Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi Osmanlı'nın yükselme dönemi padişahlarına ev sahipliği yapan Edirne Sarayı'nın (Saray-ı Cedide-i Amire) kazıları, 3 yıllık aradan sonra yeniden başlatılıyor.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tunca Nehri kenarında Fatih Sultan Mehmet'in babası 2. Murat'ın yaptırdığı Edirne Sarayı'nı Osmanlı devletinin "kalbi" olarak niteledi.
Devletin idare edildiği, bürokratların yetiştirildiği, adaletin tesis edildiği, padişah ve ailesinin yaşam alanı olan bir yer olarak sarayın çok önemli anlamlar taşıdığını ifade eden Tabakoğlu, şunları söyledi:
"Edirne bir payitaht. Payitahtın simgesi de saraydır. Buradan devlet idare edilmiş, devlet erkanını yetiştiren bir okul varmış, adalet burada tesis edilmiş ve padişahın evi varmış. Bütün uluslararası görüşmelerin yapıldığı önemli bir merkezmiş. 93 Harbi'nden bu yana yanmış, yıkılmış ve yağmalanmış. Bu bizim içimizi acıtıyor. Üniversitemize düşen görev de Edirne'nin değerlerini açığa çıkarmaktır. Burayı tekrar gün yüzüne çıkarabilirsek Edirne şu anda bir ise iki olacaktır.
Teşbihte hata olmaz. Burası Selimiye Camisi kadar önemli bir yapı. Burayı değerleriyle, hikayeleriyle beraber ayağa kaldırmamız çok önemli. Üniversitemiz bu sarayın kazı çalışmalarını aldı. Uzunca bir süredir burada bir kazı yapılmıyordu. Kültür ve Turizm Bakanımıza bize verdiği destekten dolayı çok teşekkür ediyorum."
"Tahribatın çok olduğu bir alanda çalışma yapacağız"
Kazı Başkanı Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu da uzun süren kazı çalışmalarına 2015 yılında ara verildiğini anımsattı.
Kazı evinin düzenlenmesi sonrası kazıya başlayacaklarını ifade eden Kurtişoğlu, "Önceliğimiz kazı evinin oluşturulması. Bu kapsamda Tunca Kampüsü'nde rektörümüzün katkılarıyla bize tahsis edilen bir bina var. Kazı evimizin tamamlanmasıyla ekibimiz daha da güçlenecek." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sarayda yürüttüğü ören yeri projesinin kendilerine kazı disiplini açısından büyük yarar sağlayacağını aktaran Kurtişoğlu, "Ören yeri çalışması, bizim işimizi çok kolaylaştıracak. Daha önceki dönemlerde araç geçişinden tutun, insan geçişine kadar hep açıktı ve tahribata neden oluyordu. Bu bizim çalışmalarımız açısından sıkıntı oluyordu. Arkeolojik açmaları uyguluyorduk, ardından ertesi gün geldiğimizde üzerinde araçların gezindiğini görüyorduk. Ören yeri projesiyle kapatılıp, denetim altına alınmış olması, bizim çalışmalarımızı daha güvenli hale getirmiş oldu." diye konuştu.
Kurtişoğlu, tahribatın bol olduğu bir alanda çalışma yapacaklarını ancak buna rağmen önemli bulguların çıkacağına inandıklarını belirterek, "Buradan önemli bulgular bekliyoruz ama üzerinden yangın, deprem ve savaşlar geçirdiği için tahribatın oranı çok yüksek. Tabii saray da çok büyük. Dolayısıyla zaman içerisinde çok büyük sürprizlerle de karşılaşabiliriz." dedi.