Edebiyatçılar toplumu gözlemleyip, analiz ederek eserlerini şekillendirmektedirler.
Romanlarında, hikayelerinde ya da şiirlerinde hayattan deneyim ve gözlemlerini aktarırken kendi yaşanmışlıklarından da izler bırakırlar.
Birbirinden farklı yaşam süren Türk edebiyatçılarının şair ya da romancılıklarının temelinde farklı meslekler de yatıyor.
Türk edebiyatına adını kazıyan isimlerin öyle meslekleri var ki....
Eserleri kadar meslekleri de sizi şaşırtacak:
Kemal Tahir: Galatasaray Lisesi'ndeki eğitimini yarıda bırakarak avukat katipliği yapan Tahir, daha sonra Zonguldak'ta kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı. 1932'de ise İstanbul'a dönerek gazeteciliğe başladı.
Sait Faik Abasıyanık: 1934 yılında İstanbul'a döndükten sonra, Halıcıoğlu'ndaki Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. Okula sürekli geç kalan Sait Faik'in ay sonunda gecikmeleri hesaplanıp maaşından düşüldü.
Mehmet Akif İnan: 1962-1964 yılları arasında Hilal Müessese Müdürlüğü yaptı. 1977-1980 yıllarında Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Türkçe Edebiyat öğretmenliği yaptı. Ankara Fen Lisesi öğretmenliğine atandı. Vefatına kadar bu lisede öğretmenlik yaptı.
Rasim Özdenören: Hukuk Fakültesini ve Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978'de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü.
Namık Kemal: 1857'de Bab-ı Ali Tercüme Odası'nda stajyer olarak memurluğa başladı. 1859'da Gümrük Kalemi'nde çalışmaya başladı. 1863'ten itibaren dört yıl yeniden Tercüme Odası'nda görev aldı.
Necip Fazıl Kısakürek: Devlet tarafından Paris'e gönderilerek Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okuduğu sırada bursunun kesilmesi üzerine Türkiye'ye geri döndü. 1925'te bankacılık yapmaya karar verdi. İlk olarak bir Hollanda bankası olan Bahr-i Sefit'te çalışmaya başlayan Kısakürek, daha sonra Osmanlı Bankası'nda çalışmaya devam etti ve İstanbul, Giresun, Ceyhan şubelerinde görev aldı.
Nazım Hikmet: Mezun olduğunda dönemin okul gemisi Hamidiye gemisine güverte stajyer subayı olarak atandı Ailesinden habersiz 1920'de Anadolu'ya geçti ve Bolu'da öğretmenlik yaptı
Hasan Ali Toptaş: Babasının minibüs şoförü olması sebebiyle, liseyi bitirene kadar okul dışında kalan zamanlarda minibüs muavinliği yaptı. Toptaş'ın da bugünleri, 1993'te yayımladığı “Sonsuzluğa Nokta” romanına ilham oldu.
Yaşar Kemal: Ünlü romancı ırgat kâtipliğinin de içinde olduğu çeşitli işlerde çalışmış. İETT'de sayaç okuma memurluğu yapmak da bu işler arasında ve büyük yazar röportajlarından birinde burada yaptığı gözlemlerin romanlarında nasıl işe yaradığından söz etmeyi de ihmal etmemiştir.
Sezai Karakoç: Şair, Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandıktan sonra 19557te mali şubesinden mezun oldu devamında mecburi hizmet nedeniyle Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi Bölümü'ne atandı. Maliye'de müfettiş yardımcılığı görevinde bulundu.
Oğuz Atay: 1959'da askerliğini bitirdikten sonra İstanbul'a dönüp şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü'nde öğretim üyeliğinde bulundu.
Orhan Kemal: Ailesi 1931'de siyasi nedenlerden dolayı Suriye'ye yerleşti.Ailesini maddi destekte bulunmak için bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı. Türkiye döndüklerinde Çır Çır fabrikasında işçi olarak çalıştı.
Cemal Süreya: 1955 yılında Maliye müfettiş yardımcılığı sınavına girdi. İşe ilk başladığında müfettişin kendisinden talebi ise şöyle olmuş: “Asık suratlı ol ve hemen bir fötr şapka al!” Ünlü şair bir süre sonra da maliye müfettişi olmuş.
Mehmet Akif Ersoy: Mülkiye İdadisi'ni bırakarak ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne kaydolur ve bu okulu birincilikle bitirir. Okulu bitirdikten hemen sonra da 20 yıl sürecek memuriyet hayatına veteriner müfettiş yardımcısı olarak adım atmıştır.
Edip Cansever: Şair, babasından kalan antikacı dükkânında turistik eşyalar ve halı ticaretiyle uğraşmıştır. Kapalıçarşı'daki bu dükkânda 26 yıl çalışmış ve asma katındaki küçük çalışma odasında 9 kitap üretmiş.
Refik Halit Karay: Uzun yıllar farklı yerlerde sürgünde kaldıktan sonra 1981 yılında İstanbul'a döndü. Robert Koleji'nde Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. 1919'da, Posta, Telgraf ve Telefon Umum Müdürlüğü yaptı
Ümit Yaşar Oğuzcan: Türkiye İş Bankası'na girerek Adana, Ankara ve İstanbul'da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, hizmette otuz yılını doldurunca kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. İstanbul'da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu.
Ahmet Hamdi Tanpınar: İstanbul Darülfünun Edebiyat Şubesi mezunu. Yazarlık, Erzurum, Konya, Ankara Erkek Liseleri, Kadıköy Lisesi ve Gazi Terbiye Enstitüsü Edebiyat Öğretmenlikleri, Güzel Sanatlar Akademisi Sanat Tarihi, Estetik ve Mitoloji Dersleri Öğretmenlikleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı Profesörlüğü, TBMM VII. Dönem Maraş Milletvekilliği yaptı.
Necati Cumalı: Ankara'da hukuk eğitimini tamamladıktan bir süre sonra, 1948-1957 yılları arasında Urla ve İzmir'de Avukatlık yaptı. Cumalı'nın eserlerinde bu bölgenin etkisi hissedilmektedir.
Orhan Veli Kanık: PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosunda memurluk yapanlardan Orhan Veli 1945-1946'da Hasan li Yücel zamanında kurulan Millî Eğitim Bakanlığı'nın Tercüme Bürosu'nda, yabancı dilde yazılmış eserleri ayırmak üzere fiş memuru olarak görev aldı.
İskender Pala: Emekli bir binbaşı. 1982 yılında teğmen rütbesiyle intisab ettiği Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde çeşitli görevlerde bulunan ve Binbaşı rütbesi ile Tarihi Deniz Arşivi'nde çalışan yazar, bu kurumdan emekli oldu.
Aziz Nesin: Ankara Harp Okulu'nu bitirdikten sonra asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yaptı. Üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullandığı" suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırıldı. Askerlikten ayrılmasının ardından bir süre Nuruosmaniye'de bakkallık, muhasiplik gibi işler yaptı. 1945 yılında ise gazeteciliğe başladı.
Yahya Kemal Beyatlı: 1913 yılında Darüşşafaka İdadisi'nde tarih ve edebiyat öğretmenliği yaptı; bir süre Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi. 1916'da Ziya Gökalp'in tavsiyesi ile Darülfünun'a Medeniyet Tarihi müderrisi olarak girdi.1926'da İbrahim Tali Öngören'in yerine Varşova'ya elçi olarak atandı. 1930'da Lizbon büyükelçisi olarak Portekiz'e gitti. İspanya Orta Elçiliği görevi de kendisine verildi. Madrid'de görev yapan ikinci edebiyatçı sefir oldu.