Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

25 yıllık acı: Hocalı Katliamı

Azerbaycan'da, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de yaptığı Hocalı Katliamı'nın kurbanları anılıyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-02-26 12:32:29

25 yıllık acı: Hocalı Katliamı

Hocalı Katliamı'nın 25 yıldönümü dolayısıyla Ak Parti, CHP ve MHP kınama bildirisi yayımladı. TBMM Dışişleri Komisyonu “Azerbaycan'ın acısını paylaşıyoruz” açıklamasında bulundu

AA'nın derlediği habere göre; 26 Şubat 1992'de, 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk olma üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşının katledildiği Hocalı Katliamı'nın üzerinden 25 yıl geçti ancak olayın failleri hala cezalandırılmadı.

Azerbaycan, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de yaptığı Hocalı Katliamı'nın kurbanları için 25 yıldır adalet arıyor.

HOCALI KATLİAMI NASIL OLDU?

Ermeniler, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için hareket geçti.

Aylar süren saldırılarını 1992'nin 25 Şubat'ında yoğunlaştıran Ermeniler, gece, üç koldan saldırdı.

SOVYET DESTEKLİ ERMENİSTAN İŞGALİ

Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan bu gelişmeler Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşı başlatan sebep oldu. 1991 yılının sonlarında başlayan savaş Ermenilerin lehine gelişti. Rus desteğini alan Ermeniler Dağlık Karabağ bölgesine girerek bölgeyi işgale ettiler. Hocalı kasabasında yaşananlarsa bu savaşın henüz başlarında yaşanan bir soykırımdı.

Dağlık Karabağ'ın en önemli tepelerinden ve dolayısıyla hakim konumu itibariyle önemli bir mevki olan Hocalı kasabası Ermeni kuvvetleri için önemli bir askeri hedefti. Kasaba aylarca top ateşine tutuldu ve Ermeni kuvvetlerince abluka altına alındı. Etrafıyla bağlantısı kesildi. Katliamın gerçekleştiği tarihlerde 10 bin nüfuslu Hocalı'da 3 bin civarı Azeri bulunmaktaydı.

ERMENİ KUVVETLERİNİN GECE BASKINI

Ermeni kuvvetleri 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gecede bölgedeki Sovyetlerin 366. Mekanize Alayının da desteği ile Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti.

HAMİLE KADINLAR ve ÇOCUKLARIN GÖZLERİ OYULDU

Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde bir çoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da bu vahşete maruz kaldığı belirlendi.

BATI YİNE SESSİZDİ

Hocalı'da yaşanan bu soykırıma Birleşmiş Milletler ve Batılı devletler ciddi bir tepki göstermediler. Batılı ülkelerin bu tutumu ve Rus desteğiyle Ermeni kuvvetleri kısa bir süre içerisinde Dağlık Karabağ bölgesini ve bir kısım Azerbaycan topraklarını işgal etti.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki bu savaş 1994 yılına kadar devam etti. 1994 yılında iki taraf arasında ateşkes sağlandı. Ancak ateşkesin ardından başlayan barış görüşmelerinde herhangi bir sonuca ulaşılamadı.

Ermeni askerlerinin gece karanlığında yaptığı katliam, 26 Şubat'tın ilk ışıklarıyla insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı.Sivillerin toplu şekilde öldürülmesi, insanların derilerinin soyulması, kafalarının kesilmesi, hamile kadınların süngülenmesi, cesetlerin tanınmaz hale getirilmesi hunharca eylemler, o dönemde çekilen görüntüler ve katliamdan sağ kurtulanların anlattıkları tarihe kanlı harflerle yazıldı.

FOTOĞAFLAR İÇİN TIKLAYIN

1_hd1_1

20160

Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'nde bulunan 366. motorize alayının Hocalı Katliamı'nda Ermeni güçlere yardımcı olduğu belirtiliyor. Ermenilerin, 366. alayın bütün araçlarını kullanarak kenti top ve tank ateşine tuttuğu, Hocalı'ya saldırıda Rus askerlerinin de yer aldığı öne sürülüyor. Azerbaycan Askeri Savcılığının verilerine göre, 366. motorize alayın 18 subay ve askeri katliamda bizzat yer aldı.

Dönemin Ermenistan Savunma Bakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın İngiliz gazeteci Thomas de Waal'a verdiği bir röportajda, "Hocalı'dan önce Azerbaycanlılar Ermenilerin sivillere dokunmayacağını düşünüyordu. Biz bu algıyı kırdık." şeklindeki sözleri, Ermeni yönetimin katliamı bilinçli şekilde gerçekleştirdiğinin itirafıydı.

Azerbaycan, Hocalı'da yaşananları, 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi haklar Sözleşmesi, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ihlali olarak görüyor ve uluslararası kamuoyundan suçluların cezalandırılması talep ediyor.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığının konuya ilişkin son bildirisinde, "Hocalı soykırımı dünya kamuoyunca yasal değerlendirilmesini bulmalı. Ulusal ve uluslararası düzeyde devamlı görülen işler cezasızlığa son verilmesi ve sorumluların adalet mahkemesine çıkarılmasına hizmet edecek. Uluslararası kamuoyunu Ermenistan'ın çocuk, kadın ve yaşlılar da dahil sivillere karşı işlediği insanlık suçunu kınama ve Hocalı Soykırımı'nı tanıma çağrısında bulunuyoruz." ifadeleri yer aldı.

Bugüne kadar 15 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 16 eyaletinin meclisi Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararlar kabul etti.

"HOCALI'DA YAPILAN BİR KATLİAM DEĞİL SOYKIRIMDIR!"

Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Telman Nusretoğlu, Ermenilerin Dağlık Karabağ'daki işgal girişimleri sırasında Hocalı'da katliam değil soykırım yapıldığını söyledi.

Nusretoğlu, Hocalı katliamının 25. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, 26 Şubat 1992'nin, Azerbaycan'ın en hüzünlü tarihlerinden biri olduğunu belirtti.

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasının, önemli ve stratejik bir bölge olduğunu ifade eden Nusretoğlu, "1988 yılında Azerbaycan'da başlayan Ermenilerin Dağlık Karabağ'daki işgal girişimleri, Müslüman Türklere karşı en önemli katliamlardan birisidir. Hocalı'da yapılan bir katliam değil bir soykırımdır.'' diye konuştu.

Hocalı'dan önce başka yerlerin de işgal edildiğini ifade eden Nusretoğlu, şöyle devam etti:

''Ermeniler birer birer Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bölgelerde katliamlar, soykırımlar yaptılar. O bölgeden Azerbaycan Türklerini göç ettirmeye çalıştılar. Ruslar o zaman buna çok büyük destek verdi. Han kentinde bulunan o dönemin Sovyetlerin son birliğinin aktif desteğiyle Hocalı'yı her taraftan kuşattılar. Azerbaycan Türklerinin elinde olan her silah Ruslar tarafından toplanmıştı. Azerbaycan'ın arkasında kimse yoktu. Zor koşullar altında Hocalı'yı savunuyordu. Rus birliklerinin desteğiyle Ermeni çeteleri Hocalı'yı kuşattı. Bir koridor bırakmışlar siviller için. Ama bunun da bir tuzak olduğu sonradan ortaya çıktı. Gece saldırmaya başladılar. Büyük bir katliam yaptılar Hocalı'da. Açtıkları koridordan kaçan masum insanlara bile katliam yaptılar. Orada büyük vahşet yaşandı ve 613 kişiyi katlettiler. Ölenlerin çoğu, yaşlılar, çocuklar ve kadınlardı.''

''HOCALI, ERMENİ TERÖRİZMİNİN NASIL BİR KİMLİK İÇERDİĞİNİ GÖSTERDİ''

Nusretoğlu, Hocalı'da yaşanan katliamın belgelendiğini ve yapılan vahşetin dünya kamuoyu tarafından bilindiğini dile getirdi.

Hocalı olaylarının aslında Ermeni terörizminin nasıl bir kimlik içerdiğini gösterdiğine değinen Nusretoğlu, şunları anlattı:

"Tarihi süreçte de Ermeni çetelerinin insanlığa yakışmayan katliamlar yaptığını biliyoruz. Geçmişte Osmanlı'nın doğusunda da katliamlar yaptılar. Bugün Ermenistan Devlet Başkanı olan Serj Sarkisyan o dönemde savunma birliklerinin başındaki kişilerden biri ve katliamın baş mimarlarındandır. Bunu kendisi de söylemiştir. Hocalı, Ermenilerin insanlığa yakışmayan karakterlerini ortaya çıkardığı bir örnektir.''

''DAĞLIK KARABAĞ'DA 2. ERMENİ DEVLETİNİ KURMAYA ÇALIŞIYORLAR''

Nusretoğlu, Dağlık Karabağ sorununun, Ermeni lobisinin güçlü olmasınından dolayı çözülemediğini söyledi.

Dağlık Karabağ sorunun çözümünde ABD, Rusya ve Fransa'nın hakkaniyetli davranmadığını ileri süren Nusretoğlu, ''Şimdi Dağlık Karabağ'da ikinci Ermeni devletini kurmaya çalışıyorlar. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü olduğu zaman destek verilmiyor. Dünyayı yöneten güçler Azerbaycan'ın haklı davasında yanında durmuyorlar.'' dedi.

"TÜRKİYE ile AZERBAYCAN KARDEŞTEN ÖTEDİR''

Türkiye ile Azerbaycan'ın kardeşten de öte olduğunu belirten Nusretoğlu, ''Biz aynı milleti, aynı değerleri taşıyoruz. Biz aynı milletiz, aynı kaderiz. Azerbaycan'ın güçlü olması Türkiye'nin güçlü olması demektir. Azerbaycan'ın milli sorunlarının halledilmesi Türkiye'nin milli sorunlarının halledilmesi demektir.'' ifadelerini kullandı.

Nusretoğlu, Ermeni sorununun Türkiye'yi de tehdit eden bir sorun olduğunu, uluslararası camianın "sahte soykırım" kılıcını her zaman Türkiye'nin üzerinde tutmaya çalıştığını sözlerine ekledi.

Haber Ara