Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Kudüs'ün Hıristiyanlar ve Yahudiler için önemi

Hz. Muhammed S.A.V'in İslamiyet'in yayılmasında önemli bir nokta olan Kudüs'ten Miraç'a yükseldiği ve Mescid-i Aksa'nın burada inşa edilmesi sebebiyle İslam'ın ilk kıble olma özelliğini taşıyan Kudüs'ün Yahudilik ve Hıristiyanlıkta önemi nedir?

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-14 00:36:24

Kudüs'ün Hıristiyanlar ve Yahudiler için önemi

İçerisinde Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı, Kubbet-Us-Sahra gibi dini öneme sahip yerler bulunduğu Kudüs Müslüman alemi gibi  Hıristyan ve Yahudiler içinde kutsal mekanlardan birisidir.

TEVRAT'TA KUDÜS: RABBİN MESKENİ 

Kudüs şehri Tevrat'ta sadece bir defa Salem adıyla zikredilmektedir. (Tekvîn, 14/18) İshak'ın kurban olarak takdim edildiği Moriah dağının Süleyman Mâbedi'nin yapıldığı yer olduğu iddiası tartışmalıdır. Şehrin krallık ve ibadet merkezi oluşu Hz. Dâvûd'la başlamaktadır. (II. Samuel, 6-7; bablar, 24/18-25; I. Tarihler, 21/18-22)

Birinci mâbed döneminde mâbedin bulunduğu tepeye Sion tepesi denilmekteydi, Sion adı Kudüs'ün tamamını da ifade ediyordu. Hz. Dâvûd'a saltanatının ebediyen devam edeceği vaad edildiğinde bu aynı zamanda krallık ve mâbed şehri olan Kudüs'ün ebedîliğine de işaret sayılmıştır. (II. Samuel, 7/13-16)

Hz. Süleyman zamanında mâbedin inşası Kudüs'e ayrı bir kutsallık sağlamış, bir taraftan Dâvûd'un saltanatının ebediyen devam edeceğine dair Tanrı'nın vaadi, diğer taraftan mâbedin Tanrı'nın ebedî mekânı olarak kabulü şehri kutsallaştırmıştır.

Mezmurlar'da (Mezmur, 132), ahid sandığının getirildiği Dâvûd şehri (Sion) sadece Rabbin krallık için seçtiği bir şehir olarak değil Rabbin meskeni olarak da takdim edilmektedir. Peygamber Yeremya'ya göre Kudüs'e “Rabbin tahtı, adalet yurdu, kutsiyet dağı” denilecektir. (31/23; 33/16) O ayrıca “yüksekliği güzel, bütün yerin sevinci” (Mezmur, 48/2), “güzelliğin kemali” (Mezmur, 50/2) olarak nitelendirilmekte, “Eğer seni unutursam ey Yeruşalim, sağ elim hünerini unutsun; eğer seni anmazsam, eğer Yeruşalim'i baş sevincimden üstün tutmazsam dilim damağıma yapışsın” (Mezmur, 137/5-6) denilmektedir.

YAHUDİLER'İN HAC MEKANI

Kudüs, özelliği ve kutsallığı sebebiyle Yahudi şeriatında diğer şehirlerden farklı bir konumda ele alınmıştır, dolayısıyla bazı kurallar Kudüs'e uygulanmamaktadır. Tanrı tarafından seçilen bir yer kabul edildiği için (II. Krallar, 21/4; Mezmur, 132/13) Kudüs Mâbedi sadece kurbanların takdim edildiği bir mekân değil aynı zamanda hac ibadetinin de hedefidir. Çünkü yılda üç defa (Pesah, Şavuot ve Sukkot bayramlarında) her erkek kurban takdimi için Rabbin huzurunda (mâbedde) bulunmakla yükümlü tutulmuştur. (Çıkış, 23/17; Tesniye, 16/16-17)

Hac mekânı olduğu için Yahudiler burada belli bir süre ikamet etmek durumunda kalmışlar, bu da mâbedin ayakta olduğu dönemde halkın kültür hayatını şekillendiren en önemli özelliğini oluşturmuştur.

Tanrı tarafından seçilmiş olması dolayısıyla Kudüs, Yahudiliğin en yüce değerlerinin ve ümitlerinin simgesi olmuştur. Peygamberler ondan övgüyle bahsetmişlerdir. İşaya Kudüs'ü “adalet şehri” diye adlandırmakta ve şeriatın Sion'dan, Rabbin sözünün Yeruşalim'den çıkacağını bildirmekte (1/26; 2/3), Yeremya gelecekte Kudüs'e “Rabbin tahtı” denileceğini, bütün milletlerin onda toplanacağını belirtmektedir (3/17).

Diğer taraftan Eski Ahid'de onun güzelliği anlatılmakta ve sevgiliye benzetilmektedir. (Neşîdeler Neşîdesi, 6/4; Mezmur, 48/2; 50/2)

Talmud'da (Sukkot, 51b) Kudüs'ü görmeyenin güzel bir şehrin nasıl olduğunu asla bilemeyeceği belirtilmekte, Midraş'ta (Genesis Rabbah, 14, 8) Âdem'in Kudüs Mâbedi'nin toprağından, bir başka rivayette ise dünyanın Sion'dan başlayarak yaratıldığı nakledilmektedir.

Yahudi şeriatına (Halakah) göre bütün ülke kutsaldır, ancak Kudüs şehri en kutsaldır. Yeryüzündeki en kutsal yer olan ve “kutsallar kutsalı” denilen mekân Kudüs'teki mâbedde bulunmaktadır. Şeriatta Kudüs'ün kutsallığının gerektirdiği emirler ve yasaklar sıralanmıştır. (Neusner, V, 15-16)

GÜNLÜK YAŞAMDA KUDÜS VE MESİH İNANCI

Milâttan sonra 70 yılındaki yıkımın ardından Yahudi milletinin hayatında Kudüs daha az rol oynamaya başlamış, ancak mânevî ihtişamın sembolü ve şeriatın bedenleşmiş şekli olarak varlığını sürdürmüş, ona olan özlem her vesileyle dile getirilmiştir. Yahudiler nerede olurlarsa olsunlar ve hangi saatte dua ederlerse etsinler mutlaka Kudüs'e dönmek zorundadırlar.

Yemek duasında Kudüs'ün yeniden inşası dileği yer almaktadır. Günde üç defa tekrarlanan Amidah adlı dua Kudüs'e dönülerek yapılmakta, bu duada Kudüs'e dönme, şehri ve Dâvûd saltanatını yeniden tesis etme arzusu ifade edilmektedir. Yıllık üç oruçta Kudüs'ün yıkılışının anısına yas tutulmaktadır.

Kudüs'ün ibadet hayatındaki önemi Yahudi devletinin Mesîh tarafından bu topraklarda kurulacağı inancına dayanmaktadır. Kudüs'ün yeniden inşası ve mâbedin yapılması bunun işaretleridir. Yahudi geleneğine göre yeryüzündeki Kudüs gibi bir de gökte Kudüs vardır. Talmud'da Tanrı'nın yerdeki Kudüs'e girmeden gökteki Kudüs'e girilemeyeceğini bildirdiği nakledilmektedir.

Yahudi dinî literatürünün bir kısmında semavî Kudüs'ün dünyanın sonunda yerdekinin yerini almak üzere ineceği belirtilmektedir. Yahudilerde, Kudüs yeniden kurulduğunda ve ölüler diriltildiğinde mâbedin bulunduğu tepeye yakın olduğu için zaman kazanmak ve sıkıntıyı azaltmak amacıyla Zeytindağı'na gömülme arzusu vardır. Yahudi Fısıh bayramının seder sofrası ve kefâret günü ibadeti “seneye Kudüs'te” dileğiyle sona erer. (Dictionnaire encyclopedique du Judaisme, s. 573)

İNCİLDE KUDÜS: İSA'NIN KUDÜS'E YÖNELİŞİ

İnciller'de Kudüs önemli bir yer işgal etmektedir. Markos İncili'ne göre Hz. Îsâ, Galile bölgesinde halka tebliğ faaliyetine başlar ve onların olumsuz tavrı üzerine Kudüs'e yönelir, şehre girer ve mâbedi temizler. Yahudi otoritelerinin tepkisiyle karşılaşınca şehrin cezalandırılacağını ve mâbedin kirletileceğini haber verir. Şehrin dışında çarmıha gerildiğinde mâbedin perdesi yırtılır.

Diğer İnciller Kudüs'le ilgili bu bilgilere bazı ilâveler yaparlar. Yuhanna İncili Hz. Îsâ'nın birçok defa Kudüs'e geldiğini kaydeder. İnciller'e göre Hz. Îsâ'nın dünyevî hayatı Kudüs'te sona erer, havâriler orada “kutsal ruh”u alırlar.

KIYAMET KİLİSESİ VE İSA'NIN DİRİLECEĞİ İNANCI

Kıyamet Kilisesi veya Kutsal Kabir Kilisesi, Ortodoks Kilisesi tarafından Yeniden Diriliş Kilisesi olarak adlandırılır, Kudüs'ün eski şehir duvarları içerisinde yer alan bir Hristiyan kilisesidir. Eski şehrin Hristiyan bölgesinden ("Muristan") birkaç adım ötededir.

Kilise'ye birçok hıristiyan "Golgotha" (Yeni Ahitte geçen, İsa'nın çarmıha gerildiği tepe olması nedeniyle hürmet göstermektedir.Ayrıca kabirine gömüldüğü yer olduğu söylenir. En az 4. yüzyıldan beri, İsa'nın yeniden dirileceği yer olmasına inanılması nedeniyle, bu kilise hristiyanlar için önemli hac noktalarından biridir.

Bugün, Kilise, Kudüs Rum Ortodoks Patrikliğinin merkezi olarak hizmet etmesinin yanında başka birçok kilise tarafından ortak kullanılmaktadır. Katolik Kilisesi, Rum Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Ortodoks Kilisesi, Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi, İskenderiye Kıpti Kilisesi ve Etiyopya Ortodoks Tewahedo Kilisesidir

Haber Ara