Açılışın ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Olçar, Bizans, Roma, Frig ve Anadolu'ya has 107 eserin sergilendiğini belirterek, "Sergi, şifa tasları üzerine. Yaklaşık 6 aydır çalışmalar yapıyoruz bu konuda. Bizans Roma, Frig ve Anadolu'dan gelen şifa taslarını, Anadolu geleneğini, çinilere yansıttık." dedi.
Nida Olçar, şifa taslarının geleneksel bir yanı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Friglerden, Roma'dan, Bizans'tan günümüze gelen şifa tasları var. Örneğin, metal şifa taslarından benim babaannemin evinde vardı. Komşular kapıyı çalar ve 'Hacı teyze, doğum yapacak biri var.' diyerek isterlerdi. İçine zemzem ya da su koyarak, bir gün öncesinde o tastan su içirildiğinde, daha kolay doğum yapılacağına inanılırdı ya da ölmek üzere olan bir hasta varsa, son nefesini daha kolay versin diye, yine komşular tarafından bu tas istenirdi. Babaannem de verirdi."
Babası Sıtkı Olçar'ın UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü'ne layık görülen ilk çini ustası olduğunu aktaran Nida Olçar, "Babamı 2010'da kaybettik. Ben onun izinden gidiyor, atölyesine devam ediyorum ve eserlerime 'Sıtkı' imzasını atıyorum. Kendi atölyemiz içinde de onun eserlerini kopyalamıyoruz. Onun, 'Her eve lazım' diyerek yaptığı çini lazımlıklar ve üzerinden tren geçen çini sefer tasları gibi, biz de farklı konuları ele alıyoruz. Ben farklı saatler koleksiyonu yaptım. Keşkül-ü fukara kapları sergisi yaptım. Zenginlerin içine yiyecek içecek koyup fakirlere takdim ettiği bakır kapları çinilere uyarladım. Şimdi de ilk kez çiniden şifa taslarını sanatseverlerin beğenisine sunuyoruz." diye konuştu.
Sanatçı Olçar, hiçbir eserin bir başka eserden kopya olmadığını vurgulayarak, üzerinde ayetler olması nedeniyle de daha hassas davrandıklarını dile getirdi.
Sanat hayatındaki 10. yılında 10. kişisel sergisini açan Olçar'ın eserleri 4 Mayıs'a kadar, pazartesi günleri hariç, 11.00-19.00 saatleri arasında görülebilecek.