Dolar

34,9424

Euro

36,6354

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

Dürzilik nedir?

Dürzîlik (Arapça: درزي veya موحدون دروز İbranice: דרוזי) Orta Doğu kaynaklı Sâbiîlik ve Ezidilik gibi dinlerin etkisiyle, 11. yüzyıl'da İslâmiyet'in Şiîlik mezhebinin İsmâîlîyye kolundan köken alarak ortaya çıkmış olan tek tanrılı bir dinî inanç topluluğudur

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-17 21:32:32

Dürzilik nedir?

Dürzilik Fatımî halifelerinden el-Hâkim biemrillah el-Mansur b. el-Aziz billah'ın ilâhlığı, onun gayba halinde saklanan Mehdi olduğu görüşünü benimseye (385-411/996-1021)'ın onun veziri Hamza b. Ali tarafından kurulmuş ve "Risalet'ül-Hikmet" (Hikmet Mekupları), ve El-Hikmet'ül-Şerife adında açık, El-Münferid bi-Zâtihî ve El-Şeriat'ül-Ruhanîyye adında gizli kitapları itîkâdî inançlarının temel kaynağı olarak benimseyen bir mezheptir. 

DÜRZİLİĞİN TEMEL İNANÇ ESASLARI

Dürzîler Tanrı'nın birliğine inanırlar, bu nedenle kendilerini Ehl el Tevhid (Tevhid ehli - birleştiriciler) olarak anmışlardır.

Dürzîliğin dört şartı, Altıncı Fatimi Halifesi Hâkim'in Allah olduğuna inanmak, emri tanımak, hududu bilmek ve nasihate uymaktır. Hâkim hem Allah hem de insandır. Ancak iki türlü görünüşü vardır: Lâhûtî (Allah) ve Nâsûtî (insan). Bu iki görünüş birbirine benzemez. Akılla anlaşılamayan Hâkim birçok defa insan şeklinde görünmüş, insanlar fitne fesada başlayınca gizlenmiştir. Yeniden ortaya çıktığında Dürzîleri mükâfatlandıracak, kendine inanmayanları da cezalandıracaktır. Hâkim imamlığı, veziri Hamza'ya bırakmıştır. Hamza, insana hûlul eden bir cevher, yaratıkların en şereflisidir. Kâinat ondan doğmuştur, ilk yaratılan odur. Ruhlara hükmeden, günah ve sevapları hesaplayan, dünya ve âhiret işlerini elinden geçiren odur. Îlahi emirleri öğreten hududların başı yine Hamza'dır. Dürzîlerin tapınaklarına halâvat adı verilir. Şeriat yolunu da Şiî-Bâtınî inanışını da reddederler. Kendi aralarında din işlerini bilenler (ukkâl) ve bilmeyenler (cuhhâl) diye ikiye ayrılırlar. 

Dürzî inancı beş kozmik ilke içerir ve bu ilkeler Dürzî yıldızı ile sembolize edilir: Zekâ (yeşil), ruh (kırmızı), kelime (sarı), gelenek (mavi) ve içkinlik (beyaz). Bu erdemlerin beş farklı ruh olarak sürekli Dünya üzerinde, peygamberler ve filozoflar olarak reenkarnasyona uğradığına inanılır. Bu peygamber ve filozoflara, Âdem, Pisagor, Akhenaton da dâhildir. İslam Dîni'nin inandığı İsa ve Muhammed gibi peygamberlere Dürzîler'in inanıp inanmadığı kesin belli değildir. Ayrıca, oruç, namaz ve hac gibi İslamî ibâdetleri de yapmak zorunda değillerdir. 

Dürzilik; Sünni mezhepler tarafından İslam dışı ilan edilmişlerdir.

DÜRZİLİĞİN TARİHİ 

İlk olarak Hamza, halife El-Hâkim'in Allah'ın adına yönetici olduğunu ortaya atmıştır. Hâkim'in ulûhiyyet iddiası ve bu iddiasını farklı yerlere gönderdiği dâ'îler ile yaymaya çalışması kısa sürede halkın tepkisine neden olmuştur. Bu sıralarda El Hâkim, veziri Hamza'yı imam tayin etmiştir. Aynı zamanlarda El Hâkim'in dâîlerinden Muhammed bin İsmâ‘il Neştekin ed-Derezî kendisinin imam tayin edilmesi için çalışır ama bu halkı kızdırmış ve isyan eden halk tarafından 1020 yılında öldürülmüştür.

Halkın olumsuz tepkisi üzerine bir süre dini yayma faaliyetlerine ara verilmiş, fakat daha sonra Hamza yeniden faaliyete başlamıştır. Birçok yeni inanan elde edilir. El Hâkim 1021 yılında bir dağda kaybolur, büyük ihtimalle öldüğü sanılmaktadır. El Hâkim'in ölümünden sonra Hamza da inzivaya çekilir. Sonraki halife Ali ez-Zâhir Dürzîlere karşı kötü davranır ve bu Dürzî cemaatin inançlarını saklamaya başlamasına neden olur. Dürzîler İslam Dîni'nde takiyye terimi ile tanımlanan, "gerçek inancı saklama ve genelin inancına bağlı gözükme" siyasetini uygulamağa başlarlar.

ALLAH'IN BİR BEDENDE ORTAYA ÇIKTIĞI İNANCI

Hamza'nın El Hakim'e yazdığı risalelerde Allah-u Teâlâ'nın Yedi İmam'a hûlul ederek insan biçiminde ortaya çıktığı, ve en son olarak da Dünya'ya Hâkim bi-Emrʿil-Lâh'ın özünde geldiğinine imân etmiştir. Hamza, Hâkim'in tanrılığının yanı sıra, kendisinin de peygamber olduğunu ortaya atar. Hamza bu yeni inançları yayması amacıyla Muhammed bin İsmâ‘il ed-Derezî'yi Suriye'ye gönderir. Neştekin, Suriye ve civarında yaptığı propagandalarda oldukça başarılı olur. Diğer taraftan 1020 yılında Hamza, Kahire'de bir camide inançlarını açıkça duyurur ve bunun üzerine Hamza karşıtı büyük bir ayaklanma başlar. Hamza, bir süre Hâkim tarafından korunur ve sonra ortadan yok olur. Halife Hâkim ise, giderek genişleyen ayaklanma karşısında özellikle Fustat kentine karşı müthiş bir intikam hareketine girişir. Ne var ki tam bu sırada halife Hâkim de 23 Şubat 1021 gecesi esrarengiz biçimde ortadan kaybolur. Hâkim ve Hamza'nın yandaşları Mısır'ı terk etmek ve Suriye'de Muhammed bin İsmâ‘il ed-Derezî tarafından oluşturulan topluluklara katılmak zorunda kalırlar.

HAÇLI SEFERLERİNDE DÜRZİLER

Zamanla güçlenen Dürzîler, Haçlı Seferleri sırasında Anti-Lübnan Dağları'ndaki İsmailîler ile birleşerek İslam ordularına karşı Hıristiyanların yanında yer aldılar. Ancak bu dönemde o yörede yaşayan İsmailîler ile Dürzîler arasındaki ilişkiler hakkında açık bir fikir edinmek olanaklı değildir. Birçok araştırmacı bu iki mezhebi birbirine karıştırmıştır. Kesin olarak bilinen her iki mezhebin de Haçlı Seferlerinin sonuna kadar Hıristiyanlar'ın müttefiki olarak kaldıklarıdır.

Haçlı Seferlerinden sonra da bölgede varlıklarını sürdüren Dürzîler, Kaysîler ve Yemânîler diye iki kola ayrıldılar. Yemânîler, Mercidabık Savaşında (1516) Osmanlılar'ın, Kaysîler ise Memlukluların safında yer aldı. Daha sonraki yıllarda sık sık çıkardıkları ayaklanmalar ve kargaşalıklarla Osmanlı İmparatorluğu'ndaki sorunlu topluluklardan biri olma özelliklerini sürdürdüler. I. Dünya Savaşı sırasında diğer Arap kabileleri gibi Osmanlılar'a karşı harekete geçtiler ve Fransız işgali sonucu (1918) Osmanlı yönetiminden ayrıldılar. Fransızlar, Dürzîler'in yaşadıkları yörede özerk “Cebel-i Durûz Emirliği”ni kurdular (1921). Dürzî Emirliği 1936 yılında kaldırıldı ve Dürzîler'in bir kısmı Suriye'ye, bir kısmı da Lübnan'a bağlandı.

DÜRZİ NÜFUSU VE YAYILDIKLARI BÖLGELER

Dürzî nüfusu konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte değişik kaynaklara göre sayılarının 1.000.000 ile 2.500.000 arasında olduğu sanılmaktadır. Dürzîler; bugün Lübnan, Suriye, İsrail ve Ürdün'de dağınık topluluklar biçiminde yaşamaktadırlar. En yoğun olarak yaşadıkları bölge Lübnan'ın dağlık yöreleridir. 

Dürzîler'in ana dili Arapça'dır. Suriye ve Ürdün'deki Dürzîler, Gebel'e bağlı Şam lehçesini, Lübnan'dakiler ise Beyrut lehçesini konuşmaktadırlar. Ayrıca Suriye ve Lübnan'daki Dürzîler'in bir kısmı yaşadıkları bölgenin bir zamanlar Fransız hakimiyetinde olmasından dolayı ileri düzeyde Fransızca da bilmekte ve konuşmaktadırlar.  İsrail'deki Dürziler ise Arapça'nın yanı sıra İbranice de bilmekte ve konuşmaktadırlar.

Haber Ara