Zeytinburnu Belediyesi'nin kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği "100 Yüze İmza ve Söyleşi" adlı programın konuğu olan Yazar Gökdemir İhsan, söyleşide "Modern Kahramanın Düşüşü" adlı kitabı üzerine konuştu.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'de gerçekleştirilen, yöneticiliğini Aykut Ertuğrul'un üstlendiği etkinlikte İhsan, kitabında Joseph Campbell'ın geleneksel anlatıda teşhis ederek literatüre eklediği "kahramanın yolculuğunun" modern dönemdeki etabını ele aldığını söyledi.
İhsan, kadim anlatıda teşhis edilen kahramanın beşer seviyesinden kamil seviyesine ulaşan bir kişi olduğuna işaret ederek, "Aslında o kahraman adayı biziz. Sıradan bir insanın, sıradan bir hayat döngüsü içerisinde olağanüstü bir durum ile maceraya atılmasıdır. Bu tekamül yolculuğunu ben 4 katmanda anlatmaya çalışıyorum. Bireysel anlamda psikoloji, toplumsal ilişkiler, teoloji ve metafizik olarak. Ve bunların aslında hiçbirine yabancı da değiliz." diye konuştu.
Kadim anlatıda kahramanın yolculuğunun, ergen bir insandan aydınlanmış bir bilge seviyesine bürünme hali olduğunu belirten İhsan, şöyle devam etti:
"Kadim edebiyat aslında içerikleri farklı olarak sürekli bize bunu anlatıyor. İçeriği basit bir savaş hikayesi ya da bir denizcinin macerası olabilir ama form olarak bahsettiği bu. Hala Amerikan sinemasının takip ettiği form da bu. Mesela bir soygun filmi izlediğimizde, soygunu çok ahlaki bulmasak da, heyecanla başarılı olmalarını bekliyoruz."
"MODERNİTEYİ KARAKTERİZE EDEN ŞEY BENLİKTİR"
Gökdemir İhsan, modern çağda, geleneksel dönem insanına göre hikayelerde kahraman faktörünün bir deformasyona uğradığının altını çizerek, "Modernite aslında çok keskin bir kırılmadır. Hatta daha açık ifadeyle her şeyin tersine döndürülmesidir. O yüzden basit bozulmadan değil, terse dönmekten bahsediyoruz. En temel meseleler ise burada insanın varlıkla ilişkisi, insanın Tanrıyla olan ilişkileridir. Bana çok sorular geliyor. Modernitenin bilimle, teknolojiyle ilgisi yok. Moderniteyi icat eden bireydir, karakterize eden asıl şey ise benliktir." dedi.
Modern edebiyatı en karakterize eden eserin ise "Don Kişot" olduğunun altını çizen İhsan, "Don Kişot malumunuz bir şövalye olarak yola çıkmıştı ama epey bir yol aldıktan sonra insanlar tarafından şövalye olmadığına ikna edildi ve evine döndürüldü. İhtiyar bir köylü olarak ölmeye bırakılıyor. Asıl hikaye işte onun yoldan döndürülmesi ile başlıyor" ifadelerini kullandı.
Modern edebiyatta kahramanın yolculuğunun anlamsız hale geldiği yorumunu yapan İhsan, "Daha da ileriye geldiğimizde güncel edebiyatta yolculuk fikir olarak bile yok. Yolculuk değil artık olaysız öyküler yazıyoruz. Tabii bu perspektiften baktığımızda aslında olayın olmaması garip. Yoksa bana göre en güzel hikayeler olay olmayan hikayeler." değerlendirmesinde bulundu.
İhsan, modern anlatı ile kadim anlatı arasındaki farklara da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Modern anlatıyı, olumlu anlamda mesela ana akım sinemada kadim anlatının güncellenmiş halini görerek, bir yere ayırıyorum ama bunun dışında roman hakkında konuşmamız gerekirse, modernite gibi aynı şeyi söyleyeceğiz. Roman aslında kahramanın hikayesi değildir, modern bir bireyin hikayesidir. Bir devamlılık arz ettiğini de düşünmüyorum."
Yaklaşık 1 saat süren etkinliğin sonunda dinleyicilerin sorularını yanıtlayan Gökdemir İhsan, daha sonra kitaplarını imzaladı.