Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Polonyalı Türkolog Prof. Dr. Edward Triyarski hayatını kaybetti

Polonyalı Türkolog Prof. Dr. Edward Triyarski, önceki gün hayatını kaybetti. Bir röportajında, Türk yazı dilleri ile Macarcadan sonra tanıştığını, Macarcadaki Türkçe kelimelerin ona ufuk açtığını söyleyen Prof. Dr. Triyarski hakkında Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel'in, “Kırım Tatarları ve Kıpçakçaya adanmış bir ömür” başlıklı yazısı...

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-08-27 16:00:00

Polonyalı Türkolog Prof. Dr. Edward Triyarski hayatını kaybetti

Polonyalı Türkolog Prof. Dr. Edward Triyarski 23 Ağustos 2021 tarihinde hayatını kaybetti. Emel Kırım Vakfı'nın, Polonyalı Türkolog'un vefatına ilişkin yayımlanan taziye mesajında, “Polonyalı Türkolog Prof. Dr. Edward Triyarski'nin 23 Ağustos 2021 günü hayatını kaybettiğini bir diğer değerli Türkolog dostumuz Prof. Dr. Henryk Jankowski'nin duyurusundan üzüntüyle öğrendik. Bulgar, Peçenek Kıpçak vb. Türk dilleri uzmanı, Türklük Bilimine Türk diline ve kültürüne önemli hizmetleri olan, bir bilim insanı idi. Toprağı bol olsun. Bilim dünyasının, Polonya'daki Türkoloji dünyasının başı sağ olsun.” denildi.

Dil ve edebiyat araştırmacısı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, “Kırım Tatarları ve Kıpçakçaya adanmış bir ömür” başlığıyla Polonyalı Türkolog Henryk Jankowski‘yi yazdı.

maxresdefault_13

Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel'in “Kırım Tatarları ve Kıpçakçaya adanmış bir ömür” başlığıyla Polonyalı Türkolog Henryk Jankowski'yi kaleme aldığı yazısı şöyle:

KIPÇAK BOZKIRINDA BİR POLONYALI

Sovyet döneminde etnik kökene dayalı göç ve sürgün politikasının izlendiği 1930-1940'lı yıllarda Kazak toprakları, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri ve benzeri başka halklar ile birlikte Polonyalıların da yerleşim yeri hâline getiriliyor. Şu anda Kazakistan'ın kuzeyinde kırk binden fazla Polonyalı yaşıyor. Bağımsızlığın ardından (1993) ulu bozkır, atalarının izini süren meraklı araştırmacıları da ağırlamış; Kazakistan'da yaşayan Leh halkının kültürü üzerine Akmola'da (Astana ve bugünkü adıyla Nur-Sultan) araştırma yapan Polonyalı Türkolog Henryk Jankowski, bozkırın asıl sahipleriyle gönül bağı kurmadan da geçememiştir.

Jankowski, tarihî bir geçmişe sahip olan Kazak-Leh kültürel ilişkilerinin temsilcisidir.

AKADEMİ VE JANKOWSKİ

Kıpçak (Kuzeybatı) Türk yazı dilleri, tarih boyunca çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır; nüfusça olmasa da lehçe sayısı olarak en kalabalık grubu oluşturur. İdil-Ural, Aral-Hazar ve Hazar ile Karadeniz arası (Kafkaslar) gibi farklı coğrafyalarda, farklı alfabelerle ve farklı dini çevrelerde gelişen Kıpçak grubunun, Türk dilinin heyecanlı ve semereli alanı olarak değerlendirilmesi, yerli ve yabancı pek çok araştırmacının ilgi odağı hâline gelmesi de bu yüzdendir.

“JANKOWSKİ, YAŞAYAN KIPÇAK YAZI DİLLERİ ÜZERİNE YOĞUNLAŞTI”

Jankowski, Macar Türkologlar Eckmann ve Bodrogligeti gibi Kıpçak bilimine yönelmiş; araştırmaları, özellikle Kırım ve Kazan Tatarcası, Karayca, Kırgızca, Kazakça gibi yaşayan Kıpçak yazı dilleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bir röportajda, Türk yazı dilleri ile Macarcadan sonra tanıştığını, Macarcadaki Türkçe kelimelerin ona ufuk açtığını söylüyor.

JANKOWSKİ, “POST-DOKTORA” UNVANINI KIRIM TATARCASI VE DİYALEKTLERİ ARAŞTIRMASIYLA ALDI

Polonya'nın Lomza şehrinde 1951'de dünyaya geldi. Varşova ve Budapeşte Üniversitesinde Türk ve Macar dilleri tahsil etti. Doktorası, Genel Dilbilimi ve Ural-Altay Dilbilimi üzerinedir. 1994'te Poznan Adam Mickiewicz Üniversitesinde Kırım Tatarcası ve diyalektleri üzerine araştırmasıyla “post-doktora” unvanı kazandı. Jankowski, Polonya Bilimler Akademisi Üyesi, hâlen aynı üniversitede Moğol ve Kore Anabilim Dalı Başkanıdır. Ayrıca, ünlü Rozcnik Orientalistyczny dergisinin yayın kurulu üyeliğini yapmıştır.

“KAZAKÇAYA İLGİSİ SOVYETLERİN ÇÖZÜLMEYE BAŞLADIĞI YILLARA RASTLAR…”

Onun Kazakçaya ilgisi, Sovyetler'in çözülmeye başladığı yıllara rastlar. 1993 yılında Kazakistan'da yaşayan Leh halkının gelenekleri ve dil özellikleri üzerine Akmola'da araştırma yapar. Yine 2000'li yıllar itibarıyla Kazakistan'ın bazı üniversitelerinde konuk öğretim üyesi olarak bulunur ve konferanslar verir. 2004'te Ahmet Yesevi Üniversitesi, 2011'de Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi ile Abay Milli Pedagoji Üniversitesi, 2012'de Esenov Kazak Devlet Üniversitesi, bunlardan bazılarıdır. 2009'da Ş. Velihanov Kökşetav Milli Üniversitesinde Fahri Profesörlük unvanına layık görülür. 2009'da ayrıca, Kazakçaya bilimsel katkılarından dolayı Kazakistan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödüllendirilir.

Jankowski, yaz okullarında da dersler ve seminerler vermiştir: 2011'de Litvanya Trakay'da “Karayca” Yaz Okulu, 2013'te İstanbul'da “Eski Türkçe” Yaz Okulu.

En son Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türkiyat Araştırma Merkezi ve Türk Tarih Kurumunun birlikte düzenlediği Türk Dünyasında Aydınlanma Hareketleri 100. yılında Alaş Uluslararası Konferans'ta (Ankara/2017) “Ahmet Baytursınulı ve Edebiyat Kuramı” başlıklı bir bildiri sunmuştu.

TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARINA KATKILARI: KIRIM TATARCASI ÜZERİNDE YOĞUN ÇALIŞMALAR

Jankowski'nin 150'ye yakın bilimsel çalışması mevcuttur. Jankowski'nin akademik çalışmaları, Ural-Altay dil araştırmalarıyla başlar. Daha sonra Kırım Tatarcası, Karayca ve Kazakçaya yönelir. Kırım yer adlarında Moğolca alıntılar, Türkiye'deki Kırım Tatarları ve Nogaylar, Bekir Çobanzade'nin Macaristan'daki hayatı ve faaliyetleri, Bilinen ve bilinmeyen Kırım Tatar dilleri, Karaycaya yapılan İncil çevirileri, Kırım'daki Karayların dil değişkeleri, Kırım ve Doğu Avrupa'daki Karaylar, bu çalışmalardan bazılarıdır. István Mándoky Kongur'un yakın dostu ve arkadaşı olarak onun ölümü ve akademik çalışmalarıyla ilgili yazılar da kaleme alır.

JANKOWSKİ'NİN KIRIM TATARCASI ÜZERİNE EN ÖNEMLİ ÇALIŞMALARI

En önemli araştırmaları arasında 1987'de Déterminaton participiale dans les langues ouraliennes et altaïques choisies (Ural-Altay dillerinde kelime grupları); 1992'de Gramatyka jezyka krymskotatarskiego (Kırım-Tatarcasının Grameri); 2006'da A Historical-Etymological Dictionray of Pre-Russian Habitation Names of the Crimea (Kırım Tatarcasında Yer Adlarının Tarihi-Etimolojik Sözlüğü); 2010'da Jezyk krymskotatarski (Kırım-Tatar dili) ve eşi Gulayhan Aktay ile birlikte 2011 yılında 20 bin kelimeden oluşan Slownik kazachsko-polski (Kazakça-Lehçe Sözlük) ve 2015'te 10 bin kelimelik A Crimean Karaim-English dictionary (Kırım Karaycası-İngilizce Sözlük) sayılabilir.

JANKOWSKİ, KAZAKÇA YERİNE RUSÇA ÖĞRENEN DİPLOMATLARI ELEŞTİRİYOR

Ona göre; Kazak edebi dili ve özellikle Kazak şairlerinin dili, insanı hayrette bırakacak zenginliktedir. Ayrıca, Kazakistan'a giden yabancı temsilcilerin ve diplomatların Kazakça yerine Rusça öğrenmesini eleştiren Jankowski, Kazakça'nın resmi dil ve devlet dili olarak seviyesinin yükselmesi için Kazakistan'da bulunan yabancı temsilcilerin öncelikle Kazakçayı öğrenmeleri gerektiğini savunur.

2009'da Alaş Aynası gazetesinde “Qazaq tiliniñ kündelikti turmıstağı jağdayı sorlı deñgeyde” (Kazak dilinin günlük hayattaki durumu perişan seviyede); 2012'de Mañğıstaw gazetesinde “Qazaq tili daladay keñ, tenizdey tereñ, tawday biyik” (Kazak dili, bozkır gibi geniş, deniz gibi derin ve dağ gibi yüksektir); 2014'te Qazaqstan-Zaman'da “Eki tildilik turğanda qazaq tili eş damımaydı” (İki dilli bir ortamda Kazak dili gelişemez) vb. röportajlarda Jankowski, Kazakistan'ın bilim ve kültür politikasını da över.

PROF. DR. HÜLYA KASAPOĞLU ÇENGEL: O, GERÇEK BİR TÜRK DOSTUDUR

Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, Jankowski ile bir anısını ise şöyle kaydetti:

“Birkaç yıl evvel Henryk Jankowski ile bir proje vesilesiyle teşrik-i mesaide bulunma şansım oldu. Bu vesileyle onun hem Kıpçak yazı dilleriyle ilgili derin bilgisi hem de elindeki bilgi ve belgeleri cömertçe paylaşmasına hayran kaldığımı belirtmek isterim. Bir bilim adamında olması gereken çalışma disiplini ve titizliği ayrıca takdire şayandır. Kıpçak coğrafyasına ve Kazak bozkırına duyduğu muhabbet, çalışma alanında da kendisini hissettiriyor. Nezaket, samimiyet ve tevazunun, ayrıca kabiliyet ve gayretin bir arada bulunduğu bir bilim adamı kimliği herkese nasip olmaz. O, gerçek bir Türk dostudur ve onun eserleri Türk Dünyasında daima yol gösterici olacaktır.”

Kırım Haber Ajansı

Haber Ara