlık henüz bitmiş değil. ABD'de ortaya çıkan korumacılık yönündeki söylemler yeni bir tehdidin habercisi gibi ama ekonomi tarihi bize korumacılık politikalarının hiçbir zaman küresel ekonomiye, küresel barışa katkı sağlamadığını göstermiştir. Avrupa hiçbir zaman parasal genişleme sürecini bu kadar açmadı. Parasal genişleme Avrupa'da tüm hızıyla devam ediyor. Bu gelişme Türkiye bakımından olumlu. İhracatımızdaki artışın arka planında Avrupa'daki parasal genişlemenin ciddi katkısı var. Ancak kıtadaki en büyük risk ve tehdit doğrusu gittikçe artan borç seviyesidir. Borç seviyesi aslında gelişmiş bütün ülkelerin gelişmekte olan ülkelere göre daha büyük bir riskidir, yumuşak karnıdır. Bugünkü küresel şartlar altında bu sorunlar tam anlamıyla hissedilmese de değişecek konjonktürlerde ciddi bir kriz alanı çıkabilir."
"TÜRKİYE'NİN SÖZÜNÜ DİNLEMEDİN?"
Yıldırım, son dönemdeki ayrılma istekleri ve referandum gibi gelişmelerin de bölgesel ekonomiyi önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çin ekonomisi ayrı bir fasıl. Büyüme odaklı gelişime tüm hızıyla gidiyor. Metal sanayide kapasite fazlalıkları korumacılık yanlılarının ekmeğine yağ sürüyor. Orta Doğu'da durum iç açıcı değil. Kuzey Irak'ta yanlış karar veren Barzani 'referandum öncesi şartlara dönüyoruz' diye açıklama yaptı. Peki madem buraya gelecektin, niye bu yanlışta ısrar ettin, niye yıllardır sizi himaye eden, hayat alanı oluşturan Türkiye'nin sözünü dinlemedin? 'Yanlış hesap Bağdat'tan döner' derler. Nihayet yanlış hesap Bağdat'a gitmeden dönüş oldu. Suriye ve Irak'ta devam eden siyasi otorite boşluğu, iç savaş, terör örgütlerinin alandaki varlığı bölgemiz için ön görü yapmamızın önündeki en büyük engel. Tüm bu şartlar altında Türkiye, bölgenin de teminatı, Avrupa'nın güvenliğinin de giriş kapısıdır. 10 milyondan fazla nüfus hareketi olan bir bölge var. Bu hareketin Avrupa'ya akın etmesi demek her dengeyi alt üst etmesi demek. Türkiye' 6 yılda 3,5 milyondan fazla evinden barkından edilmiş insanlara kucak açıyor. Avrupa'ya gidecek göç istilasının da önüne geçiyor."
"YIL SONU BÜYÜME YÜZDE 7 OLURSA YİNE ŞAŞIRMAYIN"
İş dünyası temsilcilerine büyüme hedeflerinden de bahseden Başbakan Yıldırım, "Bu yılın üçüncü çeyrek büyümesi çift haneli olursa şaşırmayın. Yıl sonu büyüme 7 olursa yine şaşırmayın. Türkiye büyümede hız kesmeden yoluna devam edecek. Ekonomik kararları alırken bunu kenara not edin. 2017'nin sonlarına geldik. Olumlu ekonomik gelişmeler sonunda Türkiye küresel ekonominin gündeminde var olmaya devam ediyor. Üçüncü çeyrekte Türkiye, büyük ihtimalle G-20 içinde en fazla büyüyen ülke olacak. İhracat seferberliği başlattık. Sonuçlarını gördük. 153,3 milyar dolar hedef belirlemiştik. Bu gidişle bunun üzerine çıkacağız. Ortalama yüzde 15'e varan ihracatta büyüme gözlemliyoruz. İhracat seferberliğimizin başarısı tüm ekonomi dünyamızın başarısıdır" açıklamasında bulundu.
"BÖLGEDEKİ EKONOMİK YÜKSELİŞİMİZ YUNANİSTAN İLE BİRLİKTE OLMALI"
Yıldırım, Ege bölgesi hakkında da şu değerlendirmede bulundu:
"Ege tarih boyunca bereketli coğrafyası sayesinde ekonominin canlı olduğu bir yer olmuştur. Ege bölgesinde üretim gücü günden güne artıyor. 21. yüzyılda Ege ekonomisinin daha büyük değişim ve dönüşümleri başaracağını görmekteyiz. Yeni teknolojiler, sanayi 4.0, yapay zeka ve bilgi iletişimi alanındaki yenilikler, rüzgar ve güneş enerjisi gibi alanlarda ciddi potansiyellerimiz var. Sağlık turizmi, organik tarım, biyoteknoloji, daha çok aranan sektörler haline gelecek. Ege, tüm bu alanlarda Türkiye'nin merkezi olmaya adaydır. 21. yüzyıldaki bölgedeki ekonomik yükselişimiz Yunanistan ile birlikte olmalıdır. Gelişmiş ülkelerin terörle mücadelede göz ardı ettiği bir şey var; terörle mücadele sınırları kapatmakla olmaz, teröristleri etkisiz hale getirmekle de olmaz. Bunlar geçici tedbirlerdir. Kalıcı tedbir, bölgeler arası refah farkının ortadan kaldırılması ve küresel barışın tesis edilmesidir."
"TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ OLMASINI İSTİYORUZ"
Forumda konuşan Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou da, "Biraz daha ilerisinde dünyada kıyametler kopuyor. Bizler hukuk devletini ayakta tutarak ülkelerimizde barışı kabul etmeyi, jeopolitik sorunları diyaloglarla çözmeyi destekleyebiliriz. Ancak yapılması gerekenleri iki ülke olarak gerçekleştirmiş değiliz. Tarihte ekonominin insanları birleştirdiğini ama siyasetin ayırdığını görüyoruz. İnsanlar çok değerli zamanlarını, akıllarını, jeopolitik farklılıkları çözümlemek için kullanmak zorunda kalıyor. Biz elimizi tuttuğumuz zaman jeopolitik sorunları çok daha rahat çözeriz. Yunanistan'ın perspektifine baktığımızda Yunanistan her şeyden önce ekonomik olarak ayakta tutmaya çalışan bir ülke. Yunanistan, Avrupalı bir Türkiye'yi istemektedir. Türkiye'nin Avrupa Birliğine girişindeki kabul ediliş sürecinde Yunanistan her zaman diyalogdan yanadır. Tüm kalbiyle Türkiye'nin Avrupa Birliğine entegre olmasını destekler. Biz ortak bir toprak üzerindeyiz. Biz Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istiyoruz. Bundan şüpheniz olmasın" dedi.
İKİ YAKA BULUŞTU
Foruma Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou, Yunanistan Kuzey Ege Eyalet Valisi Christiana Kalogirou, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Tİcaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, EGEV Başkanı Mehmet Ali Susam, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, iş dünyasının önde gelen isimleri ve milletvekilleri katıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise yarın 'Enerji Üssü İzmir' konulu foruma katılarak sunum yapacak.
Binali Yıldırım: Niye Türkiye'nin sözünü dinlemedin?
Başbakan Yıldırım, 'Kuzey Irak'ta yanlış karar veren Barzani 'referandum öncesi şartlara dönüyoruz' diye açıklama yaptı. Peki madem buraya gelecektin, niye bu yanlışta ısrar ettin, niye yıllardır sizi himaye eden, hayat alanı oluşturan Türkiye'nin sözünü dinlemedin?' dedi.
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-10-25 15:16:08
Haber Ara