Önümüzdeki Cumartesi günü saat 14 ile 17 arasında Cağaloğlu Yokuşu sokağında (no. 6/8) Bedir Yayınevi'nde (0212/519 36 18), ELLİ DÖRT FARZ ŞERHİ adlı çok faydalı kitabı imzalayacağım.
Bu değerli eser, Gerede eski Müftülerinden merhum A. Kemaleddin Üstün Efendinin eseridir. Bu muhterem zat icazetli bir din âlimi, fakih ve müftüydü. İtikaden ve fıkhen Ehl-i Sünnet ve Cemaat mezhebine bağlı ihlâslı bir din hizmetlisiydi. Hayatı boyunca İslam dinine ve Muhammed (Salat ve selam olsun Ona) Ümmetine hizmet etmiştir. İnşaallah bu çok faydalı ve hayırlı kitabı onun için bir sadaka-i cariye olmuştur.
Bu kitap son derece faydalı, lüzumlu, bir kısmı zarurî bilgiler içermektedir. Okunmasında, mütalaa edilmesinde büyük yarar vardır.
Çok faydalı bilgiler içeren bu gibi kitaplar Müslümanlar tarafından ilgi görmeli ve okunmalıdır. Sadece şöyle böyle okumak yeterli değildir. İyice öğrenilmelidir. Öğrenilen bilgiler hayata uygulanmalıdır... Okunmayan kitabın faydası olmaz. Okundu, hayata uygulanmadı, yine pek faydası olmaz. Üç şey birden olacak. Okunacak, anlaşılacak ve öğrenilecek, hayata uygulanacak. Her gün yeterli bir zaman dilimini faydalı, kurtarıcı, manen yüceltici, ebedî saadete vesile olan, hayırlı bilgiler öğrenmeye ayırmalıyız.
Başta ilmihal olmak üzere, din ve dünya konusundaki ilimleri öğrenmek her Müslüman'a vaciptir. Cenab-ı Hak faydalı ve kurtarıcı ilmimizi arttırsın.
Kitap hakkında bilgiler: Ciltlidir, 422 sayfadır. Fiyatı 20 liradır. Sadece faydalı değil, çok faydalıdır. Faydalanmak, nasip almak için dikkatle okunmalı ve öğrenilen bilgiler uygulanmalıdır. Okunmaz, uygulanmaz ise faydası olmaz. Arzu edenler, okuyacak ve yararlanacak kimselere hediye edebilirler. Gerçekten güzel bir hediye olur.
Selam ve hürmetlerimle.
Mehmed Şevket EYGİ
**
TARIM
Çağımızda tarımı kolay, basit, sıradan bir iş sananlar, tarım işlerini hafifseyenler çok ama çok yanılıyor. Tarımda başarılı olmak için ilmin, tekniğin bütün imkânlarını kullanmak gerekiyor. Tarım beyin ameliyatı, nükleer denizaltı yapmak, uçak üretmek kadar zor bir sektör haline gelmiştir. Tarımda dünyaya örnek olan, başarı üzerine başarı kazanan, harikalar meydana getiren Hollanda ve İsrail'e bakalım. Üniversitelerinde, laboratuvarlarında dünyanın en vasıflı, en başarılı ve üstün ilim adamları tarımı geliştirmek için çalışıyor. Tarlayı kazarsın, tohumu ekersin, yetişince hasadını yaparsın... Bu ilkel ve ucuz zihniyetle tarımda başarılı olmanın imkân ve ihtimali yoktur. Tarımda Hollanda'yı ve İsrail'i, diğer başarılı ülkeleri mutlaka geçmeliyiz. Tarım bir hayat işidir, aksiyondur. Teorik bilgilerle yetinilmemelidir. Trakya'mızı ele alalım. Şuna niyet edeceğiz, karar vereceğiz: Trakya tarımda Hollanda'dan üstün olacak. Bu iş uygun, yapılabilir plan ve programla, projeyle gerçekleştirilebilir. Sadece toprakla tarım olmaz. O toprağı işleyecek çalışkan, vasıflı, üstün, başarılı insan unsuru lazımdır. Trakya'da yüz km karelik araziyi Çinlilere veya Japonlara veriniz, birkaç sene içinde orayı bir tarım cenneti haline getireceklerdir. Her sahada olduğu gibi tarım ve hayvancılık sektöründe de köklü, devrim mahiyetinde kararlar alınmalıdır. Yüz metre karelik bir arazi bile boş bırakılmamalıdır. Ya ekilecek, biçilecek, ürün alınacak, yahut hayvan otlatılacak. Ziraat fakültelerimiz büyük vebal altındadır. Boş lafları, edebiyatı bırakalım ve kararımızı verelim: Trakya, tarımda, hayvancılıkta, çiçekçilikte, fidancılıkta Hollanda'yı, İsrail'i geçmelidir... Ayrıca yüzde yüz doğal bal konusunda da akıllara durgunluk verecek başarılar sergilemeliyiz. Bizde bu niyet var mı?.. Bu konuda çare ve çözüm aranıyor mu?.. Plan ve program yapılıyor mu? Proje üretiliyor mu? Üniversitelerimiz, ziraatçi akademisyenlerimiz... Aksiyon aksiyon aksiyon... Başarı başarı başarı... İlim, teknik, araştırma... Hollanda'yla, İsrail ile, Fransa'yla yarışma... Tarımsal aksiyon istiyoruz... (Evvelki hafta, gidişte ve dönüşte ara yolları kullanarak bir Edirne seyahati yaptım. Köylerden, ilçelerden geçtim. Bir tek bağ, bahçe, bostan ve çalışan adam veya kadın görmedim. Havsa'dan satın aldığım kavun da Kırkağaç'tan gelmişti.)
**
Enflasyon canavarı yine devletimizi, ülkemizi, halkımızı tehdit ediyor. Zenginler bundan etkilenmez. Onlar etin kilosu 300 lira olsa yine yerler. Orta halli, dar gelirli halkı ise enflasyon çarpar, sıkıntıya sokar. Enflasyona karşı ne yapmalıyız?.. Pahalı lüks şeyler satın almamalıyız. Parça et yemeyi bırakıp, kıymalı yemek yemeliyiz. En ucuz marketlerden, pazarlardan alış veriş yapmalıyız. Pahalı lokantalarda yemek yememeliyiz. Bir lokma ekmeği, bir kaşık yemeği ziyan etmemeliyiz. Balık alacaksak, lüfer değil, istavrit almalıyız. Kanaat tükenmez bir hazinedir buyrulmuştur. Kanaat bereket getirir.
**
İslam'da günde bir öğün yemek yenir. Arada çok acıkınca abur cubur olmamak şartıyla ufak tefek şeyler atıştırılabilir. Fazla yemek büyük bir bid'attir. Müslümanlar, İslam'a göre yesinler içsinler. Bu konuda en büyük örnek ve model Resulullah (Salât ve selam olsun ona) efendimizdir.
**
Şişman Müslümanlara: Fazla kilolarınız fazla yemekten, aşırı tıkınmaktan ileri geliyorsa, hemen perhize başlayınız ve kilonuz, boyunuzun son iki rakamı seviyesine ininceye kadar zayıflayınız.
**
İklimler değişti... Fırtınalara, kasırgalara, şimşeklere, yıldırımlara, hortumlara, su baskınlarına hazır olunuz. Alınabilecek bütün tedbirleri alınız. Gafil avlanmayınız.
**
Deprem deprem deprem... Beklenen büyük İstanbul depreminde 100 bin bina yıkılacakmış. Kaç kişi hayatını kaybeder dersiniz? Moralinizi bozmak pahasına depremi düşününüz ve tedbir alınız.
**
Sana bu kaçıncı ihtarım: Sadaka ver sadaka ver... Az sadaka çok belayı def' edermiş.
**
Ettiği ibadetlerle, kıldığı namazlarla, teheccüdlerle, nafile oruçlarla, sakalı ile, lüks umreyle, şeyhiyle; öğünen, ucba, gurura, kibre düşen o kişiden hoşlanmıyorum.
**
Yahudilikte, Maimonides'in fetvasıyla, Yahudiliğini yüreğinde korumak şartıyla dıştan yalancıktan Müslüman görünmek caizdir. İçi Yahudi, dışı Müslüman iki kimliklilere dikkat ediniz. Onların tuzaklarına düşmeyiniz.
**
Nefsime: Haddini bil, sınırları aşma ve bazı dünya büyüklerini kızdıracak laflar etme.