BBC'nin haberine göre, Ortega, bir etkinlikte yaptığı açıklamada, hükümet karşıtı mahkumların, Nikaragua'nın imajını lekelemek için iddialarda bulunduklarını belirtti.
Muhaliflerin, cezaevinde işkenceye uğradıklarına ilişkin söylemlerinin "yalan" olduğunu söyleyen Ortega, "Hep aynı şey. İşkence gördüklerini uyduran mahkumlar var. Nikaragua'nın imajını lekelemek için bir şeyler uyduruyorlar." dedi.
Ortega, ayrıca, 1960'larda ve 70'lerdeki diktatör Anastasio Somoza'nın yönetiminden bu yana ülkedeki hapishanelerin durumunun düzeldiğini dile getirdi.
Ülkede cezaevindeki bir grup muhalif, halihazırda açlık grevi yapıyor.
Amerikan Devletleri Örgütü'ne (OAS) göre, Nikaragua'da açlık grevine katılan 113 "siyasi mahkum" var.
OAS, siyasi mahkumların, "alenen suçlular olarak sunulduğunu ve adil bir yargı sürecine erişemediğini" savunuyor.
- Nikaragua'da hükümet karşıtı protestolar
Nikaragua'da sosyal güvenlik reformlarına karşı yapılan protestolar, Nisan 2018'de büyük çaplı kitlesel eylemlere dönüşmüştü.
Ortega'yı otoriterlikle suçlayarak sokaklara çıkan göstericiler, Ortega'nın erken seçimlere izin vermesi ve görevden ayrılmasını talep etmişti.
2018'in Ağustos ayı ortasına kadar süren protestolar sırasında, OAS rakamlarına göre 317, Nikaragua İnsan Hakları Derneği rakamlarına göre 448 kişi hayatını kaybetti.
- Nikaragua Devlet Başkanı'ndan muhaliflere müebbet tehdidi
Nikaragua Devlet Başkanı Ortega, geçen ay, ülkenin 199. bağımsızlık yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada, ömür boyu hapis cezasının yürürlüğe girmesi amacıyla gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması için parlamentoya teklif götürüldüğünü hatırlatmıştı.
Müebbet hapis cezasının bazı muhaliflere karşı kullanılabileceğini söyleyen Ortega, "uluslararası bir anlaşma" nedeniyle ülkede ölüm cezası verilemediğini belirterek, "Suçlular için müebbet hapis cezasına başvurmayacağımıza dair bir söz vermedik." demişti.
Ortega, görevden ayrılması için 2018'de protesto gösterileri düzenleyen ve güvenlik güçleri tarafından şiddet kullanılarak dağıtılan öğrencilerle muhalifleri, "emperyalizm savaşçıları" olarak nitelemiş ve muhaliflerin bu başarısız darbede ABD tarafından desteklendiğini iddia etmişti.
