Kur'ânı Kerim'de ‘Sabır ve namazla AllahuTeala'dan yardım isteyiniz' buyuruluyor (Bakara-153). Demek ki sabredenlere, namazı dosdoğru kılanlara AllahuTeala yardım ediyor.
İlahi yardıma nail olmak için ne gibi vesilelere yapışmak gerekir? Bunlardan aklımın erdiklerini sıralıyorum:
1) Sabretmek.
2) Namazı dosdoğru kılmak.
3) Farz namazları cemaatle kılmak.
4) Ramazan orucunu tutmak.
5) Gücü yetiyorsa nafile oruç tutmak.
6) Zekatı Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde, hakkeden gerçek şahıslara, temlik etmek suretiyle dosdoğru vermek.
7) Kur'an-ı Kerim'in emirlerini yerine getirmek.
8) Kur'an-ı Kerim'in yasakladığı haram ve kötü şeylerden uzak durmak.
9) Kur'an-ı Kerim'in öğütlerine kulak verip onları tutmak.
10) Kur'an-ı Kerim'deki kıssalardan ibret almak.
11) Ezelde kâlû belâ bezminde, HâliqTeala ile yapmış olduğu ahd ü mîsakı dünyada hatırlayıp ona sadık kalmak.
12) Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Sünnet-i Seniyesine yapışmak. Peygambere itaat etmek farzdır. Onun sünnetine sarılan ihya olur, necat ve felah bulur, sünnetine sırt çeviren helak olur.
13) Müminleri sevmek, bütün hayırlı işlerinde onları desteklemek. İslam/Ümmet birliğini, iman kardeşliğini, tesanüdü, vifakı, İttihad-ı İslamı korumak.
14) Efendimizin Ashabını ve Ehl-i beytini sevmek, onlara hürmet etmek.
15) Allah rızası için hayır hasenat yapmak. Başta komşulara olmak üzere insanlara iyilik etmek.
16) Büyüklere hürmet etmek, küçüklere merhamet etmek.
17) İslam ahlakı ile ahlaklı, faziletli ve meziyetli bir Müslüman olmak.
18) Dilini gıybetten ve sâir lisan afetlerinden korumak, çenesini tutmak.
19) Gururdan, kibirden, büyüklenmekten kaçınmak, mütevazı ve alçak gönüllü olmak.
20) Kurtarıcı, faydalı bilgiler öğrenmek, bunları hayatına ve hayata uygulamak.
21) Merhametli olmak, merhametsizlikten ve gaddarlıktan kaçınmak.
22) Kötülükle çok emredici olan nefs-i emmaresi ile büyük cihad yapmak.
23) Kötülüğü iyilikle uzaklaştırmak.
24) Müslüman kardeşlerinin başına gelen felaketlere, afetlere, musibetlere üzülmek.
25) Maruf ile emretmek ve münkerdennehyetmek.
26) Evliyaurrahman'ı sevmek, onlara hürmet etmek.
27) Kadınlara, kızlara, başkalarının analarına, zevcelerine, bacılarına kötü gözle bakmamak; onlara hürmet etmek.
28) Haram yememek konusunda titiz olmak.
29) Şüpheli şeylerden uzak durmak.
30) Allah'la olan bütün işlerinde ihlaslı olmak.
31) Yaratıklarla olan bütün işlerinde adil, insaflı, hakkaniyetli olmak.
32) Tefekkür etmek, Allah'ın eserlerini, ayetlerini, tecellilerini düşünmek.
33) İnfak etmek, Allah'ın nimetlerini paylaşmak.
Muteber din kitapları incelenirse, AllahuTeala ve Tekaddes Hazretlerinin yardımına vesile olacak başka maddeler de bulunur. İmam-ı Gazâlî'ninİhyâuUlûmi'd-din isimli büyük eseri bir hikmetler hazinesidir. Okuyalım, öğrenelim, anlayalım, öğrendiklerimizi hayata geçirelim.
**
Faziletli olmanın birinci şartı: Kendine faziletli dememektir.
*
Kıblegâh-ı kibriyadır, yıkma kalbin kimsenin.
*
İnsan, nefsini alçalttıkça manen yükselir.
*
Yüksek tepelerde hem kartala hem yılana rastlanır. Sakın sen yükseklere yılan gibi sürünerek çıkan sefil sürüngenlerden olma.
*
İhtiyaçlarını çoğaltan ıstıraplarını çoğaltır.
*
Yûsufaleyhisselamın ‘Ben nefsimi aklamam' dediğini Kur'an-ı Kerim beyan buyuruyor.(Yûsuf-53) Sen de nefsini aklama. Kur'an-ı Kerim'de ‘Hiç şüphe yok ki nefs kötülükle çok emredicidir.' mealinde ayet bulunmaktadır. (Yûsuf-53)
*
Hazreti Ali ‘Bana bir harf (çok küçük de olsa faydalı bir bilgi) öğretenin kölesi olurum.' buyurmuştur. Kendilerinden bizzat, yahut kitaplarından faydalı, kurtarıcı bilgiler öğrendiğimiz bütün ihlaslı, râsih ulemaya, fukahaya, meşayihe, evliyaullaha, ziyalı kişilere minnet ve teşekkür borcumuz vardır.
*
O kendini beğenen genç Müslümanın elbette kabahati var ama asıl kabahat onu doğru dürüst yetiştiremeyen büyüklerindedir.
*
Bir dış ülkede başarılı bir yüksek lisans veya doktora çalışması yapmış, aradan on altı sene geçmiş, bu uzun müddet zarfında bir tek, tekrar ediyorum bir tek, faydalı kültür ve düşünce kitabı okumamış. Hala başladığı yerde otlamaya devam ediyor. Yahu inekler, mandalar, koyunlar, keçiler bile dolaşarak otlar. Ben kültürlüyüm, ben yüksek lisanslıyım, ben doktoralıyım diye kasılıp duran bu zatın bahâim kadar aklı yok mu?
*
Muhterem Beyefendi: Nobel armağanı kazanmış Konrad Lorenz gümüşî bir kaz yumurtasını koynunda ısıtarak civciv çıkartmıştı. Bu zatı duydunuz mu? Eserleri ve fikirleri hakkında bilginiz var mı? Arz-ı hürmet ederim...
*
Osmanlı Devlet-i Aliyyesi Şeyhülislam ve Müftiü'l-Enam'lara kadın yardımcı tayin etmemişti...
*
Yakınlarda bir Müslüman düğününe gittim. Yemeklerin bir kısmı yenmedi. Daha davetliler salondan ayrılmadan kalan yemekleri büyük ve kalın bir poşete, oradakilerin gözü önünde doldurmaya başladılar. Bu artık yemekler ne oluyor diye sordum, çöpe atılıyor efendim dediler. Vah Müslümanlara...
*
Pazar sabahı Dolapdere Bitpazarı'na gittim. On adet kesme su bardağı, ‘Akupunktur Sevdalısı NüzhetZiyal' isimli bir kitap, birkaç ıvır zıvır satın aldım. Koçların inşa ettirdiği modern sanat müzesi dolayısıyla Bitpazarı kaldırılacakmış.
*
Sabah kahvaltısını Kasımpaşa Bayram Yeri Sokağı'nda Marla Pastanesi'nde yaptım. Daracık, küçücük bir pastahane ama ürünleri nefis. Bir özelliği de şu; tatlı vermeden önce kutuyu tartıyorlar, kaç gramsa o miktarda fazla tatlı koyuyorlar. Marla'nın bitişiğindeki dükkan satın alınıp restore edildi. Mekanı genişleyecek, Ağustos'ta açılır zannediyorum.
*
Eski Gerede Müftüsü Merhum A. Kemaleddin Üstün icazetli, gerçek, ihlaslı bir din hocasıydı. Elli Dört Farz Şerhi isimli kitabı çok faydalı, uyarıcı, aydınlatıcı bir din kitabıdır. Merhum, sağlığında bu değerli eserin basım haklarını bendenize vermişti. Yeni bir baskısını yaptırıyorum. Piyasaya çıkınca Bedir Yayınevi'nde bir imza günü tertipleyeceğim. Kitap reklamı yaptığımı zannetmeyiniz. Elli Dört Farz Şerhi her ehl-i sünnet Müslümanının okuyup faydalanacağı bir eserdir.
*
Sadaka vermek istiyorsunuz, paranız malınız yok... Ne yapacaksınız? İnsanlara tebessüm edecek, güler yüz göstereceksiniz. Resulullah Efendimiz ‘Kardeşinin yüzüne gülmen de bir sadakadır' buyurmuşlardır. (Tirmizî)
*
İlk çağ İslam büyüklerinden Hasan Basri Hazretleri'nin bulunduğu bir mecliste, adalet-i İlahiye icabı cehennemde ceza çeken son Müslümanın oradan çıkartılıp Cennete konulacağından, bundan sonra Cehennemin kapılarının kapatılacağından bahsedilince, evliyanın büyüklerinden olan o zat çok ağlamış, ‘Keşke Cehennem'den o en son çıkacak kişi ben olabilsem demiş.'
