Dolar

42,5059

Euro

49,4969

Altın

5.746,42

Bist

11.007,37

Gülen Hareketi üzerinden İslamcıların tasfiye edilmesi (2)

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-09 10:32:13

Gülen Hareketi üzerinden İslamcıların tasfiye edilmesi (2)

İslamcılığın muhafazakar demokrat kimlik içerisinde merkeze oturma süreci şimdiye kadar oldukça başarılı bir şekilde gerçekleşmiş ve maalesef İslamcı dil, özgünlüğünü kaybederek devlet diline entegre olmuştur. Bunun da en büyük sebeplerinden bir tanesi 40 yıldır yetiştirdiği “Altın nesil” ile buna hizmet eden Gülen hareketidir. Öyle ki, Gülen'in fikirleri, İslamcılığa mesafeli durduğu için bu hareketin tabanı da mesafeli durmuştur. Milli Görüş partileri yerine merkez sağ partilere oy verilmiştir. Devleti ele geçirme üzerine kurgulanan düzen sistem tarafından Gülen hareketi üzerinden dindarların sisteme entegrasyonuna yol açmıştır. Devlet kademeleri için yetiştirilen insan modeli ile cemaatlerin sivilliği bizatihi Gülen hareketi tarafından bozulmuş ve bozdurulmuştur.

Gülen hareketi hiçbir zaman, gayri Müslimler ve Kemalistlerle aradığı diyalogları İslamcılarda aramamıştır, hatta gücü eline aldığında en çok İslamcıları ezmiştir, pasifize ederek sistemle bütünleştirmeye çalışmıştır. Aynı şekilde Gülen hareketinin 40 yıldır Kürt sorununda sessizlik ve belirsizliği de İslamcıların bu meseleye yanaşmasının önüne geçmiş adeta görünmez bir duvar ördürmüştür. 28 Şubat'taki tutumu ve eleştirel düşünceye imkân vermeyen, itaat ile hizmet şuurunu merkeze almış eğitim sisteminde yetişen bir ‘şakirt'in İslamcı olmasını değil, Türk İslam sentezi ile yetişmiş Ilımlı bir Müslüman olmasının önünü açmaktadır ancak her şey tek tip olunca bu bile sağlanamamaktadır.

Gülen hareketinin milliyetçiliği ileri düzeyde, Sünni İslam anlayışının da ötesinde bir milliyetçiliktir. Gülen, 1970'lerde İzmir'de Nur hareketinden koptuktan sonra, etrafında toplanan gönüllüleri ile birlikte ana belirleyici unsurları Türk İslamcılığı olmuştur.
İslamcılar açısından Gülen hareketinin batıni/işraki/ezoterik bir din algısına sahip olması en esaslı sorunlardan biridir. Bu sorunlu yapı üzerinden “Gülen hareketi, Türkiye'deki İslamcı hareketin genel karakteristiğinden farklı olarak, seküler baskı sonucunda dindar toplumun tepkisi ve taleplerini karşılamak üzere ortaya çıkmamıştır. Aksine, sistemle uzlaşarak ve hatta destek vererek kültürel bir sosyolojik alan açmak istemiş ve bunu da büyük ölçüde başarmıştır. Sistem, halkın dine olan geleneksel bağlılığını göz önünde bulundurarak, hem sol akımların hem de resmi din algısı dışındaki dini akımların taarruzundan kurtulmak ve kendi denetiminde bir dini anlayışı yerleştirmek için dini kullanmaya tekrar karar vermiş ve bunu da büyük oranda Gülen hareketi ile sağlamıştır.

12 Eylül askeri darbesinden sonra yazılan ‘Son Karakol' yazısı bunun tipik örneğidir. Aynı şekilde 28 Şubat sürecinde Gülen kritik bir karar alarak devletin ve askerlerin yanında yer almış ve televizyonlara gazetelere demeçler vererek hükümetin fonksiyonlarını yerine getirmede başarısız olduğu gerekçesiyle istifa etmesi gerektiğini söylemiştir. Bunu söylediği hükümette bugünkü gibi İslamcılıkla suçladıkları Erbakan liderliğindeki hükümettir.

O gün de bugün de sistem fırsatı tepmeyerek Gülen hareketi üzerinden bütün cemaatlere ‘'haddini bil'' mesajını vermiştir… Sisteme siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda alternatif hale gelen İslamcı hareketin parametreleri ne zaman biraz tırmanış gösterse bu Gülen hareketi ile engellenmiştir. Kısaca Gülen hareketi üzerinden Türkiye'deki İslamcılık terbiye edilmeye çalışılmış ve hala bu terbiye devam etmektedir.

Zaman gazetesinde yapılan tartışmalara biraz da böyle bakmak gerekmektedir.

Z.A
Tüm islami cemaatlerde lider kadro türk tebası kürt, daha da ileri giderek bu dengeyi bozmamak için cemaatlerin ticari ve yayın kuruluşlarında dahi en üst seviyede türk sözde yardımcısı muhakak kürt bulundurulmaktadır. Cemaatlerden kürtleri çıkar sıfıra sıfır elde var sıfır. Eğer türkler müslümanlığı türk ırkının yüceltilmesi için kullanıyorlarsa bilsinlerki Allah kalblarde olanı bilir. Yok eğer ümmet bilincindeler ise silkinip kendilerine gelmeleri lazım... devamı var
Z.A
Kürtler de artık kendilerini türk islam sentezini savunan ırkçılara kendilerini kullandırtmaktan vazgeçsinler. Eğer Türkler üstünlük ve ulusçulukta ısrar ederlerse Kürtlerin ELZEM VE İVEDİ KÜRDİSTAN İSLAM DVLETİNE İHTİYAÇLARI VAR DEMEK.
Z.A
Türk İslam Sentezi sadece Gülen Cemaatinde değil, diğer tüm islami cemaatlerin damarlarında da kendi varlığını hissettiriyor. Altan Tan Ağabeyimin dediği gibi derin devletin içine sirayet etmediği bir yapı kalmamış. Eğer islami cemaatlerde ırkçılık ve devletçilik olmamış olsaydı halifeliğin kaldırılmasıyla beraber ilk kıyamı başlatan hz. Hüseyin (r.a) yı kendisine örnek alan Şehid Şeyh Said'e destek verirlerdi. Veya onun torunlarına kardeşçe elini uzatırlardı...
rüveyda eren
Bende tekrar tekrar soruyorum vatandaş olarak neden bunlarla iş tutuldu devletin milletin gücü bunlara sınırsızca kullandırıldı?
yabancıdegil
Şu sayfadaki yazdıklarının tamamı dezenformasyon. Bir tane doğru yok. Uzatmayacağım bu sefer tek soru ile hem meseleyi hem de Bediüzzamanın ne demek istediğini anlarsın umarım. Allah'ın (c.c) Müslümanlara islam devleti ya da devlet kurun diye bir buyruğu emri ayeti var mı? Hatta hadislerde de yok! Halife dahi işaret etmemiştir efendimiz. Tavsiyem Taha Akyolun son kitabını okuman olabilir... Adı Türkiyenin hukuk serüveniydi sanırım...

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

ASELSAN'ın imha senaryosu: GÖKSUR'un görüntüleri paylaşıldı

Haber Ara